7’nci Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması Sonuçları
Bu yıl 7’nci kez düzenlenen ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’ sonuçlandı. Vistek Isra Vision Yapay Görme ve Otomasyon’un kurucusu Feride Aytül Erçil 2013 Yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Kategorisi’nin birincisi seçilirken, Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi’ ise As İletişim Danışmanlık Reklam’ın kuruculan Nazlıgül Ünal ve Aslman Yıldınm oldu. Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi Kategorisi birincisi ise Kobay Deney Hayvanları Laboratuan’mn kurucusu Ayşe Begüm Buğdaycı Açıkkol, Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi Kategorisi birincisi ise Tarımsal Pazarlama’nın kurucusu Tülin Akın seçildi.
Ekonomist dergisi olarak Garanti Bankası ve Türkiye Kadın Girişimciler Derneği’nin (KAGİDER) işbirliğiyle, bu yıl 7’nci kez düzenlediğimiz ‘Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Yarışması’nı önceki hafta sonuçlandırdık. Yarışmanın jürisi, kadın girişimcileri, risk alması ve cesaret göstermesi, istihdam yaratması, sürdürülebilir finansal yapıya sahip olması, pazarlama yöntemlerini etkin kullanması ve kârlı bir bilançoya sahip olması gibi kriterlere göre değerlendirdi.
Farklı kategorilerde finale kalan 15 aday arasında seçim yaptıldığı yarışmaya İstanbul’dan katılan Vistek Isra Vision Yapay Görme ve Otomasyon’un kurucusu Feride Aytül Erçil 2013 Yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Kategorisi’nin birincisi seçildi.
Türkiye’nin dört bir yanından kadın girişimcinin başvurduğu yarışmanın ‘Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi’ ise As iletişim Danışmanlık Reklam’ın kurucuları Nazlıgül Ünal ve Aslıhan Yıldırım seçildi. Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi Kategorisi birincisi ise Kobay Deney Hayvanları Laboratuarı’nın kurucusu Ayşe Begüm Buğdaycı Açıkkol oldu. Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi Kategorisi birincisi ise Tarımsal Pazarla-ma’nın kurucusu Tülin Akın seçildi.
Yarışmanın amacı, ülkemizdeki kadınların girişimci ruhunu ortaya çıkartarak, Türkiye’ deki kadın girişimci sayısının gelişmiş ülkelerin seviyesine yükselmesi için katkıda bulunmak. Yarışmada gerçek başarı hikayelerini kendileri yazan ve Türkiye’nin dört bir yanında faaliyetlerini sürdüren kadın girişimcilerimizin projelerini değerlendiriyoruz.
Kadın girişimcilerimizin girişimci ruhunu ortaya çıkartarak Türkiye’deki tüm kadınlara örnek teşkil eden başarı hikayelerinin duyurulmasını hedefliyoruz. Kapak haberimizde finale kalan 15 kadın girişimcinin birbirinden ilginç başarı hikâyelerini okuyacaksınız.
Yapay görmede devrim yarattı
2013 Yılı Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Kategorisi birincisi Vistek Isra Vision Yapay Görme ve Otomasyon’un kurucusu Feride Aytül Erçil oldu. Geçen hafta Ekonomist’te geniş öyküsünü yayınladığımız Prof. Dr. Feride Aytül Erçil, Boğaziçi Üniversitesi Elektrik Mühendisliği ve Matematik bölümlerinden mezun olduktan sonra Brown Üniversitesinde Uygulamalı Matematik üzerine doktora yaptı. Beş yıl General Motors firmasının araştırma laboratuvarında görev yaptıktan sonra Türkiye’ye dönerek Boğaziçi Oniversitesi’nde öğretim üyeliğine başladı.
Boğaziçi Üniversitesinde BUPAM yapay görme ve görüntü analizi laboratuvarını kuran Prof. Dr. Erçil, üniversitede gerçekleştirilen araştırmaların ürünleştirilebilmesi ya da bir ürünün içine entegre edilebilmesi için ciddi bir Ar-Ge sürecinin gerektiği ve bu işi yapmak için ara teknoloji şirketleri gerektiğini gördü, 1997 yılında iki mezun öğrencisi ile birlikte Vistek Bilgisayar ve Danışmanlık şirketini kurdu. Yapay görme tabanlı otomasyon sistemleri konusunda özgün çözümler üretmeye başladı.
Almanya’dan ortak aldı
2006 yılında Prof. Erçil Vistek Limited’i kapatıp Sabancı Üniversitesi Teknoloji şirketi Inovent’in de ortaklığı ile Vistek A.Ş. şirketini kurdu. 2009 yılında Avrupa’da bir numara, dünyada üçüncü olan Alman ISRA Vision A.G., Vistek’e ortak oldu.
Vistek faaliyete başladığı ilk zamanlarda otomotiv, cam, gıda gibi farklı sektörleri analiz ederek bu sektörlerdeki olası yapay görme uygulamaları hakkında raporlar hazırlardı. Birçok firmaya yapay görme teknolojileri kullanarak, kalite kontrol otomasyonu, üretim otomasyonu konularında projeler yapan Vistek, çalıştığı sektördeki boşlukları fark ederek özgün ürünler oluşturmaya başladı. 2010 yılından itibaren cam sektörüne yönelik çözümler ve gıda ürünlerinde ihracat sırasında standart olmayan ya da kabul edilemez oranda hatalı ürün içeren partilerin geri çevrilmesi ya da değerinin çok altında fiyatlandırılması probleminin çözümüne yönelik otomatik gıda ayrıştırma sistemleri geliştirmeye başladı. Şirket, öncelikli olarak Ortadoğu ülkeleri ve Doğu Avrupa ülkelerinde, daha sonra da tüm dünyada ürünlerini satmayı hedefliyor.
Laboratuvar hayvanı üretiyor
Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi Kategorisi birincisi ise Kobay Deney Hayvanları Laboratuarı’nın kurucusu Ayşe Begüm Buğdaycı Açıkkol. Açıkkol’un girişimcilik öyküsüne bu sayımızda geniş yer verdik. Kadın girişimci veteriner hekimlikten mezun olduktan sonra ‘Bir Fikrin mi Var?’ yarışmasına katıldı ve birinci seçildi. Yarışma sonrası şirket kurulumunda sermaye desteği buldu.
Şirket Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımdan Deney Hayvanlan Kullanım, Tedarik ve Üretim Ruhsatı aldı. Alınan bu ruhsat ile şirket deney hayvanları ithalatı, ihracatı ve üretimi konusunda yetkinlik kazandı. Ardından Orman ve Su işleri Bakanlığı’ndan yerel etik kurul kurma onayını almıştır. Alınan her iki yeterlilik belgesi Türkiye’de özel sektörde ilk defa alınan belgelerdi.
14 Şubat 2009’da ithal ettikleri üç farklı türdeki anaçlarla sevgililer gününde laboratuvar hayvanlarının üretimine başladılar.
Ortadoğu’da Ar-Ge merkezi kuracak
Laboratuvar hayvanı üretim laboratuvarına ek olarak Türkiye’de özel sektörde bilimsel projelerin uygulanabileceği ve geliştirilebileceği ar-ge laboratuvarının da kurulum kararını aldılar. TÜBİTAK desteklerinin yanı sıra devletin girişimcilere destek verdiği KOSGEB‘in genel destek programlarından da yararlandılar. Kurmuş oldukları Ar-Ge laboratuvarında bilimsel dergilere makale olarak yayınlanan onlarca çalışma gerçekleştirildi.
Çalışmaları arasında laboratuvar hayvanları, kafes setleri, laboratuvar hayvanları yemi, Ar-Ge laboratuvar hizmetleri, bilimsel proje geliştirme, bakım-besleme ve laboratuvar hayvanları konusunda bilimsel eğitimler gibi ürün ve hizmetleri bulunuyor.
Açıkol’un amacı, Türkiye’de Ar-Ge laboratuvarı sayısını artırmak ve bir sonraki adımda Türkiye ile sınırlı kalmayarak Ortadoğu’da bölgesel Ar-Ge merkezi haline gelmek.
iki kardeş zeytinyağında fark yarattı
Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi Kategorisi birincisi As iletişim Danışmanlık Reklam’ın kurucuları Nazlıgül Ünal ve Aslıhan Yıldırım seçildi. 2003 yılında kurdukları AS iletişim & danışmanlık bünyesinde birçok ulusal ve uluslararası markaya, pazarlama iletişimi ve marka konumlandırma konularında danışmanlık hizmeti verdi bu iki kız kardeş.
Bu süre zarfında yurtdışı gezilerinde birçok ortamda Türkiye’de kaliteli zeytinyağı üretildiğini bilmediklerini fark ettiler ve Türkiye’nin en iyi zeytinyağını üretmeye ve bunu markalaştırmaya karar verdiler. İtalya, Ispanya, Yunanistan gibi birçok yeri gezip, birçok yerel üretici ile konuşmuş, İspanyol danışmanlar ile çalıştılar. Bununla birlikte Türkiye’de en iyi zeytinyağını nerede üretebileceklerini araştırdılar.
ilk olarak en kaliteli ve sağlıklı sofralık zeytini üretmeye karar verdiler. Nasıl üretebileceklerini araştırıp, Mudanya’nın eski bir Rum köyü olan Sigi köyünde yeni adı ile Kumyaka’da 1900’lü yıllardan kalan eski ve tarihi yağhaneyi aldılar. 2009 yılında küçük çapta üretime başladılar, ilk ürettikleri yağları çevresindekilere tattırdılar.
Dünyaya açılacaklar
2010 yılında aldıkları yağhaneyi bozmadan, günümüz koşullarına göre tüm izin ve uygunluklar alınarak bir yıllık bir süreçte yenilediler. Markalarının numerolojideki anlamı sonsuzluğa açılan kapı anlamına gelen, 11.11 olmasına karar verdiler.
Ocak 2012 itibariyle birçok gurme şarküteride ve duty freelerde ürünlerinin satışına başladılar.
iki kız kardeşin hedefi, zeytinyağında dünya markası olmak. Bu hedef doğrultusunda önümüzdeki dönem, markalı olarak yurtdışına ilk satışlarını yapmayı hedefliyorlar. Daha sonra ise ABD, Uzakdoğu ve Avrupa’nın lüks market zincirlerinde olmak en büyük hedefleri.
Çiftçiyi teknolojiyle tanıştırdı
Bu yıl Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi Kategorisi birincisi ise Tarımsal Pazarlama’nın kurucusu Tülin Akın. Akdeniz Üniversite’sinde öğrenciyken 22 yaşında başladığı projesi ile 2004 yılından bu yana çiftçilere güncel bilgiler, teknik uygulama bilgileri, çeşitli beceriler ve mesleki gelişim imkanları sağlamak amacıyla çiftçilerin geleneksel aracı yapılarını kullanmaksızın alternatif piyasalara ulaşmaları için fırsatlar yarattı.
2004 yılında çiftçi bilgisayara dokunmamışken tarimsalpazarlama.com web sitesini kurdu, hem bilgi içeriği üretti hem de çiftçilerin kendi ürünlerini site üzerinden satmalarını sağladı. Her yıl tekrarlanan çalışmalarla ile 12 bin köyden fazla yerde bilgilendirme çalışmaları yaptı. 2006 yılında çiftçinin teknolojiye ulaşması için bilgilendirme çalışmaları yapabilmek amacıyla ‘Tarım Akademisi’ markası altında yatırımcı yönlendirme ve çiftçi bilgilendirme seminerleri düzenleyerek web sitesinden bilgilendirme yapmaya devam etti.
2007 yılında site üzerinden yapılan ihracat çalışmaları nedeniyle ihracatın Yıldızları dalında yılın e-ihracat ödülünü almışlardır.
Teknoloji köyü kuracak
2008 yılında çiftçilerin yanında olan ve en çok kullandığı cep telefonları üzerinden çiftçilere özel telefon hattı, SMS bilgilendirme, uygulamalar için planlamalar yaparak içeriği zenginleştirip ve mobil çalışmalara başladı. 2009 yılında çiftçilerin cep mesajından ilan vererek site üzerinden ürün satabildiği servisi hayata geçirdi. 2010 yılında Anadolu turuna çıkıp, çiftçilere hem yetiştiricilik, hem teknoloji, hem de bilişim ve iletişim hakkında bilgiler vererek hizmetlerini kullanan çiftçilerin sayısını artırdı.
2011 yılında web, mobil projeler ve eğitim tırı operasyonu devam ederken çiftçiye kolay kullanımlı bir bilgisayar geliştirmek için çalışmalar yaptı. 2012’de ‘Çiftçi Bilgisayarı’ markasıyla büyük bir bilgisayar firması ile işbirliği yaparak çiftçilere özel yazılımlar içeren, kolay kullanımlı, uygun fiyatlı bilgisayarı piyasaya çıkardı. 250 bin abonesi olan web sitesi ve 750 bin abonesi olan mobil servislerle birlikte bir milyon kişiye hizmet veriyor. Hedefi ise bir teknoloji köyü kurmak ve başka ülkelerde benzer projeleri gerçekleştirmek.
Çin’e biberon gönderiyor
Elbette finale kalan diğer 11 kadın girişimcinin de hikayesi bir o kadar etkileyici. Türkiye’nin Kadın Girişimcisi Kategorisi’nde finale kalan ABC Lisans Üretim Sağlık Ürünleri’nin kurucusu Ayla Müstecaplıoğlu, kaliteli çocuk oto koltukları ve bebek arabaları alanında büyük bir boşluk olduğunu görerek 1994 yılında ithalatçı olarak bebek ürünleri sektörüne girdi. Grup Baby olarak uzun yıllar boyunca Avrupa ve dünyanın tanınmış markalarının Türkiye distribütörlüğünü yaptı.
2010 yılında ise 10 bin doları aşan yatırımlarla Türkiye’de ilk defa hem ithal ürünlerle kalite ve fiyat olarak rekabet edebilecek kalitede, hem de tüm dünyaya ihraç edebileceğimiz bir Prenıium bebek beslenme ürünleri markasını yarattı. Türkiye’nin ilk, Avrupa’nın ise 2’nci PES biberonu Ma-majoo markasıyla üretim yapan kadın girişimci, yine Türkiye’ de ilk defa sıfır atıkla silikon ürünler üretiyor. 2013’te Macau’ya ihracat yaparak dünyaya ürün satan Çin’ e ihraç edilen ilk bebek ürününü gönderdi. Müstecaplıoğlu, her ay yüzlerce bebeğe hediye biberon ve emzik dağıtıyor. Ayrıca, hapishanelerde anneleriyle birlikte büyüyen veya yeni doğan bebeklere yine bu şekilde gönderimler yapıyor.
Şirketlerin temizliği O’ndan soruluyor
Bu kategoride finale kalan bir diğer kadın girişimci ise Fabeks Kimya’nın sahibi Hediye Eryıl-maz. Eğitim sektöründe çalışırken girişimci olmaya karar veren Eryılmaz, kimyevi madde üzerine iş yapmaya karar verdi. İlk etapta fason üretim olarak başladığı sektörde finansal zorluklar nedeniyle küçük bir satış ekibiyle yola çıktı. Kendini sektöre kabul ettiren kadın girişimci, Unifab markasını yarattı.
Firma, endüstriyel profesyonel hijyen ve temizlik malzemeleri, dezenfektanlar ve bakım kimyasalları ürünleri üretim ve pazarlamasını yapıyor. Sağlık Bakanlığı Üretim izin Belgesi, İSO 9001 ve 14001 belgelerine haiz olup tescilli markası UNİFAB ile Türkiye’nin kurumsal şirketlerine hizmet veriyor. Hedef kitlesi ise gıda sektöründe faaliyet gösteren firmalar, hastane ve otel gibi kurumsal ürün pazarlaması yapılabilecek işletmeler.
Prematüre bebekleri ilk O giydirdi
Bu kategoride finale kalan son kadın girişimci ise idil Bebe’nin kurucusu Mevlüde Uygun. 1984’te ailesinin verdiği 500 lira ve birçok senetle üç makine alan, 50 metrekarelik bir dükkan tutan Uygun, fason dikimi yapmaya başladı. Uzun yıllar bu şekilde devam eden kadın girişimci, kendi markasını yaratmaya karar verdi. Bebe giyim piyasasında yapılanlara baktığında kalitesiz, özensiz ürünlerin ağırlıkta olduğunu gören Uygun, üretime başladı ve kendi markasını yarattı. Kutuların üzerine kumaşın, çıtçıtların kalitesini anlatan etiketler koydu.
Diğer markalarda olmayan ve satış potansiyeli düşük olan prematüre kıyafetleri koleksiyonlar üretti. 2010 yılında kendi mağazalarını açmaya karar verdi. Bugün 16 mağazayla faaliyet gösteren idil Bebe ve 2020’ye kadar 60 mağazaya ulaşmayı hedefliyor.
Yaşayan bir müze kurdu
Türkiye’nin Yöresinde Fark Yaratan Kadın Girişimcisi kategorisinde finale kalan adaylardan biri olan Zehra Sema Demir, Yaşayan Müze’nin kurucusu. Yaşayan Müze, yok olmaya yüz tutmuş zengin ve kadim Türk kültürünü koruma ve günümüz insanları ile buluşturma düşüncesi ile kuruldu. Yoğun bir çalışmanın neticesinde hayata geçirilen Yaşayan Müze’yi kurma düşüncesi ise Demir’in öğrencilik yıllarına kadar uzanıyor. Bu düşünce Hacettepe Üniversitesi Türk Halkbilimi bölümünde öğrenci olduğu yıllarda İsveç’in Stockholm kentinde bulunan Skansen Açık Hava Müzesi ile tanışmasıyla başladı.
Skansen Açık Hava Müzesi İsveç’in farklı bölgelerinde bulunan tarihî geleneksel evlerin 60 hektarlık müze alanına taşınması ile kurulmuştu. Skansen’in klasik müzelerden farkı, geçmişteki geleneksel yaşamı sıradan bir ailenin yaşamından bir zanaatkarın işini icra edişine kadar yeniden canlandırmasında yatıyordu. Bunun üzerine Beypaza-rı’nda yaklaşık yüz elli yıllık bir evde Türk el sanatlarını, halk inanışlarını, sözlü kültürü korumaya, müze mekânında etkileşimli olarak sürdürmeye yönelik bir girişimle Yaşayan Müze’yi kurdu. Yaşayan Müze bugün Türkiye’nin en çok ziyaret edilen müzelerinden biri. Açıldığı yıl yaklaşık 10 bin kişi tarafından ziyaret edilen Yaşayan Müze 2012’de 300 bin kişiyi ağırladı.
Mevlevi tatlısını yeniden canlandırdı
Bu kategoride finale kalan bir diğer kadın girişimci ise Atiye Laçin Tatlıları’nın kurucusu Atiye Laçin idi. Kırklareli doğumlu Laçin, 15 yıl Halk Eği-tim’de çeşitli branşlarda çalıştı. Eşinin işi dolayısıyla Gelibolu’da ikamet ediyordu. Gelibolu’da dünyanın en büyük Mevlevihanesi’nin restorasyon çalışmalarının son dönemiydi. Bu da kadın girişimciye iş fikri konusunda ilham verdi. Eskiden Mevlevihanelerde yapılan, unutulmuş tarihi kültürel miras olan Mevlevi Tatlısını geçmişten geleceğe köprü oluşturarak, geleneksel bu tadı yaşatmak için üretimine karar verdi. 2004 yılında Laçin Tatlılarımı kurdu.
Mevlevi tatlısının içeriğinde hurma, üzüm, ceviz, badem, bitki ve baharat çeşitleri bulunuyor. Döneminde tedavi amaçlı yapılmış. Çanakkale, Konya, İstanbul Bursa, Ankara, İzmir, Bodrum, İzmit, Adana, Urfa, Antalya, Tekirdağ gibi illerde organik ve doğal ürünler satan noktalarda satılan bu tatlının yurtdışına açılması hedefleniyor.
Yakıt pili üretiyor
Türkiye’nin Gelecek Vaat Eden Kadın Girişimcisi Kategorisi’nin finale kalan adaylarından Seda Köksal Yeğin, Hidra Enerji’nin kurucusu. Günümüzün ve geleceğin enerji sistemleri için son derece önemli olan hidrojen ve yakıt pilleri alanında üretim gerçekleştiriyor. Uluslararası düzeyde Türkiye’nin rekabet gücünü artıracak ticari yakıt pili sistemleri geliştirmeyi amaçlayan Yeğin, nanoteknoloji kullanılarak geliştirdiği hem daha yüksek performanslı hem de daha düşük maliyetli bir malzeme geliştirdi. Bunun üzerine Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın Teknogirişim Sermaye desteğine yenilenebilir enerji kaynağı yakıt pilinin yerli olarak geliştirmek için başvuruda bulundu. Bakanlıktan 100 bin TL hibe desteği alarak Hidra Enerji ve Kimya’yı yenilenebilir temiz enerji kaynağı yakıt pilini geliştirmek üzere kurdu.
Bugüne kadar İstanbul Teknik Üniversitesi’ne satış yapan kadın girişimci, ürünlerini hem yurtiçi pazarında, hem de yurtdışında pazarlayacak. Şirket ilk olarak taşınabilir güç kaynağı ve batarya şarj kaynağı olarak kullanılacak yenilenebilir temiz enerji kaynağı yakıt pilleri ile telekomünikasyonda bas istasyonlarında yedek güç kaynağı olarak kullanılacak yakıt pilleri üretimini yapacak. Ardından elektrikli araçların daha uzun menzillerde gitmesi için kullanılan yakıt pilleri ürünlerini de ürün gamı içerisine katacak.
Çin’e, İtalya’ya SPA açtı
Bu kategorinin bir diğer kadın girişimci adayı ise Akel Turizm’in kurucusu Elif Ural. Zorlu bir çocukluk hayatı geçiren Ural, üniversiteyi bitirdikten sonra Antalya Belek’te lüks bir otelde SPA müdürü olarak işe başladı. Otele gelen Çinli bir ailenin kendisini Çin’de bu konu üzerine eğitime davet etmesi üzerine Pekin’e taşındı. Pekin’in en büyük SPA merkezinde çalışmaya başladı. Kısa zamanda operasyon müdürlüğüne yükseldi.
Türkiye’ye dönmeye hazırlanırken, SPA patronu Çin’in farklı bir şehrinde Türk-Çin SPA açmayı teklif etti. Bunun üzerine Türk hamamı kese odaları yaptı iki ortak. Kısa zamanda SPA merkezi Çin’in en popüler yerlerinden birine dönüştü. Antalya’ya ailesini ziyarete geldiği esnada, Antalya’da daha önce yöneticilik yaptığı otel, SPA merkezini işletmesi için llral’a teklif götürdü. Kredi çekerek bu merkezi de işletmeye başladı. Bugün yurtdışı ve yurtiçinde SPA merkezlerine danışmanlık da yapan Ural, son olarak İtalya’nın Sardunya Adası’nda büyük bir otelin SPA merkezini işletmeye başladı. Ural’ın hedefi, 2015’e . kadar 10 farklı ülkede SPA açmak.
Hidrojen yakıtlı motorlar üretecek
Bu kategorinin son finale kalan kadın girişimcisi ise Teksis ileri Teknoloji Kimya’nın kurucusu Yılser Devrim.Şirketi ilk kurduğunda yenilenebilir enerji ve çevre sektörlerinde Ar-Ge faaliyetlerinde bulunarak,
inovatif ürünler geliştirmek ve dünyada yeni bir teknoloji olan hidrojen ve yakıt pillerini ticarileştirmeyi hedefledi. Doktora sonrası çalışmalara başladığı yıllarda hidrojen enerjisi ve yakıt pilleri alanında çok büyük bir açık olduğunu ve yurtdışına olan bağımlılığı gördü. Hidrojen yakıtlı motorlar ve yakıt pili teknolojisine yönelik akademik, uygulama ve pratik çalışmaların ülkemizde de yaygınlaşması, teknoloji üretiminde pay sahibi olmak ve gelişmelere seyirci kalınmaması gerektiğini düşünmeye başladı.
Şirket, Türkiye’nin hidrojen enerjisi ve yakıt pili teknolojisinde ilerlemesi adına önemli aşamalar kaydetti. Devrim, yürüttüğüm ulusal ve uluslararası projeler ile yakıt pilleri konusunda pratik bilgi, beceri ve üretim kabiliyetini arttırarak savunma sanayinin farklı alanlarında kullanılacak yakıt pillerinin geliştirilmesini hedefliyor.
Engellilere yaşam köyü kuracak
Türkiye’nin Kadın Sosyal Girişimcisi kategorisinde bu yıl finale kalanlar arasında yer alan Aliye Ürpekli, Kozaköy Engelli Spor Sanat ve Yaşam Destekleme Derneği’nin kurucusu.
1986 yılında özel sigorta şirketi kapsamında şirket kurtarma mali ve idari operasyon çalışmalarında koordinatör asistanı iken küçülerek büyüme yaklaşımı çerçevesinde proje koordinatörlüğü görevi verildi Ürepekli’ye ve çalışma konusu özürlülük idi. Yıllar sonra 2004’de yasa taslağı hazırlanan ve 2005’te yürürlüğe giren ‘engelli eğitimi haktır’ yaklaşımı doğrultusunda iki rehabilitasyon merkez açıp aynı zamanda yasa komisyonunda dernek temsilcisi olarak görev de aldı. Engellilere yönelik bir yaşam merkezi kurmaya karar veren kadın girişimci, 2012’de Kozaköy Engelli Spor Sanat ve Yaşam Destekleme Derneği’ni kurdu. Merkez, anne ile eğitimde aile ve anne odaklı davranışsal değişim ve dönüşüm yanı sıra yaşam koçluğu odaklı hizmet anlayışıyla eğitim veriyor.
Ürpekli, 10 yıl sonra içinde yaşam evleri olan, meyve ve sebze bahçeleri, kümes ve ağılları, iş atölyeleri ile engelli bireylerin yaşam köyü kurmayı hedefliyor.
Kadınlara özel spor salonu yapıyor
Bu kategorinin son finale kalan girişimcisi ise b-fit’in kurucusu Bedriye Hülya oldu. Kadınlara özel bir spor ve yaşam merkezi fikri; b-fit’in kurucularından Bedriye Hülya’nın Amerika’da benzer bir sisteme katılıp günde sadece 30 dakikasını ayırarak iki beden incelmesi üzerine oluşmaya başladı.
2006 yılında farklı alanlarda uzman 6 kadının bir araya gelmesiyle kurulan b-fit; 30 dakikalık egzersiz sistemini, Küçük bir fikirken hızla gelişip büyüyen b-fit bugün 48 ilde 220 merkezi ile 250’den fazla kadına girişimci olma imkanı sağlamasının yanı sıra 180 bin kadına spor yapma alışkanlığı kazandırdı. Ayrıca b-fit, üyesi kadınlar birlikte 3 bin 980 sosyal etkinliğe katıldı. Hülya’nın hedefi Türkiye dışına da açılarak Ortadoğu’da da, kadınların sosyal hayata katılmakta zorlandığı bölgelerde, bir Türk markası olan b-fit’i yaygın hale getirmek.
İş kuracak ve yeni yatırım alanları araştıran girişimci kardeşlerimiz sitemizin girişimcilik kategorisinide takip edebilir. Başarıya ulaşmış girişimcilik hikayeleri ve girişimcilik haberlerinin bulunduğu bölümümüzü incelemenizi tavsiye ederiz.