2014’te teknolojinin 7 hayal kırıklığı
Teknoloji dünyasının insanı şaşırtan harikaları piyasada her zaman başarılı olmuyor. Geçen yıl hayal kırıklığı yaratan bir dizi teknolojik oyuncak gördük…
TEKNOLOJİ, her geçen yıl günlük yaşamımızı daha kolaylaştırıyor. Yüzlerce yeni ürün, şirketlerin kasalarında piyasaya çıkarılacakları günü bekliyor. Fakat ne yazık ki, bazı güzel gelişmeler, rakiplere, yasalara, kötü işletmelere, ufak tefek kusurlara, tüketici tercihlerine ya da pazarlama hatalarına takılıyor. İşte birkaç örnek…
İçeriğe Ait Başlıklar
Fire Phone
Amazon’un akıllı telefonu Fire Phone, geçen temmuz ayında, ABD, İngiltere ve Almanya’da piyasaya çıktığında çok havalı bir cihaz olarak görülmüştü. Firefly ürün sahipti. Sinema filmleri. müzikler, televizyon şovları dahil. 70 I1′ milyondan fazla ürünü tanıyabiliyordu.
Yazılı metinleri, sesleri, nesneleri tam-yordu. Bu özellik kullanıcının Amazon.com’dan kolaylıkla sipariş verme sini sağlıyordu. Üç boyutlu bir ekran bile vardı. Ama kısa zamanda, beklentileri tam olarak karşılayamadığı görüldü. Kaç tane satıldığı hakkında bir açıklama yapılmadı. Bunun sebebi, satış rakamının çok düşük olmasına bağlandı. Çünkü fiyatı sürekli olarak aşırı derecede düşürülmüştü. Piyasaya 199 dolarlık etiketle çıktı. Birkaç ay sonra en az iki yıllık telefon aboneliği alacak müşteriye sadece 9 cent’ten satılmaya başlandı. 1280×720 pik çözünürlüğü olan ekranı tatmin edici deguaı.
160 gram ağırlığıyla, piyasadaki diğer akıllı telefonlara oranla hantaldı. Bataryası da çabuk tükeniyordu.
Uber
Merkezi, ABD’nin Kaliforniya eyaletinin San Francisco kentinde bulunan, uygulama tabanlı taksi ve ulaşım şirketi. 53 ülkede ve 200’den fazla kentte faaliyetlerini sürdürüyor. 2014’te yaptığı yatırımlarla piyasa değeri 40 milyar dolara ulaşan şirket, yine de iyi bir yıl geçirmedi. Kullanıcı, cep telefonundan taksi istiyor, beş dakika içinde gelen taksi, müşteriyi istediği yere götürüyordu. İşe önceleri, tam donanımlı lüks otomobillerin kiralanmasıyla başlayan şirket, zamanla fiyatları o kadar düşürdü ki, geleneksel taksilerin aldığı ücretlerden bile daha ucuza yolcu taşıdı. Yasalardaki boşluklardan yararlanarak siyah otomobillerden kendine filo kuran Uber, dakik, kaliteli ve ucuz hizmetiyle çok tutulmuştu. Fakat sonra şikayetler peş peşe geldi. Uber şoförleri bayan yolculara tecavüz ediyor, zengin müşterileri soyuyor, ölümlü kazalara neden oluyordu. Şirket, rakiplerini, binlerce sahte rezervasyon yapıp iptal ederek zor durumda bırakıyordu. Uber’in faaliyetleri, İspanya’da ve Hindistan’ın bazı kentlerinde yasaklandı. ABD, Almanya, Avustralya, Fransa, İngiltere ve Tayland’da da yeni yasal düzenlemelerle kısıtlandı.
Aereo
New York’ta faaliyet gösteren bir şirketti. Televizyon ve telefon birlikteliğini sevenlerin gözdesiydi. Aereo, bireysel kullanıcılar için yapılmış A biçimi bir antendi. Hem televizyon hem internet yayınlarını alabiliyordu. Sadece 28 kanal sunuyordu ama bu kanallar, ülkenin en önemli televizyon kuruluşlarıydı. Hizmet de New York, Boston ve Atlanta ile sınırlıydı. Ayda 20 saatlik kullanım için 8 dolara kiralanabiliyor, bütün televizyon yayınlarının bir tablete, dizüstü bilgisayara ya da cep telefonuna kablosuz olarak kaydedilmesini sağlıyordu. Pratik ve eğlenceli bir araçtı. The Wall Street Journal, Aereo hakkında övgü dolu bir yazı yayınlayınca diğer kentler de hizmet ağma eklenmeye başlamıştı. Fakat büyük bir sorun vardı. Şirket, Aereo sayesinde bütün programları çalabiliyor, telif hakları yasasım ihlal ediyordu. ABD Yüksek Mahkemesi de bu görüşü haklı bulunca şirket iflas etti ve piyasadan çekildi.
