Rusya’nın Alternatifi Afrika ve Amerika
Rusya pazarında yaşanan sıkıntıların kısa sürede çözülmesi zor görünüyor. Bu nedenle Rusya’ya ihracat yapan firmalar yeni arayışlara girdi. Tekstilden hazır giyime, deriden elektroniğe birçok sektör gözünü farklı pazarlara dikti…
TÜRKİYE, 2016 yılına en büyük ticari partnerlerinden biri olan Rusya ile yaşadığı sıkıntılarla girdi. Kasım ayında yaşanan ‘uçak krizi’nin asıl olarak yeni yılda dış ticaret ve turizm gibi sektörlerde etkisini göstermesi bekleniyor. Özellikle Rusya tarafı ‘kriz’i bir müddet daha sürdürmeye kararlı gibi görünüyor. Bu nedenle ihracatçılar ve işadamları yeni yılın ilk altı ayında Rusya ile yaşanan sıkıntıların aşılmasını çok da beklemiyor. Hatta 2016’yı Rusya açısından ‘kayıp yıl’ ilan edenler bile var. Aslında petrol gelirlerinin düşmesi ve rublenin son iki yılda yüzde 250’ye yakın devalüe olması, zaten yılbaşından itibaren Rusya ile yaptığımız dış ticareti olumsuz etkilemişti. Uçak krizi işin tuzu biberi oldu. İki ülkenin karşılıklı uyguladığı ‘yaptırımlarla sıkıntı daha da büyüdü. Açıktan uygulanan yaptırımlar ve tarife dışı engellerle bundan sonra işler daha zor olacak gibi görünüyor. Zira Türkiye’nin Rusya’ya yaptığı ihracat 2015 Ocak-Kasım döneminde 2014 yılının aynı dönemine göre yüzde 38 düşerek 3 milyar 455 milyon dolar oldu.
Öte yandan turizmde endişeli bir bekleyiş hakim. Rusya en son 10 Türk tur operatörünün izinlerini iptal ederken, özellikle Antalya’ya gelen Rus turist sayısında 2016’da yüzde 60 azalma bekleniyor. Türkiye’ye 2014’te 4.5 milyon turist gelmişti. 2014 yılının Ocak-Eylül döneminde Rusya’dan gelen turist sayısı 4.1 milyon kişi iken 2015 yılının Ocak-Eylül döneminde azalarak 3.3 milyon kişi oldu.
TRANSATLANTİK ÜMİDİ
Rusya ile ticaret dursa bile, ihracatçılarımızın durup beklemeye niyeti yok. Birçoğu alternatif pazar arayışına çoktan girmiş durumda. Özellikle hazır giyim ve tekstil Amerika ve Afrika ülkelerine yüzünü döndü bile. İhracatçı birlikleri düzenledikleri ticari heyet gezileriyle yeni ülkelerin kapısını açmaya çalışırken, Amerika ile Avrupa arasındaki ticareti serbestleştirecek Transatlantik Anlaşması’na Türkiye’nin de Avrupa üzerinden taraf olması için lobi yapanlar da var. Rusya’ya satılamayan deri ve deri kürk ürünleri ise iç piyasaya yüzde 50’ye yakın oranda indirimle sunuldu. Birçok outlet mağazaya Rusya için üretilen ürünler düştü. Rusya pazarıyla özdeşleşen Laleli piyasası ise yüzünü iç piyasaya dönmek yerine dış piyasaları gözlüyor. Afrika ve Körfez bölgesinde ‘liman ülke’ olarak adlandırılan ve çevrelerindeki 15 ülke ile serbest ticaret anlaşması bulunan Gana’nın yanı sıra Nijer, Cezayir ile İran’a 2016’da özel ilgi gösterilecek. Laleli İndirim Günleri düzenlenmesi önerisi ise Laleli’nin imajına zarar verme ihtimali nedeniyle destek görmedi. Ancak şu anda Laleli piyasasının tadilat ve tatil döneminde olduğunu da belirtelim.
KÜRKÇÜLER BEKLEMEDE
Rusya Federasyonu’na deri ve deri mamullerinde (deri konfeksiyon, kürk deri, saraciye ve ayakkabı) 2015 Ocak-Kasım döneminde yaptığımız ihracat, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38.6 azalarak. 244 milyon 900 bin dolar olarak gerçekleşti. Uunlar içinde özellikle kürklü ürünlerde büyük sıkıntı var, çünkü iklim şartları ve giyim alışkanlıkları açısından dünyada bu ürünleri alacak bir alternatif pazar bulmak zor.
Valantino, Prada gibi dünyanın önde gelen markalarına kürklü deri kumaşı satan Gündüz Group’un Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ruken Mızraklı, “Sektör olarak beklemedeyiz. Rusya göz ardı edemeyeceğimiz bir pazar. Deri ve yünlü deri ürünlerini çok kullanıyorlar. Kanada gibi başka soğuk ülkeler Rusya’daki popülasyonu karşılamaktan uzak. Sektördeki firmalar küçülerek pazarın açılmasını bekliyor. Dünyanın önde gelen markalarının Rusya’ya satışları ülkedeki kriz nedeniyle geçen yıldan beri düşüyor. Rusya’nın durumundan bir tek Türkiye etkilenmiyor” diyor.
“AFRİKA’YA AYAKKABI SATACAĞIZ”
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Başkanı Mustafa Şenocak ise, “Yeni pazarlar aramak mecburiyetindeyiz” diyerek gelinen noktayı özetliyor. Şenocak, birlik olarak yeni dönemde Rusya’ya alternatif stratejilerini şöyle açıklıyor: “Ayakkabı sektöründe en büyük pazarlarımızdan biri Rusya’ydı. İki yıl önce satışımız 130 milyon doları bulmuştu. 2015’in ilk 11 ayında Rusya’ya ayakkabı ihracatı yüzde 11 düştü. Yeni dönemde ayakkabı ve saraciye sektörü olarak Ortadoğu ve Afrika’yı önemseyeceğiz. Deri konfeksiyonda ise Avrupa’da Almanya ve Hollanda gibi ülkelere ticari heyet gezileri yapacağız.
Yine deri konfeksiyonda Kore, Japonya ve Çin gibi Uzakdoğu ülkelerini hedefimize koyduk. Ayrıca hem konfeksiyon hem de ayakkabıda Amerika önemli alternatif pazarlarımızdan. Bu ülkedeki fuarları da yakından takip edeceğiz.”
YAPTIRIM UYGULANMAYANLAR DAVAR
Rusya hazır giyim ve perakendesi açısından da önemli bir pazar. Özellikle jet krizinin ardından ‘Made in Turkey’ etiketine savaş açan Rusya, malların gönderilmesinde birçok sıkıntı yarattı. Ancak Rusya’da özellikle mağazaları olan ve büyük montanlı iş yapan firmalara kapılarım açtılar. Yaptırımların dışında tutulacağı açıklanan markalar arasında Colin’s, Defacto, Koton, Adi, LC Waikiki, Mexx ve Rusya operasyonları Fiba Grubu tarafından yürütülen Marks&Spencer, Ba nana Republic ile Gap markalarının olduğu iddia ediliyor. Ayrıca alkollü içecek üreten Anadolu Efes’in de yaptırımlardan kurtulan Türk firmaları arasında olduğu belirtiliyor. Geçen hafta açıklama yapan LC Waikiki yetkileri, Rusya’ya mal göndermede sıkıntı yaşamadıklarını belirterek, kendilerine fiilen yaptırımların uygulanmadığını ifade ettiler.
NİJERYA, KAMERUN, ANGOLA
İstanbul Hazır giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Avva Giyim Yönetim Kurulu Başkam Volkan Atik, Rusya’ya şirket ihracatlarının toplam ihracatlarının yüzde 5’i olduğunu söylüyor. Uçak krizinin ilk günlerine göre yaptırımlarda hafifleme olduğunu altım çizen Atik, “Mağaza sayımızı son bir yılda iki katma çıkardık ve yılsonu itibariyle 55 mağazaya ulaştık. Rusya’dan doğan kaybımızı iç piyasadaki mağazalarımızla gidereceğiz” diye konuşuyor.
Atik, Rusya’ya ağırlıklı çalışan hazır giyimcilerin sıkıntılarım hafifletmek için yaptıklarını çalışmaları ise şöyle açıklıyor:
“Birlik olarak Rusya’daki muhataplarımızla bağlantıya geçip sıkıntıları hafifletmeye çalıştık ama iki ülke arasında problem olduğunda bir yere kadar müdahale edebiliyorsunuz. Türkiye’nin ticaret yapabileceği coğrafya çok büyük. Afrika pazarına ilişkin girişimlerimiz var. Nijerya ve Kamerun’dan 2015’te alım heyetleri getirdik. Yeni yılda Angola’dan da getireceğiz. Bu ülkelerde orta sınıf gelişiyor. Her şeye rağmen işimizi yapmalıyız. Ben gelecekten umutluyum.”
“ÇİN PAZARI AÇILIYOR”
Rusya’ya yaptığımız ihracatta en büyük kalemlerden biri yaş meyve ve sebze… Rakamlara bakıldığında 2014’e göre en az ihracatı azalan sektör de bu. 2014 yılının ilk 11 ayında Rusya’ya 786 milyon 242 bin dolar yaş meyve ve sebze satan Türkiye, 2015’te aynı dönemde yüzde 5.64 kayba uğrayarak, 741 milyon 889 bin dolar satış gerçekleştirdi. Jet krizinin ilk günlerinde büyük bir şok yaşayan sektörün malları gümrüklerde kaldı ama sonrasında sevkiyat devam etti. Rusya, 2016 Ocak ayından itibaren Türkiye’den limon ve greyfurt almayacağını açıkladı. Ayrıca domates de almıyor. Portakal ve mandalinada ise sorun yok. Önümüzdeki dönemde üzüm, kabak ve patlıcan ihraç etmek de mümkün olmayacak. Halen Türkiye’de yetişen portakalın yüzde 30’u Rusya’ya ihraç ediliyor.
Rusya’ya 2015’te 16 bin ton turunçgil ihraç eden Soylu Gıdanın Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soylu, yeni pazar arayışına girdiklerini belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: “Portakal ve mandalinayı Doğu Avrupa, Balkan ülkeleri ve Ortadoğu ülkelerine satabiliriz. Uzakdoğu’ya da limon ve greyfurt göndermeye başladık. Çin ile ilk kez karantina anlaşması imzalanması önemsiyoruz. İç piyasanın da daha fazla ürün alma potansiyeli var.”
“RİSKLERİ DAĞITMALIYIZ”
Makine sektörü de Rusya’ya alternatif arayışı içinde. Barajlarda ve demir çelik sektöründe ağırlıklı olarak kullanılan hidrolik silindirler üreten Kayahan İç ve Dış Ticaret’in Yönetim Kurulu Başkanı Sevda Kayhan Yılmaz, Rusya ile yılbaşından beri sıkıntı yaşadıklarını belirterek sözlerine başlıyor. Yılmaz, “Rusya’nın ekonomik sıkıntıları nedeniyle Rus bankaları teminat vermek istemiyorlar. Teminat masrafları da oldukça yükseldi. Uçak krizinden beri sevkiyat yapmadık ama geçen hafta yeni bir iş aldık ve avansı geldi. Çok büyük sıkıntı yaşıyoruz diyemeyiz ama bankacılık alanında teminat konusunda Rus bankaları sıkıntı yaşıyordu. Her banka yanaşmıyordu; teminat masrafları yüksekti. Firma olarak büyük sıkıntı yaşıyoruz diyemeyiz ama etkilenen firmalar olduğunu biliyoruz. Ancak bunların geçici olduğunu düşünüyorum” diye konuşuyor. Peki, ne tür tedbirler alınmalı sorusunu ise Yılmaz şöyle yanıtlıyor: “Dünyadaki her pazarın kendine has sorunları var. Makine dediğinizde binlerce çeşit ürün var. Tedbirlerin en serti büyümeyi yavaşlatma. Yumurtaları aynı sepete koymamak yani riski dağıtmak böy-lesi krizler için bir tedbir olabilir.”