Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

200 milyar dolarlık fon

Dev projelere kaynak sağlayacak olan Ulusal Varlık Fonu’nun kuruluşu için geri sayım başladı. Fonun 200 milyar dolar büyüklüğe ulaşması planlanıyor. Uzmanlar, hedefin erişilebilir olduğunu savunuyor…

GEÇEN hafta ekonomi gündeminin en önemli konularından birisi Türkiye Varlık Fonu idi. Gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkenin yararlandığı varlık fonu konusunda Türkiye de tarihi bir adım attı. Hükümet fonun kurulmasına ilişkin ilgili kurumlarla tüm çalışmaları tamamlayıp son dakika bir aksilik yaşanmazsa yasal düzenlemeleri de Meclis’ten geçirmiş oldu.

Birçoğumuz için yeni bir kavram olan varlık fonları gelişmiş ve gelişen birçok ülkede mevcut. Bu ülkeler bu fonlardan elde ettikleri büyük kaynaklarla yatırımlarını finanse ediyor. Hükümet de tıpkı bu ülkelerde olduğu gibi Türkiye Varlık Fonu’ndan elde edeceği kaynaklarla özellikle büyük yatırımları finanse etmeyi amaçlıyor. Bu sayede önümüzdeki 10 yılda büyüme oranının yıllık ilave yüzde 1.5 artırılması planlanıyor. Kamudan gelen açıklamalara göre fonun hedef büyüklüğü 200 milyar dolar olacak.

BES fonları

KAYNAĞIN AKACAĞI PROJELER

Peki, bu fon ne amaçla kuruluyor? Öncelikle şunu söyleyelim, dünyadaki diğer örneklerde de görüldüğü gibi bu fonlar ülkelerin büyük yatırımlarının finansmanında ciddi bir kaynak oluşturuyor. Zaten Hükümet tarafından yapılan açıklamalarda Türkiye Varlık Fonu’ndan elde edilecek kaynaklarla otoyollar, Kanal İstanbul, üçüncü köprü ve havalimanı, nükleer santral gibi büyük altyapı projelerine finansman sağlanacağı vurgulandı. Bu sayede kamu kesiminin borcu artmadan dev projeler hayat bulacak. Aynca arz güvenliğini sağlamak adına Türkiye için önem taşıyan doğalgaz ve petrol gibi yurtdışındaki stratejik sektörlere doğrudan yatırım yapılabilecek.

Uzmanlara göre, Türkiye’nin kuracağı varlık fonu ilk aşamada özelleştirme gelirleri, emeklilik ve işsizlik fonları, proje aşamasındaki kamu varlıklarının menkulleştirilmesi ile oluşturulacak. Söz konusu fonun yönetimi ise profesyonel yönetim ilkelerine göre yönetilen, özel hukuk hükümlerine tabi Türkiye Varlık Yönetimi Anonim Şirketi’nce yapılacak.

Özetlemek gerekirse, Türkiye için çok yeni bir enstrüman olan Türkiye Varlık Fonu ilk aşamada dev projelerin hayata geçirilmesinde itici güç olacak. Ülkenin ekonomik büyümesini destekleyecek olan fon aynca yüzbinlerce kişiye yeni iş kapıları da açacak. Global piyasalarda ise ülkenin kredibilitesini yükseltecek. Uzmanlar Türkiye Varlık Fonu’nun ülkeye çok sayıda fayda sağlayacağını savunuyor. Bu günlerde her kesimin tartıştığı Türkiye Varlık Fonu’nu, dünya örneklerim yakından inceleyen uzmanlara sorduk. işte, aldığımız yanıtlar…

“BÜYÜKLER ARASINA GİREBİLİRİZ”

Denizbank Ekonomik Araştırmalar ve Strateji Bölüm Müdürü Ezgi Gülbaş’a göre, Türkiye’de kurulacak varlık fonu büyük altyapı projelerine finansman sağlanması açısından önemli olacak. Varlık fonlannın aslen ülkelerin kaynaklarını daha etkin şekilde yatırıma yönlendirme imkanı sunduğunu söyleyen Gülbaş, sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Dünya’daki varlık fonlarına bakıldığmda, genelde emtia üreticisi veya döviz fazlası olan ülkelerin bu fonları kurduğu görülüyor. Türkiye’de ise böyle bir fonun kurulması için işsizlik fonu, özelleştirme gelirleri gibi kaynaklar bulunuyor. Vatandaşların bu fona yatırım yapması da sağlanırsa bireysel emeklilikte olduğu gibi tasarruf bilincinin oluşturulması ve bugün yüzde 15 seviyesinde olan tasarruf oranının artırılması söz konusu olabilir. Aynı zamanda volatil dönemlerde finans piyasalarındaki değer kayıplarının önüne geçilmesinde de bu fondan faydalanılabilir.” Gülbaş, dünyada ülkelerin etkin biçimde kullandığı varlık fonlannın büyüklüğüne ilişkinse şu bilgiyi veriyor: “Varlık fonla rina bakıldığında, en büyük 15 varlık fonunda 11 trilyon dolara yakın kaynak bulunduğunu görüyoruz. Bu fonların büyüklüğü 250 milyon dolarla, 2.8 trilyon dolar arasında değişiyor. Bahsedildiği gibi 200 milyar dolarlık bir fon kurulması durumunda Türkiye de en büyük 20 fon arasında yerini alacaktır. İlk etapta 10 milyar dolar civarı bir büyüklük hedeflenebilir.”

“HEDEF ULAŞILABİLİR DÜZEYDE”

Gedik Portföy Genel Müdür Halim Çim, kamu yetkililerinin 200 milyar dolarlık Türkiye Varlık Fonu’nun hedefinin orta vadede ulaşılabilir olacağı görüşünde. Bu sayede Türkiye’nin dünya varlık fonları sıralamasında Singapur’un Temasek fonu büyüklüğünü de geçerek dünya liginde 11. sıraya yerleşebileceğini hatırlatan Çun, “Fon kaynakları olarak, Türkiye’nin “değerlendiremediği yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ve projelerini menkul ve gayrimenkul haline dönüştürerek, gayrimenkullerini de menkul hale dönüştürerek, iç ve dış piyasalardan bunların nakde çevrilmesiyle elde edilen” değerler öngörülüyor. Oldukça iddialı olan bu fonun kaynaklarının ne zaman bu büyüklüğe ulaşabileceğini tahmin etmek şu aşamada zor. Ancak basit bir karşılaştırma yapılırsa Singapur’un Ulusal Varlık Fonu büyüklüğü GSYIH’sınm civarında iken, bizim hedefimiz milli gelirin dörtte birinin altında. Bu nedenle, orta uzun vadede ulaşılabilecek bir hedef gibi görünüyor” diyor.

KAYNAK KAMU OLACAK

Dünyadaki varlık fonlarının, genel olarak ya fonlama kaynaklarına ya da amaçlarına göre ayrıştırıldı-ğını hatırlatan Çun, mevcut Varlık fonlarına ilişkin şu bilgiyi veriyor:

“Varlık fonlarının yüzde 57’sini, çoğunluğu petrol ve doğalgaz üreticisi yani doğal kaynakları kullanan ülkeler oluşturuyor. Mali kaynaklı fonlar ise, gayrimenkul veya özelleştirme gelirlerinin veya bütçe fazlasının devlet bütçesinden transferi şeklinde oluşabiliyor. Buna en tipik örnek Çin. Üçüncü grupta ise, ülkenin döviz rezervleri varlık fonu olarak kullanılabiliyor. Türkiye’yi ise ikinci grupta değerlendirmek gerekiyor. Son yıllarda sabit getirili menkul değerlerde getiri olanakları sıfıra yaklaştı. Bu yüzden örneğin Avrupa’daki varlık fonlarının yüzde 85’i hisse senetlerine, yüzde 30’u girişim sermayesi ve gayrimenkule, yüzde 43’ü altyapı yatırımlarına ve yüzde 14’ü serbest fonlara yatırım yapıyor.

Türkiye’nin ise fon kaynaklarının yukarda belirtildiği üzere mevcut kamu kaynaklarından gelmesi öngörülüyor. Yatırım alanları olarak da, öncelikli olarak ‘reel sektöre ve stratejik uzun vadeli projelere kaynak sağlanarak kalkınmanın desteklenmesi’ olarak öngörülüyor. Buradaki projelerin ‘menkulleştirilmesi’ ile oluşturulacak varlıkların fonlar tarafından avantajlı oranlarda satın alınması, dış kaynak ihtiyacını azaltmak ve buradan elde edilecek gelirin mevcut tasarruflara yönlendirilmesi gibi bir fonksiyon görebilir. Burada, ülkenin tasarruf oranının düşük olması dezavantaj gibi görünüyor. Ancak, fon belli büyüklüğe ulaştığında likidite ve istikrar sağlayıcı bir görev üstlenebilir.”

“MİNİMUM 100 MİLYAR DOLAR”

Odeabank, ulusal varlık fonları için fonun ihracından çok, oluşacak fonun büyüklüğü ve birikimlerin etkin kullanımının önem taşıdığı görüşünde. Yapılacak yatırımların ülke büyümesine en çok katkı sağlayacak yerlere aktarılması ile özel sektöre önemli bir sermaye desteği oluşabileceğine dikkat çeken Odeabank, “Bu şekilde ekonomideki dalgalanmaları azaltıcı ve hatta ekonomik zayıflıklarda dengeleyici rolü üstlenecek bir fon Türkiye ekonomisi için çok faydalı olacaktır. Zaten bu fonlar ekonomiye etkin kaynak yaratmada kullanılabilen önemli araçlardır ve günümüzde hükümetler tarafından finansal istikrarı sağlamak adına da kullanılıyor” değerlendirmesinde bulunuyor.

Türkiye ekonomisinin büyüklüğü dik kate alındığında bu fon için gerekli minimum etkin büyüklüğün 100 milyar dolar ve üzeri olacağını vurgulayan Odeabank, bu konuda şu değerlendirmede bulunuyor: “Tabi bu rakama ulaşmak adına ülkemizin kat etmesi gereken önemli bir mesafe var. Şu anda hükümetimizin mevcut hedefi 200 milyar dolar ve bu rakam gerçekten önemli bir büyüklüğü ifade ediyor.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu