Sanayi üretimi artışta
Sanayide üretim iştahı devam ediyor. Kapasite kullanım oranı Ağustos’ta 0.1 puan artışla yüzde 78.8, reel sektör güven endeksi 1.2 puan artışla 110.7 oldu. Rusların artışı ile yabancı ziyaretçi sayısı Temmuz’da 5 milyon 76 bin kişiye ulaştı…
ÖNCÜ göstergeler, yılın üçüncü çeyreğinde de yüksek oranlı büyümeye işaret ediyor. Kapasite kullanım oranı ağustosta bir önceki aya göre 0.1 puan artışla yüzde 78.8’e yükselirken, reel kesim güven endeksi 1.2 puan artışla 110.7 düzeyinde gerçekleşti. Rus turist sayısında yaşanan artışın etkisiyle 2017 Temmuz’da Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı geçen yılın aynı ayma göre yüzde 46.4 artışla 5 milyon 76 bin kişiye ulaştı. Yılın ilk yedi ajanda Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı yüzde 21.9 artışla 17 milyon 325 bin oldu. Reel sektörün ihtiyatlı bir iyimserlik içinde olduğuna dikkat çeken uzmanlar, kapasite kullanımındaki yatay seyre rağmen öncü göstergelerin üçüncü çeyrekte yüzde 5’lik bir büyümeyi işaret ettiğini vurguladı.
KAPASİTE KULLANIMI YÜKSELİŞTE
Merkez Bankası geçen hafta imalat sanayinde faaliyet gösteren 2 bin 118 katılımcıdan aldığı yanıtları ağırlıklı olarak toplulaştırmasıyla elde ettiği imalat sanayi kapasite kullanım oranı verilerini açıkladı. Buna göre Ağustos’ta imalat sanayi kapasite kullanımı oram, bir önceki aya kıyasla 0.1 puan artışla yüzde 78.8 oldu. Kapasite kullanım oram ağustosta geçen yılın aynı ayına göre ise 2.5 puan arttı.
Mal gruplarına göre kapasite kullanım oranları değerlendirildiğinde ağustosta gıda ve içeceklerde kapasite kullanımı ağustosta bir önceki aya göre 1 puan artışla yüzde 71.8’e yükselirken kapasite kullanımı tüketim mallarında 0.4 puan artışla yüzde 73.3, ara mallarında 0.2 puan artışla yüzde 79.9 oldu. Kapasite kullanım ağustosta bir önceki aya göre yatırım mallarında 1 puan azalışla yüzde 82.9’a, dayanıklı tüketim mallarında 0.9 puan azalışla yüzde 75.3’e geriledi. Ağustosta mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı bir önceki aya göre 0.3 puan azalışla yüzde 78.1 oldu.
REEL KESİMİN GÜVENİ ARTTI
Merkez Bankası’nın iktisadi yönelim anketi ve reel kesim güven endeksi verilerine göre ağustosta reel kesim güven endeksi bir önceki aya kıyasla 1.2 puan artarak 110.7 oldu. Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi ve son üç aydaki toplam sipariş miktarı endeksi artış yönünde etkilerken, mevcut mamul mal stoku miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, gelecek üç aydaki toplam istihdam miktarı, sabit sermaye yatırım harcaması ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler endekse azalış yönünde yansıdı.
Mevsimsellikten arındırılmış reel kesim güven endeksi ağustosta bir önceki aya göre 2.5 puan artarak 110.2 düzeyinde gerçekleşti.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜlK) geçen hafta tüketici ve sektörel güven endekslerini açıkladı. TÜİK ve Merkez Bankası işbirliğiyle yürütülen tüketici eğilim anketi sonuçlarından hesaplanan endeks’ ağustosta bir önceki aya göre yüzde 0.3 oranında azaldı; Temmuz ayında 71.3 olan endeks Ağustos ayında 71.1 oldu. Tüketici güven endeksinin 100’den büyük olması tüketici güveninde iyimser durumu, 100’den küçük olması tüketici güveninde kötümser durumu gösteriyor.
Hanenin maddi durum beklentisi endeksi Ağustos ayında aynı düzeyde kalarak 91.9 olarak gerçekleşti. Genel ekonomik durum beklentisi endeksi ağustosta bir önceki aya göre yüzde 2.3 artışla 97.9’a yükselirken, işsiz sayısı beklentisi yüzde 2.6 oranında azalışla 72.4’e, tasarruf etme ihtimali yüzde 4 azalışla 22.4’e geriledi.
TÜİK geçen hafta sektörel güven endeksi verilerini de açıkladı. Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi temmuz ayında yüzde 103.7 iken ağustosta yüzde 1.6 artarak 105.4 değerine yükseldi. Ağustosta bir önceki aya göre perakende ticaret sektörü güven endeksi yüzde 1.1 artarak 108.5 değerine, inşaat sektörü güven endeksi yüzde 3.3 artarak 88.3 değerine ulaştı.
TURİST SAYISI İYİMSERLİK YARATIYOR
Kültür ve Turizm Bakanlığı’mn sınır giriş çıkış istatistiklerine göre, 2017 Temmuzda Türkiye’yi ziyaret eden yabancı sayısı baz etkisiyle geçen yılın aynı ayına göre yüzde 46.4 artışla 5 milyon 75 bin 961’e yükseldi. Yılın ilk yedi ayında Türkiye’ye giriş yapan yabancı ziyaret sayısı geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 21.9 artışla 17 milyon 325 bin 410 oldu. Temmuzda Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülkeler sıralamasında Rusya yüzde 16.5 pay ile birinci, Almanya yüzde 13.4 ile ikinci, İngiltere yüzde 5.5 ile üçüncü sırada yer aldı. Ingiltere’yi Gürcistan ve İran izledi.
Ocak-temmuz döneminde Türkiye’ye en çok ziyaretçi gönderen ülke sıralamasında Rusya yüzde 14.6 ile birinci sırada yer aldı. Yedi aylık dönemde Türkiye’yi ziyaret eden Rus turist sayısı yüzde 991 artışla 2.5 milyon kişiyi aştı. Rusya’yı yüzde 11.1 pay ile Almanya, yüzde 7.7 pay ile Gürcistan, yüzde 7.3 pay ile İran, yüzde 5.6 pay ile Bulgaristan izledi.
Rusya pazarında ciddi oranda artış yaşandığını söyleyen Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık, son aylarda iyileşme hissedil-se de Almanya pazarında 1 milyon kişiye yakın kayıplar yaşandığını vurguladı. Turizm sektörü açısından 2017’nin 2016’ya göre daha iyi bir yıl olacağını ifade eden Ayık, yabancı ziyaretçi sayısındaki artışın ağustos ve eylül ayında da devam edeceğini vurguladı. Bu trendi başta Almanya, Hollanda ve Avusturya olmak üzere Avrupa pazarında yaşanacak iyileşmelerin destekleyeceğini dile getiren Ayık, “Bu pazarlarda eylül ve ekimde bir miktar hareketlenme yaşanırsa, 2017 yılında 2015 verileri yakalanabilir” dedi.
KONUT SATIŞINDA ARTIŞ VAR
Konut arzının en temel göstergesi olarak kabul edilen yapı ruhsatları ve yapı kullanma izin belgelerindeki artış 2017’nin ilk yarısında hızlandı. TÜİK’in yapı izin istatistiklerine göre 2017’nin ilk altı ayında belediyeler tarafından yapı ruhsatı verilen bina sayısı geçen yılın eş dönemine göre yüzde 7.6 artışla 74 bin 210, daire sayısı yüzde 21.6 artışla 620 bin 182 oldu. Bu dönemde belediyeler tarafından yapı izni verilen binaların değeri yüzde 35.3 artışla 127 milyar 873.5 milyon TL’ye ulaştı. Belediyeler tarafından verilen yapı kullanma izin belgelerinin 2017’nin ilk altı ayında geçen yılın aynı dönemine göre; bina sayısı yüzde 1.9 artışla 54 bin 203’e, yüzölçümü yüzde 8.7 artışla 76 milyon 106 bin metrekareye, değeri yüzde 27.2 artışla 78 milyar 918 milyon TL’ye, daire sayısı yüzde 9 oranında artışla 384 bin 322’ye yükseldi.
TÜİK geçen hafta temmuz ayı konut satışı istatistiklerini de açıkladı. Buna göre konut satışları temmuzda geçen yılın aynı ayma göre yüzde 42.4 artışla 115 bin 869, yılm ilk yedi ayında ise geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.2 oranında artışla 770 bin 232’le ulaştı.
İpotekli konut satışları temmuzda geçen yılm aynı ayma göre yüzde 62.4 artışla 38 bin 575 olurken, toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 33.3 olarak belirlendi. Yılm ilk yedi ayında ipotekli konut satışları geçen yılm aynı dönemine göre yüzde 26.3 oranında artışla 283 bin 950 düzeyinde gerçekleşti. Temmuzda diğer satış türleri sonucunda 77 bin 294, yılm ilk yedi ayında ise 486 bin 282 konut el değiştirdi.
Türkiye genelinde ilk defa satılan konut sayısı temmuzda yıllık bazda yüzde 42.6 artarak 53 bin 949 olurken, toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 46.6 olarak belirlendi. İkinci el konut satışları bu dönemde yüzde 42.3 artışla 61 bin 920’ye yükseldi. Yılm ilk yedi ayında ise ilk defa satılan konut sayısı geçen yılm aynı dönemine göre yüzde 6.1 artışla 350 bin 172’ye, ikinci el konut satışları yüzde 9.9 artışla 420 bin 60’a ulaştı.
“ARZ FAZLALIĞINA TANIK OLABİLİRİZ”
TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Dr. Cahit Sönmez, ekonomi için lokomotif görevde olan ve yüzlerce alt sektöre de katkı sağlayan inşaat sektörünün canlanmasının Türkiye ekonomisi açısından pozitif bir gelişme olduğunu vurguladı. Konut satışlarının temmuzda geçen yılm eş dönemine göre belirgin bir şekilde arttığını belirten Sönmez, “Buradan konut talebinde artış olduğunu gözlemliyoruz. Ancak bu talebin detaylarım irdeleyerek yeni konut arzı ile ne kadarlık kısmının örtüştüğünü ortaya çıkarmamız gerekir. Satılan konutların yarısından azı yeni konut, kalan kısmı ikinci el konut değişikliği şeklinde olmuş. Ayrıca konut alımlarınm yaklaşık üçte biri ipotekli konut satışı şeklinde gerçekleşmiş. Faiz oranlarının yüksek olması mortgage kredisinden öte kredi dışında yakınlarından borçlanma gibi yöntemlere yöneltmiş. Sonuçta talebin devamlılığı som işareti taşıdığından önümüzdeki günlerde konutta arz fazlalığına tanık olabiliriz” diye konuştu.
4.9 MİLYAR DOLAR DOĞRUDAN YATIRIM
Ekonomi Bakanlığı’nın verilerine göre, 2017 Haziran’da net 282 milyon dolar düzeyinde uluslararası doğrudan yatırım çıkışı gerçekleşti. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki yeni veya mevcut şirketleri ile iştirak ettikleri yerli sermayeli şirketlerdeki ortaklık paylarına ilişkin transferleri içeren sermaye girişi, haziran ayında 464 milyon dolar düzeyinde belirlendi. Bu girişin 198 milyon dolarlık bölümünün AB ülkeleri kaynaklı olduğu görüldü. 2017 Ocak-Haziran döneminde net doğrudan uluslararası yatırım girişi (fiili giriş) 4.9 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Uluslararası doğrudan yatırım girişleri kaleminde yer alan sermaye girişi ise bu dönemde toplam 4.1 milyar dolara ulaştı. 2017 Ocak-Haziran döneminde 4.1 milyar dolar olan uluslararası doğrudan yatırım girişinin 1.2 milyar doları mali aracı kuruluşların faaliyetleri sektöründen, 918 milyon doları enerji sektöründen ve 644 milyon doları imalat sektörlerinden kaynaklandı. 2017 Ocak-Haziran döneminde nakit sermaye girişinin yüzde 66’sı AB ülkeleri kaynaklı olduğu belirlendi.
“TÜRK YATIRIMCI ULUSLARARASILAŞIYOR”
Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, haziranda 282 milyon dolar uluslararası doğrudan yatırım çıkışı yaşanırken, sermaye çıkışının 1 milyar 53 milyon dolar olduğunu vurguladı. Uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki yeni veya mevcut şirketleri ile iştirak ettikleri yerli sermayeli şirketlerdeki ortaklık paylarına ilişkin transferleri içeren sermaye girişinin, aynı ay 464 milyon dolar düzeyinde gerçekleştiğine dikkat çeken Arzova, “Bu rakamın 198 milyon dolarlık bölümü AB ülkeleri kaynaklı oldu. Özellikle doğrudan sermaye çıkışını her zaman kötü olarak görmemek gerekir. Bu Türk yatırımcısının uluslararasılaştığım ve yabancı ülkelerde yatırım yaptığım göstermesi açısından olumlu bir gelişme. Neticede yabancı ülkede yatırım yapan şirketler karlarını Türkiye’ye transfer edecekler” dedi.
Dr. Cahit Sönmez ise yılın ilk altı ayında doğrudan yabancı sermaye girişinin 4.9 milyar dolar seviyesinde gerçekleşmesinin yıllık bazda bu yıl da 10-12 milyar dolar hacmin üzerine çıkılamayacağını gösterdiğine dikkat çekti. Doğrudan yabancı sermayenin hem yatırımların artmasıyla ekonomik faaliyetlerin canlanması açısından hem de cari açığın kaliteli finansmanında hayati önem taşıdığını belirten Sönmez, “Bu seviyeler de kalması hatta haziranda net girişin negatif olması bazı ekonomik ve siyasi nedenlere dayanıyor. Üretim de üstlenilen bazı maliyetlerin, işgücü birim maliyetleri gibi, görece yüksek olması rekabet gücü daha yüksek ülkeleri tercih edilebilir hale getiriyor doğrudan yabancı sermaye nezdinde…” dedi.
