Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

“2015 Yılında Para ve Kur Politikası” açıklanıyor

Bu hafta çarşamba günü açıklanacak “2015 Yılında Para ve Kur Politikası” raporu ve TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın yapacağı sunum, haftanın ikinci yarısını hatta yılın geri kalanını şekillendirebilir…

Para ve Kur PolitikasıCUMA günü açıklanan ABD tarım dışı istihdam verisi, geçen haftanın sürprizi ve muhtemelen bu hafta üzerine konuşacağımız en önemli konusu olacak. 321 bin kişiyle beklenti olan 225-230 bin rakamının çok üzerinde artış gösteren tarım dışı istihdam verisi sonrası FED’in faiz artışına beklenenden daha erken başlayabileceği tartışması yeniden gündeme gelecek. Bu hafta veri açısından da gündemin sakin olması fiyatlamada FED spekülasyonunun ağırlığını artıracak.

Piyasalarımızda petrol fiyatlarının etkinliği geçen hafta da devam etti. Haftanın ilk kısmında Brent petrolün 67 dolar civarından 72 dolara kadar çıkışı, Borsa İstanbul’da sınırlı bir düzeltmeye neden olurken, sonraki günlerde petrol fiyatlarının hala düşüş eğiliminde olduğunun anlaşılması ile endeks tekrar yükselişe geçti. Haftanın son günü ise ABD tarım dışı istihdam verisi öncesi olumlu seyreden endeks, veri sonrası sert şekilde geriledi.

Son dönemde endeksteki iyimserliğe karşın 2.22 TL üzerinde tutunmaya çalışan Dolar/TL kuru da bu veri sonrasında 2.26’ya doğru hareketlendi. ABD’de açıklanan verilerin toparlanmanın artık olgunlaştığı algısını güçlendirmesi ve bunun neden olacağı faiz artışı beklentisiyle doların güçlenmesi, başta altın olmak üzere doların değerine hassas olan emtialarda da düşüşlere neden oldu.

FED FAİZLERİ NE ZAMAN YÜKSELTİR?

Bu soru bu haftanın ve hatta önümüzdeki birkaç aylık dönemin en önemli konusu olacak. Gelen verilerin ve FED üyelerinden gelen açıklamaların faiz artış sürecine 2015 yılının ortalarında geçileceği fikrini desteklemesine karşın, piyasalar ABD faizleri tarafında fiyatlamanın daha geç ve daha yavaş olacağını fiyatla-maya devam ediyor.

Küresel ekonomik büyüme hızının düşeceği argümanı piyasa tarafından daha fazla kabul görüyor olsa da, şu ana kadar açıklanan veriler, başta Avrupa’da olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde görülen bu yavaşlamanın ABD ekonomisine etkisinin sınırlı olduğunu gösteriyor. Aslında bunun böyle olacağını bir süredir FEÜ üyelerinin açıklamalarında ve FED tutanaklarında görüyorduk. Bunun yanında şu an küresel büyümeyi baskılayan Avrupa’da, potansiyelinin altında büyüyen Çin’de ve uzunca bir süredir büyüme için çaba harcayan Japonya’da merkez bankalarının genişlemeci politikalara hız vermesi, küresel büyümede korkulandan daha iyi bir sonuç çıkmasını da sağlayabilir.

Bu iki nedenden dolayı biz, FED’in faiz artış sürecine ikinci çeyreğin sonları, üçüncü çeyreğin başları gibi başlayacağını düşünüyoruz.

Bu süreç netleşene kadar da cuma gün açıklanan tarım dışı istihdam rakamında olduğu gibi beklentilerden ciddi boyutlarda sapan veriler sonrası spekülasyonlar artmaya devam edecek.

PETROL FİYATLARI HÂLÂ DENGELENİYOR

Geçen hafta Brent petrolün 68 ile 72 dolar aralığında dalgalandığını gördük. 110 dolar civarından başlayan düşüş sürecinde zaman zaman böyle soluklanma dönemleri yaşanmıştı. Bu nedenle geçen haftaki dengelenme sürecine “dip bulundu” gözüyle bakmak için erken. Ancak hem temel hem de teknik göstergeler bu dengelenme sürecinin geniş bir bant içinde dip çalışmasına dönme olasılığını artırıyor.

Bu süreçte geçen hafta olduğu gibi petrol fiyatlarının piyasalarımız üzerinde etkili olmasını ancak bu etkinin giderek hafiflemesini bekliyoruz.

YABANCILAR ALMAYA DEVAM EDİYOR

Kasım ayı, BIST-100 endeksinde son iki yılın dolar bazında en yüksek işlem hacminin görüldüğü ay ve buna paralel olarak yabancıların yıl içinde en yüksek hacmi yaptığı ikinci ay oldu. Ancak, bu hacim patlamasının ağırlıklı olarak yerliler tarafından gerçekleştirilmiş olması, yabancıların işlem hacmi payını yüzde 18.6 ile yılın en düşük seviyesine çekti. Kümülatif bazda ise 2014 yılı, yüzde 20.4 ile son beş yılın en yüksek yabancı hacim payına sahip olduğu yıl olmaya devam ediyor.

