Çare, temalı kongre turizmi’nde
Dünyadaki son ekonomik gelişmeler turizm sektöründe daralma yaratabilir. Bu duruma çare olarak temalı kongre turizminin tam zamanı…
TÜRK ekonomisinin dayandığı ana ayaklardan biri turizmdir. Türkiye’nin turizm geliri, 2014’te bir önceki yıla göre yüzde 62 artarak 34.5 milyar dolar oldu. Turizm gelirleririin 26.3 dolarını kişisel, 8.4 milyar dolarını ise paket tur harcamaları oluşturdu.
Ukrayna, Suriye ve Irak’taki sıcak gelişmelerin yanı sıra; Rusya ve eski Sovyet Cumhuriyetleri’ndeki kur ayarlamalarının bu yıl turizm gelirlerini etkileyebileceği endişesi hâkim. Çare ise acil olarak daha çok gelir getirecek yeni turizm çeşitliliğinin yaratılmasında…
TEMA NE ANLAMA GELİYOR?
Türev açısından en başta ‘temalı kongre turizmi’ var. Ne demek temalı kongre turizmi? Her kongrenin zaten bir teması yok mu? Özellikle şu ‘tema’ sözcüğü özelde ne anlama geliyor?
Diyelim ki, herhangi bir konuda yerli ya da yabancı konuklar bir araya geldi. Toplantı mekânı olarak ünlü bir oteli seçtiler. Önemli konular görüşülecek. Örneğin, ‘Jinekolojide Yeni Obstetrik Renkli Doppler’ ya da ‘Oftalmolojide Femtosaniye Laser Uygulaması!’
Kafanız hemen karışmasın. Bunlar alışılagelmiş tıp kongrelerinin medikal gündeminden çekip aldığım teknik içerikli iki tema sadece.
Her kongrenin ya da toplantının birer teması vardır. Nitekim herhangi bir kongre içinde tartışılacak konuların tümü de birer ‘tema’dır aslında. Sözcük anlamıyla tema ‘konu’, ‘içerik’, ‘muhteva’ demek malum…
Örnek tüm bilim dalları, hatta siyaset için de geçerlidir. Pozitif bilimler, politika, hukuk, ekonomi gibi çeşitli dallardaki gündem içeriği birer tema olarak yorumlanabilir.
Oysa burada bahsedeceğimiz konu tamamen turizm aktivitelerini içine alan başka bir faaliyeti; turizm odaklı tematik unsurları ifade ediyor. Yerli olsun, yabancı olsun kongre üyelerini mutlu kılacak devlet destekli birer kültür armağanı.
TEMANIN YENİLİK İÇERMESİ ŞART
Diyelim ki beş yıldızlı bir otelde kongre katılımcıları bir araya geldiler. Ya da dünyanın önemli liderleri politik içerikli bir konuyu tartışmak için toplandı. Hemen her şey olağanüstü ve mükemmel. Aradaki boşluklarda sunulan ikramlar, akşamlan gerçekleşen bol müzik ve eğlence dolu saatler…
Kongre konulan bir tarafa; şunları da bilmek isteyecektir katılımcılar: Konuk olarak gelinen yerde bilinmeyen acaba neler var? Nasıl bir yerdeyiz; yerel kültür burada nasıl şekillenmiş? Turistik anlamda katılımcılara bir sıra dışı bir tema vaât ediliyor mu?
İstanbul’da Beyoğlu, Beşiktaş, Boğaz hattının ‘Kongre Turizm Merkezi’ haline geldiği malum… Ne yazık ki bu olağanüstü klasik destinasyonların dışında bugüne kadar bizim anladığımız anlamda ‘tematik bir aktivite’ icat edilmiş değil henüz.
Turizm açısından anlatmaya çalıştığımız ‘tema’ için sıra dışı bir örnek verelim hemen: Arada bir ‘mehteran gösterisi’ yapmak turistik tema yerine geçiyor nedense. Ama işin tarihsel gelişimim de anlatmak gerekir ki ‘turistik tema’ dediğimiz şey vücut bulsun.
İşte kimi zaman batılı konukların ilgisini çekebilecek konser eksenli sıra dışı bir aktivite mükemmel bir tema olabilir…
Seçkin yabancı kongre katılımcılarına neden Yıldız Sarayı’nda bir ‘Donizetti Konseri’ verilmiyor? ‘Mehteran’dan Bandoya Giuseppe Donizetti’ başlığıyla örneğin…
işte böylesi bir başlık ‘Kongre Turizmi’ için başlı başına turistik bir temadır… Önce mehter, sonra çok sesli parçalar… Ve tabii Türkiye’de Armoni Mızıkası’nm doğuş öyküsü filan… Batıyla nasıl bütünleştiğimizin cazip öykülerinden biri…
Evet, Giuseppe Donizetti, ünlü İtalyan opera bestecisi Gaetano Donizetti’nin kardeşi ve 2. Mahmut döneminde mirliva (paşa) unvanı verilmiş sanatçı bir şahsiyet…
‘Musika-i Hümayun’ adını alan kurumun arşivi içinde bugün sayısı 120’ye ulaşan müthiş nitelikte orijinal eser var. Çoğu sarayın maestrosu ‘Donizetti Paşa’ tarafından bestelenmiş. Bugün ‘Mahmudiye Marşı’ ile ‘Mecidiye Marşı’ en az Viyana klasikleriyle yarışabilecek nitelikte müzikal-inceliklere sahip.
TURİZMDE TEMA ÖDÜL DEMEK
İstanbul’un tarihi kimliğine yakışan sıra dışı tematik nitelikte bir sanatsal bir aktiviteden bahsettik biraz. Peki, inovasyon gözlüğüyle bakıldığında başka neler yapılabilir? Çünkü kongre turizminde temaların daha da buluşsal ve hareketli olması lazım…
Kongre turizminde konukları toplantının stresinden uzaklaştırıp bir şeyleri ödül olarak sunma inceliği de olmalı.
Kongre turizmine tema olabilecek aktiviteler bugün tümüyle yeni pazarlama anlayışının ürünü haline gelmiş durumda. Kongre turizminde genellikle kalınan kentin ya da ülkenin simgesi haline gelmiş yerler topluca geziliyor, antik kentlere, müzelere, kültür merkezlerine turlar düzenleniyor.
Fakat bulunulan yerin doğası, denizi, kumu ve güneşini tema olarak sunmak çok eskimiş bir uygumla. Katılımcıların pek de ilgisini çekmiyor.
Tematik turistik aksiyonlarda türev çeşitliliği olmalı: Viyana’da özel tertiplenmiş bir konsere gitmek, Paris’te ‘Michelin Yıldızlı’ şeflerin elinden bilinmedik spesiyaliteleri tatmak, Davos’ta ‘Kirchner Müzesi’ni ziyaret edip özel anı defterini imzalamak, Alplerin yüksekliklerinde manzara seyredip özel kulvarlarda kayak yapmak…
Ve tabii Los Angeles’in ünlü Hollyvvood’unda da kamera arkasına geçmek…
Bu türden zenginliklerin çok olduğu yerler kongre turizmi için özellikle tercih ediliyor. Sıralamaya bakıldığında işin sırrı ortaya çıkıyor hemen. Kongre turizminin odaklandığı yerlerin başında 2014 itibariyle 700 uluslararası kongreye ev sahipliği yapan ABD geliyor. Almanya 550 kongreyle ikinci sırada. Sonra 400 civarında kongre gerçekleştiren İtalya ve İspanya var. İngiltere ise 400 rakamını yakalamak üzere. Ve bunların bir bölümünde cazibeyi çok arttıran benzer turistik temalar var.
Bu fotoğrafın içinde Türkiye nerelerde? Henüz 2014 sonuçları açıklanmış değil. Tahminler 150 civarında kongre şekilleneceğini gösteriyor. Üstelik temalı olanı da pek yok… Yine de küçümsenmeyecek bir rakam.
TEMA SIRA DIŞI OLMALI
Evet, bizim gibi genel turizm sahasında iddialı olan bir ülke, yüksek gelirli, iyi harcayan, donanımlı, yetkin eğitimi olan kongre katılımcılarına klasik turizm aktivitelerinin dışında hangi temaları sunmalı?
Bir yabancı konuk için ‘Efes Antik Kenti’ ve ‘Meıyem Ana Evi’ gibi dikkati çekecek onlarca destinasyonu henüz yeterince keşfedilmemiş zenginlikler olarak kabul edelim. Ve İstanbul’u da şimdilik bir kenara koyalım.
Önemli olan kongre turizmini Anadolu’ya yaymak! Politik ve bölgesel sorunlar bir tarafa, ülkemiz dünyanın en önemli turizm temalarını yaratabilecek imkânlara sahip bugün. Bilinen zenginliklerin yanma hangi tematik aktiviteleri koyup icat edelim ki, kongre turizminde de tercih edilen -çizgi dışı bir ülke- haline gelsin Türkiye…
Unutulmamalı ki, deniz, kum, güneş için gelen turist kişi başı ortalama 800 dolar harcarken, kongre turizmine dâhil olanlar 2.500 dolar bırakıyor bu ülkeye.
Ve çizgi dışı bir örnek daha: Gelişmişlik düzeyini yükseklere taşımak amacıyla pek akla gelmeyen bir destinasyonu temalı kongre turizmi için hedef seçtiniz diyelim: Erzurum ya da Ağrı Kenti! Sadece ‘Palandöken Kayak Tesisleri’ni modernleştirmek kongre turizmi için yeter mi? Tabii ki yetmez. Ne yapacaksınız peki? Uluslararası camiada dikkat çekecek çizgi dışı bir aktivite! Örneğin özel helikopter seferleriyle Ağrı Dağı’nı belli bir yükseltiden konuklara göstermek. ‘Nuh’un Gemisi’ olarak vasıflandırılan ve batıda efsane haline gelmiş 4 bin küsur rakımlı o çarpıcı yerin görüntüsü’Mevsim uygun değilse bir başka cazip öneri… Belki de iyi düzenlenmiş tematik bir müze. Yabancı ve Türk araştırmacıların dağda bulduğu organik kalıntılar, şaşırtıcı objeler. Ve o yükseltide bulunan sürpriz deniz kabukluların fosilleşmiş kalıntıları. Tematik buluşlar uzayıp gider… Yeter ki devlet bu işler için girişimcilere imkân yaratsın ve organizasyonlara önayak olsun. En azından Brezilya gibi bir ülkede uygulanan aktivitelerde devletin rolünü bir kez daha gözden geçirmeye değer. Unutmayın ki Amazonların ortasında bile kongre turizmi gerçekleştiriliyor bugün…
Nur Demirok / Para