Google gözlüğü
Google, ünlü gözlüğünü 2014’te piyasaya sunacaktı. Fakat beklendiği gibi olmadı. Bu tarih hem ertelendi hem de hedef kitle değiştirildi. Gözlük önce, iş çevrelerine pazarlanacaktı. Bu arada gözlüğü geliştiren mühendislerin, birer birer şirketten ayrılması, kafalarda soru işareti bıraktı. Nedir bu bin 500 dolarlık gözlük? Giyilebilir optik bir gösterge… Kamerası var. Kulağa doğru olan uzantı, aynı zamanda bir touchpad (küçük dokunmatik tabla). Parmağınızı bu tablada geriye doğru sürterseniz, gözlük camında haberleri ve hava durumunu görüyorsunuz. İleriye doğru sürterseniz, geçmişteki etkinlikler, telefon görüşmeleri, numaralar, çektiğiniz fotoğraflar vs. beliriyor. Gözlük camının aktif hale gelmesi için kullanıcının başını 30 derece yukarı kaldırması yeterli. Dokunmatik kullanımın yanı sıra sesli komutlar vermek de mümkün. Bu komutlardan birkaç örnek verelim: “Fotoğraf çek”, “Video kaydı başlat”, “John’a mesaj gönder”, “Bana gelen e-postaları listele”, “Central Park’a nasıl gidebilirim?”, “Çevremdeki restoranları göster” ve binlercesi. Cevap alacağınız kesin. Ama ne kadar yaygınlaşacağı hala belirsiz.
Segway
Otomatik dengeleyicisi olan iki tekerlekli, elektrikli ulaşım aracı. ABD’de New Hampshire merkezli Segway şirketi tarafından yapıldığı için bu adla anılan araç, 2001 yılında piyasaya tanıtıldığı halde yaygınlaşmadı. Mühendis Dean Kamen’in icat ettiği Segway, gelişmiş algılayıcılar ve bilgisayarla donatılmış. Ağırlığınızı öne verirseniz ileri gidiyor, geri verirseniz duruyor ya da geri gidiyor. Algılayıcılar saniyede binlerce ölçüm yaparak aracın dengede kalmasını sağlıyor. Dönmek için de gidonun sağma ya da soluna basmak yeterli. Bunu harika bir icat olduğu düşünülmüştü. Bugün bazı kişiler, aracı hala sempatik buluyor ve onun teknolojik bir hayal kırıklığı olduğuna inanmıyor. Oysa bir hayal kırıklığı… Yanlışlar, pazarlama hatasıyla başladı. Sadece Amazon ve Segvvay’in internet siteleri üzerinden satılıyordu. Satın alanlar onu nerede kullanacaklarını bilemediler. Kötü hava şartlarına açıktı. Saatte 20 km’lik hızı, trafik için yavaştı. Bir araç olduğu için yaya kaldırımında da kullanılamıyor-du. Belediyeler parklardan başka yerlerde kullanılmasına izin vermediler. Bugün hala üretiliyor. Ama satış rakamı çok düşük.
Akıllı saatler
Bu saatler, zamanı göstermekten çok daha fazla işleve sahip, içlerindeki bilgisayar sayesinde sayısız becerileri bulunuyor. İlk modellerin hesap makinesi, radyo, 050ın gibi özellikleri vardı. Daha sonra gelişti ve aklınıza bile gelmeyecek becerilere sahip oldu. Bir kaçını sayalım: Mobil telefon, on dilde çeviri, kamera, hız ölçer, termometre, altimetre, barometre, pusula, kronometre, önümüzdeki yüz yıl için takvim, ajanda, dokunmatik ekran, GPS ile yer belirleme, haritalandırma, grafik çizimi, hoparlör, bellek alanı, mikrofon, modem, kablosuz kulaklık, Blu-etooth, yol gösterici, Wi-Fi özelliği, dalış bilgisayarı, kalp monitörü, belirli saatlere programlanmış ensülin şırıngası. İlk dijital saat, 1972’de Hamilton Watch Company tarafından yapılan Pulsar’dı. 42 yılda gelinen nokta inanılmaz. Önceleri tüketiciye çok yönlü bir oyuncak gibi gelen bu saatler, eskisi gibi satmıyor. Tüketici artık daha gerçekçi. Bir saatte bu kadar özelliğin, doğru olarak çalıştığını düşünmüyor ya da fantezi gözüyle bakıyor. Şirketler, sağlık uygulamalarıyla satışları artırmayı planlıyor.
Tablet
2013 yılma kadar her yıl en az yüzde 50 oranında genişleyen tablet piyasasının, 2014’te sadece yüzde 7.2 oranında büyüdüğünü görmek çok şaşırtıcı. Ama istatistikler ortada. Bunun sebebi, tüketicinin büyük ekranlı tabletlere yönelmiş olması. Tüketici tabletleri çok yönlü, çok kullanışlı buluyor ama telefon özelliğinin olmaması nedeniyle ‘phablet’ olarak bilinen telefon tabletleri (phone+tablet) tercih ediyor. Tabletlerle phablet’lerin fiyatları da birbirine çok yakın. O zaman tüketici, neden bir taşla iki kuş vurmasın? Phablet’lerin ekranı, diyagonal (çaprazlama) olarak 18 cm’i buluyor. Bu da internet kullanımım ve multimedya uygulamalarım kolaylaştırıyor. İlk phab-let’i piyasaya, 2011’de Samsung çıkarmıştı. Bugün LG, Huawe-i, Sony gibi devler başta olmak üzere bir düzine kadar şirket phablet üretiyor. 2014’te phablet’lerin satışı, ilk kez olarak di-züstü ve masaüstü bilgisayarların satışını geçti.