Ekonomi - Borsa - Hisse Senedi

300 milyar dolarlık gelişme

Türkiye-AB ilişkilerinin canlandırılması için adımlar hızlandırılıyor. AB çıpasına yeniden ihtiyaç olduğuna dikkat çeken uzmanlar, tam üyelik hedefi aktive edilmese de masada kalması gerektiği görüşünde. Öncelikli hedef ise Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ve vize serbestisi…

CUMHURBAŞKANLIĞI Hükümet Sistemi’ne geçilmesi ve OHAL’in kaldırılmasının ardından AB ile ilişkilerin canlandırılması yönünde adımlar sıklaştırılıyor. ABD Başkam Donald Trump’un Çin başta olmak üzere AB ve Türkiye’ye uyguladığı ticari yaptırımlar, İran nükleer anlaşmasından ayrılma kararı gibi gelişmeler ise yeni dönemin “itici gücü” olarak karşımıza çıkıyor. Ağustos’ta Türkiye’nin AB uyum sürecini koordine eden Reform Eylem Grubu’nun üç yıl aradan sonra dört bakanın katılımıyla toplanması ve son dönemde gerçekleştirilen bir dizi üst düzey temas AB-Türkiye ilişkilerinin yeniden canlandırılacağına yönelik umut veriyor.

27-29 EylüFde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yedi yıl soma Almanya’ya yaptığı ilk resmi ziyareti ise “AB ile ilişkilerin canlandırılmasında uz-laşı sağlanması” için kritik önem taşıyor.

Uzmanlar, Türkiye-Almanya ilişkilerindeki olumlu havanın, AB ilişkilerine de yansıyacağı görüşünde. Türkiye’de ekonomik ve siyasal reform sürecini yeniden canlandırmak için AB çıpasına yeniden ihtiyaç olduğuna dikkat çeken uzmanlar, “tam üyelik hedefi” aktive edilmese de yine de bir olasılık olarak masada durmasının önemli olduğunu vurguluyor. Uzmanlar, önümüzdeki günlerde AB ile yakın işbirliği yapüabilecck konuların başında Gümrük Birliği’nin güncellenmesi, vize serbestisi sürecinin tamamlanması ve mülteci işbirliğinin geldiğini kaydediyor.

ERDOĞAN’DAN KRİTİK ZİYARET

73. Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu çalışmalarına katılmak üzere 23-27 Eylül 2018 tarihleri arasında ABD’nin New York şehrine giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 27-29 Eylül 2018 tarihlerinde ise Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in davetlisi olarak Almanya’nın başkenti Berlin’e geçti. Resmi temasları kapsamında, cuma günü Almanya Cumhurbaşkanı Frank-Waltcr Steinmeier tarafından askeri törenle karşılanan Erdoğan, Almanya Başbakanı Angele Merkel ile baş başa görüştü. Ardından Merkel ile ortak basın toplantısı düzenleyen Erdoğan, “Sayın Merkel ile görüşmemizde bir süredir çalışmayan işbirliği mekanizmalarım işler kılmak noktasında fikir birliğine vardık” ifadelerini kullandı. Türkiye-Alman-ya arasındaki ekonomik ilişkileri çok önemsediklerinin altını çizen Erdoğan, “Yarın (Cumartesi) bu ekonomik ilişkilerimizi gündeme taşıyacağız. Ekonomik ilişkilerde bu sürecin, Türkiye-Almanya arasında çok önemli olduğuna, özellikle ileri teknolojide, dijital dönüşümde, savunma sanayinde yenilik, daha önce planladığımız, atacağımız birçok adımlar var” şeklinde konuştu. Erdoğan şunları kaydetti:

“Reform eylem grubumuz bu konuda gereken adımları atmaya başlamıştır. Vize serbestisi konusunda kalan altı kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliği güncellemesine başlanması ve katılım müzakerelerinin canlandırılması hem Türkiye’nin hem de Avrupa Birliği’nin faydasına olacaktır” dedi.

