2016 Piyasa Yorumları
Piyasalar bu yıl yaz rehavetini yaşayamadı. 15 Temmuz’daki darbe girişimiyle yükselen tansiyon alınan tedbirler ve teşvik çalışmalarıyla düşürülse de son günlerde bu defa jeopolitik riskler fiyatlanmaya başladı. Böyle bir ortamda sonbahara giriyoruz. Bu dönemde kredi derecelendirme kuruluşlarından gelecek açıklamalar, FED’in faiz artırım süreci, siyasi ve jeopolitik riskler izlenecek. Bu ortamda 18 finansçı CEO’dan portföy önerilerini aldık. Yapılan önerilerde hisse senedi, mevduat ve dolar öne çıktı. Altın ve Ö5T fona olan ilgi ise düştü.
15 Temmuz’daki darbe girişiminin ardından yaralannı saran, kayıplarını büyük ölçüde telafi eden para ve sermaye piyasaları, yılın son dönemine girdi. Piyasaların odağında bundan sonraki dönemde, başta FED’in faiz politikası olmak üzere dış faktörler ve bölgesel riskler daha fazla gündemde olacak. İç gündemde ise yapısal reformlar ve bunlann etkileri, Merkez Bankası’nın faiz hamleleri ve tabii Türkiye’nin kredi notu ile ilgili gelişmeler izlenecek. Piyasaların gündemini ve bu gündem sonrası yılın sonuna kadar olan süreçte piyasa beklentilerini aracı kuruluş ve portföy yönetim şirketlerinin üst düzey yetkilileri ile yaptığımız çalışma ile analiz ettik.
PORTFÖY NASIL OLMALI?
Yaptığımız çalışmada öncelikle piyasalar sonbahar aylarına girerken, beklentilere bağlı olarak yatırım portföyünün nasıl olması gerektiğini araştırdık. Bundan bir ay önce darbe girişiminin hemen ardından yaptığımız anket çalışmasında borsa, TL mevduat ve altın öne çıkarken, yılın geri kalan dönemi için yaptığımız bu anketimizde ise hisse, döviz ve mevduatın ağırlığının arttığını görüyoruz. Özel sektör tahvilleri daha yüksek getiri potansiyeli sunmasına rağmen, risk unsurları dikkate alınarak bir miktar geri plana itilmiş duruyor. Bunun yanında uzmanlar portföylerin çeşitlenmesi anlamında uluslararası yatırım araçlannı da önerilerinde öne çıkarıyor. Haberimizin tablolannda varlık dağılımlarının nasıl şekillendiğini görebilirsiniz. Yine son yaptığımız anketimize katılan 18 aracı kuruluş ve portföy yönetim şirketinin üst düzey yöneticisinin portföy önerilerini ayrıca tablo haline getirdik.
DENGELİ PORTFÖY
Yılbaşından bu yana portföyde hisse senedi oranını yüzde 20 seviyesinde tuttuklarını söyleyen Ekspres Yatırım Genel Müdürü Murat Ergin, “Dönemsel getiriler mümkünken, portföyde ağırlığı artıracak kadar getiri beklentimiz yok. 70.000’e yakın bölgede hisse senedi alimini, 80.000’e yakın bölgede satım tavsiye ediyoruz” diyor.
Risklere karşı sigorta görevi görecek şekilde yüzde 20 oranında dolar alımı tavsiye eden Murat Ergin, dönem içinde ucuz kalmış yatırım alternatiflerini değerlendirmek için yüzde 20 kısa vadeli mevduat öneriyor. Ergin, yine yüksek getiri için ÖST’ye, küresel koşulların riskten kaçışa işaret ettiği veya negatif faizin yayıldığı dönemler için altına dikkat çekiyor.
HANGİ HİSSELER?
Şu anki seviyeler değil ama 70.000-72.000 bandına olası geri çekilmelerde hisse senedi aliminin yapılabileceğini anlatan TEB Portföy Genel Müdürü Selim Yazıcı, “Önerdiğimiz portföyün dengeli bir risk/getiri profiline sahip olduğuna, bu nedenle de fazla risk almak istemeyen yatırımcılar için mevduatı çeşitlendiren alternatif bir dağılım olduğuna inanıyoruz” diyor. Yazıcı, hisse, döviz, altın, TL faizden oluşan bir portföy dağılımı yapıyor.
Portföy oluştururken döviz açığı olmayan hatta döviz fazlası olan hisse senetlerine dikkat çeken IKON Menkul Genel Müdürü Engin Kuru, “Yıl sonuna doğru dolar/TL kurunda yaşanmasını beklediğimiz hareket döviz pozisyonu olan şirketlerin yıl sonu bilançolarını önemli ölçüde etkileyecektir. Endekste şu anki seviyelerden 85.000 bölgesine yaklaşık olarak yüzde 10’luk bir getiri potansiyeli mevcut. Altı aylık bilançosu iyi gelen ve döviz açığı olmayan hisselerden yaklaşık yüzde 40 oranında bulundurulabilir” diyor.
IKON Menkul’e göre dolar/TL kurunda yıl sonuna kadar yüzde 7’lik bir yükseliş potansiyeli mevcut. Portföyün yüzde 35’Ük kısmı dolarda bulunabilir. Kalan yüzde 25’lik kısım ise çıkabilecek fırsatlara karşı nakit olarak tutulabilir.
ENDEKS TAHMİNLERİ
Borsa dolar bazında en düşük seviyelerinde. Temmuz ortasında 72.000’e gerileyip dolar/TL’nin de 3’ün üstüne çıktığı durumda, dolar bazında endeks 2,4’e gelmişti. Bu da çok düşük bir seviyeydi.
Sonrasında endeks toparlanma sürecine girdi ve 80.000 seviyelerini test etti. Daha sonra ise Suriye sınırındaki gelişmelerin de etkisiyle birlikte endeksin 75-000 seviyelerine gevşediğini gördük.
Yeni süreçte yıl sonuna kadar olan bölüm için 18 CEO’nun değerlendirmesini aldık. Yapılan tahminlere bakıldığında pozitif tarafta olan da var, negatif tarafta olanlar da… Ancak verilen endeks tahminlerine bakıldığında 70.000 altı seviyeler öngörülmezken, yukarıda ise yıl sonu için 85-000-90.000 hedefini veren CEO’lar da var.
Gelinen seviyelere bakıldığında endeksin 70.000’in altına inmesi ihtimalini düşük bulan Saxo Capital Genel Müdürü Savaş Divanlıoğlu, yuka-n hareketlerin de riskler nedeniyle sınırlı olacağı kanaatinde. Turizm gelirlerindeki düşüşün cari dengeye etkisi gibi makro risklere dikkat çeken Di-vanlıoğlu, darbe girişimi sonrası ekonomide yavaşlama eğiliminin kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Bundan sonraki süreçte yabancı yatırımcıya güven veren tedbirler ve ekonomik açılımların önemine değinen Divan-lıoğlu, “Borsa, ucuz olmasına rağmen, yukarı harekeder kâr fırsatı olarak kullanılabilir. Yıl sonuna kadar da bu döngü böyle sürebilir. Bu nedenle yıl sonuna kadar sınırlı bir bantta hareket olur” diyor.
DÜŞÜŞLER DEĞERLENDİRİLMELİ
Darbe girişiminin kısa sürede bastırılması ile hükümet ve MB’nin ekonomiye yönelik acil önlemleri, piyasalara yönelik olumlu mesajlan ve yabancı yatırımcılar ile temaslar piyasaları toparladı. Kredi derecelendirme kuruluşlarından da not düşüşü gelmeyince piyasaların morali yükseldi. Ancak Suriye sınırındaki gelişmeler baskı unsuru olmayı sürdürüyor.
Venbey Yatırım Genel Müdürü Ozan Şıklaroğlu, FED’in faiz artırım hamlesinin de takip edileceği bir sürece girildiği yorumunu yapıyor. Kredi notuyla ilgili risklere de değinen Şıklaroğlu’nun endeks beklentisi 75.000-80.000 seviyesinde bulunuyor. Siyasi ve jeopolitik risklerin varlığını sürdürdüğü ortamda hisse ağırlığını artırmak için özellikle BlST-100’ün darbe girişimi öncesi seviyelere geri dönmesi gerektiğini anlatan Şıklaroğlu,“Küresel piyasaların genelinde genişleyici para politikalarının etkisini daha fazla artırdığı ortamda, bu durumdan olumlu etkilenen kesim gelişmekte olan piyasalar. Ancak BİST-lOO’de öncelikle anlamlı bir toparlanmanın gerçekleştiğini görmeden hisse ağırlığı artırılmak yerine bir süre mevduatta beklemek daha rasyonel bir yaklaşım olabilir” diyor.
Garanti Yatırım Genel Müdürü Zeki Şen de küresel risk ortamında kayda değer bir değişiklik yaşanmadığı sürece mevcut hisse pozisyonlarının korunmasını öneriyor. Şen’e göre, benzer görünümdeki gelişmekte olan piyasalara göre iskontoyu daha da artıracak geri çekilmeler, hisse pozisyonu artırılması adına değerlendirilebilir.
