25 Nisan 1915 Çanakkale’nin En Uzun Sabahı
Seddülbahir Çıkarmaları
25 Nisan çıkarma harekâtının esas amacı Seddülbahir bölgesini ele geçirmektir. Arıburnu çıkarmaları buraya nispeten ikinci derecede öneme sahiptir. Akdeniz Seferi Kuvvetler komutanı Hamilton asıl kuvvetlerini Seddülbahir’deki beş noktaya çıkarır. İngilizlerin Y, X, W, V ve S harfleriyle kodladığı Pınariçi Koyu, İkiz Koyu, Tekke Koyu, Ertuğrul Koyu, Morto Koyu sahillerine yapılacak bir çıkarma harekâtı ile çıkarmanın ilk günü Gelibolu Yarımadası’nın güney ucunda en yüksek ve bölgeye hâkim tepesi Al-çıtepe ele geçirilecek, ertesi gün ise Kilit-bahir platosuna ulaşılarak Osmanlı birliklerine kesin darbe vurulacaktır. Böyle-ce Boğaz’ı koruyan Kilitbahir-Çanakkale arasındaki tabyalar susturulacak, akabinde mayınlar temizlenerek İstanbul yolu açılmış olacaktır. Bu harekât için 29. Tümen, Plymouth Deniz Hafif Piyade Taburu ve Kumkale’den geri çekilecek Fransız birlikleri kullanılacaktır.
Yarbay Mustafa Kemal Bey (Atatürk)
Çanakkale Muharebelerinin en önemli Türk komutanlarından birisi olan Mustafa Kemal Bey Çanakkale Savaşları öncesinde 20 Ocak 1915’te 19. Tümen komutanlığına tayin edilir ve henüz kâğıt üzerinde var olan birliklerinin kuruluş çalışmalarını kısa zamanda tamamlar. 2 Şubat 1915’te göreve başlayan Mustafa Kemal Bey 24 Şubat 1915’te tümeni ile Eceabat’a intikal eder.
Mustafa Kemal Balkan Savaşları sırasında Gelibolu Yarımadası’nda on bir ay görev yaptığından bölgeyi yakından tanıma olanağı bulmuş ve bu görevi sırasında yarımadanın savunması için harekât planlarının hazırlanmasında görev almıştı. 25 Nisan 1915 tarihinde düşman kuvvetleri kara harekâtını başlattığında Mustafa Kemal Bigalı Köyü’ndeki karargâhta bulunmaktaydı.
İlk taarruzlarda birliklerini çok iyi düzenleyerek düşmanın ilerlemesini durdurmayı başarır ve düşmanın iki tümenini yok eder. Mustafa Kemal bu sırada yarbay rütbesindedir. 25 Nisan sabahı gösterdiği gayret kendisine 1 Haziranda albay rütbesini kazandıracaktır. Mustafa Kemal’in Çanakkale Zaferi’nde etkin olduğu diğer bir tarih ise Ağustos 1915’tir.
9- 10 Ağustos Muharebeleri İngilizler için sonun başlangıcı olduğu gibi dünya tarihine de Mustafa Kemal’i armağan eder. Mustafa Kemal’in 289 gün süren Çanakkale cephesindeki görevi 10 Aralık 1915’te son bulur.
Hüseyin Avni Bey
Çanakkale Muharebeleri’nde kahramanlığı ile öne çıkan kuvvetlerden biri de 57. Alay’dır. Hüseyin Avni Bey 1 Şubat 1915’te Çanakkale cephesinde ünlenen 57. Alay’a Komutan olarak tayin edilir. 57. Alay Çanakkale’de kara muharebelerinin ilk günü olan 25 Nisan 1915 tarihinde, 19. Tümen Komutanı Mustafa Kemal’in emrinde ihtiyat kuvveti olarak görevlendirilir. 25 Nisan günü Arıburnu’nda taarruza geçen Anzak birliklerine karşı Hüseyin Avni Bey’in komutasındaki 57. Alay muharebeye girerek iki bölük dışında birinci hatta mücadele edecek ve zaferin kazanılmasında önemli bir katkısı olacaktır. Hüseyin Avni Bey 1 Haziran 1915’ten geçerli olarak yarbaylığa terfi eder. Bu kahraman subay, Ağustos ayındaki Arıburnu Muharebeleri sırasında karargâhına bir obüs mermisinin isabet etmesi sonucu Ramazan Bayramı’nın ikinci günü 13 Ağustos 1915’te şehit olur.
