TCMB’nin FED ve piyasa ile imtihanı
FED’in faizleri değiştirmemiş olması, TCMB’nin de bu ayı pas geçme ihtimalini artırdı. Buna bağlı olarak PPK toplantısı öncesinde kurlarda aşağı yönlü hareket potansiyeli sınırlı olabilir. Bu beklenti kurlarla birlikte BIST ve faizler üzerinde baskı oluşturuyor…
AYLARDIR beklenen FED toplantısı geride kaldı. FED faizleri artırmazken tutanaklara eklenen en dikkat çekici ifade şu oldu: “Ekonomik ve firlansal son gelişmeler ekonomik aktiviteyi bir miktar sınırlayabilir ve kısa vadede, muhtemelen enflasyon üzerinde daha fazla aşağı yönlü baskı oluşmasına neden olabilir.”
Bu ifadeden çıkardığımız sonuç; istihdam piyasasında çok dramatik bir çöküş yaşanmaz ise FED’in faiz artışı için izleyeceği tek göstergenin artık enflasyon verileri olacağı. Bununla birlikte enflasyon üzerinde baskı unsuru olması nedeniyle de küresel ekonomik gelişmeler daha yakından takip edilecek. Böylece ‘FED faiz artışı için dünyanın geri kalanını değil sadece ABD ekonomisini baz alır’ görüşü de kısmen askıya alınmış oldu. Çin’de başlayan ve tüm küreyi etkisi altına alan son türbülansların FED için de endişe kaynağı olması, burada yaşananların tekrarlanabileceği endişesini artıracak. Bu nedenle Çin ekonomisi ve piyasası uzun bir süre piyasalar tarafından yakından takip edilecek.
FED üyelerinin oylamadaki tutumları ve FED Başkanı Janet Yellen’in açıklamaları 2015 yılı içinde faiz artışı yönünde olsa da, piyasa 2016 seçeneğini de göz ardı etmiyor. Yellen ekim ayı dahil yılın geri kalanındaki her toplantıda faiz artışı gerçekleştirilebilir dese de, ekim seçeneği piyasa fiyatlamasından tamamen çıkarılmış durumda. Bizim beklentimiz de faiz artışının en erken aralık ayında olacağı yönünde. FED’in faiz artışı yapmamış olması, gelişmekte olan ülkelere bir süre daha zaman kazandırdı gibi görünse de belirsizliğin devam ediyor olması ve gelişmekte olan bu ülkelerin merkez bankalarının para politikasını şekillendirmede FED’in faiz artışına odaklanmış olması, bu ülkelerin para birimlerini baskılamaya devam edecek. Bu kapsamda bu hafta Salı günü gerçekleşecek olan TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı, kurlar ve kur geçişkenliği nedeniyle diğer piyasalarımız üzerinde belirleyici olacak.
Daha önceki aylarda olduğu gibi TCMB’nin para politikası araçlarında özellikle faizlerde bir değişikliğe gitmemesi, kurda yeni bir yukarı yönlü hareketi tetikleyebilir. FED’in faizleri değiştirmemiş olması, TCMB’nin de bu ayı pas geçme ihtimalini artırdığı için PPK toplantısı öncesinde kurlarda aşağı yönlü hareket potansiyelinin sınırlı olacağını düşünüyoruz. Bu beklentinin ^ kurlarla birlikte BIST ve faizler üzerinde de baskı oluşturduğu görülebilir.
TCMB TOPLANTISI
Bayram dolayısıyla kısa sürecek haftada en önemli gelişme hiç şüphe yok ki, TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı olacak. TCMB’den daha önce yapılan açıklamalar, FED’in ardından TCMB’nin de “bekle gör” politikasını devam ettirebileceğini gösteriyor. Son dönemde TCMB normalleşme süreci olarak adlandırdığı çeşitli adımlar atsa da bu adımlar piyasa beklentileri göz önüne alındığında minimal düzeyde kaldı.
TCMB’nin, faiz oranlan da dahil daha kapsamlı adımları, FED’in faizler konusundaki yol haritasını gördükten sonra atmasını bekliyoruz. Bu nedenle son FED toplantısının ardından TCMB’nin bu ayki PPK toplantısında da faizleri değiştirmeme ihtimali güçlenmiş görünüyor. TCMB, para politikası araçlarında köklü değişime gitmek için FED’i ve belki de 1 Kasım’da yapılacak seçimlerin sonucunu görmek istese de piyasa bu konuda daha sabırsız.
Piyasa son toplantılarda faizlerde değişim beklemese de toplantıların ardından TL’ye sert satışlar geldi. Bu süreç, TCMB beklediğimiz gibi faizlerde bir değişime gitmez ise TL’nin dolar karşısında değer kaybetmesi şaşırtıcı olmaz. Aynı zamanda hisse senetlerinde yeni bir satış dalgası, faizlerde de yükseliş gelebilir.
FITCH’İN YILSONU DEĞERLENDİRMELERİ
Geçen haftaki yorumumuzda, Fitch’ten kredi notunda herhangi bir değişiklik beklemediğimizi ancak Türkiye’deki siyasi belirsizlik, Asya’da oluşan yeni kriz senaryoları ve FED’in faiz artırım sürecine yönelik risklerin Fitch tarafından vurgulanacağını düşündüğümüzü belirtmiştik. Buna karşın görünümün durağandan negatife çevrilmesinin ve Türkiye ekonomisi için yapılan 2015 tahminlerde aşağı yönlü revizyonların gelmesinin şaşırtıcı olmayacağını da ifade etmiştik.
Biz bu yorumu yazarken henüz karar açıklanmış değildi. Bu nedenle BIST ve kur yorumlarımızda yatırım yapılabilir ülke notunun korunduğu varsayımını kullandık. Çok çok düşük bir ihtimal versek de böyle bir durum gerçekleşir ve Fitch Türkiye’nin notunu “yatırım yapılabilir ülke” statüsünün altına çekerse BIST’te yeni dip, kurlarda da yeni zirve arayışları devam eder. Fitch’i atlatmış olmak kısa vadede rahatlama sağlasa da 1 Kasım seçimleri sonrasında siyasiler şimdiki duruma bir çözüm üretememiş olurlarsa yılsonunda Moody’s “yatırım yapılabilir ülke” notunu elimizden alabilir. Bu nedenle not konusu kısa vadede olmasa da orta vadede gündemimizde kalmaya devam edecek.
BIST’te kısa vadeli dipler ve zirveler şekilleniyor
BIST-lOO’de 70.000 ile 75.000 kısa vadede izlenmesi gereken ilk önemli kanal olarak ortaya çıkmaya başladı. Bu seviyelerin dışında 68.000 ile 77.000 aralığı ise BIST’in önümüzdeki bir aylık süre içinde dalgalanmasını beklediğimiz aralık.
Fiyatlama davranışlarında radikal bir değişime neden olacak bir gelişme yaşanmadığı sürece bu kanalın alt ve üst bantları kısa vadeli alım satım için izlenebilir. Orta ve uzun vadede ise seçimlerin siyasi belirsizliği ortadan kaldıracağı varsayımında BIST’in ve özellikle bankaların çok cazip piyasa çarpanlarına gerilediğini düşünüyoruz. Bu nedenle hisse senetlerinde orta ve uzun vade için biriktirme dönemine girildiğini düşünüyoruz. Bu demek değil ki, hisse senetlerinde düşüşte sona yaklaşıldı, aksine 1 Kasım seçimleri öncesinde ekim ayında sert dalgalanmalar bekliyoruz.
Türkiye’yi ve sermaye piyasalarımızı aşırı derecede negatif bir ortama çekecek bir risk unsuru oluşmaz ise bu dalgalardaki sert düşüşler kademeli alım yapmak için fırsat oluşturacak. Bu nedenle endekste alım yapmayı düşünenlerin atımlarını 1 Kasım seçimlerini de göz önünde bulundurarak zamana ve kademelere yayması daha doğru olur.
Dolar/TL’de yeni zirve görülebilir
Son aylardaki PPK toplantıları öncesinde ekonomistlerin ve piyasa katılımcılarının büyük bir bölümü faiz artışı beklemese de, piyasada sanki bu beklenti varmış gibi bir fiyatlama ile karşı karşıya kaldık. TCMB’den ortamı yatıştırmaya yönelik yapılan açıklamaların da PPK toplantılarının da TL’de yeniş satış dalgaları yaşattığını gördük. Bu nedenle FED sonrası TCMB’nin faizleri artırmasına yönelik beklentiler azalmış olsa da faizlerin sabit tutulduğunun görülmesi TL’de yeni bir satış dalgası yaşanmasına neden olabilir. Dolar/TL’de 2.81’deki seçim sonrası görülen zirve geçildikten sonra teknik hedeflerin 2.92 ve 3.10 olduğunu önceki haftalarda ifade etmiştik. Bu hafta TCMB beklediğimiz gibi faizlerde bir değişiklik yapmaz ise kurun 3.10 hedefini test ettiğini görebiliriz. Birkaç vadede FED riski azalmış görünse de dolar/TL’de düşüş potansiyelinin hala sınırlı olduğunu düşünüyoruz. Önümüzdeki günlerde 3.00 TL’nin altındaki özellikle de 2.92‘ye yakın rakamların görülmesi durumunda portföylerdeki dolar ağırlığının artırılmasının faydalı olacağını düşünüyoruz.