Varlık Fonu Nedir?
SON dönemlerde oldukça yoğun olan yurtiçi gündemimiz, Ulusal Varlık Fonu’nun kurulması ve işleyişi ile meşgul durumda. Dünya üzerinde 40’tan fazla ülkenin sahip olduğu ulusal varlık fonlarının sayısı 80’e yakın. Bu fonların toplam büyüklüğü ise 7.4 trilyon dolara ulaşmış durumda. Bu kervana katılan ülkelerin sonuncusu da Türkiye oldu. Varlık fonlarının genel amacı ulusal refahın korunarak kaynak fazlalarının gelecek nesillere aktarılmasını sağlamaktır. Fakat bu genel amacın dışında daha spesifik amaçlarla kurulmuş fonlar da dünya genelinde kendine yer buluyor.
Varlık fonlarının yaygın olduğu ülkelerin dikkat çeken ortak özelliği ise ekonomilerinin kaynak fazlası yaratabilmesidir. Ortadoğu ülkelerinin emtia, Asya ülkelerinin ise ticari zenginliklerinin daha efektif bir şekilde kullanılmasını amaçlayan fonlar bu alanlardan elde edilen gelirleri çeşitlendirerek farklı alanlara yönlendiriyor. Böylelikle petrol zengini olan ülkeler kendi ülkelerinde yatırım alanı bulamayan teknoloji sektörüne giriş yapabilmiş oluyorlar. Bu şekilde kaynak bağımlılığını azaltan ekonomiler çeşitlendirme yöntemi ile emtia fiyatlarındaki değişkenlikten de kendilerini korumuş olurlar. Emtia zenginliğinin dışında kamu gelirlerindeki fazlalıkların ve büyük emeklilik fonlarındaki mevduatların atıl durumdan kurtulmasını amaçlayan fonlar da mevcut. Dünya genelinde varlık fonu uygulamasına önem veren ve uygulayan ülkelerin başında Norveç, Çin, Suudi Arabistan ve Singapur geliyor. Türkiye özelinde kurulan varlık fonunun yetkileri neredeyse tüm finansal araçları etkin bir şekilde kullanabilecek şekilde düzenlenmiştir. Fon, ayrıca büyük projelerin finansmanını sağlama görevini de üstlenebilecek hukuki altyapıya sahiptir. Türkiye Varlık Fonu’nun temel amaçları ise ekonomik kriz ve siyasi şoklara karşı dayanıklılığın artırılması, sermaye piyasalarına derinlik kazandırılması ve planlanan büyük projelere finansman desteği sunarak büyümeye katkı sağlanması olarak özetlenebilir. Büyümeye sağlanacak katkı ise gelecek 10 yıl içerisinde yüzde 1.5 oranında ilave artış olarak belirlenmiştir.
Her ne kadar fonun görevleri arasında reel ekonomiye katkı sağlamak yer alsa da bu etki, biraz daha uzun dönemde etkisini gösterebilecek bir gelişme olarak karşımıza çıkıyor. Fonun etkileri kısa vadede daha çok sermaye piyasalarında hissedilecek. Darbe girişiminin ardından kur ve borsadaki oynaklıktan rahatsız olan hükümet ve reel sektörün derdine çare olmaya çalışacak’ varlık fonu, piyasada bizzat yer alıp fiyatlamalardaki aşırı oynaklığın önüne geçmeye çalışacak. Fonun işleyişi ve icraatına dair keskin yorumlarda bulunabilmek içinse biraz daha zamana ihtiyaç var. Fakat fonun şeffaflık ilkesine uygun çalışması uluslararası imajımız açısından önemli olacak. Uluslararası kriterlere uygun şekilde yapılmış hamleler Türkiye’nin uluslararası platformda güven veren bir çehreye ulaşmasını sağlayabilir.
SELİM ÖNAY