DOLAR TAHMİNLERİ
Siyasi-jeopolitik risklerdeki olası artışlar, FED’in yeni bir faiz artırım kararı ile yabancı sermaye çıkışlarında yaşanabilecek artış, gelebilecek not indirimi, yıl sonuna kadar takip edilecek en önemli gelişmeler olacak.
Döviz piyasasına bakıldığında darbe girişiminin etkileri azalma eğilimine girip dolar/TL 2,90’a kadar inmişken, son dönemde terör saldırılarının artması ve sonrasında Türkiye’nin Suriye sınırında askeri müdahalesini gördük. Geçen hafta içinde Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandını 25 baz puan daha aşağı çekmesi de kurlar üzerinde etkili oldu ve dolar/TL 2,95 seviyelerine doğru hareket etti.
Bundan sonraki süreçte dolar ile ilgili tahminde bulunan finansçı CEO’lann bu tahminlerine bakıldığında yıl sonuna kadar 2,90 TL altı öngörülmüyor. Ancak 3,10 TL ve üzeri seviyelerde de özellikle yerli yatırımcının satış yaptığı ve psikolojik direnç seviyesi olduğu görülüyor. Yıl sonu için genel beklenti 3,00-3,05 TL bandında bulunuyor.
FED ETKİSİ
Yakın zamanda Moody’s ve Fitch’den not indirimi gelmedi ve dolar kuru 2,90-2,95 TL bandında dengelendi. Ancak içeride oluşan jeopolitik riskler kurun sert çıkışlar yaşamasına neden oluyor. Kış aylarına doğru ise FED’in faiz artışının gündeme gelmesiyle yeniden kurun yükselişe geçmesi bekleniyor. Kasım sonu ile aralık ayı başında derecelendirme ku-ruluşlannın notu tekrar gözden geçirme sürecinde stres artabilir. Fakat buna karşı TCMB’nin de faiz artışı ile cevap verebileceği öngörülüyor. Yurtiçi ve yurtdışı faktörler kur, altın ve faizde belirleyici olmaya devam edecek.
TLYE BASKI OLABİLİR
Zeki Şen, gelişmekte olan ülke para birimlerinde son aylarda etkili olan olumlu havanın yılın son çeyreğinde yerini daha temkinli bir duruşa bırakmasını ve bu durumun TL üzerinde de hafif baskı yaratmasını bekliyor. Şen, dolaı/TL kurunda yıl sonuna kadar yüzde 4-5’lik bir yükseliş görülmesini normal karşılayacağını ifade ediyor.
Ekspres Yatırım’dan Murat Ergin ise 3,0950 seviyesini paritede zirve seviye olarak gördüklerine, yurtdışı koşullar lehimizeyken içeride yaşananların pariteyi yükselttiğine işaret ediyor. Ergin, “FED yıl sonuna kadar faiz artırmazsa dolar/TL kurunun 2,90-2,95 aralığında kalacağını tahmin ediyoruz. 2,90 altında kalıcı olma halini öngörmüyoruz” diyor.
FAİZ VE ALTIN
Piyasalarda gösterge faiz tarafında Merkez Bankası’nın politikalarına dikkat çekiliyor. Merkez’in güvercin tutumu nedeniyle yukarı hareketlerin sınırlı olması bekleniyor. Bu durum tahminlere de yansıyor. Gösterge faizle ilgili değerlendirme yapan sekiz uzmanın tamamı tek haneli seviyelere işaret ediyor. Üç uzman, gösterge faizin yüzde 9 seviyesinin altına inilebileceği kanaatini taşıyor.
Burada son dönemde faizlerinde yüzde 12’nin altına doğru çekilme olmakla birlikte mevduat hala yatırımcının ilk tercihi olmayı sürdürüyor. Faizde yüksek getiri arayanlar için ÖST hala önemli bir alternatif ancak model portföylerde payının düşüş eğiliminde olduğunu da görüyoruz.
ALTINDA BEKLENTİ ZAYIFLADI
Altında ise FED faiz artırımından uzak durduğu sürece ons bazında yukarı yöndeki eğilimde değişme beklenmiyor. Ancak olası faiz artırımı altında yönü aşağı çevirecek. Altında gram fiyatında kur etkisine de dikkat etmek gerekiyor. Ons fiyat düşerken kurun yükselmesi gram/TL bazında aşağı ve yukarı hareketleri dengeliyor. Yapılan tahminler de 125-135 TL bandını işaret ediyor.
Ons altın 1,350 seviyesini geçmekte zorlanıyor ve uzun pozisyonların azaldığını görüyoruz. Yıl sonuna yaklaşırken FED’in faiz artırım ihtimali hala masada duruyor. Faiz artırımı gerçekleşirse ons altın fiyatlarında ciddi geri çekilme görebiliriz. Geri çekilmede ilk olarak 1.300 seviyesini takip edeceğimizi söyleyen Engin Kuru’ya göre, bu seviyenin kırılması durumunda 1,250 seviyeleri hedeflenebilir. Kuru, gram altın fiyatlarının yıl sonuna doğru 125-130 TL seviyesinde olmasını bekliyor.
KREDİ NOTU NE OLUR?
Piyasalann yakından izlediği başlıklardan biri de kredi derecelendirme kuruluşlarından gelen açıklamalar. Yıl sonuna kadar bu konu gündemde kalmaya devam edecek gibi görünüyor. Ağustos ayı içinde Türkiye’ye ‘yatırım yapılabilir’ notu veren Moody’s ve Fitch’ten açıklamalar geldi. Moody’s Türkiye’yi negatif izlemede tutarak notta bir değişiklik yapmadı. Fitch ise kredi notumuzu aynı tuttu ama görünümü negatife çekerek geleceğe yönelik olumsuz sinyal verdi.
Fitch’in önümüzdeki dönemde kredi notunu düşürme ihtimalinin arttığını söyleyen Ata Portföy Genel Müdürü Mehmet Gerz “Moody’s ise zaten negatif izlemede tutuyor ve 18 Ekim’e kadar notu düşürme ihtimali var” diyor. Son aylarda gelişmekte olan ülkelere ciddi sermaye girişi olduğuna dikkat çeken Gerz, bu olumlu iklimin Türkiye’nin bu zor döneminde bir şans olduğunu kaydediyor. Türkiye piyasalarının 15 Temmuz sonrası toparlandığını ancak benzer ülkelerin gerisinde kaldığını söyleyen Gerz, bunu da Moody’s riskine bağlıyor.
NOT DÜŞÜŞÜNÜN ETKİLERİ
Türkiye’nin olası bir not düşüşünün piyasalara etkisi konusunda değerlendirme yapan İş Yatınm’a göre, yabancı yatırımcı hisse senedi piyasasında 1-1,5 milyar dolar, yerel tahvillerde 1,6-3,2 milyar dolar, Eurotahvillerde 1,2-1,9 milyar dolar aralığında satış yapabilir.
Kredi notumuz düşse bile bunun etkilerinin sınırlı olabileceğini kaydeden Mehmet Gerz ise Brezilya-örneğini veriyor ve şunları söylüyor: “Brezilya yatırım yapılabilir kredi notunu 24 Şubat 2016’da kaybetti. Ama 24 Şu-bat’tan bugüne Dolar/Brezilya Reali 3,80’den 3,20’ye geriledi. Çünkü piyasalar bu ihtimali önceden fıyatlamıştı. Nitekim Real kuru not indirimi öncesi 12 ayda 2,90’dan 3,80’e yüzde 30 yükselmişti. Küresel ortam Brezilya’ya yardımcı olduğu kadar bize de yardımcı olursa, olası bir Moody’s not indirimi sonrası piyasalann üzerindeki baskı hafifleyebilir.”
Ancak yıl sonuna doğru piyasalarda FED’in faiz artışı konusu yeniden gündeme gelebilecek önemli konu başlıklarından biri. Bu nedenle Türkiye piyasaları ucuz olsa da dalgalı seyir yatırımcıları temkinli beklemeye itiyor. Mehmet Gerz, enflasyonda kalıcı bir düşüş başlar ve 2017’de Türkiye Varlık Fonu ve BES’te otomatik katılım fonlan sermaye piyasalarına yatırıma başlarsa daha olumlu bir tablo görebileceğimiz kanaatinde.
YABANCI NE YAPIYOR?
Merkez Bankası’mn verilerine göre, 15 Temmuz sonrası dönemde haftalık periyotlarda ilk defa 12 Ağustos haftası Türkiye sermaye piyasalarına 680 milyon dolarlık giriş oldu.
Diğer yandan borsadaki tepki yükselişine rağmen yabancı takas oranlarındaki düşüş eğilimi sürüyor. Yabancı takas oranı yüzde 63,35’den yaklaşık 100 baz puan düşüşle yüzde 62,39’a kadar geriledi. Meksa Yatırım Genel Müdürü Vesile Şarlıoğlu, “Türkiye, Fiyat/Kazanç gibi rasyolar açısından bakıldığında bir miktar iskontolu değerlendirilse de ülkelerin özel konumu ve piyasa koşullarının dikkate alınmasında yarar var” diyor.
TALİP YILMAZ / GÖZDE YENİOVA / Ekonomist Dergisi