2015’te yüksek kur finansallar üzerinde belirleyici oldu
Sanayi şirketleri 2015 dördüncü çeyrek bilançolarım açıklamaya başlıyor.
2015’te yüksek kur finansallar üzerinde belirleyici oldu. Ancak son çeyrekte nispeten güçlü olan TL’nin şirketlerin FVAOK ve kârlılıklarım olumlu etkilemesi bekleniyor. 2016’da ise yüksek kur ve düşük petrol yamnda hükümetin ekonomik önlemleri de bilançoları etkileyecek. Bu yıl kârlarda yüzde 15-20 artış bekleniyor.
Geride bıraktığımız haftada TSKB, İş GYO ve Anadolu Sigorta’nın fi-nansal sonuçlarını açıklamasıyla beraber, 2015 dördüncü çeyrek ve yıl sonu bilanço açıklamaları resmen başlamış oldu. Uzun zamandır borsa şirketlerinin bilançoları ile ilgili yaptığımız haberlerde olduğu gibi, 2015 yılı dördüncü çeyrek döneminde de finansallar üzerindeki başrol oyuncusu değişmedi. Yüksek kur, hem son çeyreğin hem de yıl sonu bilançolarının belirleyicisi oldu. Düşük petrol de yine şirketlere maliyet açısından olumlu bir etkide bulunduğu için, bu dönem petrol fiyatları da şirketlerce takip edildi. Bu noktada 2015’in üçüncü ve dördüncü çeyrekleri arasında bir miktar değer kazanan TL’nin, özellikle döviz borcu bulunan şirketleri nispeten iyi etkilediği görüldü.
YÜKSEK KUR BAŞROLDE
Uzmanlar, 2016 yılında ise yüksek dövizin yanında faizin ve hükümetin ekonomide atacağı adımlarla yapısal önlemlerin de bilançolar üzerinde etkili olacağını belirtiyor. Tahminler, 20l6’da kârlarda yüzde 15-20 artış olacağı yönünde. Yatırımcılar açısından ise riskleri dengeleyecek bir portföy belirlemenin önemine vurgu yapılıyor.
2015’in son çeyrek bilançolarında, ihracat geliri olan, kur riski bulunmayan ve bilançosunda dolar pozisyonu olan sektörlerin ve şirketlerin olumlu etkilendiğini göreceğiz. TL’nin görece güçlü olduğu 2014 yılı ve TL’nin ağırlıklı olarak değer kaybına uğradığı 2015 yılı bilançosunda, bazı farkların olması kaçınılmaz. Bazı bilançolar TL’nin değer kaybından olumlu etkilenirken, bazı bilançoların TL’nin değer kaybından olumsuz etkilenmesi söz konusu olacak. İthalat ve ihracat yapılarına göre kur etkisi nedeniyle firmaların TL’de değer farklılıklarından etkilenmesi normal.
Dolar ve Euro’nun uzun zamandır TL karşısında güçlü olması, hiç şüphesiz bilançolar üzerinde 2015 dördüncü çeyreğinde de etkili oldu. Bu bağlamda 2015 üçüncü çeyrek kapanış kurunda dolar ve Euro’ya karşı TL’nin bir miktar değerlendiğini gördüğümüzü aktaran İş Yatırım Araştırma Uzmanı İlyas Safa Urgancı, üçüncü çeyrekte döviz açık pozisyonu olan şirketlerin, nispeten güçlü TL’den olumlu etkilendiğini dile getiriyor.
HANGİ SEKTÖRLER?
2015 yılının dokuz aylık döneminde zayıf petrol fiyatları ve güçlü talep dinamikleri ile operasyonel tarafta kârların büyüme kaydettiği petrol ve gaz ürünleri sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin, 2015 son çeyrekte de benzer şekilde olumlu performans sergilemesi uzmanlarca bekleniyor.