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi iktisadi ve idari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi
”Reel sektör güveni umut verici”
Kapasite kullanımında yatay bir seyir var. Henüz özlenen kapasiteye ulaşılamadı. Reel sektörün güveninde ise umut verici bir artış görülüyor. Türkiye genelinde konut satışları temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 42.4 oranında artarak 115 bin 869 oldu. Bu güzel bir gelişme.
Ancak karşılaştırma yaptığımız ay 2016 Temmuz ayı. 15 Temmuz’dan sonra ay sonuna kadar neredeyse hayat durmuştu Türkiye’de. Esas gerçekçi değerlendirmeleri Ocak 2018’den itibaren yapacağız.
Konut artış istatistiğinden ziyade ipotekli satışların toplam satışlar içindeki payının analizi daha önemli diye düşünüyorum. Zira bu hem bankacılık sisteminden yararlanma oranını göstermesi açısından hem de ülke ekonomisine duyulan güvenin göstergesi olarak önemli. Türkiye genelinde ipotekli konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 62.4 oranında artış göstererek 38 bin 575 oldu.
Toplam konut satışları içinde ipotekli satışların payı yüzde 33.3 olarak gerçekleşti. Bu açıdan yaklaştığımızda bu veri çok daha anlamlı. Türkiye yavaş yavaş normal ekonomik seyrine geri dönüyor.
Dr. Cahit SÖNMEZ / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
“Üretim iştahı devam ediyor”
Kapasite kullanım oranının belli bir seyfrde olması üreticilerin üretim iştahlarının belli bir seviyede olduğunu gösteriyor. Reel sektör güven endeksinden de üreticilerin ekonomiye güvendiğini anlıyoruz. Üretim iştahı devam ediyor. Bu sevilerde kapasite kullanım oranı ikinci çeyrekte olduğu gibi üçüncü çeyrekte de yüzde 5 civarında büyüme olacağının işaretlerini veriyor. Bu arada tüketicilerin ileriye yönelik temkinli durmayı tercih etme eğilimleri güvende azalmaya neden olmuş. “Gelecek 12 aylık dönemi dayanıklı tüketim malları, otomobil ve konut edilme için uygun buluyor musunuz?” sorusuna olumsuz yanıt vermelerinden bu tespiti rahatlıkla yapabiliyoruz. Diğer taraftan borçlanma iştahlarının olmadığını da TÜİK’in sonuçlarından görebiliyoruz.
Maliye Bakanlığı verilerine göre, bütçe açıklarında geçen yılın aynı dönemine göre artış söz konusu olmuş. Fakat halen bütçe açıklarının milli gelire oranı oldukça makul seviyelerde. Aynı zamanda kamu borç stoku da yüksek olmadığı gibi borçların ortalama vadesi uzun ve çoğunluğu faiz riski taşımayan sabit faiz üzerinden. Mali performansın Türkiye ekonomisinin güçlü halkası olduğunu söyleyebiliriz.
Prof. Dr. Murat FERMAN / Işık Üniversitesi Rektör Vekili
”Reel sektörde ihtiyatlı iyimserlik hakim”
Türkiye’deki yatırımlardaki ölçek kayması ve hatalı kaynak kullanımı ve ölçek planlaması nedeniyle kapasite kullanım oranı gerçek durumu yansıtmaktan uzaktır. Ben kapasite kullanımı oranının daima belirli bir ihtiyatla karşılanmasından yanayım.
Bu tespit saklı kalmakla beraber kapasite kullanım oranında yatay bir seyrediş, sanayide ihtiyatlı bir bekleyişin olduğuna, ekonomik ve sektörel büyüme konusunda bir takım çekinceler bulunduğuna işaret ediyor. Yatay bir seyir bu bekleyişin ihtiyatını ve istikrarını gösterir. Yatay seyir, ani yükseliş ve düşüşlerden daha çok tercih edilen bir istikrar göstergesidir. Güven endeksleri kopmozit endekslerdir.
Hem mevcut durumu hem de buradan hareketle önümüzdeki döneme işaret eder. Türkiye’de reel sektör, girişimciler krizlere hazırlıklı, donanımlı, piyasalardaki olağanüstü gelişmelere şaşkınlık göstermeyen iyi bir profil göstermiştir. Reel sektördeki ufak bir gelişme ihtiyatlı bir iyimserliktir. İkinci çeyrek büyüme oranların belli olmasından bu bekleyişler pozitife veya negatife dönebilir.
Özellikle kredilerdeki artış dolayısıyla tüketici harcamalarında artış oldu. Tüketici endeksinde görülen görece gerileme ise kredileri alan ve harcayan tüketicinin bundan sonraki dönemde bir süre daha ayaklarını yorganlarına göre uzatacağını gösteriyor.
Hülya Genç Sertkaya