57. Alay sancağına, 25 Nisan sabahı gösterdiği kahramanlıktan dolayı 30 Kasım 1915’te padişah iradesiyle altın ve gümüş imtiyaz ve harp madalyası takılmıştır.
Kâğıt üzerinde, yapılan bu plan kusursuzdur, planın icrasına engel bir durum da beklenmemektedir. Zira 25 Nisan sabahı Alçıtepe’nin güneyinde bulunan Türk kuvvetleri, sadece iki tabur (yaklaşık 2000 kişi) ve bir istihkâm bölüğünden ibarettir. Pına-riçi Koyunda (Y Sahili) ise hiç Türk askeri yoktur. Tekke ve Ertuğrul koylarında da (W ve V Sahilleri) 26. Alay 10. ve 12. Bölükleri bulunmaktadır. Morto Koyu’nda (S Sahili) ise bir takım, İkiz Koyu’nda (X Sahili) ise on iki kişilik bir posta vardır. Tüm sahiller Liman Paşa’nın planı gereği küçük birlikler tarafından tutulmuştur.
Seddülbahir’de, Arıburnu’ndan farklı bir çıkarma planlanmıştır: Ağır bombardıman sonrası içi asker dolu gemiler ve filikalar çıkarma sahillerine güneş doğarken hareket edecektir.
Ertuğrul Koyu
Seddülbahir bölgesinin asıl çıkarma noktası Ertuğrul Koyu’dur. Diğer dört sahilden çıkan kuvvetlerin birleşme noktası da burası olacaktır. Ertuğrul Koyu içlerinde Yahya Çavuş’un olduğu bir bölük kahraman askerin tarihe geçecek destansı mücadelesine şahit olurken müttefiklerin o sabahki çıkarma harekâtı en kanlı harekât olacaktır.
25 Nisan sabahı Seddülbahir Kalesi’nin hemen altındaki Ertuğrul Koyu’na ağır bir bombardımandan sonra 29. İngiliz Tümeni’nden 2.800 asker çıkar. Savunmada ise 9. Tümen 26. Alay 3. Tabur’una bağlı Hasan Efendi komutasında 10. Bölük vardır.
Filikalar, 300 metre uzunluğundaki bu sahile yanaşırken tarih, geçmişteki bir hadisenin başarısız bir tekrarına da şahit olur: Çıkarma sırasında filikalarla birlikte içinde alabildiğine asker olan River Clyde kömür gemisi, saat 06.20’de Truva atı gibi karaya oturtulur. Çıkarma birlikleri karaya ayak bastığında saat 6.30’dur. Karaya çıkan askerler kendilerini bekleyen Türk askerlerinin ateşi ile karşılaşır. Sahile çıkmaya çalışan birlikler yoğun ateş altında kalır, sahilin hemen başındaki alçak bir set sayesinde hayatta kalırlar. Ancak saat 09.00’dan sonra bu setten ilerlemeye başlayabileceklerdir.
Parçalanan filikaların, artık ölü ve ölmekte olanlarla dolu bir halde, kumsaldan uzaklara başıboş sürüklenmesi Mahmut Sabri Bey’in hatıratında şöyle yer alır:
“Erler, isabetli atışlarıyla düşmanı denize yuvarlıyordu. Ertuğrul Koyu sahili bir an içinde balık istifi gibi düşman cesetleriyle dolmuştu. Askerin bir fişeği bile boşa gitmiyordu. Birkaç defa bir fişekle birkaç düşmanın vurulduğu vaki oluyordu.”
Bu durumu Hamilton “İnsanlar bir kâbusun pençesine yakalanmışlardı ve biz çaresiz, perişan bir durumda bekliyorduk. Üç çeyrek saat geçti ve Seddülbahirdeki durum düzelmedi” ifadeleri ile anlatır. Çıkarma istenen şekilde gelişmemektedir.
Seddülbahir Köyü’nde bulunan iki takım, köy sokaklarında RiverClyde’dan çıkan askerle sonuna kadar mücadele eder. Harapkale’den gelen takviye kuvvetlerle birlikte Seddülbahir köyünün sokaklarında akşama kadar mücadele ederler. Bu askerlerin mücadelesini İngiliz Harp tarihi şöyle anlatır:
“Binbaşı Beckwith’in komutasında bulunan Hampshire Taburu, saat 10.00’dan önce 13.00e kadar, olanca gayreti ile ilerlemeye çalıştı. Köy içinde ilerleyiş, zorunlu olarak ağır oluyordu. Büyük bir yiğitlikle çarpışan Türkler, topraklarını santim santim savunuyorlardı.”
Çıkarma günü diğer isimsiz kahramanların yanında tarihe mal olan bir kişi vardır: Ezineli Yahya Çavuş. 10. Bölük içinde kahramanca mücadele eden 1. Takım erlerinden Yahya Çavuş, İngilizlere ağır kayıplar verdirir, Düşmanın, Tekke Koyu’ndan 14.00e doğru Aytepe’yi batı ve güneyden kuşatması, düşmanı sahilde tutup ilerlemesine mani olan Yahya Çavuş ve bölük askerlerinin durumunu iyice nazik bir hale sokar.
Öğleden sonra 17.40’ta Aytepe’nin düşmesi ve İngilizlerin Ertuğrul Koyu’na doğru İkiz Koyu ve Tekke Koyu’ndan ilerlemekte olan birlikleri tarafından arkadan kuşatılma tehlikesinin baş göstermesiyle başka çaresi kalmaz ve Harap-kale’deki bölük komutanına katılır. Pı-nariçi Koyu’ndaki çıkarma hariç, diğer çıkarmaların hepsi başarılı olur. Tekke Koyu’ndan İngiliz birliklerinin ilerlemesi buradaki müdafaanın geri çekilmesini zorunlu kılacaktır. Aslında 3. Tabur komutanı Mahmut Sabri Beye çekilme emri gündüz verilmiştir, askerde menfi tesir yaratmamak ve düşmanı cesaretlendirmemek için çekilme akşama kadar ertelenecektir. Akşam vakti İngiliz birliklerinde de takip için kuvvet ve cesaret kalmamıştır.
Tekke Koyu
Seddülbahir’deki ana çıkarma sahillerinden bir diğeri Tekke Koyudur. Sabah saat 06.00’da İngiliz Lancashire Tümeni’nin öncüleri 40 filika ile sahile çıkar. Harekâtın hedefi, sahil temizlendikten sonra Aytepe’nin ele geçirilmesi ve sonrasında 114 rakımlı (Karacaoğlan ) tepede İkiz Koyu’na çıkacak birliklerle birleşmektir.
İkiz Koyu’ndaki çıkarmaya kıyasla İngiliz askerleri burada çetin bir duvara çarpar. Karşılarında 26. Alay, 3. Tabur, 12. Bölük askerleri vardır. Hamilton’a göre “son derece kanlı ve acımasız ama başarılı bir çıkarma’ gerçekleşir. Binbaşı Sabri Bey’in “Senelerden beri rengini muhafaza eden denizin rengi millet fedailerinin kurşunları ile düşman cesetlerinden boşalan kanla değişmiş.” diye ifade ettiği bu sahili Türk birlikleri sağlam bir şekilde savunur.
12. Bölük askerlerine takviyenin gelmemesi durumu zorlaştırmıştır. Saat 07.00’ye gelindiğinde bölük siperlerini terke mecbur kalacaktır. İngiliz birlikleri ancak saat 07.15’te kendilerine ateşten korunaklı bir yer bulabilecektir. İkiz Koyu’nda çıkarmanın başarılı olması buradaki birliklerin de geri çekilmesini zorunlu kılacaktır.
Mahmut Sabri Bey
Çanakkale Muharebeleri’nin az bilinen kahramanlarından biri de Binbaşı Mahmut Sabri Bey’dir.
25 Nisan çıkarması sırasında, Alçıtepe’yi ve Kilitbahir’i ele geçirerek oradaki tabyaları etkisiz hale getirmeyi amaçlayan İngilizlerin Seddülbahir’deki çıkarmalarına karşı büyük bir direniş gösteren 26. Alay’ın 3. Tabur’unun komutanıdır.
Mahmut Sabri Bey’in komutasındaki Türk kuvvetleri İngilizlerin en seçkin birliklerinden olan 29. Tümen’i otuz altı saat burada tutmayı başarır.
Pınariçi ve İkiz Koyları
25 Nisan sabahı Tekke ve Ertuğrul koylarına yapılan çıkarmayı desteklemek amacı ile İkiz ve Pınariçi koylarına da çıkarma yapılır. Implacable muharebe gemisinin ateş desteğiyle bir tabur asker İkiz Koyu’na çıkar. Karşılarında sadece 9 gözetleme eri vardır. Daha sonra 6. Bölük gözetleme erleri de takviyeye gelir. Saat 08.00’den önce hareket eden Yüzbaşı Leslie, devamlı bir surette ilerleyerek sahilden 730 metre içeride şiddetli bir mukavemete maruz kalmış, daha ileri gidememiştir.
Sağ tarafta bulunan Yarbay Newen-ham’ın müfrezesi ilerleyerek saat 11.00den önce hedeflenen ilk tepeyi ele geçirmiştir. İlerleyen birlikler Tekke Koyu’ndan çıkan İngiliz askerleri ile birleşerek Er-tuğrul Koyu’na doğru ilerlemeye başlar.
Aynı sıralarda Zığındere ağzının kuzeyine, Sarıtepe altındaki Pınariçi Koyu’na da 2000 kişilik bir askeri birlik çıkarma yapar.
Başlangıçta karşılarında bir Türk birliği olmamasına rağmen ilerlemezler. Bu çıkarmada hedef aynı zamanda İkiz Koyu’na çıkarılan kıtalar ile irtibata geçerek akşama doğru Alçıtepe’ye doğru ileri harekâta katılmaktı. Türk askerlerinin saat 16.00’da başlayan taarruzları üzerine İngiliz askerleri ertesi sabah erkenden tahliye edilir. Sadece bu kuvvetin 25 Nisan günü Türk savunma hattında bulunan tüm askerlere eşit olması, müttefikler açısından nasıl bir fırsatın kaçırıldığını gösterir.
Pınariçi Koyu’na yapılan başarılı çıkarmadan başlangıçta yararlanılamama-sının İtilaf devletlerine faturası ağır olur. Çıkarma harekâtının bütünü göz önüne alındığında çıkarmanın en sol kolu, Türk savunma hattının arkasına geçme fırsatını kaçırmıştır.
Bir orduda en küçük birim takımlardan başlar. Bir takımda yaklaşık 80 kişi olur, bölükler 200 kişi kadardır. Bir üs birlik ise bölüklerden oluşan taburdur. Taburlar 3-4 bölükten oluşur toplamda 1000 kadar kişidir. Bir sonraki birlik ise alaydır. Alaylar ise genelde 3 taburdan oluşup mevcudu 3000 kadar kişidir. Genelde tümenler 3 alaydan oluşur. Tümenlerden ise kolordular ve ordular oluşur.
25 Nisan 1915’ten 9 Ocak 1916’ya kadar Çanakkale Cephesi’ne toplam 22 tümen sevk edilmiştir. Bu tümenlerin cepheye intikali belli dönemlerde olmuştur. Yazıda tümenlere ait alay ve taburların sadece bir kısmı verilebilmiştir.
Morto Koyu
İngiliz 2. Güney Galya Hudut Ta-buru’nun üç bölüğü, saat 07.30’da Morto Koyu’na çıkarma yapar. Buranın savunması için çok az hazırlık yapılmıştır: Koyda sadece bir takım asker vardır. Müttefiklerin amacı asıl çıkarma noktaları olan Ertuğrul ve Tekke koylarına yapılan çıkarmanın sağ tarafını güvence altına almaktır. İngilizler çıkarma sırasında bir zorluk çekmez, kısa sürede Eski-hisarlık Tepesi ele geçirilir. İngiliz ilerlemesi, gece 25. Alay 2. Tabur’dan gelen takviye 2 bölük asker tarafından durdurulur. İki gün sonra ise Kumkale’den tahliye edilen Fransız askerleri bu sahile çıkarılır.
Ertuğrul ve Tekke koylarındaki şiddetli direniş karşısında 29. Tümen Komutanı General Hunter Weston, kendine koyduğu hedeflerden vazgeçmek zorunda kalır. İlk gün hedefi olan Alçıtepe’ye ulaşmak bir yana, 25 Nisan sabahı henüz sahillerde tam anlamı ile bir hâkimiyet sağlayamamıştır. Seddülbahir çıkarması Türk tarafında da ağır zayiata sebep olur. Seddülbahir’deki çıkarmayı karşılayan 26. Alay’ın 3. Tabur’un zayiatı 6’sı subay toplam 636 kişidir. Taburun yarısından fazlası savaşamayacak durumdadır. Karaya çıkan Müttefiklerin zayiatı ise 2600-3000 kişidir.