Ekim ayı sonu itibariyle 67 milyar dolar olan yabancıların portföy büyüklüğü, 19 Kasım 2014 tarihli MKK verilerine göre 67.4 milyar dolar seviyesine yükselmiş, ancak borsadaki yabancı payı yüzde 63.5 seviyesinde sabit kalmıştır. Bu durum, portföy büyüklüğünün TL bazında yüzde 1.7 artarken, doların yüzde 1.1 güçlenmesinden kaynaklanmıştır. Bu alım-larda küresel koşulların etkisinin büyük olduğunu kabul etmekle birlikte içeride faizlerin düşüş eğiliminde olmasının ve TCMB’den de faiz indirimi beklentisinin güçlenmiş olmasının, etkili olduğunu söyleyebiliriz.

TCMB AÇIKLAMASI BEKLENİYOR

TCMB’den faiz indirimi beklentisinin arttığı bu ortamda çarşamba günü saat 10:30’da açıklanacak “2015 Yılında Para ve Kur Politikası” raporu ve TCMB Başkam Erdem Baş-çı’nın yapacağı sunum, bu haftanın ikinci yarısını ve hatta yılın geri kalanını şekillendirebilir.

Geçen yıl açıklanan rapor 2014 yılına ilişkin beklentileri şekillendirmiş ve piyasa üzerinde de etkisi yüksek olmuştu. Bu nedenle sunumun ve ardından raporun kendisinin dikkatle izlenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

YURTDIŞINDA ENFLASYON HAFTASI

Avrupa ve ABD tarafında merkez banklarının uyguladıkları politikalarda baz olarak aldıkları enflasyon verileri bu hafta açıklanacak. Düşen petrol fiyatlarının baskılamasıyla Avrupa’da enflasyonun daha da zayıflaması ECB’den yeni genişleme beklentisini artıracağı için ilk etkinin ardından bu yönde gelecek bir veri piyasalar tarafından olumlu olarak yorumlanabilir.

Endeks yükselişini devam ettirebilecek mi?

Moody’s Türkiye kararını henüz açıklamadı. Bizim beklentimiz Moody’s’in notumuzu ve görünümü aynen koruyacağı şeklinde olduğu için piyasalarda çok önemli bir etkisi olmasını beklemiyoruz. Endeks hakkındaki değerlendirmemizi de bu koşul altında yapıyoruz.

Moody’s bir sürpriz yaparsa değerlendirmede bu etkiyi de göz ardı etmemek gerekiyor. Endeks teknik olarak hala yükselen trendini koruyor. Ancak bu hafta 84.500 altında olacak bir kapanışın endeksi 82,500/83.000 aralığına kadar baskılayabileceğim göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu yönde bir düşüşün kısa vadeli yeni alım fırsatı oluşturabileceğini düşünüyoruz.

Yukarıda ise 86.500 üzerinde olacak bir kapanışın endeksi 90.000’e kadar taşıyabileceği göz önünde bulundurulmalı, 84,500/86.500 aralığındaki 2 bin puanlık alan ise günlük veri ve haber akışına bağlı net bir fikir vermeyen dalgalanma alanı olacak. Bu aralık içinde daha yukarısı ya da daha aşağısı için çok keskin kararlar almak doğru olmayabilir.

Dolar/TL’de sıkışma dikkat çekiyor

Dolar/TL son haftalardaki hareketleriyle 2.22 altındaki rakamların çok fazla kabul görmediğini gösterdi. Bunda doların uluslararası piyasadaki seyri de etkili. Ancak içeride faiz indirimi beklentisi endeksi yukarıya çekerken dolar/TL tarafında da diplerin daha da sağlamlaşmasına neden oluyor. Bu nedenle kur ve borsa arasındaki korelasyon düşük seyrediyor.

Bu durum çarşamba günkü “2015 Yılında Para ve Kur Politikası” sonrasında farklı bir boyuta geçebilir. Bu hafta kur üzerindeki en büyük belirleyicinin bu rapor olacağını, bu rapor öncesinde orta ve uzun vadeli hedef vermenin çok doğru olmayacağını düşünüyoruz. Kısa vadede ise kur son dönemdeki sıkışma alanını yukarıya kırmaya hazırlanıyor. Teknik göstergeler de bu hareketi destekliyor.

Eğer kur bu hafta 2.26 üzerinde hareketler yapmaya başlarsa 2.30/2.31 aralığının yeniden gündeme geleceği göz önünde bulundurulmalı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu