Türkiye ekonomisi ve vergi politikaları
Gelir ve kazançlar üzerinden alınan vergilerdeki artış özel sektörde yatırıma ayrılacak olan kaynak miktarının azalmasına ve buna bağlı olarak da üretim kapasitesinin düşmesine yol açıyor.
YÜKSEK enflasyon, Türkiye ekonomisinde her zaman yeni bir sürecin başlangıcı olmuştur. 2000’li yıllardan sonra, izlenen ekonomik politika ile birlikte enflasyon gerilemeye başladı ve büyüme sürecine girildi. Büyüme süreçlerinde, ödemeler dengesindeki olumsuz sonuçlara çare olarak vergi gelirleri hep gündemde oldu ve kamu gelirlerinin önemli kaynağını oluşturdu.
VERGİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ ETKİLERİ
Verginin özel sektöre olumsuz etkilerini üç başlık halinde sıralamak mümkün: Tasarruflar, yatırımlar ve finansal piyasalar üzerine etkileri.
Kamuya yönelik olumlu etkileri de üç başlık halinde sıralanabilir: Büyüme ve kalkınmaya, sağlık ve sosyal güvenliğe, milli savunmaya etkileri.
Bunları sırasıyla inceleyelim…
■ Tasarruflar üzerindeki etkisi.
Kamu sektörünün, özellikle makroekonomik istikrarsızlık dönemlerinde, ekonomideki nispi öneminin artması, sektörün kaynak talebini de artırır. Bu durum ödenen vergilerde de artışa yol açar ve bu yönüyle tasarruf arzı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.
■ Yatırımlar üzerindeki etkisi. Vergilerle, yatırımlardan elde edilen getirinin bir bölümünün kamuya transfer edilmesi yatırımlar üzerinde olumsuz etkiler meydana getirir. Gelir ve kazançlar üzerinden alman vergilerdeki artış, yatırıma ayrılacak olan kaynak miktarının düşmesine yol açabilir.
■ Finansal piyasalar üzerindeki etkisi. Finansal sektör üzerinde vergi yükünün artması, bir bakıma tasarrufların vergilendirilmesi olarak değerlendirilebilir. Bu durum, mali sektörden fon kaçışlarına neden olabileceği gibi, finansal piyasalarda yer alması gereken tasarrufları altın, döviz ve gayrimenkul gibi alanlara da çekebilir.
■ Emek arzı üzerindeki etkisi. Emek üzerinden alman vergilerin artması, emek gelirlerinde azalış anlamına gelir. Bu durum, çalışanların boş zaman tercihini olumsuz yönde etkileyerek daha fazla çalışmayı ön plana çıkardığı gibi, kişilerin tasarruflarını ve tüketimlerini kısarak artan vergileri ödeme yolunu tercih etmelerine neden olabilir. Artan vergiler nedeniyle çalışanlar, daha az vergi ödemek için daha az çalışmayı tercih edebilir.
■ Büyüme ve kalkınma üzerindeki etkisi. Özellikle gelir üzerinden alınan dolaysız vergiler; vergi indirimleri, vergisel teşvik mekanizmaları ve vergi denetim mekanizmaları yoluyla ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkilere sahip olur. Harcamalar üzerinden alman dolaylı vergiler ise; tüketimin
azaltılması, tasarrufların teşviki ve yurtiçi sanayinin gelişmesine katkı sağlaması yönünden önemlidir.
■ Vergi politikalarının ekonomik büyüme üzerindeki etkisi. Vergi politikası farklı yollardan ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkiliyor. Vergilemenin ekonomik büyümeyi olumlu yönde etkilemesi, özel kesimden vergi yoluyla kamu kesimine daha az miktarda kaynak aktarımının yapılmasına bağlıdır. Ayrıca, vergi indirimlerinin de ekonomik büyümeye olumlu etkisi olabiliyor.
Şöyle ki…
■ Kullanılabilir geliri artırarak ve vergi tasarrufu sağlayarak yatırımın maliyetini düşürmek suretiyle yatırım karlılığını arttırır.
■ Vergi için ayrılan fonların serbest kalmasını ve yatırıma dönüşmesini sağlayarak yatırımların finansmanını kolaylaştırır.
■ Yatırımların hacmini genişletir.
Sonuç olarak, devletin maliye politikası aracılığı ile ekonomik büyüme hedefine ulaşabilmesi için, harcama seçeneğinin yanında vergi politikası da belirleyici olabiliyor. Özellikle tasarruf düzeyi düşük gelişmekte olan ekonomilerde vergiler, halkın kamu harcamalarına katılımını sağlayan etkili bir mali araç olarak kullanılmakta. Dolaysız vergiler daha çok istihdam, gelir ve sermaye üzerinden elde edilen vergilerden, dolaylı vergiler ise, tüketim üzerinden alınan vergilerden oluşuyor. Dolaysız vergiler büyüme üzerinde etkili olurken, dolaylı vergilerin büyüme üzerinde nispeten daha az etki yapması ya da hiç etki yapmaması beklenebilir.