10 aydır satan yabancı şimdi alıma döner mi?
Siyasi belirsizlik, FED’in faiz artınım beklentisi, Çin ekonomisindeki sorunlar derken, yabancılar yılın 10 aylık döneminde BIST’te 585 milyon dolarlık net satış yaptı. Yabancılar bankalardan çıktı, holding ve petrol şirketlerinin hisselerim aldı. Siyasi belirsizliğin ortadan kalkmasıyla beklentiler FED yörüngesine girerken, yabancıların alımlarma yavaş da olsa devam etmesi bekleniyor.
Neredeyse yılbaşından bu yana tüm ekonomi kendini seçimlere odaklamışken, nihayet geçen hafta itibariyle bu düğüm çözüldü. Böylece piyasalar uzun bir zamandır çektiği patinajdan, yavaş yavaş kurtulmaya başladı. 1 Kasım’da yapılan genel seçimden çıkan tek parti hükümeti, piyasada olumlu bir hava yarattı. Bundan sonrasının nasıl olacağı başka bir belirsizlik olsa da, uzmanlar artık en kötünün geride kaldığı konusunda hemfikir. Önümüzdeki dönemde ise özellikle borsadaki yatırımcıların çoğunu oluşturan yabancı yatırımcıların tavrı önem kazanıyor.
Yılın 10 aylık bölümünde yabancı yatırımcılar 585 milyon dolarlık net satış yaptı. Yabancıların en çok çıkış yaptıkları sektör ise bankacılık oldu. Bu durum BİST-lOO’ün yönünü yukarı çevirememesinin en büyük nedenini oluşturuyor.
585 MİLYON $’LIK ÇIKIŞ
Borsa İstanbul’da 2015 yılı ekim ayında yabancı yatırımcılar yaklaşık 168 milyon dolarlık net alım gerçekleştirdi. Böylece yabancı yatırımcılar, 2015 yılının 10 aylık döneminde yaklaşık 585 milyon dolarlık satış yapmış oldu. Hatırlatalım, yabancı yatırımcılar 2014 yılında Borsa İstanbul’da 2,22 milyar dolarlık net alım yapmışlardı. Toplam işlem hacmine bakıldığında, ekimde eylül ayma göre yüzde 54 yükseliş görülürken, hazirandan bu yana en yüksek aylık işlem hacmi gerçekleşti. Yabancı yatırımcıların işlem hacmi içindeki payı ise toplam hacmin yükselmesinin etkisiyle önceki aya göre 3 puan azalarak yüzde 21,15 düzeyinde oldu.
Alan Menkul Değerler Yatırım Araştırma Uzmanı Burçak Gezgin, burada şirket bazlı spesifik işlemlerin yanında, yabancıların 2015 yılında yüksek seyreden tahvil faizleri nedeniyle banka hisselerinde satışa geçmelerinin etkili olduğunu belirtiyor. Gezgin, “Banka hisselerinden çıkışlar sanayi şirketleri ve holdingler tarafında yüksek temettü verimi olan şirketlere kayşa da genel itibariyle yabancıların Türkiye piyasasından çıkış yaptığını gördük” diyor.
OLUMLU HAVA SÜREBİLİR
Beklenmedik bir şekilde tek parti iktidarı çıkan 1 Kasım seçimleri sonrasında, 7 Haziran seçimlerinin aksine piyasa fiyatlaması oldukça olumlu oldu. Bundan sonraki süreçte de zaman zaman piyasalarda kâr satışlarının görülebileceğini söyleyen uzmanlar, siyasi belirsizliklerin büyük ölçüde fiyatlamalardan çıkmasının, bu olumlu havanın devamına neden olabileceğini dile getiriyor.
Bu ortamda BİST-100 Endeksi’ndeki yukarı yönlü hareketlere paralel olarak dolar/TL ve faiz cephesinde aşağı yönlü hareketler yaşanabileceğini söyleyen Gedik Yatırım Araştırma Uzmanı Hakan Çal, “Faiz oranlarındaki düşüş konut ve otomobil kredilerine yönelik talebi arttıracağı için bu sektörlerde ivmelenme görülebilir” diyor. Çal, bunun yanı sıra bankacılık sektörüne olan ilginin de daha ucuz finansman sağlayabilecekleri düşüncesinden hareketle artabileceğini ifade ediyor. Hakan Çal, hisse bazında ise Tofaş, Ford Oto, Emlak GYO, Iş GYO, Halkbank ve TSKB’nin ön plana çıkabileceğine dikkat çekiyor.
FED YÖRÜNGESİNE GİRİLDİ
Seçimlerin ardından oluşan olumlu hava ile sert yükselişlerin ardından piyasalar tekrar FED’in yörüngesine girmiş gibi gözüküyor. Venbey Yatırım Araştırma Müdürü Barış Ürkün, aralık ayında faiz artışı ihtimalinin artmasıyla yurtiçi piyasalarda yeniden bekleyiş havasına girildiğini belirtiyor. Ürkün, faiz artırım beklentisi gerçekleşirse yabancıların satışlarındaki artışla net satım pozisyonuna geçebileceklerini, dolayısıyla tam anlamıyla alıcı pozisyona geçildi demek için henüz erken olduğunu ifade ediyor.
Barış Ürkün, “Diğer taraftan bilindiği üzere Avrupa’da durgunluğun önüne geçmek için halen bir parasal genişleme programı uygulanıyor. Fakat son zamanlarda küresel ekonomik gelişmelerdeki bozulma nedeniyle AMB Başkanı Mario Draghi’den parasal genişlemenin süre ve miktarını aralık ayında yeniden değerlendirebileceklerine dair açıklamalar geldi” diyor. Ürkün, Avrupa’daki parasal genişleme programının genişletilmesi halinde, gelişmekte olan ülkelere doğru sermaye girişinde artış olma ihtimalini de göz önünde bulundurmak gerektiğini kaydediyor.
YENİ BEKLENTİLER NELER?
1 Kasım seçiminde tek parti iktidarının sağlanması ile artık gözler ekonomide nasıl bir yol izleneceği sorusuna çevrildi. Politik belirsizliğin ortadan kalkmasıyla yapısal reformlara odaklanma konusunda zemin oluşturulmuş durumda.
Destek Menkul Değerler Araştırma Uzmanı Aysun Göksu, hükümetin taahhüt ettiği gibi 2018’e kadarki dönemde yapısal dönüşüm paketinin etkin bir şekilde uygulanmasının, Türkiye’nin büyümesinde büyük rol oynayacağını dile getiriyor. Göksu, reformların uygulanmasıyla büyümenin dışa bağımlı yapıdan kurtarılarak cari açığın büyük ölçüde azalmasına katkı sağlanmasının beklendiğini belirtiyor.
Aysun Göksu, “Bu gelişmelerle birlikte önümüzdeki günlerde kredi derecelendirme kuruluşlarından gelebilecek pozitif değerlendirmeler, Türkiye piyasalarını yabancı yatırımcılar için daha cazip hale getirebilir. Diğer taraftan FED’in faiz açıklaması küresel borsaları etkisi altına alıyor” diyor. Göksu, FED’in aralık ayı toplantısında faiz artırımını pas geçmesinin hisse senedi ve tahvil piyasasına girişin önünü açabileceğini belirtiyor.
TEMETTÜ ŞİRKETLERİ ÖNE ÇIKABİLİR
Yılın 10 aylık dönemi incelendiğinde, artan siyasi ve ekonomik riskler ve FED’in faiz artırımı beklentileri nedeniyle bankalardan çıkışlar ağırlıklı olsa da, sektörel bazda alımlara baktığımızda karşımıza perakende sektörü çıkıyor. Fakat bu tablo pek de gerçeği yansıtmıyor. Haziran ayında 325 milyon dolarlık alım yapılan Boyner Perakende’de, Toptan işlemler Pazarı’ndaki satış işleminden kaynaklı özel bir durum söz konusu. Dolayısıyla aslında Sabancı, Net Holding, Tüpraş ve Enka gibi şirketlerdeki alımlar ön plana çıkıyor. Alan Menkul Değerler Yatırım Araştırma Uzmanı Burçak Gezgin, bu bağlamda yabancıların, orta vadede temettü verimi yüksek sanayi şirketlerine yönelmesini bekliyor. Gezgin, “Siyasi istikrarın inşaat sektörüne yarayabileceği beklentisiyle, GYO, çimento ve enerji sektörlerine yönelmeler artabilir” diye konuşuyor.