Kişisel verilerin korunmasında yeni dönem
Yeni çıkarılan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, işverenlere önemli yükümlülükler getiriyor. Hükümlere aykırılık halinde büyük para cezaları kesilecek…
GEÇTİĞİMİZ ay yasalaşan Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile güdülen amaç, kişisel verilerin işleme tâbi tutulmasında kişiliğin, temel hak ve özgürlüklerin korunması ve kişisel verileri işleme tâbi tutan kişi ve kuramların uymaları gereken kuralları düzenlemektir. Faaliyetleri çerçevesinde başkalarının kişisel verilerini, tutan, kaydeden ve bu verileri işleme tabi tutan kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin hepsi Kanunun kapsamı içindedir. Bu anlamda işçi çalıştıran her tüzel ve gerçek kişinin de işçileriyle alakalı olarak kaydettiği kişisel bilgileri özenle korumak yükümlülüğü vardır.
Kanun “kişisel veri”yi, belirli veya kimliği belirlenebilir bir gerçek ve tüzel kişiye ilişkin bütün bilgiler olarak tanımlamıştır. Kişisel verilerin işlenmesi de, kişisel verilerin, kullanılan araç ve yöntemlere bakılmaksızın toplanması, elde edilmesi, kaydedilmesi, düzenlenmesi, depolanması, uyarlanması veya değiştirilmesi, değerlendirilmesi, kullanılması, açıklanması, aktarılması veya elde edilebilir olması, ayrılması veya birleştirilmesi, dondurulması, silinmesi veya yok edilmesi gibi işlemlerden herhangi birisidir. Kişisel verilerin işlenmesi, elektronik ortamda olabileceği gibi, elle yazılmış ve merkezi olarak muhafaza edilir şekilde de olabilir.
İŞVERENLERİN YÜKÜMLÜLÜKLERİ
işverenler bakımından şu yükümlülükler getirilmiştir:
1. Kişisel verileri toplanıp, saklanacak olan kişiye hangi verilerin, hangi amaçla toplanıp, saklandığı ve kimin bu bilgilerin saklanmasından sorumlu olduğu konusunda bilgi formu hazırlanmalı ve imza karşılığında verilmelidir.
2. İşverenler, kişisel verileri tutacak olan, bu verileri koruyacak olan ve veri sistemini yönetecek olan kişi veya temsilcilerini tespit etmeli bunların isimlerini hem Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na hem de hakkında kişisel verilerin tutulduğu kişilere bildirmek zorundadırlar.
3. İş sözleşmesinin ayrılmaz bir parçası olarak, “rıza formu” hazırlanmalı ve mutlaka imzalatılmalıdır.
4. İhtiyaç duyulmayan kişisel verilerin ispat veya güvenlik amacına hizmet etmediği takdirde kişisel olmaktan çıkarılmalı, silinmeli veya yokedilmelidir.
Kişisel verileri işleme tâbi tutan kamu kurum veya kuruluşları ile gerçek ve özel hukuk tüzel kişileri, Kişisel Veri Kütüğü Sistemi Sicili’ne kaydolmak zorundadır.
Herkes, veri kütüğü sistemi sahibine başvurarak kendisiyle ilgili olarak kişisel veri kaydedilip kaydedilmediğini öğrenmek, kaydedilmişse bunları istemek hakkına sahiptir. Bu bilgi edinme hakkından önceden vazgeçmek yasaktır. Bu nedenle, iş sözleşmelerine, çalışanların bu haklarından vazgeçtiklerine dair hükümler yazılamaz.
CİDDİ YAPTIRIMLAR SÖZ KONUSU
Kişisel verilerin korunmasına ilişkin hükümlere aykırılık halinde de hukuki, cezai ve idari para cezası yaptırımlarıyla karşılaşmaktayız. Hukuki yaptırımların uygulanmasını sağlamak için, öncelikle Kişisel Verilerin Korunması Kurumu’na şikayet yoluyla başvuru yapılması gerekmektedir. Kurul kararının tebliğinden itibaren otuz gün içerisinde ilgili mahkemeye başvurulabilir. Kişilik haklarına saldırı niteliği varsa, bu saldırının önlenmesini, saldırı hakkında verilen kararın ilanım ve saldırı nedeniyle oluşan zararın tazmini istenebilecek ve bunlara ek olarak da kişisel veriler yanlış veya kanuna aykırı tutulmuşsa, bunların düzeltilmesi, silinmesi veya yok edilmesi talep edilebilecektir.
Cezai anlamda, kanunu ihlal eden fiil başka bir suç oluştursa bile altı aydan bir yıla kadar hapis veya 1 milyar TL’den 2 milyar TL’ye kadar ağır para cezası öngörülmüştür.
Kanunun getirdiği yükümlülüklere aykırı davranılması ve verilerin usulüne uygun olarak tutulmamasına ilişkin olarak ayrıca 500 milyon ile 2 milyar TL arasında idari para cezaları öngörülmektedir.
Görüldüğü gibi, Kanun, işverenlere yeni yükümlülükler getirmekte ve önemli para cezaları öngörmektedir. İş sözleşmelerinin Kanuna göre revize edilmesi ve personel dosyalarının tutulmasının bir an evvel Kanun hükümlerine uygun hale getirilmesi gerekmektedir.
Av. Doç. Dr. MEHMET KOKSAL