İşyerinizi sigortalayın yangına körükle gitmeyin
Şemsiye dergisinden SEVAL ÖZKAP’ın haberini sizinle paylaşıyoruz.
Yangın sigortaları yalnızca yanan binayı değil, işletmenin devamlılığını da koruyor. İşletme sahipleri sigorta konforuyla faaliyetlerine kaldığı yerden devam ediyor.
BİR kıvılcımla başlayan yangınlar çok hızlı bir şekilde büyüyerek mal, hatta can kayıplarına neden olabiliyor. İşletmelere büyük hasarlar veren yangınlar yaşanan örnekleriyle de yaratabileceği zararı gözler önüne seriyor. Görsel ve yazılı basında gördüğümüz üzere ‘yangın’ ‘fabrika’ ve ‘zarar’ kelimeleri sıkça bir araya geliyor. Olası bir yangın durumunda işletmelerin hasarları en kısa sürede gidermesi ve yeniden faaliyete geçilmesi elzem oluyor. Bu noktada ise özel sigortalar devreye giriyor. Sigorta şirketleri sundukları ürünlerle yangına karşı teminat sunuyor ve işyerinin kaldığı yerden devam etmesini sağlıyor. Böylelikle küçük primlerle satın alman sigortalar, işletme sahiplerini büyük yüklerden kurtarmış oluyor. Satın alınan sigortalarda ise en önemli nokta, poliçelerde yer alan teminatlar alıyor. Farklı iş kollarında hizmet veren işletmelerin riskleri ve bu doğrultudaki ihtiyaçları oluyor. İhtiyaçları doğrultusunda teminatlarım poliçesine dahil eden işletmeler, olası bir hasar durumunda da ufak zararlarla süreci atlatıyor.
Hasarları neler artırıyor?
■ İşletmelerin faaliyet kollarına özel risklerine karşı alınan yetersiz önlemler.
■ İşletmenin yanlış lokasyonda kurulmuş olması. Yaşanabilecek doğal afetler de hasarın oluşması ve artmasında büyük rol oynuyor.
■ Hasara anında ve hızlı müdahale edilemediği takdirde, hasarın büyümesi de kaçınılmaz oluyor.
Önce riskler tanımlanmalı
Sigorta şirketleri işletmeleri sigortalarken birtakım önlemlerin alınmasını ise şart koşuyor. Riskin büyümesini engelleyecek önlemleri almayan işletmeler, sigorta şirketleri tarafından da sigortalanmıyor. Bu durumda sigorta güvencesinden faydalanmak için önce önlem alınması gerekiyor. İşletmelerin işlevleri sırasında ortaya çıkabilecek risklerin önceden dikkatli bir biçimde ve ayrıntıları ile tanımlanıp değerlendirilmesi ve bu riskleri minimize edecek veya tam olarak ortadan kaldıracak önlemlerin alınması gerekiyor. Yangına karşı önlem alınması istenen işletmelerde öncelikle yapısal malzemelerin niteliği önem taşıyor.
Yapılarda yanmaz veya yanması güç olan yapı malzemelerinin kullanılması, yangın riskine karşı almmış en önemli önlemlerin başında geliyor. Sonrasında ise sırayı, organizasyon bakımından yapılması gereken bazı çalışmalar alıyor. Örneğin; sabit tesisatların sık sık kontrollerinin yapılması, yangınla savaş tatbikatının yapılması, kaçış yollarının işaretlenmesi ve açık tutulması, acil ışıklandırma sisteminin kurulması, gereksiz yangın yükünün kaldırılması, korunma sistemi ve planın düzenli kontrolünün yapılması ve düzenli bir şekilde alan tatbikatlarının yapılması, alınması gereken önlemlerden sadece bazılarını meydana getiriyor. İşletmelerde yaşanan yangınlar, maddi hasarların yanı sıra maddi ve bedeni sorumluluk zararları da doğuruyor.
İşletme sahipleri, meydana gelebilecek yangın neticesinde kendi işçilerinin bedeni zarar görmesinin yanı sıra, çevre işletmelere sirayet edecek yangın sonucu oluşabilecek maddi zararlar, yine sigortalının ülke sahibi olması ve yangının da kaynağının bina olması nedeniyle kiracısına karşı sorumluluk, sigortalı kiracı ise mülk sahibine karşı sorumluluk maddi sorumluluk riskleri ile de yüz yüze kalabilir. Bu tip sorumluluklar için Yangına Karşı Mali Mesuliyet güvencesinden de faydalanılması gerekiyor. Sigortalı, işçilerinin yangın nedeniyle gördüğü zararlar için İşveren Mali Mesuliyet, çevredeki işletmelerde çalışanlar ya da diğer zarar gören şahıslar için de 3. Şahıs Mali Mesuliyet Sigortası ile koruma sunabilir. Ayrıca yaşanabilecek kazanç kayıpları da kar kaybı sigortalarıyla güvence altına alınabilir.
Sigortadan tasarruf, şahsi serveti de tehdit eder
Aksigorta Genel Müdürü Uğur Gülen: Ekonomi ve para piyasalarında dalgalanmaların olduğu dönemlerde özellikle küçük ve orta boy işletmeler öncelikle sigortaya ayırdıkları fonlardan tasarruf etme eğilimindedir. Sektör yangın branşında ilk altı ayda yüzde 13 büyüdü. Aksigorta olarak ise bu dönemde sektörün üzerinde, yüzde 20’lik bir büyüme kaydettik. Hayat dışı şirketlerin sektör genelinde zarar bakiye verdiği bir dönemde yangın ve doğal afetler branşının ilk yarı performansını “iyi”, ancak “yetersiz” olarak niteleyebiliriz.
Gelirlerin azaldığı, zarar edilen, çarkın döndürülmesinde zorlanılan dönemlerde yaşanan hasarları tazmin edebilmek, ekonominin yolunda gittiği dönemlere oranla çok daha zordur. Bu nedenle ekonomik krizin hakim olduğu zamanda birincil hedef tasarruf değil, sahip olunan varlıkların korunması olmalıdır. Varlıkları korumak üzere yaptırılan sigorta, bireyleri beklenmeyen yüksek meblağlı harcamalardan koruyarak bütçelerinin sarsılmasını önler. Kriz dönemleri sigortanın öneminin ve değerinin en çok anlaşıldığı dönemlerdir. Bir hasar durumunda sigortadan yapılmak istenen tasarruf, o işin yeniden yapılmasını imkansız kılabilir. Sermayedar tüm ticari varlığını kaybedebileceği gibi çok yüksek sorumluluk tazminatları ödemek zorunda kalabilir. Bu durum sadece ticari varlığını değil, şahsi servetini de tehdit eder.
Vazgeçilen teminatlar pişman edebilir
Axa Sigorta Başkan ve İcra Kurulu Üyesi (Teknik B Bilgi Teknolojileri 8 OPEX) Yavuz Ölken: Ticari ve sınai segmentte stokların şişmesi, bakım onarım faaliyetlerine, çalışan eğitimlerine, yangın ve güvenlik önlemlerine ayrılan bütçelerin kısılması, ucuz, kalitesiz hammadde ve makine kullanımı sigorta sektörü için büyüme sorunları yanında yangın risklerini artıran yeni bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Karşılaşılan orta ve büyük ölçekli yangın hasarlarını ve işletmelerde meydana gelen, frekansı yükselen trend seyrine giren küçük hasarları da dikkate aldığımızda 2014 yılına göre hasar/prim oranında 2014’ün aynı dönemine göre nerdeyse 25 puan üzerinde bir artış ile yüzde 50’nin üzerine sıçramış durumda. İşverenlerin para piyasaları ve ekonomide yaşanan olumsuzluklar ile baş etmesi gerçekten kolay değil, bunun yanında bir de ciddi bir yangın ve doğal afetle karşılaşmaları halinde hem ciddi kar kaybı hem de piyasa, pazar payı kaybı yaşayacakları mutlak. Bunun için kar kaybı ve iş durması sigortalarının finansal koruma enstrümanı olarak sigortalılar tarafından satın alınmasını tavsiye ediyoruz. Tasarruf önlemi adı altında yangın, kar kaybı, işveren sorumluluk gibi temel risklere karşı yaptırılan sigortalardan vazgeçilmesi işletmelerin herhangi ciddi bir olay sonucunda yeniden üretime ve ticarete dönüşlerini imkansız hale getirecektir.
Yalnızca fabrikalar değil kâr kayıpları da sigortalanmalı
Generali Sigorta Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Tümer: Ekonomideki dalgalanmalar sadece yangın branşını değil tüm sektörü ciddi anlamda etkiliyor. Sigorta sektörünün birçok sektör ile olan yakın ilişkisi, bu dalgalanmaları çok daha yakından hissetmesine sebep teşkil ediyor. Örneğin konut kredi faizlerinde yaşanan bir puanlık artış dahi konut alımlarını etkiliyor; konut alımlarındaki düşüş de bağlantılı olarak sigortalanan konut sayısında etkisini gösteriyor. Ülkemizde her gün irili ufaklı birçok yangın hadisesi meydana geliyor. Yangın branşı sadece yangın hadiselerine karşı değil özellikle sel ve deprem gibi doğal afetlere karşı da güvence sağladığı için olası doğal afetlerde bu branştan ciddi tazminatlar ödeniyor.
Yapılan birçok çalışma şirketlerin ekonomik sıkıntıya düştükleri durumda ilk tasarruf ettikleri noktanın sigorta olduğunu gösteriyor. Bu tasarruf telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabiliyor. İşletmelerde yaşanan yangın, iş kazaları gibi aklımıza gelebilecek her türlü hadisede işverenler çalışanlara karşı sorumludur. Belirttiğimiz üzere sadece fabrika binasını ya da araçlarını sigortalatmak kesinlikle yeterli değildir. Fabrika binası yandığı zaman üretim yapamayacağı için oluşacak kar kaybı, iş kazaları sonucunda karşılaşılacak tazminat talepleri ve fabrikada kullanılan makineler ya da elektronik cihazlarda meydana gelebilecek hasarlar konusunda kısacası aklınıza gelebilecek her türlü risk için sigorta devreye sokulmalıdır.
Mesuliyet sigortasında şirketler öncü olmalı
Zürich Sigorta Kurumsal ve Ticari Riskler Koordinatörü Banu Tuncel Aydın: Henüz istenilen seviyelere ulaşamayan sigorta bilinci nedeniyle ekonomik dalgalanmalarda bireysel müşteriler, işverenler, firma ve kuruluşlar gider kalemlerini kısmak ve tasarruf yapmak için ilk olarak sigorta giderlerini azaltma eğilimine giriyorlar. Bu durum diğer tüm branşları olduğu gibi yangın branşının prim üretimini de olumsuz yönde etkiliyor. Şirketimizin risk seçim/iş kabul kriterlerinde, firmaların aldığı yangın güvenlik önlemleri ve riskin kalitesi belirleyici oluyor. Ayrıca ekonomi ve para piyasalarında dalgalanmaların görüldüğü bu dönemde, sigortalının moralitesi ve finansal durumu da daha yakından takip ediliyor. Tüm bu çalışmalarımız sayesinde Zürich Sigorta olarak yangın hasarlarında portföyümüz için artış bulunmuyor. Ekonomik dalgalanmaların yaşandığı zamanlarda firmaların hasar riskinde artış görülüyor.
Örneğin; ekonomik nedenler ile çalışan işçi sayısındaki düşüş veya kullanılan orijinal malzeme ve yedek parçadaki azalma, ani ve beklenmedik hasarların oluşmasına veya işçi kazalarının yaşanmasına sebep olabilir. Bu nedenle, bu dönemler kuruluşların sigorta ihtiyacı daha da artar. Riski iyi yönetmek için risk mühendislerinin tespitleri doğrultusunda sigortalıları doğru yönlendirerek risklerini koruma altına almak hem sigorta sektörünün hem de firmaların ekonomik gelecekleri ve risk yönetimi açısından optimum seçenek olacaktır. Özellikle dolar endeksli poliçelerde artan kur nedeniyle, döviz kur farkı ayarlamaları yapılmalı ve sigorta bedelleri doğru düzeye göre ayarlanmalı. Ekonomik sıkıntılar sebebiyle işçi sayısını azaltmaya giden işletmelerde ne yazık ki işçi kazaları artıyor. Bu nedenle “İşveren Mali Mesuliyet Sigortası” işletmeler için en büyük gereksinim.
OSB’lerde sigorta zorunluluğu yok
İstanbul Dudullu Organize Sanayi Bölgesi Makine Mühendisi Erkan Özbakır: Organize Sanayi Bölgemiz sınırları içerisinde bulunan her bir firma “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” kriterlerine uygun olarak denetleniyor. Ayrıca ruhsatlandırma aşamasında bölgemiz sınırları içindeki firmaların alması gereken “İtfaiye Raporu” Bölge Müdürlüğümüz tarafından veriliyor. Yapılan denetlemeler sırasında firmalardan yangına karşı sigortalı olması zorunluluğu aranmıyor. Yangına karşı sigorta insan hayatı açısından zorunlu hale getirilmeli. Fakat mevcut sigorta sistemi ile sigorta şirketlerinin gelirini artırmaktan öteye gidemez. Sigorta firmaları, yangına karşı sigorta yapacağı işyeri veya konutu paket sigorta sisteminin aksine sıkı denetlemeye tabi tutar, sigorta primlerini riske ve alınan tedbirlere göre belirlerse ülke olarak “Yangın Güvenliği” ve “Bina Güvenliği” konusunda yol alabiliriz. İnsanların başına olumsuz bir olay meydana gelmeden sigorta düşünecekleri günler için eğitim, eğitim ve eğitim olmalı diyorum.
Toplumun birlikte barındığı her yerde sigorta zorunlu olmalı
Sigorta Eksperleri Derneği (SED) Başkanı Ahmet Nedim Erdem: Yangın branşında yaşanan frekans artışının önemli unsurları olarak, sigorta şirketlerinin yangın branşı poliçelerine ağırlık vermesi ve işletmelerin sigorta bilincinin artması ile poliçe adetlerindeki artış ile buna bağlı olarak hasar frekansının da artışından kaynaklandığı düşünülüyor. Ekspertiz çalışmalarımızda tespit ettiğimiz büyük eksiklikleri şöyle sıralayabilirim: Yangına karşı alınan önlemlerin profesyonel anlamda yetersizliği, çalışanların işletmenin yangın risklerine karşı yeterli düzeyde eğitiminin olmaması ve genel anlamda toplumun yangın bilincinin çok zayıf düzeyde olması. Sigorta, toplumun birlikte barındığı, birlikte çalıştığı alanların tümünde zorunlu olması gerekiyor. Örneğin konutlarda DASK poliçelerinin yanında mali mesuliyet sigortasının da zorunlu kılınması, binalarda sıklıkla görülen komşuluk ilişkilerinin bozulması ve bu konuda ilgili mahkemelerin yükünün hafifletilmesine önemli katkısı olacağı düşünülüyor. Özellikle OSB’lerde sigorta ve sorumluluk kişilerin sigorta bilincine bırakılmış durumda. Ayrıca OSB ve KOBI şirketleri sigorta yaptırmak için sigorta şirketine başvurduklarında risk mühendisleri bu tesisleri ziyaret edecek ve gördükleri eksiklikleri bildireceklerdir, bu da önleyici tedbirlerin artmasına risklerin ise azalmasına katkı yapacaktır. Ekonomik nedenlerden dolayı birçok firma tesisinin gerçek değerine göre değil cebinde sigorta poliçesine ödeyebileceği para kadar poliçe yaptırmak istiyor. Bu da olası ciddi problemlerde tesisini hasardan bir gün önceki haline getirmek için gerekli miktarı alamaması, işlerini tekrar eski haline getirememesine neden olacaktır.
Yıllık 23 bin TL prime 9.5 milyon TL tazminat
Sigorta Eksperi Mustafa Nazlıer: İstikrarsız piyasa karakteristiği olarak sigorta öncelik olmaktan çıkıyor. Yeni sigortalı olmadığı gibi mevcut portföydeki azalışın yanı sıra en önemli husus Freud (sahte) yangınların artması. Piyasaların belirsizliği, ani yükselen döviz kuru etkileri ve genel durum sürdürülemez hale geldiğinde iş kültürü ve iş ahlakı doğru olmayan işletmeci, varlıklarını sigorta sektörüne satıyor! Satış şekli, sigorta ettirip yakmak. Ekspertiz çalışmalarımızda işletmelerde yaşanan yangınlarda tespit ortam koşulları yangına davetiye çıkardığı gibi en büyük eksiklik düşünce yapısı-kültür. Bunun dışında en önemli eksiklik itfaiye ve çalışmaları. Diğer taraftan, risk analizi gerekliliklerinin sağlanmaması veya formalite olarak dikkate alınması.
İyi bir düşünce ile başlayan İş Güvenliği Uzmanlığı da formalite olmasaydı faydalı sonuçları olabilirdi. OSB’lerin en büyük sorunu ve riski siyasi otoriteye hizmet eden yöneticileridir. OSB içinde OSB’yi, var eden başta KOBİ ve diğer tesislerin bu duruma sessiz kalmaları karşılıklı vurdumduymazlığı ortaya koyar. Yıllardır ülkemizde adı hiçbir zaman layık olduğu şekilde açıklanmayan ve gündeme alınmayan gizli kahraman sigorta şirketleridir. Acenteleri ile OSB’leri kapı kapı gezerek neredeyse zorla sigorta ediyorlar. Bir olay olduğunda da hiç kimsenin gitmediği olay yerine ilk giden sigortacılardır.
Hiç kimse sigorta yaptırmayacak kadar zengin değildir. Ayrıca bırakın zorunlu olmasını sigorta sektörü de her isteyene artık teminat vermiyor ve vermemeli de. Temmuz ayı içinde bir tesiste yaşanan yangın hasarına ekspertiz yaptık. Dövizden etkilenmemek için hammadde stokuna girmiş.
Stok kapasitesi en üst seviyedeyken yangın gerçekleşiyor. 9.5 milyon lira tazminat ödeniyor. Sigorta şirketinin tazminatı ödeme süresi 15 gün. 23 bin TL prim veren sigortalının aldığı tazminat 9.5 milyon TL… Olay yerine vali dahil herkes geliyor.
Akıl ve nasihat veren çok oluyor ama para veren olmuyor. Sigortalı aldığı tazminat ile işine devam ediyor. Bu konfor için tasarrufa gidilir mi?
Tasarruf edilmeyecek veya edilmesinde fayda olmayan şeyler var: sağlık ve sigorta poliçesi. Sağlığınız ve sigorta poliçeniz için tasarruf etmeniz iyi olmaz. Denemeyin bile.