Pazarlama Reklam

İletişimde krizin faturasını kurumsal iletişim ekibi mi öder?

Yurtiçi ve dışında başarı hikayesini sürdüren Ülker, şaşırtıcı bir şekilde iletişim krizine halen istediği çareyi bulamadı. Kurumsal iletişim ekibinde yapılanmaya giden firma, birçok çalışanla yollarını ayırırken bazılarını global şirketi Pladis’e kaydırdı…

ÜLKER bu hafta paylaştığı basın bülteniyle 2017 yılını 4.8 milyar TL ciro, 431 milyon TL net dönem kârı ile kapattığını açıkladı. Geçen yıl satışlarım yüzde 14.7 artırdığım ekledi ve tarihinin en yüksek net döııem kârı ve FAVÖK’ünü (Faiz Amortisman Vergi Öncesi Kar) açıklayarak, rekor bir büyümeye imza attığını vurguladı.

Bu başarı bir taraftan kimseyi şaşırtmıyor; çünkü ne de olsa Türkiye’nin en köklü şirketleri sıralamasında ilk beşe girecek bir firmadan bahsediyoruz. Çocukluğumuzda admı ilk öğrendiğimiz marka belki de… Sabri Ülker’le başlayan ve bugün Murat Ülker’le devam eden asırlık bir şirketin yurtiçi ve dışında elde ettiği bu başarıyla birlikte Ülker’in ne yazık ki son bir yıldır iletişimde yüzünün gülmediğini de biliyoruz. Hatta bu açıkladığı finansal gücü, bugüne kadar getirdiği başarı hikayesi, bilinirliği ve itibarı olmasa asla dayanılamayacak bir depremden geçiyor. Öyle ki iletişimin duayeni birçok isme göre şirket, kurumsal iletişimde bir “sınıfta kalma” dersi olarak literatürlere girecek. Ama aynı zamanda Ülker’in hikayesi, bir iletişim depreminden yine de sağ çıkabilme başarısı pekala.

ŞAKA FİLMİN KENDİSİ OLDU!

Ne olduğunu bir hatırlayalım dilerseniz. Öncesi de vardı belki ama asıl bomba, 1 Nisan şakası olarak adlandırılan garip bir sosyal medya filmiyle patladı. Şaka, filmin kendisiydi adeta. “Hesaplaşma zamanı” mesajıyla sosyal medyada yayınlanan film, o kadar kötüydü ki, “Ülker bu denli kötü bir iş yapmış olamaz” cümlelerini farklı teoriler kovalamaya başladı.

İşin perde arkasını asla öğrenemedik; çünkü ne iş ortağı ajanslar ne de Ülker’in kendisi filmi sahiplenmedi. Dahası iletişim krizinde yapılabilecek en büyük hata yapıldı ve iletişimde sadece krizin geldiği dijital ortam değil, bütün analog kanallar kullanılarak krizin yayılması sağlandı. Bundan sonrası ise iletişimin önemli isimlerinden Ali Saydam’a göre, “Bir kriz nasıl yönetilmez” örneği oldu. Hatta Saydam da , “Eğer hasar o kadar büyük değilse, markanm sağlamlığından ve yıllardır çok doğru yönetilmiş olmasındandır” diyerek, Ülker’in bu krizi yönetememesi kadar, bu krizden sağ çıkmasına da şaşırdığını açıklamış oldu.

Bir diğer iletişim uzmanı Salim Kadıbeşegil de, Ülker’in bu denli hırpalanmasını “antrenmansız”hğma bağlayarak, “Su alan yerleri kapatma gayreti çok doğal olarak terminolojide ‘kriz içinde kriz’ durumlarını ortaya çıkardı. Bu da sosyal medyanın ‘yeni malzemesi’ oldu tabii” diye açıkladı.

ÖNCE AJANSLAR, SONRA ÇALIŞANLAR

En başa dönersek. Açıklanan rekor kara ve büyüme başarısına rağmen Ülker cephesinde, bu skandal reklam filmiyle başlayan ve Murat Ülker’in Twitter hesabını kapatmasıyla devam eden iletişim sorunlarının faturası ödenmeye devam ediyor. İşin hiç de şaşırtıcı olmayan yanı şu ki, fatura grubun kurumsal iletişim ekibine kesilmiş durumda. Öyle ki ekip adeta dağıtılmış durumda; hatta daha 2017’de işe başlamış ve neler olup bittiğini bile anlamayan birçok isim de şirketle yollarım ayırmak zorunda kaldı. Bazı isimler arasmda kurumsal iletişim departmanının adeta omurgası olarak adlandırılan Zuhal Şeker de var. Şeker, Yıldız Holding’in uluslararası arenalardaki firması Pladis çatışma kaydırıldı. Reklam ve dijital ajanslarıyla tüm bu olanlar üzerine yollarını ayıran Ülker, iletişim danışmanlığını ise Lorbi ile sürdürüyor.

Melis Tosyalı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu