Not indirimi dünyanın sonu değil
Not indirimi dünyanın sonu değil. Türkiye enflasyonu tek haneye indirdiği, bankacüık sistemini iyileştirdiği, kamu borcunu düşürdüğü, yüzde 9 büyüdüğü 2013 öncesindeki dönemde de ‘Ratırımyapılabilir”nota sahip değildi…
Enflasyon neden yüksek geldi?
Basında “gıda” günah keçisi yapılıyor. Evet, gıda fiyatlarındaki yıllık enflasyon yüzde 9.7’ye yükseldi. Gıdanın tüketim sepeti içindeki ağırlığı fazla (yüzde 25’e yakın) olduğu için de TÜFE enflasyonu yüzde 8.8’e tırmandı. Ama tek sorumlu gıda kalemi değil. Bitişikteki grafikte gıda dışı her şeyin enflasyonu görülüyor. Gıda dışı kalemlerdeki enflasyon da yüzde 8.6 düzeyinde. Enflasyon konusunda konsensüs kadar olumlu olduğumu söyleyemem. Yılı bu düzeylerde bitireceğimizi düşünüyorum. Ancak bu durum Merkez Bankası’nın ekonomik aktiviteye destek adımları atmasına engel olmamalı. Neden mi?..
Merkez sizce ne yapmalı?
Türkiye ekonomisinin potansiyel büyüme hızı yüzde 4.5’tir. Bir başka ifadeyle, normalimiz budur. Yüzde 4.5’i eşik kabul edebiliriz. Altı yavaş, üstü hızlıdır. Sanayi üretimi Türkiye’de ekonomik aktivitenin ve geç açıklanan GSYH’nm en iyi göstergesidir. Elimizde en son Mayıs ayı verisi bulunuyor. Buna göre Türkiye Mayıs ayını da kapsayan üç aylık dönemde yüzde 3.10 civarında bir büyüme hızında kalmış. Normalimizin altındayız. Kaldı ki İstanbul Sanayi Odası tarafından yayımlanan Türkiye PMI imalat Endeksi Haziran ve Temmuz aylarında 50’nin altında kaldı. 50’nin altı sektörün daraldığına işaret eder. Üstelik endeks 2009 yılından beri gözlenen en düşük düzeylerde. Ekonomik aktivitenin ciddi şekilde yavaşladığını gözlemliyoruz. Merkez Bankası’nın zorunlu karşılık oranlarında indirime giderek ekonomik aktiviteyi desteklemesi gerekiyor. Zorunlu karşılık oranlarında indirim bankaların verebileceği kredi miktarını artıracağı gibi kredi faizlerinin de düşmesini sağlayacaktır.
Moody’s kredi notumuzu indirebilir mi?
Hangi finansal göstergeye ya da ekonomik metriğe bakarsak bakalım Türkiye mevcut “yatırım yapılabilir ülke” notunu fazlasıyla hak ediyor. Moody’s açısından en rasyonel karar 5 Ağustos tarihini rapor yayımlamadan pas geçmek ve Türkiye’yi izlemeye devam etmek olacaktır. Not inmezse dolar-TL 2.90-2.93 bandına kadar geri çekilebilir. Ancak bu düzeyin altında kalıcılaşma beklemiyorum. Geçen haftaki yazımda dünya ekonomisinin 2017’de yüksek ihtimalle resesyona gidebileceğini işlemiştim.
Kurda yükseliş beklentimin arkasında dünya ekonomisine yönelik oldukça olumsuz öngörüm yatıyor.
Not indirimi olursa ne olur?
Yurtdışında yerleşik kişilerin (büyük ölçüde yabancı yatırımcılar) mülkiyetinde bulunan hisse senedi stokunun piyasa değeri 46.5 milyar dolar düzeyinde. Benzer şekilde, ellerinde 37.7 milyar dolar piyasa değeri olan devlet tahvili ve hazine bonosu var. Yabancı yatırım fonlarının bir kısmında ‘en az iki’ hassasiyeti söz konusudur.
Bu yönde (teknik ya da farklı gerekçelerle) hassasiyeti olan yabancı yatırım fonları yönetimlerindeki tasarrufları sadece “en az iki derecelendirme kuruluşu tarafından yatırım yapılabilir ülke statüsünde derecelendirilen” ülkelere yönlendirebiliyorlar. Türkiye bu kriteri 2013 yılından beri karşılıyor.
Ancak Moody’s ve(ya) Fitch’in not indirimine gitmesi “bahse konu” fonların Türkiye’deki portföy yatırımlarını (sıcak para olarak da bilinir) ülke dışına çıkarmalarını tetikleyebilecektir. Haliyle not indirimi birçok açıdan olumsuz etkiler yaratır.
Lâkin, dünyanın sonu değildir. Enflasyonu tek haneye indirdiği, Avrupa’nın örnek aldığı bankacılık sistemini kurduğu, kamu borcunu hızla düşürdüğü, yüzde 9 büyüme hızlarına ulaştığı ve yabancı sermayenin oluk oluk aktığı bir cazibe merkezine dönüştüğü 2013 öncesindeki dönemde de Türkiye “yatırım yapılabilir” nota sahip değildi.
Merak etmeyin, Türkiye ekonomisi not indirimini de atlatacak güçtedir.