Şaşırtma Çıkarmaları
Gelibolu’daki çıkarma harekâtında İngiliz kuvvetlerinin işini kolaylaştırmak ve Anadolu’daki Türk birliklerinin takviye olarak Gelibolu Yarımadasına geçirilmesine engel olmak amacıyla Müttefikler Anadolu tarafında ve Gelibolu Yarımadası’nın Bolayır kesimlerinde gösteriş çıkarmaları yapmış ya da denemesinde bulunmuştur. Bunlardan en önemlisi Anadolu tarafında Kumkale’ye Fransızların yaptığı çıkarmadır.
Anadolu tarafının savunmasını Alman General Weber Paşa komutasında 15. Kolordu birlikleri yapmaktadır. Buradaki savunma planı da Gelibolu Yarımadası’ndaki gibidir. 3. ve 11. tümenler toplu olarak geride bulunmaktadır. Kıyılarda gözetleme birlikleri vardır.
Kumkale sahiline Fransız muharebe gemilerinden içinde Senegallilerin de olduğu birlikler çıkar. 3 muharebe gemisi, 3 kruvazör, 9 muhrip, 6 torpidobot, 10 nakliye gemisinden oluşturulan Fransız filosu, 24 Nisan saat 22.00’da Mondros’tan hareketle gece Anadolu kıyılarına yanaşır, 25 Nisan güneş doğmadan Kumkale ve Beşigeler karşısında yerlerini alır. Çıkarma şiddetli olur, Fransız birlikleri iki gün boyunca çıkarma harekâtına devam eder. 27 Nisanda ise Seddülbahir’de yapılacak genel taarruz ve yeni birliklere ihtiyaç duyulması nedeni ile Fransızlar Morto Koyunda Eskihisarlık sahillerine nakledilir.
Ordu komutanı Liman von Sanders’in 25 Nisan sabahı Bolayır’da bir çıkarma bekleyerek akşama kadar da buradaki birliklerin (5 ve 7. tümenler) nakline müsaade etmemesi İngiliz çıkarma planının kısmen bir başarısıdır. 3. Kolordu komutanı Esat Paşa da Liman Paşa’dan gerekli emirleri almak için Bolayır’a giderken çıkarmayı 9. Tümen ve 19. Tümen’in komutanları Albay Halil Sami Bey ve Yarbay Mustafa Kemal Beyler idare edecektir.
Ulaşılamayan Hedefler
25 Nisan 1915’te Gelibolu Yarımadası’na çıkarma yapan İngiltere’nin planına göre İstanbul’a ulaşmak birkaç haftalık süre alacaktır. 9 Ocak 1916da tüm birlikler Yarımada’yı boşaltana kadar geçen dokuz aya rağmen kayda değer bir başarı elde edilemeyecektir. 25 Nisan sabahı sahilleri gözetleyen birkaç yüz kişilik Türk birliklerinin karşısına binlerce Müttefik askeri çıkmıştır. İnsan sayısına ve teknolojik imkânlara, denizden devasa mermiler atan donanma gemilerinin ateşine rağmen ilk günün ilk hedeflerine ulaşamayacak, çıktıkları sahilleri dahi ancak bir gün içinde kontrol edebileceklerdir. Türk birlikleri 25 Nisan sabahı ilk çıkarma şokunu hızlı bir şekilde atlatacak, gerek Anadolu tarafından gerekse 8 saatlik deniz yolu mesafesinde İstanbul’dan takviye kuvvetler getirmeye başlayacaktır.
Çanakkale Zaferi’ni sıklıkla yapıldığı gibi sadece 18 Mart’tan veya Anafartalar’dan ibaret saymak büyük bir yanlış olacaktır. 25 Nisan sabahı ölüme koşarak giden erleri, Çanakkale Cephesi’ne gönderilen 22 tümen ve komutanları ile tarihin dönüm noktalarından birinde orada bulunan Yarbay Mustafa Kemal’i istikbalimizin teminatı gençlerimize anlatmak boynumuzun borcudur.