Bilim - Teknoloji - İnovasyon

20 Yenilikçi Ülke Listesinde Japonya Yok

Bir zamanlar icat ya da yenilik deyince ilk akla gelen ülke olan Japonya, artık bu noktadan çok uzakta. 2014 yılının “20 Yenilikçi Ülke” listesinde yer alamayan Japonya’nın mucitleri adeta ortadan kayboldu.

1960’LARDAN 1990’lara kadar dünyada bir Japonya fırtınası esiyordu. Japonlar, hemen hemen her hafta bir icatla, bir yenilikle dünyayı şaşırtıyordu. Televizyonlar, bilgisayarlar, video cihazları, oyun konsolları, walkman’ler, CD player’lar, müzik setleri, robotlar, hazır yiyecekler, otomatlar, eğlenceli otomobil aksesuarları, büyükleri bile şaşırtan otomatik oyuncaklar, günlük hayatımızı etkilesin etkilemesin her tür elektronik cihaz, aklınıza ne gelirse… Yaşı uygun olanlar, 1960’larda İstanbul Beyoğlu’ndaki Japon Mağazası’m hatırlar. Bu mağaza günün her saatinde meraklılarla dolup taşardı. Yenilik görmek isteyenler, bu mağazaya akın ederdi. O zamanlar İstanbul’un nüfusu 800 bin bile değildi.

icat-1

Küresel Inovasyon Endeksi’nin 2014 yılı değerlendirmesi gösterdi ki, Japonya, “20 Yenilikçi Ülke” listesinde artık yok. Bu inanılmaz gelişmeyi, piyasa gözlemcileri, “Japon mucitler ortadan kayboldu” şeklinde niteliyor. İngiliz yayın kuruluşu BBC’nin kısa araştırmasında, bu acı gerçeğin Japonlar tarafından da bilindiği, bunun için bütçesi yüksek yatırımlar yapıldığı ortaya çıktı. Fakat bu hamleler, geri kalmama telaşı içinde gerçekleştirilmiş plansız girişimler. Çoğu Japon iş adamı, yatırım yaptığı milyonlarca dolarlık makinelerin tam olarak ne işe yaradığını bilmediğini itiraf ediyor.

PAZARLAMA EKSİKLİĞİ

Japonya’da bilim adamları, mucitler ve yenilikçiler için, son zamanlarda, o kadar geniş imkanlar hazırlandı ki çoğu tesis, ayda 30 bin yen (248 ABD Doları) kira karşılığı haftanın yedi günü, günün 24 saati her araştırmacıya açık. Milyonlarca dolarlık makineler emrinizde. Yeter ki ortaya ticari değeri olan bir yenilik çıksın.

Özel sektörün yanı sıra hükümet de teşvik için yeni eğitim kurumlan açmış. Teknoloji ve endüstriyel üretim üzerine kurslar veriliyor, geleceğin mucitleri yetiştirilmeye çalışılıyor. Ama Japonların inancı farklı. Onlar, çok ilginç ürünler yaptıklarım fakat dünyaya pazarlayamadıklarmı söylüyorlar. Araştırmacılar ise, şirket patronlarının ya da yöneticilerin, kendilerine çok iyi ürünler ortaya çıkarma fırsatı tanımadığını ileri sürüyor. Ya da bu ürünlerin ticari değeri olduğunu, patronlara kabul ettiremi-yorlar. Patronlar da ürünün fiyasko olması halinde milyonlarca dolar para kaybetmekten korkuyor.

Bugün Japonların yüksejc teknolojili banyoları bile uluslararası piyasalarda bilinmiyor. Oysa bu banyolar, ileride sağlık harcamalarını üçte bir oranında azaltacak nitelikte. Banyoya girdiğiniz anda sensörler sizi sağlık taramasından geçiriyor, ihtiyaçlarınızı giderdiğiniz sırada yaptığı tahlillerle sağlıklı olup olmadığınız, hangi hastalığa yakalanma eğiliminde olduğunuz, doktora gidip gitmemeniz gerektiği, hatta ne tür takviye ilaçlarla kendinizi daha iyi hissedeceğiniz konusunda bir rapor sunuyor. Bu raporu anlamak için doktor olmanıza gerek yok. Her sabah bir check-up ve ardından sağlıklı tavsiyeler, yaşam kalitenizi yükseltmez miydi?

İCAT MI YENİLİK Mİ?

Sebep ne olursa olsun Japonya’nın artık yenilikçi ülkeler listesinden düşmesi sadece ülkede değil bütün dünyada şaşkınlık yarattı.

1899 yılında ABD Patent Bürosu’nun Müdürü Charles Duell, üstlerine bir mektup yazmış, “İcat edilmesi gereken her şey icat edilmiştir. Artık Patent Bürosu’na gerek kalmamıştır. Büroyu kapatıp beni de işten çıkarabilirsiniz” demişti. Bugün bu kafada yöneticiler olmamakla birlikte bir yerde bir şeylerin yanlış gittiği gerçek.

Eskiden her yenilik bir icat olarak sunulurdu. Artık öyle değil. İcat ve yenilik arasında ince bir çizgi bulunuyor. Bir ürünü “ilk kez” ortaya çıkarma işlemine icat deniyor. Ampulü bulan Thomas Edison bir mucitti. Zaten icat edilmiş bir ürünü geliştirmek ya da ona önemli bir katkı sağlamak, “yenilik” olarak adlandırılıyor. (Bu kelime Türkçe’de “inovasyon” olarak da kullanılıyor). Steve Jobs, yenilikçiydi. Cep telefonunu, mikroiş-lemcileri, entegre devreleri o icat etmedi ama bu parçalardan, vazgeçemeyeceğimiz ürünler ortaya çıkardı.

Pekiyi, bir ülkenin yenilikçi olup olmadığı nasıl anlaşılıyor, ne gibi ölçümler yapılıyor? Öncelikle bu araştırmayı yapan pek çok kuruluş var. Innovations Indicator, Innovation Union Scoreboard, Innovation Ranking, Global Competitiveness Report, World Competitiveness Scoreboard, Global Innovation Index bunlardan bazıları.

Her ülkenin inovasyon girdileri ve çıktıları değerlendiriliyor. Girdiler, hükümetlerin eğitim programları, mali politikaları ve inovasyona uygun bir ortam veya çevre olup olmadığı ile ilgili bilgileri içeriyor. Çıktılar ise, alman patentler, teknoloji transferleri, yapılan araştırma geliştirme (Ar-Ge) çalışmalarının sonuçları, iş dünyasının performansı, işçilerin verimliliği, örgütlenebilme oranı, siyasi istikrar, ekonomik gelişme, beyin göçü, şirket hissedarlarının getirileri gibi konuları kapsıyor. Ayrıca yüzden fazla ülkede, binden fazla üst düzey yöneticinin görüşleri alınıyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu