Kurlardaki artış girdi maliyetlerini artırıyor
Kurlardaki artış girdi maliyetlerini artırıyor ama firmalar bunu tüketiciye yansıtamıyor. Tüketici talebinin azalmasından çekinen firmalar, kârdan fedakârlık yaparak süreci aşmaya çalışıyor. İhracatta ise fiyatlarla oynama şansı daha az.
KURLARDAKİ hareketlilik iş dünyasını adeta dalgalı denizde yüzmeye zorluyor. Hesap kitap yapmakta zorlanan iş alemi, dolar ve euro kuru tahmininde bulunamaz hale geldi. Özellikle doların yönü ile ilgili herkes 20 Ocak’a kilitlenmiş durumda. ABD’nin 45’inci başkam olan Donald Trump, 20 Ocak’ta görevi Barack Obama’dan devralıp koltuğuna oturacak. Doların da bu tarihten sonra kendine bir yön çizmesini bekleyen iş dünyası, doların gerçek değerini önümüzdeki aylarda bulacağına inanıyor.
İçeriğe Ait Başlıklar
FİYATLAMA ZOR
Özellikle son altı aydır aşırı volatilite nedeniyle sıkıntılı günler yaşayan iş dünyası hem iç piyasa hem de ihracatta maliyetlerini kontrol edip fiyatlama yapmakta sıkıntı yaşıyor. Özellikle hammadde girdilerini dolar ile karşılayanlar artan maliyetlerini hemen fiyatlara yansıtamayıp kardan fedakarlık ederek bugünleri savuşturmaya çalışıyor. Iç piyasada azalan tüketici talebinin daha fazla olumsuz etkilenmemesi için ‘kur zammı’ yapmaktan imtina ediliyor, ihracatta ise birçok sektör yıllık bağlantılar yaptığı için birim fiyatlarda artışa gidemesede kurdan doğan zararlarını müşterilerini kaybetmemek adına sınırlı olarak yansıtıyorlar.
GELECEK KIŞA DİKKAT!
Kiğılı Giyim CEO’su Hilal Suer-dem, kurlar nedeniyle artan maliyetlerin özellikle gelecek yıl kış sezonundaki ürünlerde etiketlere yansıyacağını söylüyor. Hazır giyimde maliyetlerinin önemli bir bölümünün kumaş olduğunu vurgulayan Suerdem, “Maliyetlerimiz bir sene önceden oluşur. Henüz fiyatlara kurlardan gelen farkı yansıtmadık. Geçtiğimiz aylardan gelen ciddi stok yükü var. Seneye kış sezonunda kur farkları fiyatlarda daha fazla hissedilecek” diyor. Perakendede sezon içinde zam yapıp fiyat artırma şansı olmadığını belirten Suerdem, sektördeki rekabetin buna izin vermediğini vurguluyor. Kurlardaki hareketlilik nedeniyle artan kiraların sektörü olumsuz etkilediğine de değinen Suerdem, konuşmasını şöyle sürdürüyor:
“AVM’lerde 168 mağazamız var. AVM’lerden kur sabitlemelerini ya da ciro kirasına dönmelerini talep ediyoruz. Belirli gruplardan olumlu yaklaşım gördük. îstinye Park kuru sabitledi. Optimumlar’dan olumlu yaklaşım gördük. Bu tavır genele yayılmalı.”
“FİYAT DEĞİŞİMİ KAÇINILMAZ”
Zücaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Ömer Ertuğrul Erdoğan ise, yarı mamul ve hammadde ithalatında dışa bağımlı üretici ve ihracatçı işletmelerin kurların artışından olumsuz etkilendiğini belirterek sözlerine başlıyor. İthalata dayalı üretim yapan ve hazır ürün ithal edip iç piyasaya satan firmaların ‘maliyet kontrolü’ yapmakta zorlandığını kaydeden Erdoğan, kurlardaki artışın zücaciye sektörünü nasıl etkilediğini ise şöyle anlatıyor:
“Hükümetimiz son zamanlarda üretim odaklı bir politika izliyor. Bu nedenle ithalatın önünü kesmek için bizim sektörümüzde de birçok ürüne yüzde 19 ila 25 arasında değişen oranlarda ek vergi geldi. Camdar mutfak eşyasından tencere ve porselene kadar tüm ürünlerde vergiler arttı. Bu durumda üç-dört ay öncesine göre ithal ürünlerinin fiyatlarının yüzde 20-25 oranında artması gerekir. Ancak firmalar yatay geçiş yapıyorlar. Bu yıl yüzde 10-15 vergiler nedeniyle zam gelir. Bunlara bir de dövizin yükselmesi ekleniyor.”
Yurtiçinde üretilen metal eşyaların paslanmaz hammaddesinin de ithal edildiğini söyleyen Erdoğan, bu yüzden bu segmentte de kurlar nedeniyle fiyatlamanın kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Erdoğan sözlerini şöyle tamamlıyor: “İhracat tarafında fiyat artışını müşterinize çok fazla anlatamazsınız. İhraç fiyatlarını kısa sürede değiştiremezsiniz. Ben dövizin yakında bir dengeye oturacağını düşünüyorum. Dolar kuru maksimum 3.30 olmalı. Kurun yukarı gitmesi, finansman maliyetlerini artıracağı gibi, AVM’lerde ve önemli caddelerde mağazaları bulunan zücaciye firmalarımızı da olumsuz etkiliyor. Kiralarda da kuru sabitleyip TL’ye dönmek gerekiyor.”
ETİKETLER DEĞİŞİYOR
Opmar Optik Yönetim Kurulu Başkanı Semih Saraçoğlu, ithal olarak getirdikleri yeni ürünlerin mağazalara yeni fiyatlarla girmeye başladığını söylüyor. Türkiye genelinde 600 bayilerinin olduğunu vurgulayan Saraçoğlu, bayilerine günlük kuru takip ederek fatura kestiklerini belirtiyor. Saraçoğlu, “Kendimize ait 74 mağazamız var. Bu mağazalarda ise fiyatları sabit tutmaya, sabit kur uygulamaya çalışıyoruz. Belirli bir marjı aşmadığı müddetçe ortalama bir kur üzerinden fiyatlandırma yapıyoruz” diye konuşuyor.
Aslandağ Group Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Aslandağ ise, kurların iş dünyasına etkilerini hem mobilya hem de inşaat sektörü açısından değerlendiriyor. Artella markasıyla mutfak, banyo mobilyaları ve ahşap kapı sistemleri üreten Aslandağ Group, Türkiye’nin A sınıfı birçok konut projesine ürün tedariği sağlıyor. Cemal Aslandağ, “MDF gibi orman ürünleri, kilit, menteşe, ray gibi aksesuarlarımızı ve cila hammaddelerinin tamamen dolara bağlı.
Dolar yükselince ürünlerimizin birim maliyetleri de yükseliyor. Müteahhide fiyat yükseltme talebiyle gi-dince bize ‘Biz daire fiyatlarını yüzde 20-30 düşürdük. Size nasıl fiyat artıralım? diyorlar. Biz de kar marjlarımızdan fedakarlık etmek durumunda kalıyoruz” diye yaşananları anlatıyor.
Kendilerinin de geçen yıl inşaat işine girdiklerini ve konut yapmaya baş- ladıklarını belirten Aslandağ şu değerlendirmeleri yapıyor: “Aynı zamanda müşterilerimiz olan müteahhitleri anlayabiliyoruz; çünkü biz iki cepheden bakabiliyoruz. Son üç aydır inşaat sektöründe problem arttı. İnşaat demirinin tonu sekiz ay önce 1.200 TL’den alınabilirken şimdi l.800-2 bin TL’den alabiliyoruz. Daire fiyatlarını yükseltemiyor hatta indirime gitmek durumunda kalıyorsunuz. Fiyatla rekabet yapmak zorunda kalıyoruz. Fiyatları yüzde 10 gibi geri çektik. 20 Ocak’tan sonra kurların oturmasını bekliyoruz. Morallerimizi iyi tutmak lazım. Bu sıkıntılar bizi yıldırmamalı.”
“BİR DE ÖTV ZAMMI GELDİ”
Mercedes’ten BMW’ye kadar birçok lüks aracın ‘hand-made’ iç dizaynını yapan Dizayn VlP’in Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç ise, “Yüzde 89 yerli malzemelerle iç dizaynını yaptığımız lüks araçların yüzde 100’üne yakınını yurtdışma ihraç ediyoruz. Biz lükse katma değer katarak yeniden ihraç ediyoruz. Bu dönemde bizim gibi ihracat yapan firmalar şanslı” diye sözlerine başlıyor. Ancak kurlardaki artış nedeniyle Türkiye’de lüks tüketimin sıkıntılı olduğunun da altını çizen Malkoç şu değerlendirmeleri yapıyor: “Lüks otomobil ithal eden firmalar kurlar nedeniyle fiyatlama yapmakta sıkıntı yaşıyor. Buna bir de ÖTV zammı eklenince, son altı ayda araçlara yüzde 20-30 zam geldi. Lüks otomobil firmalarının tamamına yakını ÖTV artışlarım kendileri karşılayarak talebi canlı tutmaya çalışıyor. Bu da lüks seg-mentini tüketim noktasında sıkıntıya sokuyor. Bizim gibi kişiye özel otomobil dönüşümü yapan firmalar açısından ise sıkıntı yok. Ürünümüze dünyanın her yerinden talep var. Yurtdışında kur farkları önemli bir yankı uyandırmıyor. Yurtiçindeki müşterilerimiz içinse kur farklarını kar marjlarımızdan fedakarlık ederek dengelemeye çalışıyoruz.”
Yavuz ALTOP / Yataş Grup Yönetim Kurulu Başkanı
Sık sık fiyat listesi değiştiremezsiniz
Döviz kurunda istikrarın olmaması sanayici için sorun yaratıyor. Doların yükselmesinin yanı sıra iki önemli sünger üreticisindeki sorun nedeniyle hammadde fiyatları geçen yıl iki kat arttı. Süngerin hammaddesi poliüretan ithal ediliyor.
Ayrıca iç piyasadan alıp tel alıp yay yapıyoruz ama telin hammaddesi filmaşin de ithal. Yüksek döviz kurlarındaki değişiklik girdi maliyetlerini artırıyor ancak sık sık yeni fiyat listesi yapmak mümkün değil. Piyasa şartları buna elvermez.
Elinizdeki malın satmalısınız. Dolar yükselip maliyetleriniz artsa da aradaki kar marjı aşılana kadar gerekirse kar marjınızın tamamından fedakarlık edeceksiniz. Düşünün ki kampanyaya çıkmışsınız, reklam yapıyorsunuz. Müşteri mağazalarda fiyatların değiştiğini görse bir daha size güvenir mi?
Biz firma olarak üç aydan önce fiyat listesi çıkarmayız. Bu eskiden beri alışkanlığımız. Bayiye sürpriz yapmayız. En son kasım ayında fiyat ayarlaması yaptık. Şimdilik bu şekilde devam ediyoruz. Üretimimizin yüzde 20’sini de ihraç ediyoruz. İhracatta da sık sık fiyat değiştirmek mümkün değil; yıllık bazda fiyat verirsiniz.