Okçuluk Sporu Yapmak
Son dönemde okçuluğun popülaritesi giderek artıyor. Genç sporcuların Olimpiyat başarıları geleneksel spor dalının yeniden gözde olmasını sağladı. Türk okçuların şimdilerdeki hedefi 2020 Tokyo Olimpiyatları…
OKÇULUK sporu, futbol ya da basketbol gibi takım oyunu gerektiren branşlara benzemez. Bu sporda sahaya çıktığınız zaman tek başınıza mücadele edersiniz. Rakiplerinizden bir adım önde olmak için konsantrasyonunuzu daima hedefe odaklamalı, aklınızdaki bütün düşünceleri bir kenara bırakmalısınız. Hırslı, sabırlı ve disiplinli olmak bu sporun altın kurallarıdır.
Bu sporu yapmak sanıldığı kadar pahalı ve zahmetli değil. İşin eğitimini veren kulüp ve akademiler, ücretten çok Türkiye’ye bu branşta milli sporcu kazandırma hedefindeler. Ailelerin beraber yapabileceği aktivitelerden biri olarak gösterilen okçuluk, anne-kız, baba-oğul olarak yapılabilecek keyifli bir spor dalı. Eğitimleri, temel, hobi ve profesyonel okçuluk olarak üç kademeden oluşan sporun başlama yaşı yedi olurken, istenildiği taktirde 70 yaşma kadar devam ettirilebiliyor. Üstelik bu işi amatörlükten profesyonelliğe götürmeniz de mümkün. Yeter ki kendiniz için gerekli zamanı ayırın ve planlı bir program oluşturun. Kim bilir olimpiyat yolunda ilerleyen bir sporcu bile olabilirsiniz.
BRANŞA İLGİ ARTTI
Okçuluk 1972 yılından beri bir olimpik spor dalı. Türkiye’de ise ilk olarak 1920’li yıllarda Türkiye İdman Cemiyetleri Ittifakı’nın çabaları ile spor olarak yapılmaya başlamış. Sonrasında kurum, 1937 yılında Atatürk’ün talimatı ile “Ok Spor Kurumu” olarak faaliyetlerine devam etmiş. Türkiye Okçuluk Federasyonu ise 1961 yılında kurulmuş. Şimdilerde Türk sporcuları olimpiyatlarda başarıdan başarıya koşuyor. Federasyon ve Gençlik Spor Bakanhğı’nm destekleriyle, milli sporcu yetiştirilmesi, hakem ve antrenör temin edilmesi, tesis yapılması ve ekipman temini gibi bir dizi faaliyet gerçekleştiriliyor. Bakanlığın her yıl düzenlediği gençlik kamplarının aktivitelerine eklenen okçuluk branşı büyük ilgi görüyor. Hatta bazı okullarda seçmeli ders olarak bile veriliyor. Bugüne kadar sadece Antalya’da bulunan okçuluk tesislerine bir yenisi Samsun’da eklendi. Kentin İlkadım İlçesi Batıpark bölgesinde yapılan açık ve ’ kapalı tesis yakın zamanda hizmet vermeye başlayacak.
Okçuluk, güç, sabır, koordinasyon ve konsantrasyon gerektiren bir spor dalı. Her spor dalında olduğu gibi okçulukta da sporcunun çalışkanlık ve hırs düzeyi kazanabileceği başarılarla doğru orantılı. Spor branşındaki en büyük sorun ise, okçuluğa olan ilgilin lise ve üniversiteden sonra devam ettirilmemesi. Geleceği olmayan bir spor branşı gibi gözüktüğü için sporcular verimli ve başarılı olacakları yaşlarda meslek edinme çabası nedeniyle okçuluktan kopmaya başlıyor. Örneğin, Güney Kore’de okçuluk branşını spordan çok meslek olarak icra ediliyor. Bu nedenle bu ülkenin sporcuları uluslararası yarışmalarda başarılı bir grafik çiziyor. Avrupa ve dünyada okçuluğa olan ilgi birkaç ülke haricinde Türkiye ile aynı doğrultuda ilerliyor.
“EĞİTİMLERE YIL BOYU DEVAM”
2006’dan bu yana Türkiye Okçuluk Federasyonu Başkam olarak görevini sürdüren Abdullah Topaloğlu, okçuluk branşının gelişmesi adına önemli adımlar atmış bir isim. Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Spor Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle her yıl federasyon tarafından Türkiye Şampiyonaları, kupa yarışmaları ve çeşitli yarışmaların düzenlendiğini söyleyen Topaloğlu, Türkiye’de bu branşın gelişimi hakkındaki düşüncelerini şu sözlerle dile getiriyor:
“Türkiye’de yapılan yarışmalarımıza tüm okçularımız katılım sağlayabiliyor. Belirli illerde yapılan yarışmalar ve etkinlikler federasyon tarafından gerçekleştiriliyor. Ayrıca ok sporu yapılan illerimizde ve bunun dışındaki yarışmaları da yine federasyonumuzun gözetimi altında gerçekleşiyor. Bunun dışında eğitim faaliyetlerimiz tüm yıl boyunca devam ediyor.
Açılan kamplarda özellikle çocukların ve gençlerin değerlendirilmesi yapılarak milli takımlarda yer alma imkanı yaratılıyor. Yıl içerisinde teknik kadrolara verilen kurs ve seminerlerle de eğitim çıtası yükselterek, uluslararası düzeyde rekabet edebileceğimiz bir seviyeye ulaşmalarını sağlıyoruz.”
AİLECEK YAPILAN SPOR DALI
İstanbul Okçuluk Gençlik ve Spor Kulübü, eğitimlerini Bayrampaşa’da 1500 metrekarelik kapalı alan üzerinde verirken, Levent Seyrantepe ve FMV Işık Okulları Erenköy kampüsünde de faaliyetlerini sürdürüyor. Kulüpte eğitimler, temel, hobi ve performans olarak üç kademede verilirken, yay çeşitleri ise klasik, makaralı ve geleneksel olmak üzere çeşitlendiriliyor. Kulüpte verilen eğitimlerin süresi kademelere göre değişiyor. Sekiz hafta süren temel eğitim bitirildikten sonra hobi ve performans kademelerine geçişler sağlanıyor. Kulüp, bedensel engelli bireylerin de bu sporu yapmalarına ve kurumu temsil etmelerine olanak sağlıyor. Yıl içerisinde kulübe en çok talebin olduğu dönem okulların kapanması ve eylül ayı içerisinde gerçekleşiyor. Eğitim fiyatları aylık 250 TL olarak belirlenirken, bu ücret bütün kademelerde aynı oluyor. Tek fark performans kademesinde sporcunun kişisel tüm malzemelerini, kulübün değil kendisinin temin etmesi oluyor.
Kulübün hedefi, okçuluk branşında milli sporcular yetiştirmek ve bu sporcuları Türkiye’ye kazandırmak. Kulüp Başkanı Meral Gazoz, son dönemde sporun yaygınlaşması hakkmdaki düşüncelerini şu sözlerle özetliyor: “2012 yılında Okçular Vakfı’mn kurulması ile etkinliklerin Cumhurbaşkanlığı himayesinde yapılarak medyada ve canlı yayında izlenir hale getirilmesi, sporun yeniden alevlenmesine neden oldu. 2016 yılında oğlumuz Mete Gazoz’un Rio Olimpiyatları’nda göstermiş olduğu başarı sayesinde okçuluğa olan ilgi arttı.”
OLİMPİYATLARA SPORCU YETİŞTİRİYOR
İstanbul Okçuluk Demka Spor Kulübü, 2010 yılında kurulmasının ardından toplamda beş şubeye ulaştı. Ataşehir, Beylikdüzü, Bakırköy, Ümraniye ve Bursa şubeleri ile hizmet veren kulüp, kurulduğu günden bu yana milli takımlara sporcu yetiştiriyor. Eğitimler Türk milli takımlarında çalışmış ve tecrübe kazanmış antrenörler tarafından veriliyor ve dört farklı kategoriden oluşuyor. Yaz okulu, kış okulu, hobi grupları ve sporcu grupları olarak ayrılıyor ve yaş gruplarına göre sınıflandırılıyor. “Kulübümüz yaz ve kış olarak hemen her dönem yoğun oluyor” diyen Kulüp Başkam Recep Demirkan, okçuluk eğitimlerin aylık 200-350 TL olduğunu belirtiyor. 1982 yılında Samsun bölgesi hakemi olarak görev yapan Milli Hakem Orhan ’ Şentürk’ün asıl mesleği mali müşavirlik.
Okçuluk sporu-aktif olarak yapan fakat genç yaşta geçirdiği sakatlıktan dolayı bırakmak zorunda kalan Şentürk, bu sevdasından vazgeçmeyerek görevine hakem olarak devam etmiş. Türkiye’de son yıllarda okçuluğun büyük derecede gelişim gösterdiğini dile getiren Şentürk, federasyon tarafından verilen desteklerle, malzeme temininden, tesislere, antrenörlerden, teknik konulara kadar her türlü ihtiyaçlarını karşıladıklarını ve bu sayede ileri seviyelerde yol kat ettiklerini belirtiyor.
HEDEFİ DÜNYA ŞAMPİYONU OLMAK
Yaşı çok genç olmasına rağmen başarıları kendinden büyük olan okçuluk sporunun genç yeteneği Mete Gazoz, üç yaşından bu yana okçuluk branşı ile ilgileniyor. Ok sporu sayesinde daha disiplinli ve düzenli bir hayata sahip olan Gazoz,. “Okçuluk sporu dikkat gerektiren bir branş olduğundan dolayı hayatımda aldığım kararlar daha kontrollü ve sağlıklı olmaya başladı. Girdiğim sınavlarda gereksiz heyecanlanmalar ve stresler yaşamadım. Ok atmak, kasa ve kemiğe bağlı bir spor dalı değildir. Kişilik özellikleriyle, azim, hırs, kararlılık ve disiplinle yapılan bir spordur” diyor. Bu dönemde kamp hazırlıkları devam eden sporcu 2020 Olimpiyat oyunlarına sıkı bir program içerisinde hazırlanıyor. Bundan sonraki planı, Akdeniz Üniversitesi’nde Beden Eğitimi Öğretmenliği okuyarak yüksek lisansını yurtdışmda spor psikolojisi üzerine yapmak. Kariyerindeki hedefi ise 2019’daki olimpiyat seçmelerinde, Dünya Şampiyonu olup olimpiyatlara ilk sıradan katılmak ve 2020 Tokyo Olimpiyatlarında birincilik elde etmek. Okçuluk sporunu yapmak isteyen kişilere tavsiyelerini ise şöyle sıralıyor: “Öncelikle bu sporun ilk şartı disiplinli olmaktır. Mükemmeliyetçi kişilerin yaptığı spor dalı olarak bilinen okçuluk, disiplini hayat biçimi olarak görmeyen kişilerin yapabileceği branş değil.”
Murat ZENGİN / Uludağ İçecek Pazarlamadan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi
”Gelecek vaat eden sporcuları destekliyoruz”
Ülkemizdeki toplumsal hayatın zenginleştirilmesi için eğitim, spor, kültür-sanat alanlarında çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Spor kariyerlerinin henüz başında olan ve gelecek vaat eden genç sporcuların desteklenmesinin önemli olduğuna inanıyoruz. Efsane Uludağ Gazoz’u olarak Olimpiyatlardan önce kendisindeki potansiyeli görerek milli okçumuz Mete Gazoz’un sponsorluğunu üstlendik. Dünya Okçuluk Federasyonu (WA) tarafından, gelecek vaat eden en iyi beş okçu arasında gösterilen ve ülkemizi genç yaşta yurtdışında gururla ve başarılarla temsil eden sporcuyu desteklemekten, onunla birlikte olmaktan biz de gurur duyuyoruz. Rio Olimpiyatları öncesinde yurtdışındaki farklı antrenmanlara katılarak hazırlık çalışmalarını istediği noktaya taşıyabilmesi için anlaşmamızı 2020 yılına kadar uzattık. Gelişimi açısından ihtiyaç duyduğu alanlarda her daim yanında olacağız.
Kullanılan yay çeşitleri
Makaralı Yay: Makaralı yaylarda Riser (yayın ortası, sporcunun yayı tuttuğu kısım] genellikle alüminyum ve magnezyumdan yapılır. Makaralı yay riser’ları, sert ve bükülmez olmaları için “6061 alüminyum” adı verilen alüminyum, magnezyum ve silikon alaşımından yapılır.
Geleneksel Yay (Eğri Yay): Antik kökenli olan yay türüdür. En büyük özelliği, eğriliğinden dolayı tele (ya da krişe) daha fazla gerginlik yüklemesi ve böylelikle ok atış hızı, şiddeti ve menzilinin artmasıdır. Eğri yayın serbest atış menzili yayın kalitesi ve okun türüne göre değişmekle birlikte, azami 850 metredir. Eğri yay günümüzde antik-orjinal haliyle kullanılabildiği gibi, modern uyarlaması olarak “parçalı” olarak da kullanılmakta. “Parçalı” modern versiyon, olimpik profesyonel turnuvalarda ve avcılıkta yaygın bir şekilde kullanılıyor.
Klasik Yay: Esnek kanatların sabitlendiği sert bir gövdeye (sap) sahiptir. Başlangıç seviyesi kullanım için geliştirilen kanatlar ahşaptan, turnuvalar için geliştirilen kanatlar ise magnezyum ya da alüminyumdan üretilir. Klasik yayın üzerine çok sayıda aksesuar takılabilir.
Uzun yay: Uzun yay basit ve çok hafif bir yaydır. Bu yay, klasik tahta ve kiriş bileşenlerinden üretilir ve orta çağdan beri kullanılmaya devam etmektedir. Bu tür yay, turnuvalarda tahta oklarla birlikte kullanılır.
AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT