Küresel Piyasalar ve Ekonomi Yorumları 2018
2017’nin ardından bu yıl parlak beklentilerle dolu. Küresel ekonomi canlı, ufukta durgunluk yok. Piyasalarda boğalar hala güçlü, Wall Street’te karlar yine yüksek çıkacak. Petrol ve altın yukarı bakıyor. Tek risk enflasyonda artış… Ve tabii savaş…
2018 yatırımcılar için parlak bir yıl olacağa benziyor. Küresel ekonomi penceresinden bakıldığında beklentilerin fazlasıyla umutlu olduğu görülüyor. Ufukta durgunluk görülmüyor, şirket karlarının bu yıl da yüksek çıkması bekleniyor, borsalardaki boğa egemenliği sürecek gibi hem menkul değer fiyatları hem de makro ekonomik veriler son yılların en yükseğinde olmaya devam edecek. Bu yılın günah keçisi ise, ‘enflasyon’ olacak…
2018’de olumlu havayı bozacak üç konu şöyle:
1- ABD’de enflasyonun yükselişe geçmesi,
2- ABD iç politikası ve Başkan Donald Trump’un geleceği ile ilgili gelişmeler,
3- Kuzey Kore ile ABD arasındaki gerilimin yükselmesi ve diğer jeopolitik riskler…
ABD Ekonomisi Tam Gaz
Makro veriler şimdilik beklentilerin üzerinde denilebilecek seviyede olumlu. Ancak şimdilik… Başkan Trump’ın görevde olduğu bir yılda, 2005’ten bu yana görülmemiş bir gelişme yaşandı ve Amerikan ekonomisi üç çeyrek yıl art arda yüzde 3 büyüme gerçekleştirdi.
Geçen yılın üçüncü çeyreğinde gayrisafi yurtiçi hasıla yıllık yüzde 3,2 büyüdü. Bu ikinci çeyrekteki yüzde 3,1’in üzerindeydi ve 2015’in birinci çeyreğinden bu yana en yüksek orandı. Son çeyrekte olumlu göstergeler doğrultusunda, bu yıl da vergi indirimlerinin ekonomiye yansıyacağı tahminleriyle güçlü büyüme bekleniyor. Fransız yatırım bankası Americas at Natixis’in kıdemli ekonomisti Joseph LaVorgna verilerin çok güçlü olduğunu son çeyrekte yüzde 4’ün üzerinde büyüme gerçekleşebileceğini savunuyor.
Aralık verilerine göre perakende satışlar tüm zamanların, ev satışları son 10 yılın, imalat sanayindeki artış son üç yılın en yükseğinde, işsizlik ise son 40 yılın en düşüğünde… Sözün özü şimdilik ufukta bir resesyon gözükmüyor.
Ekonomik büyüme döngüsünün ‘yaşlanması’ da kimi uzmanların büyüme dalgası “ne zaman bitecek” söylemlerini yükseltiyor. ABD’de canlanma 2009’dan bu yana 34 çeyrek yıldır devam ediyor. Eğer 2018’in birinci çeyreğinde de büyüme kaydedilirse, modern tarihin ikinci en büyük büyüme dönemi gerçekleşmiş olacak. Bundan daha büyük büyüme dönemi 1991-2001 yılları arasında 40 çeyrek yıl ile gerçekleşti.
Sadece ABD değil küresel ekonomi de doğru yolda… Geçen yıl OECD’nin radarındaki 45 önemli ekonominin tamamı büyüdü. OECD bu yıl da benzer durumu öngörüyor ve dünya ekonomisinin bu çapta büyümesi bundan 10 yıl önce olmuştu.
Geçen yıl gelişen piyasalar son sekiz yılın en verimli yükselişini gerçekleştirdi. Bu yıl da trendin sürmesi bekleniyor, en büyük risk ise kimi ülkelerde yapılacak seçimler… Özellikle Brezilya ve Meksika seçimlerinin sonuçlarının tahmin edilemez olması can sıkıyor.
Boğa Piyasası Sürecek mi?
2017’de borsalarda ve özellikle Wall Street’te artan karlar ve düşük faiz oranları sayesinde müthiş bir boğa piyasası yaşandı. S&P 500 endeksi 2016’daki yüzde 9,5 yükselişin ardından, geçen yıl da yüzde 18,2 gibi tarihi performanslarından birini yaptı.
İki yıllık artış yüzde 28’i buldu. Peki kazandıran yükseliş bu yıl da devam edecek mi? Hisse senetlerinde aşırı bir değerlenme var mı?
Fed faiz oranlarının yüzde 2’nin altında olduğu, 2010’lu yılların fiyat/kazanç ortalamasının yüzde 17 seviyesinde olduğu ortamda bu soruya olumlu yanıt verenler fazla değil. 1990’lı yılların fiyat kazanç ortalaması yüzde 19’un 2000’li yılların ise yüzde 20’nin üzerindeydi.
Wall Street’in yatırım stratejistlerinin S&P 500’de ortalama yılsonu tahmini 2 bin 840 puan. Bir anketi yanıtlayan Goldman Sachs’m yatırım «tratejisti David Kostin S&P 500’de yılsonunu 2 bin 750 puanda, ABD ekonomisinde büyüme hızını yüzde 2,5 olarak öngörürken, JP Morgan yatırım stratejisti Dubrav-ko Lakos-Bujas endeksi 2 bin 800, büyümeyi ise yüzde 2,3 olarak öngörüyor.
Bank of America Merrill Lynch’ten Savita Subramanian yılsonunda S&P 500’ü 2 bin 800, büyüme hızını yüzde 2,4, en iyimser tahmini yapan Yardeni Research’ten Ed Yardeni ise S&P 500’ü 3 bin 100, büyüme hızım yüzde 3 olarak tahmin ediyor. S&P 500 geçen yılı 2 bin 683 puandan kapattı.
Yatırım stratejistlerinin önerdiği sektörlerin başında yükselen petrol fiyatlarına paralel enerji geliyor. Gayrimenkul ve inşaat malzemeleri sektörleri de yükselişini sürdüreceği tahmin edilenler arasında. Finans, sağlık, teknoloji, e-ticaret sektörleri de favorilerden.
Tabii risklerle dolu günümüz finans dünyasında olumsuz senaryoları da düşünmek gerek. Uzmanlara göre endekslerde yüzde 10 düzeltme ihtimali her zaman mevcut. Ayrıca S&P 500’de yüzde 20 seviyesindeki keskin bir düşüş bile endeksin içinde bulunduğu uzun vadeli yükseliş kanalından çıkmasına neden olmayacak. Bu seviyede bir düşüş endeksin söz konusu yükseliş kanalının tabanına yaslanmasına neden olacak.
Kar Artışları Devam Edecek
Wall Street şirketleri kar artışı bakımından en parlak yıllardan birini geride bıraktı. Dördüncü çeyrekte şirketlerin ortalama yüzde 10,6 kar artışı açıklaması bekleniyor. Böylece son dört çeyrekte çift basamaklı oranlarda kar artışı gerçekleşmiş olacak. Şirket kasalarının nakit ile dolu ve geçmiş yıllarda borçlanma maliyetlerinin epey düşük olması kar artışının başlıca nedenleri.
Özellikle geçen yılın son çeyreğinde toplam 5,3 milyar dolar kar açıklayan enerji sektörünün son çeyrekte yüzde 126’lık artışla 12 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Enformasyon teknolojisi sektöründe yüzde 15, ara mallar sektöründe yüzde 28, finans sektöründe yüzde 12 kar artışı yaşanacak.
2018’de de kar artışları devam edecek. Bunda 2017’de sabit yatırımlarda yaşanan artış ve kurumlar vergisi indirimleri etkili olacak. Tahminlerin ortalamasına göre bu yıl yüzde 11,2 kar, yüzde 5,5 ciro artışı gerçekleşecek. Bu yılın ilk çeyreğinde ise yüzde 10,7 kar artışı ve yüzde 6,8 ciro artışı bekleniyor.
Dolarda Boğalar Hala Güçlü Euro geçen yıl dolar karşısında son 14 yılın en iyi performansını yaptı ve rallinin aynı hızda olmasa da bu yıl da devam etmesi bekleniyor. Dolar 2018’e euro karşısında son üç yılın en düşük seviyesine inerek başladı. Bloomberg’in anketine katılan işlemci ve uzmanların üçte iki gibi bir çoğunluğu paritenin yılsonunda 1,2119-1,2229 dolar aralığında olma ihtimalini yüksek görüyorlar. 1,2560 dolar diyenler de yüzde 50’yi buluyor.
Euro, ocak ortasında 1,2323 dolar ile Aralık 2014’ten bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Ancak daha sonra Avrupa Merkez Bankası (ECB) yetkililerinden gelen açıklamalarla 1,2197 dolara geriledi. ECB yetkilisi Ewald Nowotny, euro’nun dolar karşısında değer artışının “yararlı olmadığını” söyledi.
Petrolde Yükseliş İçin Tüm Nedenler Var Batı Teksas petrolü yıla 2015’ten bu yana görülmeyen fiyatlarla başladı. Varil başma 60 dolar seviyesinden kapattıktan sonra 15 Ocak’ta 64,73 dolara yükseldi. Brent petrolünün varili ise 70 doların üzerini gördü.
Küresel canlanma ile birlikte gelen güçlü talep, ABD’nin petrol stoklarının azalması, OPEC’in kararlı bir şekilde Rusya ile beraber düşük üretim kotalarına sadık kalması, doların değer yitirmesi, Ortadoğu’daki iki büyük üretici Suudi Arabistan ve İran merkezli gerilim fiyatların yükselmesine neden oluyor. Bank of America Merrill Lynch ve Morgan Stanley gibi büyük yatırım bankaları, 2018’e ilişkin fiyat tahminlerini yukarı çekti.
Morgan Stanley kıdemli analisti güçlü sermaye akışının petrol fiyatlarım yukarı çektiğini, Brent petrolün varilinin 70-75 dolar aralığına oturduğunu belirterek, 2018’in üçüncü çeyreği için fiyat hedefi tahminini 63 dolardan 75’e çıkardı.
BofA Merrill Lynch daha önce varil başına 56 dolar olan Brent petrolde 2018 ortalama tahminini 64 dolara, Batı Teksas petrolü için de 52 dolardan 60’a çıkardı.
Altın Hızlı Başladı
Doların değer kaybı altına yarıyor. 2017’de yüzde 13,5 değer kazanan sarı maden yıla ralli ile başladı. Bu yılm da altına yatırım için uygun olacağı konusunda şu gerekçeler sıralanıyor: Jeopolitik riskler, aşırı ısınmış menkul değer piyasaları, artan yatırım platformları çeşitliliği ile altına erişimin kolaylaşması, yüksek küresel ekonomik büyüme, faiz oranlarında artış… Dünya Altın Konseyi, 12 Aralık’ta onsu bin 248 dolar seviyesinde olan altın, yılbaşında bin 308 dolar ve 16 Ocak’ta son 4 aym en yüksek seviyesi olan bin 337 doları gördü.
HERŞEY TOZ PEMBE DEĞİL, RİSKLER DE VAR
Enflasyon yıllar sonra korkutuyor. 2018’de ABD ekonomisinde tek endişe kaynağı enflasyon olabilir. ABD’de Merkez Bankası (Fed) parasal genişleme programına başladığından bu yana tüm uzmanlar enflasyonda artış arayışında. Fed’in enflasyonda hedefi yüzde 2 ve enflasyonu ölçmek için kişisel tüketim harcamaları verisini kullanıyor. Geçen ay bu veri yüzde 1,6 çıktı ve geçen Şubat, 2012’nin ikinci çeyreğinden bu yana yüzde 2’yi geçen tek aydı.
Ancak iş piyasasındaki sıkılaşmanın ücret artışlarını beraberinde getirmesi, 20 eyalette asgari ücretin artırılması, petrol fiyatlarının varil başına 70 dolara dayanması, ekonomiye 1,5 trilyon dolar enjekte edecek vergi indirimleri, enflasyonun 2018’de dönüş yapacağı yorumlarını güçlendiriyor.
IMF’nin eski kıdemli ekonomisti ve Harvard Üniversitesi ekonomi profesörlerinden Kenneth Rogoff, “Yüksek büyüme ve düşük işsizlik nedeniyle bu yıl içinde enflasyon yüzde 2’nin üzerine çıkabilir” diyor. New York Fed Başkanı VVilliam Dudley de, iş piyasasının daha fazla sıkılaşması halinde enflasyonun kademeli olarak hedefin üzerine çıkma riskinin bulunduğunu ve gelecek birkaç yıl içinde frene daha sert basılmasını gerektirebileceğini söyledi.
Burada yeni Başkan Jerome Povvell ile Fed’in ne yapacağı sorusu geliyor. Uzmanlar enflasyonun yüzde 2’nin üzerine doğru hareketlenmesi halinde Fed’in de faizleri en az iki kez artırarak yüzde 2’nin biraz altında bir tabana oturtacağını öngörüyor.
KUZEY KORE, ORTADOĞU’YU UNUTUN
En büyük risk Çin ile ticaret savaşı. 2018’de Çin küresel ekonominin yakından takip edilmesi gereken noktalarından biri olacak. Kimi uzmanlar, olası bir ticaret savaşının, korumacı politikaların küresel ticaretin önünü tıkamasının Kuzey Kore ile nükleer savaştan daha ciddi risk olduğunu savunuyor. Çin ile olası bir ticaret savaşı piyasalarda büyük bir düzeltmeye ve belki de daha fazlasına neden olabilir.
Yeni yıl ile birlikte Çin’in ABD Hazine bonosu alımlarını azaltması, para birimi Yuan’ın günlük kur belirleme protokolünde değişiklik yaparak daha serbest işlem gören para birimi olması yönünde attığı adımlar yakından izleniyor.
Çinli yetkililer düşük getiriler ve ticari anlaşmazlık konularında tansiyonun artmasına bağlı olarak Hazine bonosu alımlarını azalttıklarını fısıldıyorlar. Çin, ABD Hazine bonolarının en büyük alıcısı ve en büyük portföy sahibi.
Diğer yandan Dış ilişkiler Konseyi kıdemli üyesi Brad Setser de, Çin’i Hazine bonosu hedefine ulaştığını ve rezervleri sabit durduğu sürece yeni alımlara gerek olmadığı savunuyor.
Korumacı söylemlerle iktidara gelen Trump’ın, Çin ile ticaret savaşı riskini artırması küresel ekonominin kabuslarından biri olacak. BlackRock küresel kıdemli yatırım stratejisti Richard Turnill, Çin ile sorunlu teknoloji, çelik ve alüminyum ticaretlerini yakından izlediklerini söylüyor. Turnill 2018’de Çin ile hızla büyüyecek bir ticaret savaşı beklemediklerini ancak ticarete dayalı dalgalanmalara hazır olmak gerektiğini vurguluyor.
Korumacılığın en az siyasi riskler kadar tehlikeli olduğunu vurgulayan yatırım fonu EventShares’in kıdemli yatırım yetkilisi Ben Phillips ise başta Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması (NAFTA) olmak üzere tüm serbest ticaret anlaşmalarını ve yatırım anlaşmalarının iptal edilmesinden etkilenecek şirketleri yakından izlediklerini söylüyor. Phillips NAFTA’nın Trump tarafından iptal edilmesinin Meksika ile ortaklık, yatırım ve ticareti olan birçok şirketi etkileyeceğini belirterek boğa piyasasının geleceğinin de riske gireceğini vurguluyor.
Borsanın bilgeleri, “piyasalar zirveye ulaştığı zaman asla çanlar çalmaz.
Beki de çalar ama biz yatırımcılar duymayız” derler, işte Çin’in ABD Hazine bonosu alımlarını durduracak derecede azaltması, ABD’de enflasyonun sinyaller vermesi, ticarette korumacılık tehditleri ve en önemlisi savaş riski çalan ancak kimsenin pek duymadığı çanlar olabilir…
LEVENT GÜRSES