Ortak basın toplantısının ardından Alman firmalarıyla yuvarlak masa toplantısına katılan Erdoğan, dergi yayına hazırlandığı saatlerde eşi Emine Erdoğan ile Steinmeier tarafından onurlarına verilen akşam yemeğine iştirak edecekti. Erdoğan’ın Cumartesi sabahı ise Mcrkel’le “siyasi, askeri, ekonomik, ticari, kültürel ve turizme” yönelik her alanda konuları değerlendirme fırsatı bulacakları ucu açık bir kahvaltı programına katıldıktan sonra Köln’de cami açılışına katılması planlanıyordu.

Bu arada 25-26 Ekim’de Almanya Ekonomi ve Enerji Bakanı Peter Altmaier’in iş insanlarından oluşan kalabalık bir heyetle Türkiye’yi ziyaret etmesi bekleniyor. Alman bakan Türkiye’yi 86 iş insanıyla ziyaret edecek.

GÜMRÜK BİRLİĞİ GÜNCELLENECEK

Reform Eylem Grubu’nun Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun katılımıyla gerçekleştirilen son toplantısında, siyasi reform sürecinin hızlandırılacağı vurgusu yapılmıştı. Toplantıda öncelikli iki hedefin Gümrük Birliği’nin yenilenmesi ve vize serbestisi olduğu mesajı verilmişti. Önceki hafta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklanan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) da Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği’nin güncellenmesine yönelik çalışmaların tamamlanacağı vurgusu yapıldı. YEP’te, “Yürürlükteki serbest ticaret anlaşmaları gözden geçirilecek, cari işlemler açığını azaltmaya yönelik hedefler konularak bunların takibi yapılacak, makroekonomik hedefleri destekleyici yeni serbest ticaret anlaşmaları oluşturulacak” ifadeleri yer aldı. Bakan Albayrak, yaptığı bir açıklamada AB ile tekrar yakınlaşmada somut adım olarak Gümrük Birliği’nin hizmetler, tarım ve kamu alımlarını genişletmesinin öngörüldüğünü ifade etmişti. “Bu anlamda somut bir adım olarak Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gündemimizde” diyen Albayrak, halihazırda mal ticaretini kapsayan Gümrük Birliği’nin, hizmetler, tarım ve kamu atımlarına genişletilmesinin öngörüldüğünü belirtmişti.

Bilindiği üzere İngiltere ile Brexit sonrası kapsamlı bir serbest ticaret anlaşmasını devreye alma konusun da Türkiye-İngiltere Çalışma Grubu’nun çalışmaları da hızlandırıldı. Ticaret Bakanı Rulısar Pekcan yaptığı bir açıklamada AB’nin Brexit’ten sonra ticari ilişkilerin temelini oluştururken. Türkiye’nin Gümrük Birliği ilişkisini de dikkate alması gerektiğini kaydetmişti.

STA’LARDAN TÜRKİYE DE YARARLANMALI

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, AB ile ilişkilerin normalleşme sürecine girmesini oldukça olumlu karşılamakla birlikte, Gümrük Birliği, üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları (STA) ve vize serbestisi gibi konuların sonuç odaklı şekilde ele alınması ve bu anlaşmaların mo-dernize edilmesinin dış ticaret camiasının öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı. Türkiye ekonomisi için sağladığı kazanımlara rağmen Gümrük Birliği anlaşmasının içinde bir takım yapısal sorunları da barındırdığını belirten Gülle, karşılaşılan en temel sorunları anlaşmanın yalnızca sanayi ürünlerini kapsaması, AB’nin karar alma süreçlerinde yeterince yer alınmaması, AB’nin akdettiği STA’ların Iistlenil-mesinde güçlükler yaşanması ve karayolu kotaları olarak sıraladı.

Gümrük Birliği’nin geleneksel tarım ürünlerini kapsam dışı bıraktığını belirten Gülle, Türkiye’nin önemli ihraç kalemlerinden birisi olan tarım sektörünün anlaşmaya dâhil edilmesinin, ihracata olumlu yansımaları olacağını ifade etti. Gülle, Gümrük Birliği güncelleme çalışmalarında tarım tavizlerinin karşılıklı olarak geliştirilmesinin fayda sağlayacağına değindi. Transit taşıma kotalarının da Gümrük Birliği kapsamındaki sorunlardan bir diğeri olduğunu belirten Gülle, kota uygulamaları dışında transit ücretleri, vize uygulamaları ve karayolundan farklı mod dayatmalarının da Türk taşımacılarının AB’li rakipleri karşısında haksız rekabete uğramalarına sebep olduğunu kaydetti.

İlerleyen süreçte, Gümrük Birliği’nin Türkiye ekonomisini ne yönde etkileyeceğini tespit etmek amacıyla 2017’de gerçekleştirdikleri akademik araştırmaya da değinen Gülle, “Yaptığımız araştırmada, mevcut anlaşmanın kapsamının genişletildiği ve bazı sorunların Türkiye lehine çözüme kavuşturulduğu varsayımı altında, her iki tarafın da kazançlı çıktığım gözlemledik. Teknik sorunların ortadan kaldırılarak, anlaşmanın tam güncellenmesi ile 2030’a kadar;

Türkiye’nin her yıl 1.33 puan (yaklaşık 13.5 milyar dolar) ve AB’nin her yıl 0.04 daha fazla büyüyeceğini (yaklaşık 10 milyar dolar) öngörüyoruz. îhracat cephesinde ise Türkiye’nin her yıl yüzde 10.7, AB’nin ise her yıl yüzde 0.23 daha fazla ihracat gerçekleştireceğini tahmin ediyoruz” diye konuştu.

“ÜYELİK HEDEFİNDEN VAZGEÇİLMEMELİ”

İktisadi Kalkınma Vakfı (ÎKV) Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas’a göre, yakın vadede üyelik perspektifinin tekrar canlandırılması mümkün gözükmüyor. “AB çevrelerinde Türkiye’ye ilişkin olarak sıklıkla gündeme gelen üyelik değil, stratejik ortaklık” diyen Nas, ancak tam üyelik hedefinin aktive edilmese de yine de bir olasılık olarak masada durmasının önemli olduğunu vurguladı. Süreç içinde jeopolitik gelişmelerin de etkisi ile üyeliğin tekrar gündeme gelebileceğine dikkat çeken Nas, üyelik hedefinden vazgeçilmemesinin Türkiye’nin Avrupa’daki yeri açısından kritik önem taşıdığını ifade etti. Gümrük Birliği’nin güncellenmesi konusunun, 19%’dan beri devam eden bu ilişkinin daha sağlam temellere oturtulması ve yeni alanlara genişletilmesi açısından çok önemli olduğunu belirten Nas, şunları kaydetti:

“Eğer siyasi engeller aşılabilir ve Gümrük Birliği’nin güncellenme müzakereleri başlatılabilirse, o zaman Türkiye’nin AB’nin imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarını eş zamanlı müzakere ederek yürürlüğe koyması, etkin uyuşmazlık çözümü mekanizmalarının ihdas edilmesi, ulaştırma kotalarının kaldırılması gibi çözümler ile daha etkin işleyen bir Gümrük Birliği ilişkisi oluşturulabilir. Bunun yanında, sadece sanayi ürünlerini kapsayan bu ilişkinin hizmetler, tarım ve kamu alımları gibi yeni alanlara genişletilmesi mümkün olabilir. Türkiye için zorlayıcı bir süreç olacak. Ancak Gümrük Birliği’nin sanayi üzerindeki olumlu etkileri düşünülürse, bu yeni süreç de tarımda bitki ve hayvan sağlığı standartlarına uygun üretimin yaygınlaşması, rekabet gücünün artması, hizmetlerde AB iç pazarına erişimin sağlanması gibi açılardan Türkiye’nin ticaretini, üretkenliğini ve milli gelirini artıracak. Türkiye ve AB’nin tekrar yakınlaşması ve Türkiye’nin Avrupa’nın geleceğinde yerini sağlamlaştırması açısından önemli bir fırsat önümüzde duruyor.”

TİCARET 300 MİLYAR DOLAR OLABİLİR

Vize serbestisi diyaloğu ve Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncellenmesini AB ile Türkiye ilişkilerinin normalleşmesinin iki simgesel unsuru olarak nitelendiren AB uzmanı Can Baydarol, vize serbestisi konusunda hızlı bir gelişme yaşanmasını beklediğini dile getirdi. Gümrük Birliği’nin güncellenmesinin ise AB ile Türkiye arasındaki 150 milyar dolarlık ticaret hacmini 300 milyar dolara taşıyacak bir gelişme olacağını kaydeden Baydarol, “Pozitif mesaj vermek istiyorlarsa, kendi çıkarları söz konusuyla süreç canlandırılabilir” dedi. Bilindiği üzere AB, Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı konumunda. 2017 yılında AB’ye 73.9 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren Türkiye, 2018 yılının ilk yedi ayında 49.1 milyar dolarlık ihracat yaptı. AB’ye ihracatın Türkiye’nin toplam ihracat içindeki payı sırasıyla yüzde 47 ve 51 oldu. Türkiye’nin AB’den ithalatı ise 2017 yılında 85.2 milyar dolar, ilk yedi ayda ise 53.1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

 

İsmail GÜLLE /Türkiye İhracatçılar Meclisi [TİM] Başkanı
“Pazarı çeşitlendirmeliyiz”

2001’de AB’ye 17.8 milyar dolar ihracat yapan Türkiye, 2001-2017 yılları arasında ihracatını üç kattan fazla artırarak 75 milyar dolara çıkardı. 2018 ilk sekiz aylık ihracatımızın yüzde 51’i AB ülkelerine gerçekleştirilmiş olsa da bunun sağlıklı bir model olduğunu ifade etmemiz mümkün değil. AB ile olan dış ticaretimizin dengesi de önemli. Toplam ihracatımızın yarısına yakınını gerçekleştirdiğimiz AB’den ithalatımız da, toplam ithalatımızın yüzde 36’sına tekabül ediyor. AB ile dış ticaretimizde başı çeken sektörlerin otomotiv ve makine olduğunu görüyoruz. Otomotiv sektöründe AB’ye 18.6 milyar dolarlık ihracata karşılık, 13 milyar dolarlık ithalat gerçekleşirken, makine sektöründe ise durum tam tersi şekilde seyrediyor; 7.1 milyar dolarlık ihracatımıza karşılık, AB’den 15.2 milyar dolarlık ithalatımız bulunuyor. AB ile olan bağlarımızın yeniden ve planlı bir biçimde güçlendirilmesi, AB ile ticaretimizi de eski dinamizmine kavuşturacağını düşünüyorum. Ancak küresel ticarette tek bir pazara ağırlık vermek büyük riskler barındırıyor. AB ile ilişkilerimizin normalleşmesi ve eskisinden daha iyi bir seviyeye yükselmesi, biz ihracatçıları pazar çeşitlendirme faaliyetlerinden alıkoymama!).

Zeki POYRAZ / Türkiye İhracatçılar Meclisi [TİM] Başkanvekili
“Artık somut adımlar atılmalı”

Türk ihracatçısı olarak AB ile ilişkilerin geliştirilmesi, serbest dolaşım, Gümrük Birliği’nin güncellenmesini çok istiyoruz. Artık biz AB’nin tedarikçisi durumundayız. İhracatımızın yüzde 50’si euro bölgesine satılıyor. Ürünlerimiz serbest dolaşıyor ama iş adamlarımız serbest dolaşamıyor. AB ile ilişkilerin gelişmesi, ticaretin yaygınlaşması açısından bizim Gümrük Birliği Anlaşması’nı hızlıca gözden geçirmemiz gerekiyor. Son dönemde AB ile ilişkilerin yeniden yakınlaşabileceğine yönelik adımlar atılması bizi heyecanlandırıyor ancak heyecanımız var ama hayal kırıklığına uğramaya tahammülümüz yok. Gümrük Birliği anlaşmasının hızlı bir şekilde gözden geçirilmesi, düzenlenmesi, serbest dolaşımın hızlı bir şekilde iş adamlarımıza sağlanmasını bekliyoruz. Artık somut adımlar atılmalı.

Doç. Dr. Çiğdem NAS / İktisadi Kalkınma Vakfı Genel Sekreteri
“AB çıpasına yeniden ihtiyaç var”

Türkiye’de yeni bir hükümet sistemine geçiş, OHAL uygulamaları AB tarafından eleştirildi ve Türkiye’nin Avrupa’dan hızla uzaklaştığı tespitleri yapıldı. Fakat geçtiğimiz aydan bu yana AB ile ilişkilerde yeniden daha sıcak mesajlar duymaya başladık. ABD Başkanı Trump’ın küresel dengeleri bozan politikaları, Suriye meselesinde Astana ortaklarımız ile ayrılan ve Batı ile uyumlaşan politikamız ve tabii her şeyden önce ekonomideki kırılganlık AB ile ilişkilerimiz onarmayı bir zorunluluk haline getirdi. Türkiye’de ekonomik ve siyasal reform sürecini de yeniden canlandırmak için AB çıpasına yeniden ihtiyaç var.

Haşan Ali CESUR / Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON] Genel Başkanı
“AB Gümrük Birliği’ni yenilemeli”

Avrupa ekonomisi ile Türkiye ekonomisi nerede ise birbiriyle bütünleşmiş halde. Politik sorunlar yaşasak da ticari olarak iki toplum birbirinden kopamaz. Bu nedenle AB ilişkileri karşılıklı ön yargılardan kurtularak yürütülmeli. Türkiye AB’nin önemli bir ekonomik ortağı. Bu nedenle iş dünyası olarak AB ilişkilerinin sağlıklı yürütülmesi de bizi memnun eder. Hukuken ülke vatandaşlarımızın çoktan vizeden muaf tutulması gerekiyordu. Maalesef bu konuda kazanılmış hakkımızı AB’nin isteği ile şartlı olarak geri kabul anlaşmasına bağlamakla hata yaptık. AB’de bunu fırsat bilerek birtakım yeni düzenlemelerin yürürlüğe konmasını bahane ederek elimizdeki bu hakkı vermemekte diretiyor. Gümrük Birliği konusunda da bu uygulamaya girişimizin üzerinden neredeyse çeyrek asır geçti. Bu uygulama şu anki haliyle Türkiye için bir ayrıcalık olmaktan çıktı. AB Gümrük Birliği’ni yenilemeli ve vize serbestisini acilen uygulamalı.

Prof. Dr. Kemal İNAT / Sakarya Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi
“Diyalogun sürdürülmesi çok önemli”

Türkiye dış ticaretinin yarısını AB ile yapıyor. Özellikle Almanya Türkiye’nin en büyük ticaret ortağı. Devletler arasındaki ilişkilerde rasyonel olan ekonomik, siyasi ve güvenlik çıkarlarına göre hareket etmek, mümkün olduğunca ilişkilere duyguları karıştırmamak. O nedenle Türkiye ile AB ilişkilerinde yeni dönemin başlaması iyi olur. Özellikle ABD’nin yaptırımlar ve tehditlerine maruz kalınan bu dönemde, AB ile Türkiye arasında siyasi sorunlar nedeniyle yaşanan krizin uzun sürmemesi iki tarafın da yararına. Almanya’nın maruz kaldığı ABD’nin yaptırım ve tehditleri Türkiye’den az sayılmaz. Bugün Türkiye’de de ABD yaptırımları nedeniyle büyük bir rahatsızlık var. Rusya her iki taraf açısından da ABD ile ilişkileri dengeleyecek bir aktör olarak görülse de, her iki tarafta Rusya ve ABD arasında çok kalmak istemiyor. Dış politika alternatiflerini çoğaltmak istiyor. Diyalogun sürdürülmesi çok önemli.

HÜLYA GENÇ SERTKAYA

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu