Yargı bağımsızlığı
Olağanüstü olayların yaşandığı şu günlerde yargı bağımsızlığı meselesi daha da önem kazandı. Demokratik hukuk devletinin sağlıklı yaşaması için bunun mutlaka sağlanması gerekiyor…
YARGI bağımsızlığı demokratik hukuk devletlerinin yaşam pınarıdır. Yargı bağımsızlığından anlaşılması gereken kesinlikle, yargının her şeyin üstünde olduğu ve yargıçların tamamen keyfi hareket edebileceği değildir. Yargı bağımsızlığının sağlanabilmesi için kendisini bir yere ait hisseden, kendisini hukukun da üstünde gören anlayıştan ve bu anlayışı savunan yargıçlardan kurtulmak gerekir.
Yargı bağımsızlığı kavramı içerisinde, mahkemelerin bağımsızlığı, yargıçların bağımsızlığı ve karar vermede bağımsızlık yer almaktadır. Ancak, hemen belirtmek gerekir ki, yargı bağımsızlığının içerisinde keyfi karar vermek, keyfi olarak karar vermekten kaçınmak ve yargıcın istediği gibi davranmak, karar vermek yetkileri ve serbestisi yoktur. Yargıçlar bağımsız yargı erkini kullanırken, yasalarla, evrensel haklar ve değerlerle bağlıdır. Adalet duygusuyla ve vicdanlarıyla hareket ederler, emir ve talimatlarla değil.
EVRENSEL DEĞERLER
Yasalar, toplumsal mutabakatı yansıtan, evrensel değerlere ve haklara uygun kurallar içermelidir. Bir başka ifade ile evrensel değer ve haklara uygunluk sorgulama kıstasımızdır. Evrensel değer ve haklar anayasalarda ifadesini bulacağı gibi uluslararası metinlerde de yer alırlar. Demokratik hukuk devletlerinde yasaların anayasaya ve evrensel değerlere uygunluk denetimi anayasa mahkemeleri tarafından yapılır. Yargı bağımsız olduğu için yasama organı tarafından yapılan yasaların anayasaya uygun olup olmadığı konusunda şüphelerinin olması halinde veya bir uygunsuzluk tespit etmeleri halinde bunun denetlenmesini anayasa mahkemelerinden istemek yetki ve görevleridir.
Anayasalar en basit anlatımıyla, evrensel değerlere uygun, topluma hâkim ve toplumu düzenleyen ana normları içeren metinlerdir. Anayasa’da düzenlenen temel norm ne kadar evrensel olur, evrensel değerlere ne kadar yaklaşabilir, ne kadar geniş bir düşünce ve hayat tarzı alanını kapsarsa, ait olduğu ve düzenlemeye çalıştığı toplum da o kadar barış ve huzur içerisinde yaşar.
Evrensel değerler ve haklar ise, tüm insanlık tarihini kapsayan ve insanların insan olması nedeniyle sahip olmaları gereken onurlarım ve haklarını ifade eder. Örneğin, yaşam hakkı, kişisel hayatla ilgili gizlilik hakkı, okuma ve öğrenme hakkı. Bu haklardan kural olarak insanların kendi iradeleriyle bile vazgeçemeyecekleri kabul edilmektedir.
YARGIÇ KİMSEDEN TALİMAT ALMAZ
Bağımsız yargı, yasalara bağlı, ancak gerektiğinde yasaların temel norma uygunluğunu denetleyen, evrensel değerleri gözeten bir erk olmalıdır. Aksi takdirde bağımsızlığından söz edilemez. Adalete uygunluk hakkaniyeti, eşit durumda olanlara eşit davranmayı, uygunluk ve uygulanabilirlik denetimlerini yapmayı zorunlu kılar. Adalete uygunluk sağlayabilmek için yargıcın vicdanına güven duyabilmek gerekir. Yargıç, kimseden talimat almayacaktır, kendini baskı altında hissetmeyecektir ve hukuki sınırlar içerisinde vicdanına göre karar verecektir.
Yargı bağımsızlığı, her türlü etkiden uzak, adalet duygusu ve vicdani kanaatle, yasalara bağlı ama gerektiğinde onların denetimini de yapabilen ve evrensel değer ve hakları göz ardı etmeden demokratik hukuk düzeni içerisindeki işleyişin denetimi de dâhil olmak üzere yargı erkininin yürütülmesidir.
Ülkemizde yargılama faaliyetlerinde ciddi sorunlar olduğu hepimizin malumu. Bu, toplumda huzurun sağlanması bakımından sürdürülebilir bir durum değildir. Yargımızın sorunlarının bir an önce halledilmesi gerekiyor. Bu, yargıya duyulan veya duyulması zorunlu güvenin yeniden kurulması için şarttır.
Av. Doç. Dr. MEHMET KÖKSAL