Ekonomide güven baharı
Uzun süredir düşen güven endeksleri nisanda toparlanmaya başladı. Uzmanlar bundan sonra da yükselişin sürebileceğini düşünüyor. Ancak artışı geçici olarak gören ve bahar iyimserliğine bağlayanlar da var…
UZUN süredir dalgalı bir seyir yaşayan piyasalar geçen hafta olumluya döndü. ABD’de faiz artışının öteleneceği açıklamaları içerde dolar kurunda gevşeme sağladı. Gösterge tahvil faizi çift hanenin hemen altına gerilerken Borsa İstanbul’da yükseliş eğilimi hakim oldu. Piyasalardaki iyimser hava nisan ayı güven endekslerinde de hissediliyor. 2015 yılının ilk üç ayında düşüş yaşayan güven endekslerinde nisan ayı itibariyle toparlanma dikkat çekiyor.
TÜİK ve Merkez Bankası işbirliğiyle hazırlanan Tüketici Güven Endeksi nisanda yüzde 1.3 artarak 65.3’e çıktı. Önceki ay ise 64.4 olmuştu. Merkez Bankası tarafından düzenlenen anketle hazırlanan Reel Kesim Güven Endeksi ise nisanda yüzde 1.5 artarak 102.7’ye yükseldi. Bu endeks önceki ay 101.2 olmuştu. Sektörel endekslerin de katılımıyla hazırlanan Ekonomik Güven Endeksi ise genel resim hakkında daha net bir fikir veriyor. Söz konusu endeks nisan ayında yüzde 3.6 arttı. Rakam 76.9’dan 79.7’ye yükseldi. Tüm verilerin mevsim-sellikten arındırılmış rakamlar olduğunu belirtelim.
“REEL KESİM GÜVENİ DAHA ÖNEMLİ”
Güven endeksleri ekonomide önemli bir yere sahip. Tüketici güveni en fazla döviz kurundaki hareketten etkilenirken, reel kesim güveni, üretim ve ihracat artışından etkileniyor. Güven endeksleri aslında 2014 yılı nisan ayından bu yana düşüş eğilimindeydi. ABD tarafından gelen faiz artış mesajları ve güçlü dolar senaryoları iç piyasaları dalgalandırdı. TL’deki kayıp tüketici güveninin azalmasında çok etkili oldu. Jeopolitik riskler ve ihracat pazarlarındaki daralma da reel kesim güveninde kayba neden oldu. Uzmanlar nisan ayındaki toparlanmayı genel şartlar çok değişmemiş olsa da olumlu buluyor. Tüketici güveninin bahar iyimserliğinden etkilendiğini savunan ekofiomistler reel sektör güvenini ise daha önemli buluyor. Çünkü reel kesim güvenini ölçmek için sorulan sorulara verilen yanıtlardan ihracat siparişlerinin arttığı sonucu çıktığına dikkat çekiyorlar. Güven endekslerinde en kötünün geride kaldığı görüşü hakim.
“JEOPOLİTİK RİSK AZALDI”
Finans Yatırım Başekonomisti Burak Kanlı, tüketici güveninde son aylardaki bozulmayı seçim dönemine ve dolardaki artışa bağlıyor. Kanlı, tüketici güveni azalsa da ekonomide istihdamın arttığını, ücretlerde reel artışın sürdüğünü savunuyor. İnsanların bu dönemde tek barometre olarak dolar kuruna baktığını belirtiyor. Nisandaki toparlanmayı en kötünün geride kalması olarak değerlendiriyor. Keza Kanlı, insanların dolar arttığı dönemde ‘eyvah’ derken, zaman geçtikçe ‘o kadar da kötü olmayabilir’ inancıyla hareket etmeye başladığını vurguluyor. Jeopolitik risklerin azaldığını ve Türkiye’nin ‘savaşa girebileceği’ tezinin artık gün-demden çıktığını da dile getiriyor.
Burak Kanlı, reel kesim güveniyle tüketici güveni arasında önemli bir ayrıma dikkat çekiyor. Reel Kesim Güven Endeksi’nin önemli bilgiler içeren bir endeks olduğuna dikkat çeken Kanlı, sanayici ve üreticilerin yanıtlarından oluştuğu için endeksin daha rasyonel olduğu görüşünde.
“EN ÖNEMLİ GÜNDEM BÜYÜME”
TEB Yatırım Stratejis Işık Ökte, ilk çeyrekteki güven azalışını üç nedene bağlıyor. Bunları, işsizlikteki artış, dövizdeki dalgalanma ve Rusya’daki krizin etkisiyle turist sayısında beklenen düşüş olarak sıralıyor. Nisan ayında ise piyasadaki oynaklığın azalmasının endeksi olumlu etkilemeye başladığını söylüyor. Seçimler sonrası için ise bir numaralı ekonomi gündeminin döviz kuru değil, büyüme olacağını öngörüyor. Keza Ökteye göre ilk çeyrekte beklentilerin çok altında bir performans görüldü. Buna karşın yeni dönemde Avrupa’da tahvil alım programının yarattığı olumlu etkiyle ihracat artışını pozitif bir gelişme olarak nitelendiriyor. Diğer bir etken olarak enflasyonu gösteriyor. İkinci yarıda enflasyonda ılımlı seyir olmasının güveni pozitif etkileyeceğini kaydediyor.
“YILSONU FAİZ STRESİ OLABİLİR”
Betam uzman araştırmacısı Dr. Zümrüt İmamoğlu ise, nisandaki güven artışını “bahar iyimserliğine” bağlıyor. Bunun geçici bir artış olabileceğini belirten Imarrtoğlu’na göre, biraz daha beklemek ve görmek lazım. Çünkü genel ekonomik koşullarda önemli bir değişiklik yok. Buna karşm, yılsonuna doğru FED’in faiz kararı tekrar gündeme gelecek.
Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. ismet Demirkol, konuya makro-ekonomi açısından yaklaşıyor. Demirkol, tüketim çılgınlığının devam ettiğine dikkat çekerek üretime dayalı büyümenin yolunu açmak gerektiğini söylüyor. İnşaat sektörü dışında imalat sanayimdeki büyümeyi ise yeterli görmüyor.
“KAPASİTE DE DÜZELİYOR”
Garanti Yatırım Başekonomisti Gizem Öztok Altınsaç, Reel Kesim Güven Endeksi’nin sipariş miktarında artışa işaret etmesini önemli buluyor.
Benzer şekilde kapasite kullanımının da nisanda yüzde 72.4’ten 74.1’e çıktığına işaret ediyor. Ancak Altınsaç’a göre, dolar kuru bu kadar yüksekken gelen rakamı yorumlamada hata olasılığı yüksek. Muhtemelen anketler kurdaki bu Son yükselişten önce yapılmıştı. Dolayısıyla ankete bakarak işler daha da kötüleşmiyor demek hatalı olabilir. Bir sonraki mayıs anketi daha doğru sonuç verebilir.
İzmir Ekonomik Üniversitesi 11BF Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Yetki-ner ise, 2013 yılı nisan ayından beri güven endekslerinde genel trendin aşağı gittiğine dikkat çekiyor. Yetkiner, nisan ayındaki artışı, “küçük oynaklıklar asıl gösterge değil, uzun dönemli bakmak lazım” sözleriyle değerlendiriyor.