Trump’ın politikaları Türkiye için ne ifade ediyor?
ABD’DE 8 Kasım’da yapılan başkanlık seçimlerini, anketlerin ima ettiğinin aksine sürpriz bir şekilde Cumhuriyetçi Parti adayı Do-nald Trump kazandı. Trump, 19 Aralık’ta Seçiciler Kurulu tarafından resmen Başkan olarak seçildikten sonra 20 Ocak’ta yemin ederek görevine başlayacak. ABD seçmeni için Hillary Clinton mevcut düzenin devamını, Trump ise değişimi temsil ediyordu. Trump’m temsil ettiği değişim rüzgarının dünya açısından bakıldığında en önemli unsurları;
1) Ekonomi politikalarında önceliğin para politikasından ziyade mali politikalara ve altyapı yatırımlarına verilmesi,
2) Uluslararası ticaret anlaşmalarının gözden geçirilmesi,
3) Dış ticaret politikasının gümrük vergisi uygulamaları ile daha korumacı hale getirilmesi,
4) Orta Doğu politikalarında Rusya ve Beşar Esad ile çalışılması,
5) Iran ile nükleer programına ilişkin yapılan anlaşmanın gözden geçirilmesi olarak sayılabilir.
Başta kurumlar vergisi indirimi olmak üzere mali teşvikler ve altyapı yatırımları ile ekonominin desteklenmesi, daha yüksek bir büyüme ve beraberinde daha yüksek bir enflasyon getireceğinden ABD’de tahvil faizleri, borsalar ve de ABD dolar endeksi seçim sonrasında yükseldi. ABD tahvilleri bir hafta içerisinde 40 baz puan artarak yüzde 2.26’ya ulaştı. Bu 2016 yılının başlanndan beri en yüksek seviyeydi. Bu hareketin keskinliğinin altını çizmek için seçimler öncesinde 2017 yılı sonu için ABD 10 yıllık tahvil faizleri için yapılan tahminlerin ortalamasının yüzde 2 civarında olduğunu hatırlamak faydalı olabilir. 8 Kasım’dan bu yana S&P borsa endeksi yüzde 1.2 ve ABD dolar endeksi yüzde 2.4 yükseldi. Yatırımcılar, Trump’m yıllardır devam eden büyüme ve enflasyon sorunlarını bir anda çözebileceğine yönelik bir beklenti oluştura dursun, aynı yatırımcılar korumacı ticaret politikalarının Trump’m arzu ettiği şekilde uygulanması konusunda daha temkinli olmayı tercih ettiler. Korumacı dış ticaret politikaları tedarik zincirini olumsuz etkileyerek kısa vadede hem ABD ekonomisi için hem de küresel ekonomi için negatif sonuçlar doğurabileceğinden, ABD piyasaları açısından önümüzdeki döneme dair bir risk unsuru oluşturmaktadır.
Türkiye’de piyasa performansı olumsuz etkilendi
Trump’m politikalan Türkiye açısından ne ifade ediyor diye baktığımızda, yükselen tahvil faizleri, zayıflayan Türk Lirası ve zayıflayan sermaye girişleri olarak özetlemek mümkündür. Yatırımcılar, güçlenen ABD ekonomisinden dünyanın geri kalan kısmının özellikle de gelişmekte olan ülkelerin faydalanamayacağı bir senaryo bazmda fiyatlamalanm oluştururken, Türkiye gibi ekonomisini belirli bir hızda sürdürülebilir kılmak için dış finansman girişine ihtiyaç duyan ülkelerde piyasa performansı olumsuz etkilendi. Ayrıca, Trump’ın korumacı dış ticaret politikalarının küresel ticareti olumsuz etkileyebilecek olması gelişmekte olan ülkelere yönelik risk algısını zayıflattı. Türkiye’nin ihracatında ABD’nin payı yüzde 4,4 ve ithalattaki payı yüzde 5,4 ile çok yüksek olmasa da dolaylı olarak bu olumsuz bakış açısından nasibini aldı. Türkiye açısından ABD’nin Orta Doğu politikalarında değişikliğe gitmesinin Türkiye için ne ima ettiği şimdilik belirsiz olsa da Trump’m seçim öncesindeki değerlendirmeleri ABD’nin Türkiye ile daha fazla çalışabileceğini düşündürmüştü. Ancak, bu konuda net bir sonuç çıkarmak için erken olabilir.
TEVFİK ERASLAN