Prof. Dr. Mustafa Ergen’in Wi-Fi Uygulaması Girişimi
Prof. Dr. Mustafa Ergen 2005’te ABD’de kurduğu girişimini 200 milyon dolara sattı. Şimdi Türkiye’de peşi sıra spin off’lar çıkarıyor. Son girişimi Ambeent, kablosuz iletişimi iyileştirmeyi vaat ediyor.
İstanbul Teknik Üniversitesinin Arı Teknokent yerleşkesi restoranları ve kafeleriyle küçük modern bir kasabayı anımsatıyor. 40 yaşındaki Prof. Dr. Mustafa Ergen’in Ambeent’ı, Arı 3 binasının yeraltındaki otoparkında faaliyet gösteriyor. Ergen, günümüzün büyük teknoloji şirketlerinin tohumlarının atıldığı yere gönderme yaparak “Biz ABD’deki garaj hikayelerini, Türkiye’ye uyarladık” diyor gülerek…
Onun garajındaki büyük teknolojiyse yapay zeka ve bulut bilişim temelli bir Wi-Fi uygulaması. Geliştirdiği teknoloji, lisansız frekans olarak da adlandırılan Wi-Fi ağlarında İnternet hızının ve kalitesinin sürekli olmasını sağlıyor. Ergen, bir tarihçi edasıyla detaylı olarak neredeyse her safhasında yer aldığı kablosuz iletişimin 20 yıla uzanan yolculuğunu anlatıp son yıllarda Wi-Fi’nin, maliyetler ve kapsama alanı sorunları nedeniyle mobil iletişimde hızla cazip hale geldiğine vurgu yapıyor. “2016’da dünyada 15 milyon Wi-Fi noktası kuruldu. Aldığımız verilerin yüzde 70’i kablosuz İnternet üzerinden aktarılıyor. Wi-Fi’nin hızı 4G’ninkini bazı yerlerde altıya katladı. Üstelik mobile göre çok ucuz hatta bedava. Dolayısıyla yakın gelecekte telefon görüşmelerinin ağırlığı dahi buraya kayacak” diyor.
Çözümünü de bu gelecek üzerine inşa ediyor. Lisanssız frekansta 13 kanal bulunuyor. Fakat tüm kullanıcıların tek bir kanalda yığılma ihtimali İnternet hızının ve kalitesinin düşmesine neden olabiliyor. Ergen’in geliştirdiği uygulama tüm kablosuz İnternet cihazlarıyla konuşuyor ve onları buluttaki optimizasyon yazılımına yönlendiriyor. Böylece en uygun kanal uygulama tarafından seçiliyor. Tüm patentleri tamamlanan ve 2018 sonunda ticarileşecek bu uygulamayı, cep telefonlarına indirenlerden yıllık 1 dolarlık abonelik ücretiyle satmayı planlıyorlar. Hedefse 1 milyar kuruluma ulaşmak… “Öyle niş bir alan yakaladık ki” diyor Ergen, “Büyük bir yatırıma gerek kalmadan dünyaya yayılacağız. Unicom olursak süper olabilir. Yoksa bir şirketin satın alması daha mantıklı.”
Ekim 2016’da kurulan Ambeent henüz ticari bir ürün çıkarmamış olsa da, şimdiye kadar tamamı ACT’den gelen 2,5 milyon euro yatırım aldı. Henüz ürünü olmayan bir girişim için görece yüksek bu yatırımın temel nedeni teknolojisinin ötesinde Profesör Ergen’in kariyeri… ODTÜ Elektrik-Elektronik Mühendisliğinden 2000’de mezun olan Ergen, yüksek lisans ve doktora eğitimini ABD, Berkeley Üniversitesi’nde elektrik mühendisliği ve bilgisayar bilimlerinde tamamladı. Okulun uluslararası çalışmalar bölümünde Silikon Vadisi’nden fayda sağlayan ülkeleri incelediği teziyle ikincilik ödülü aldı ve HAAS İşletme Okulu’nda teknoloji yönetimi programını bitirdi.
Eğitimi devam ederken (2004) yarı zamanlı çalıştığı National Semiconductor’m (Texas Instruments’a satıldı) desteğiyle akıllı sensör ve ulaştırma teknolojileri üzerine bir araştırma laboratuvarı kurdu. Ertesi yıl PakistanlI Rehan Jalil ile Silikon Vadisi’nde 4G teknolojisine dayalı baz istasyonları üzerine çalışan “WiChorus” isimli bir şirket kurdu. Risk sermayesi fonlarından 42,5 milyon dolar yatırım alan şirket, dört yıl sonra “Tellabs”a (şimdi Coriant) 200 milyon dolara satıldı. Hala aktif olan şirket şu anda 5 binin üzerinde çalışana sahip.
Bu işlem sonrası, 2009’da Türkiye’ye döndü ve bir şirketi kurarak danışmalık yapmaya başladı. O günden bu yana Türk Telekom’un baş danışmanlığını yapıyor. Buna ek olarak Koç Üniversitesi’nde ders veriyor; son iki yıldır Avrupa Birliği’nin Horizon2020 araştırma programının ICT alanında TÜBİTAK adına ülke temsilciliği görevini yürütüyor; Altınbaş Holding’de bağımsız yönetim kurulu üyesi olarak yer alıyor. Bu dönemde de Ambeent dışında “Misone” ve “Cloudone” isimli iki şirket daha kurdu. Kasım 2017’de ITÜ’de profesör unvanıyla akademisyenliğe başlayan Ergen, bugüne kadar 25 patentli teknoloji geliştirdi, 50 yayın ve üç kitap yazdı.
Mustafa Ergen şimdilerde Silikon Vadisi’nde bir ofis de açtığı Ambeent’m yeni uygulamasına son halini vermeye çalışıyor, diğer yandan farklı projeler üzerinde çalışıyor. Örneğin geçen yıl Zubizu ve Renault ile İnternet’e bağlı araçlar için bir proje geliştirmek üzere anlaşma imzalamış. “Aldığımız projelerle kendimizi döndürebilir haldeyiz” diyor ama artık akademiye daha fazla yoğunlaşmak istediğini söylüyor. “Çünkü şirketi de öteye taşıyacak akademik çalışmalar gerekiyor” diyor. Aklında İTÜ bünyesinde bir araştırma kurulu kurmak ile otonom araçlar merkezi gibi fikirler var. Zaten Ambeent’m da yapay zeka çalışmaları için bir üs olmasını istiyor.
Akademisyenliği ve girişimciliği yan yana yürütmek istemesinin sebebini ise ODTÜ’de okuduğu yıllarda Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı olan Kemal İnan’m cümleleriyle açıklamayı tercih ediyor. “80’lerde akademisyenler doktorasını yaparken bir teoremi olsun, ismiyle anılsın isterdi. 2000’lere geldiğimizde ise ‘bir şirketim olsun, yaptığımız çalışmalar gündelik hayatta da işe yarasın’ demeye başladılar” diyor ve ekliyor: “Dolayısıyla günümüzde akademisyenler, aynı zamanda patronlar da…”