Bu doğrultuda Tüpraş, Aygaz ve Petkim’in ön plana çıkan şirketler olabileceğini aktaran Halk Yatırım Başekonomisti Banu Kıvcı Tokalı, öte yandan otomotiv sektörünün de yine beğendikleri sektörler arasında yer aldığını belirtiyor. Tokalı, “Bu noktada Tofaş’m ön plana çıkabileceğini düşünüyoruz. Gıda perakendeciliği sektöründe faaliyet gösteren şirketlerin de ön planda olabileceğini, bu noktada güçlü mali yapının da desteği ile BlM’in öne çıkabileceğini düşünüyoruz” diyor. Banu Kıvcı Tokalı, döviz pozisyonları itibariyle TL’de-ki değer kaybından olumsuz etkilenme riski olmayan ve yüksek borç pozisyonu bulunmayan şirketlerin de olumlu ayrışmalara sahne olmasını beklediklerini ifade ediyor. Tokalı’ya göre yüksek temettü verme potansiyeli olan şirketler de bu dönemde ayrışacak.
2016’DA KUR VE FAİZ
Global gelişmelerin etkisinin bilançolarda net olarak görüleceğini belirten Saxo Capital Markets Strate-jisti Cüneyt Paksoy, büyüme tarafındaki gelişmeler, borç yapısı nedeniyle risk iştahının azalması ve olası maliyet artış ihtimalleri paralelinde özel sektörün çok daha dikkatli olacağını belirtiyor. “Bu sü reçte kur ve faiz hare ketleri birincil önce likte olmaya devam edecek” diyen Paksoy, hükümetin yapısal önlemlerinin ve büyüme tarafında atacağı adımların da belirleyici olacağını söylüyor.
Ata Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, 20l6’nın global makro belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin piyasalar üzerinde yine etkili olacağı bir yıla benzediğini belirtiyor. Demirtaş, buna rağmen şirket kârlarının toplam piyasa için 2015’e göre yüzde 18 büyüyeceğini (banka kârlarının yüzde 20, finansal olmayan şirket kârlarının yüzde 16) belirtiyor. Demirtaş, “Benzer gelişmekte olan ülkelere (GOÜ) göre daha iyi makro temelleri olmasına rağmen (hızlı büyüme ve düşen petrol fiyatlarından en çok faydalanan ülkelerden olma) Türkiye’nin kendini sermaye akımlarını çekebilmesi açısından diğer GOÜ’lerden nasıl ayrıştırabi-leceği en önemli soru” diyor.
YATIRIMCI NE YAPMALI?
Bu süreçte kur ve faiz hareketlerine göre öz sermayesi güçlü, belirli bir hikâyesi olan, borçluluk yapısı dengeli, pazar payı güçlü firmalara yatırım yapmak anlamlı görülüyor. F/K açısından cazip görülen bankacılık sektörünün de endeksin lokomotif sektörü olması açısından belirli bir oranda yatırım yapılabilir sektör gibi gözüktüğünü dile getiren Cüneyt Paksoy, yine de global hareketlere bağlı olarak BİST1 in hareketlerinin de önemli olacağını belirtiyor.
Cüneyt Paksoy, “69-000-70.000 desteğinin çalışması ve 75.000 üzerinde 80.000’le-re doğru hareket potansiyeli yatırım kararı alırken göz önüne almamız gereken teknik kriterler. Global borsalar-da satış derinleşirse 69.000 altında kalıcı olunması durumunda 2014 başlarında test edilen 60.000-65.000 aralığının potansiyel hedef olabileceği unutulmamalı ve riskleri dengeleyecek bir portföy belirlenmeli” diye konuşuyor. Paksoy, stop-loss seviyelerine bağlı kalmak koşuluyla kademeli hisse alımı dışında, kısa vadeli mevduat dolar ve altının da belirli oranlarda bulunması gerektiğinin altını çiziyor. Hızlı karar almak ve uygulayabilmek bu dönemin en önemli özelliği olacak.