Yerli üretim tamam, şimdi sıra ihracatta
Maltepe Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi’nde doçent olan ENS Piezoaygıtlar Limited Şirketi’nin büyük ortağı ve sorumlu müdürü Ebru Menşur Alkoy, Türkiye’nin ithal ettiği mekanik sonar sistemleri üretmeye başladıklarını söylüyor. Alkoy, “Dört yıldır geliştirdiğimiz sistemler artık yurtdışında satılanlar ile rekabet edebilecek ölçüde. Bu nedenle yurtdışı tanıtımına ağırlık vermek istiyoruz” diyor.
Türkiye’de kadın girişimcilerin sayısı her geçen gün artarken, iş dünyasında başarılı olmuş kadınların hikayeleri de geleceğin girişimcilerinin yolunu aydınlatıyor, iş hayatına cesaretle girmiş bu kadın girişimcilerden biri de ENS Piezoaygıtlar Limited Şirketi’nin büyük ortağı ve sorumlu müdürü Ebru Menşur Alkoy. Aynı zamanda Maltepe Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesinde doçent olan ve aynı üniversitede Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü olarak yöneticilik yapan Alkoy, özgün fikirleri ile Türkiye’nin ithalat odaklı bir alanda üretici olmasını sağlamış ve şimdi de gözünü ihracata dikmiş bir isim. Alkoy ile iş dünyasına adım atışını ve gelecek hedeflerini konuştuk.
Kendinizi tanıtır mısınız?
1977 doğumluyum. Lisansımı ve yüksek lisansımı fizik alanında yaptım, iki ayrı doktora derecesine sahibim, ikinci doktora derecemi de aldıktan sonra Sabancı Üniversitesi’nde doktoralı araştırmacı olarak çalışmaya başladım. 2013 yılında ise doçentlik derecemi aldım. 2009 yılından beri Maltepe Üniversitesi’nde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) 2013 Genç Bilim Adamı ödülü sahibiyim ve TÜBA-GEBİP üyesiyim. TÜBİTAK projeleri yönetiyorum, 25’ten fazla uluslararası bilimsel yayınım var ve aktif bilimsel çalışmalarıma lisansüstü öğrencilerimle devam ediyorum.
İş dünyasına nasıl adım attınız?
Tüm bu akademik görevlerimin yanında bir kadın girişimci olarak kurduğum ENS Piezoay-gıtlar Ltd. isimli şirketimin sorumlu müdürü olarak da profesyonel iş hayatıma, 2012’den beri devam ediyorum. Çalışma konularım hem malzeme bilimi hem de katıhal fiziğinin ana konularından olan elektronik malzemeleri içeriyor. Elektronik malzemeler esasında hem sivil ve hem de askeri uygulamalarda hayatımızın çok içindeler fakat teknolojisi yurtdışında olduğu için biz bunları fark etmiyoruz. Örneğin, şirketimizin ana hedef ürünleri, sualtı sonar sistemlerinin mekanik sonar sistemlerinin üretimi üzerine. Sualtı denince aklımıza hemen denizaltılar, canlılar, balık adamlar geliyor. Doğru fakat bunun teknolojisini düşünmüyoruz. Askeri uygulamada kullanılan bir denizaltıda ya da bir torpidoda hem kendi konumu hem de hedef yer tespiti için sistemler var. Yine bir balık sürüsünün ya da balık adamın yaklaşıp yaklaşmadığını ya da yerini tespit etmek için kullanılan sonarlarda bizim üretimini yaptığımız sistemler mevcut. Biz bu sonar sistemlerinin mekanik aygıt tarafını tasarlayıp üretiyoruz.
Sizi girişimci olmaya iten etkenler ne oldu?
Kullandığımız yurtdışı kaynaklı ürünleri bizde yapabiliriz ve neden yapmıyoruz diye düşündük. Böylece sadece bilimsel çalışma yaparak bilgilerimizin kağıt üzerinde değil aslında üretimi bizzat yapıp yerli ürün haline getirerek kendi ürünlerimizi sıfırdan oluşturmuş olacaktık. Yerli üretim yapma ve ülkemizde neredeyse hiç üretimi olmayan tamamen dışa bağımlı olduğumuz bir alanda bir şeyler yapma fikri, beni çok heyecanlandırdı ve motive etti. Bu şekilde yine akademisyen olan eşimle firmamızı kurduk. Şirketimiz TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi Teknoloji Geliştirme Bölgesi içinde faaliyet gösteriyor.
Bir kadın girişimci olarak iş dünyasında ne tür zorluklar yaşadınız?
Çalışma konum itibari ile büyük çoğunluğu erkek egemen bir alandayım. Genellikle kavram bile “bilim insanı” değil, “bilim adamı” şeklinde oluşturulmuş. Bir ürün geliştirmek için, bizim birçok alandan ve tasarlayacağımız aygıtlar için farklı sanayi kollarındaki insanlarla görüşmemiz gerekiyor. Ben bir soru sorduğumda ya da görüşme yaptığımda, konuşmaya ilk başladığımda karşımdaki insanda bir süre ‘yetkili kişi kim? Siz niye bu soruları soruyorsunuz?’ tavrı oluyor. Genellikle görece genç ve k^dın olup özellikle mekanik ve elektronik sistemler üzerine çalışılan bir sektörde yetkili olarak çalışan çok az kişi var. ilk ikna etme ve muhatap olma süreci zor. Erkekte ise bir ikna süreci yok, işe çok daha hızlı giriş yapılıyor. Karşımdakinin yetkinliğimi cinsiyetçi açısından test etmesi üzücü. Ama ülkeme inanıyorum, bu hızla değişecek.
Şirketinizi kurar ve büyütürken hangi finansal desteklerden yararlandınız?
iki akademisyen olarak bilimsel altyapımızın bu alanda bir üretim için yeterli olduğunu biliyorduk fakat bunu nasıl ticari ürün haline getirebiliriz, diye düşünüyorduk. Bu süreçte T.C. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın “Tek-nogirişim Sermayesi Desteği” programından haberdar oldum ve 2012 yılındaki çağrıya, kurşun içermeyen piezoelektrik malzemelerin yine kendi geliştirdiğimiz özgün bir yöntemle üretilmesi konusunda başvuru yaptım. İlk aşamayı geçerek mülakata çağrıldım ve mülakat sonunda Teknogirişim Sermayesi Desteği almaya hak kazandım. Bu hibe desteği ile yine bir akademisyen olan eşimin küçük ortak, benim de sorumlu müdür ve büyük ortak olarak yer aldığım ENS Piezoaygıtlar Limited Şirketi’ni kurduk. Yine 2012 yılında KOSGEB’in AR-GE inovasyon Destek programına başvurduk ve aldık. Bu devlet kaynaklı desteklerin bana katkısını hiçbir zaman unutmayacağım. Bunların arttırılması ve özellikle katma değeri yüksek ürünlerin üretimi, ülkemizin geleceği için de desteklenmeli.
Önünüzdeki 10 yılda şirketinizi nerede görmeyi hedefliyorsunuz?
Biz bilimsel bilgimizi bir ürüne dönüştürmeyi hayal ederek yola çıktık ve bunu dört senedir artan bir grafikle başarıyoruz. 10 senelik hedeflerim arasında ihracat oranımızı arttırmak var. Çünkü dört senedir geliştirdiğimiz sistemler artık yurtdışında satılanlar ile rekabet edebilecek ölçüde. Bu nedenle yurtdışı tanıtımına ağırlık vermek istiyorum. Bu ürünlerin birçoğu artık AR-GE’si bitmiş son ürünler, iç piyasada ise askeri alanlar dışında sivil sistemler üzerine, özellikle sağlık sektöründeki ultrason uygulamalar için çalışmalar yapmak hedefim. Tüm bunlar için hem fiziksel hem de finansal olarak yatırım yaparak ölçülü şekilde büyümek istiyoruz.
“Kadınlar, hayallerin seçmeli”
“Kadın girişimcilere hayallerini gerçekleştirmek için sadece hayallerini seçmeleri gerektiğini bilmelerini söylemek isterim. Hayallerimiz için aileden ya da isteniyorsa çocuktan feragat etmemiz baskısı var üzerimizde.
Öyle bir şey yok. Evet, çok zor günler ve anlar geçiriyorsunuz ama hiçbir şey girişimci ruhunuzu bastırmanıza yol açmamalı. En güzel duygu şirkette ve işimle geçirdiğim verimli bir gün sonrası çocuklarımla geçirdiğim oyun zamanları. Bunun için destek önemli ve bu konudaki en büyük tavsiyem kendilerini iyi anlatsınlar. Hayallerimizin peşinden gidelim, iyi gözlem yapalım ve isteklerimizi net şekilde aktaralım. Bence işin sırrı burada.”