TCMB’nin kararları kuru, kur da borsayı etkileyecek
Bu hafta TCMB, Para Politikası Kurulu en önemli gündemimiz olacak. PPK’dan sürpriz bir karar beklemiyoruz ancak alınacak kararların kısa vadeli volatilité yaratması şaşırtıcı olmaz…
KUR, petrol, faiz gibi temel değişkenlerin etkisinin minimum düzeyde hissedildiği Borsa İstanbul’da (BIST), yabancı takas oram yüzde 62’ye kadar geriledi. Geçen hafta dolar/TL 2.73’le tüm zamanların rekorunu, Brent petrol 64.80’le, 10 yıllık faizler de yüzde 8.84’le 2015’in rekorunu kırarken, BIST-100 haftayı yatay sayılabilecek bir kapanışla tamamladı. Peki, Borsa İstanbul’un bu güçlü duruşu devam edebilecek mi? Bu sorunun cevabı yurtiçinde bu haftanın en değerli bilgisi olacak.
YABANCI GELİR Mİ?
Yabancı ilgisizliğine karşın Borsa İstanbul’un son haftalardaki güçlü duruşunun uzun süre daha devam etmesi, bizce çok mümkün değil. Ancak kurun mevcut seviyeleri ve faizler, yabancıyı cezbederse mevcut yerli ilgisiyle birlikte Borsa İstanbul’da güçlü bir ralli yaşanma ihtimali göz ardı edilmemeli.
Tersten bakarsak, tüm negatif etkenlere rağmen Borsa İstanbul’da alım yapanların yeni bir negatif dalgada pozisyon boşaltmaları çok sert bir düşüşe neden olacak.
Borsa İstanbul’un sıkışık bir hal almasının nedeni de bu iki senaryodan hangisinin hayata geçeceğinin tahmin edilememesi…
Bu hafta içeride Para Politikası Kurulu (PPK) en önemli gündemimiz olacak. Buradan sürpriz bir karar çıkması piyasadaki dengeleri bir anda alt üst edebilir. Bu nedenle PPK sonrası yapılacak açıklamaların ardından yeni bir değerlendirme ihtiyacı doğabilir. Biz mevcut beklentimizi ve sonrasındaki olası hareketleri açıklamaya çalışacağız. Beklemiyor olsak da toplantıdan faiz artışı gibi sürpriz kararlar çıkarsa tüm pozisyonların bu yeni şartlara göre ayarlanması gerekir.
SÜRPRİZ BEKLEMİYORUZ
Kurun son hareketlerinden rahatsız olduğu görülen TCMB’den geçen hafta 22 Nisan’daki toplantının gündemine yönelik açıklamalar geldi. TCMB, döviz depo faizlerinde indirimin, zorunlu karşılıklara verilen faizlerde de artışın, toplantının gündeminde olacağını açıkladı.
Döviz depo faizlerinde geçen yıl kasım ayında ve bu yıl mart ayında indirimler yapılmıştı. Bu seferki indirimlerin etkisinin de öncekiler gibi sınırlı olması beklenebilir. Zorunlu karşılıklara verilen faizlerdeki ölçülü artışın da bankaların toplam karlılığında kayda değer bir artış oluşturacağını düşünmüyoruz. Bu nedenle gelen bu açıklamaları TL ve bankalar özelinde sınırlı pozitif olarak yorumluyoruz.
Bu beklentinin piyasaya daha önce verilmiş olması ve fiyatlamanın yapılmış olması nedeniyle piyasaya başka bir teşvik sunulmazsa, beklenen bu kararların alınması kar realizasyonuna dahi neden olabilir. Ancak son zamanlardaki güçlü görünümü göz önünde bulundurduğumuzda sadece buradan çıkacak bu minvaldeki kararların da kalıcı bir etki oluşturması zor. Özetle PPK’dan sürpriz bir karar beklemiyoruz, buna karşın alınacak kararların kısa vadeli volatilité yaratması şaşırtıcı olmaz.
BISTteki sıkışıklıktan çıkış
Grafik, Borsa İstanbul’un içinde bulunduğu durumu çok net gösteriyor. Son bir aydır kabaca 80.500/83.500 bandında hareket eden endekste, 22, 50 ve 200 günlük ortalamalar da bu kanal içinde birbirine yaklaşmış durumda. Bu kanalın içine doğru hareket eden 100 günlük ortalama 84.500 civarında bulunuyor. Bu sıkışma alanı içinde teknik göstergelerde yorulma işaretleri olsa da hala göstergeler olumlu tarafta seyrediyor. Buna karşın 50 günlük ortalamanın 200 günlük ortalamayı aşağı yönlü kesmesi olarak tanımlanan ve orta ve uzun vadeli bir düşüşün habercisi olan “death cross” ihtimali de 82.000 altındaki kapanışlarda kuvvetleniyor. Endekste henüz bu kesişme sağlanmamış olsa da endekste ağırlığı yüksek olan bankaların bir kısmında bu kesişmenin olması tedirginlik yaratıyor.
Bu hafta bahsettiğimiz kanalın altına sarkılması durumunda, bu kesişmeyle birlikte teknik görünümde net bir bozulmadan bahsedebileceğiz. Bu nedenle endeksteki güçlü görünümün arkasına sığınarak taşınan pozisyonlarda mutlaka bu kanaldan çıkış sonrasında olabilecek sert hareketlere karşın aktif bir stop-loss mekanizması bulundurulmalı. Endeksin bu kanalı yukarı kırması durumunda ise 50 günlük ortalama yönünü yeniden yukarıya çevirecek en azından bir süre daha bu kesişme olasılığını göz ardı edebileceğiz. Bu durumda yukarıda 87.500’e doğru bir hareket daha görebiliriz. Bu yönde bir hareket gerçekleşmesi durumunda endekste özellikle betası yüksek hisselerde nakde geçerek 87.500 üzerindeki hareketlerin gücünü görmek faydalı olur. Özetle endekste bu hafta 80.500 altında satışların sertleşmesi, 83.500 üzerinde de alımların hız kazanması muhtemel görünüyor.
Dolar/TL 2.70*111 üzerine geçerse hedef 2.78
TL’nin son zamanlardaki hızlı değer kaybında doların uluslararası piyasadaki değer kaybı etkili olsa da, kayıp oranlarını kıyasladığımızda TL’nin diğer gelişmekte olan ülkelere göre zayıf kaldığını görüyoruz. Bu zayıflığın genel nedeni de herkesin malumu olduğu üzere içerideki seçim atmosferi ve faiz tartışmaları…
TCMB’nin faizleri artırma konusunda elinin kolunun bağlı olduğu algısı, TL’yi spekülatif hareketlerin odağı haline getirmiş durumda. Bu haftaki PPK toplantısı bu açıdan kritik. Bu haftaki toplantının ardından yapılacak açıklamayı piyasa ‘TCMB seçimler geçene kadar faiz artıramaz’ şeklinde yorumlar ise TL yeni bir spekülatif dalga ile karşı karşıya kalabilir. Bu durumda da geçen yıl 28 Ocak’taki ‘şok faiz artışı’ gibi önlemleri konuşmaya başlarız. Bu nedenle bu haftaki PPK kararları ve sonrasında yapılacak açıklamaları iyi okumak gerekiyor. Grafik dolar/TL’nin aylık fiyat hareketlerini gösteriyor. Grafikte görüleceği üzere doların 2011 yılından başlayarak her yıl düzenli bir şekilde değer kazandığını görüyoruz. Bu harekette şu anki seviyelere göre ilk hedef fibonaccinin işaret ettiği 2.78 iken sonrasında negatif rüzgarların esmesi durumunda ürkütücü olsa da 3.05 civarı akla geliyor. Buna karşın geçen hafta 2.73’ten başlayan geri çekilme sonrasında şimdilik 2.73’ün üzerine atılamadığı sürece biraz nefes alabiliriz. 2.73 üzerinde ise zirve yürüyüşünün duracağı geniş seviyeler beklenecek.