Patronlar Üniversitelerde Öğrencilere Ders Veriyor
İş dünyasının patronları, iş İnsanları üniversitelerde iş deneyimlerini öğrenciler ile paylaşıyor.
Ersin Özince’den Süleyman Orakçıoğlu’na, Tayfun Bayazıt’tan, Temel Kotil’e kadar iş dünyasının yakından tanıdığı pek çok isim farklı üniversitelerde ders vererek deneyimlerini öğrencilerle paylaşıyor. Yarı zamanlı öğetim görevlisi kadrosuna iş dünyasının önde gelen isimlerini katan üniversitelerin amacı ise teorik eğitimleri sektör örnekleri ve vakalar ile zenginleştirmek.
Şirketler, bir yandan küreselleşme, piyasa belirsizlikleri, rekabet, değişen pazar trendleri ile başa çıkmaya, diğer yandan sürdürülebilir bir büyümeyi gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu yolda ise liderlik, yaratıcılık, yerinde problem çözme gibi yetkinliklere sahip çalışanlara ihtiyaçları var. Bu yetkinlikler artık sadece iş tecrübesi olan kişilerde değil, yeni mezunlarda bile aranıyor. Türkiye’de bugün 170’in üzerindeki üniversitede 4 milyonun üzerinde öğrencinin eğitim gördüğü düşünülürse, mezuniyet sonrasında iş bulmak isteyenlerin bir adım öne geçmek için öğrenim hayatları süresince bu yönde de kendilerini geliştirmeleri şart.
îşte bunu gören pek çok üniversite, iş hayatında pratik olarak yaşananları da öğrencilerine aktarmak için, yarı zamanlı olarak bazı başarılı patronları ve profesyonelleri öğretim kadrosuna dahil etti. Türkiye İş Bankası Yönetim Kurulu Başkanı Ersin Özince’den Fenerbahçe Spor Kulübü CEO’su Hakkı Haşan Yılmaz’a, Temsa Genel Müdürü Yusuf Somer’den Teknosa Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cüneyt Evirgen’e kadar pek çok isim, gerek devlet üniversitelerinde gerekse özel üniversitelerde iş deneyimlerini paylaşıyor.
Üniversitelerde ders veren iş insanları arasında, daha önce akademisyen olup sonradan iş dünyasına geçenler de var. Örneğin THY CEO’su Temel Kotil, 1993-94 yılları arasında ITÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi’nde Dekan yardımcılığı görevini de yürütmüştü ve hala aynı üniversitede ders vermeyi sürdürüyor.
YÜKSEK LİSANS ŞART
Üniversitelerde ders veren iş dünyasının profesyonel ve patronlarının bazıları yarı zamanlı öğretim görevlisi kadrosunda yer alırken, bazıları da lisans ve yüksek lisans programlarında ek ders veren öğretim elemanları olarak görülüyor. Üniversiteler, özellikle lisans ve yüksek lisans programlarında ders veren iş insanlarını seçerken yüksek lisans seviyesinde eğitim almış olmalannı şart koşuyor.
Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Dekanı Prof. Dr. Nakiye Boyacıgiller, profesyonel hayattan gelen hocalarda yüksek lisans koşulu aradıklarını ve kendilerini iş hayatında nasıl güncel tuttuklan konusunda detaylı araştırma yapıldığım ifade ediyor.
“DENEYİMLERİ PAYLAŞIN DAVETİ”
Koç Üniversitesi işletme Enstitüsü Yönetici Direktörü Nida Bektaş, iş dünyası ile entegre, iş dünyasının gereksinimlerini ve zorluklarını yakından takip eden bir anlayışın yüksek öğrenimdeki önemine değiniyor ve enstitü olarak bunu benimsediklerinin altını çiziyor. Iş dünyasından gelen, konularında söz sahibi, alanlarında başarılı ve kişisel deneyimleriyle edindikleri tecrübeleri öğrencileriyle paylaşan öğretim üyelerinin bulunduğunu söyleyen Bektaş, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“Bu sayede enstitümüz, akademik bilgi birikiminin yanı sıra bu bilgilerin iş dünyasındaki yansımalarını ve uygulamalarını bir bütün halinde sunuyor. İş dünyasının önde gelen, konularında uzun yıllar tecrübe sahibi olmuş ve üstün başarılar elde etmiş iş adamlarının verdiği eğitimlerimiz sektör örnekleri ve vakalarla zenginleştiriliyor.”
ÖĞRENCİLER İÇİN ŞANS
Ağırlıklı olarak özel üniversitelerin öğretim kadrolarında yer alan yöneticiler, öğrenciler için de büyük bir şans olarak görülüyor. Okurken sektörel tecrübeleri birincil ağızdan dinleme şansı bulan öğrenciler, ders aldıkları hocalarının şirketlerinde stajyer olarak çalışabiliyor, insan kaynakları departmanlarının yakından ilgilendiği üniversiteler, nitelikli eleman havuzu olarak değerlendiriliyor.
Son yıllarda orta kademe yöneticiler de üniversitelerin akademik kadrolarına girmiş durumda. Örneğin Cengiz Holding CFO’su Bülent Şişman, Kopaş Pazarlama Müdürü Hakan Okay, Vodafone Mobil Pazarlama Müdürü Emre Kanaat bu isimlerden bazı-lan… Genel anlamda bakıldığında şirketlerin insan kaynakları ve reklam müdürlerinin üniversitelerde en çok ders veren kişiler olduğunu da söyleyelim.
Bu konuda önemli bir projeyi İstanbul Ticaret Üniversitesi hayata geçirmek üzere. ITO’nun 81 meslek komitesinin üyeleri bu yıl bu üniversitede öğrencilere meslek seminerleri adı altında dersler verecek. Özellikle 3’üncü ve 4’üncü sınıflarda kariyer zeminini oluşturucu dersler öne çıkacak. Bunu da direkt iş insanlan verecek. İstanbul Ticaret Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nazım Ekren, meslek komitelerinde tartışılan ve gündeme gelen her gelişmenin, sorunun, yeniliğin, etkinliğin böylece öğretim dünyasına aktanlmış olacağını söylüyor.
NEDEN DERS VERİYORLAR?
Iş dünyasından kimi isimler, özel sektördeki kariyerleri esnasında doktora formasyonunu kullanabileceği akademik bir ortamın içinde olma ihtiyacıyla bu işe başlıyor. Kimi ise “Bilgi paylaştıkça değerlenir” düşüncesiyle üniversitelerden gelen talep üzerine birikimlerini öğrencilere aktarıyor.
Türkiye’nin önde gelen denetim, danışmanlık kuruluşlarından PWC’nin Türkiye Genel Müdürü Haluk Yalçın, mezun olduğu okulda, Boğaziçi Üniversitesi’nde ‘denetim’ dersleri veriyor. Kurum bünyesine alınan çalışanların çoğunlukla Boğaziçi Üniversitesi mezunu olduğunu anlatan Yalçın, “Gelen arkadaşlarla mülakat yaptığımızda denetimin ne olduğunu bilmiyordu. Yönetimle konuştum ve 10 yıldır denetim, danışmanlık üzerine ders veriyorum. Böylece öğrenciler, iş dünyasına, prosedürlerine, yapacağı iş hakkında kendini daha hazır hissediyor” diyor.
‘HOCA’LAR ÜNİVERSİTEDE MUTU
Süleyman Orakçıoğlu (Orka Holding CEO’su) “Yaklaşık sekiz yıldır Mimar Sinan Üniversitesi’nde, bir süredir de Işık Üniversitesi’nde ders veriyorum. Haftada dört saatimi ayırıyorum. Yurtdışmdan gelen öğrenciler de çoğu zaman derslerime katılıyor. Özellikle her yıl benim dersimi seçenlerin sayısında artış olduğu söyleniyor. Öğrenciler pratikte işlerin nasıl yürüdüğünü öğrenmek istiyorlar.
Açıkçası ben de pek çok konuda onlardan beslendiğimi söylemeliyim. Sınav kağıtlarını okurken eşim ‘notun kıt olmasın’ diye takılıyor bana ama çalışanla çalışmayanı bir tutmadığımı söyleyeyim.”
Cüneyt Evirgen (Teknosa Yönetim Kurulu Başkan Yrd.)
“2002 yılından bu yana Sabancı Üniversitesi’nde ders veriyorum. Yöneticiler için Yüksek Lisans (EMBA) programında Pazarlama Yönetimi ve Perakendecilik Yönetimi derslerini veriyorum. Üniversitede ders vermek öncelikle kendimi beslememe ve güncel tutmama ilave bir fayda ve motivasyon sağlıyor.”
Yusuf Soner (Temsa Genel Müdürü)
“Harvard Business School’da iş yaşamında uzun süre çalıştıktan sonra doktora yapıp, akademik alanda da çalışan profesyonellere cok imrenmiştim. Dönüşte ben de doktora yaptım. Doktora tamamlandıktan sonra Sabancı Üniversitesi Yönetim Bilimleri Fakültesinde, dekanımız Nakiye hocamın da desteği ile, ‘M407 Sales Management’ dersini vermeye başladım.
Dört yıldır bu dersleri ‘Practice facutty’ olarak sürdürüyorum. Haftada üç saatimi ayırmam gerekiyor. Öğrencilerimden aldığım geri beslemelerde, iş hayatında yaşanmış örneklere ilgi duyduklarını gördüm. Bizden sonraki jenerasyonla sürekli iletişim içinde olmak da benim için öğretici oluyor”
Fatoş Bozkuş / Ekonomist Dergisi / www.isfikirleri-girisimcilik.com