Çin’de düzenlenecek ithalat fuarı
Çin’de 5-10 Kasım’da ilk kez düzenlenecek ithalat fuarı ihracat yapmak isteyen Türk firmalarını bekliyor. Katılımcı firmalara 75 bin TL’ye kadar teşvik var. Çin ile ABD arasındaki ticari restleşmeler Türk şirketlerine fırsat sunuyor…
ÇİN dünyanın ikinci büyük ekonomisi. Yeryüzü ihracat liginin şampiyonu da olan Çin’in dış satımı geçen yıl yüzde 7.9 artarak 2 trilyon 260 milyar dolara ulaştı. 2017’de 443 milyar dolar dış ticaret fazlası veren Çin’in ithalatı ihracatının iki katı arttı. Geçen yıl kızıl devin ithalatı, yüzde 15.9 yükselerek 1 trilyon 840 milyar dolara çıktı. Çin’in bundan sonra ithalatının daha hızlı artması bekleniyor. Çin ile ticaretinde ciddi bir dengesizlik olan Türkiye’nin Çin’in ithalat kapılarını açmasından kârlı çıkacağı kesin.
Çin’in ithalata kapıları daha fazla aralayacağının en büyük kanıtı ise bu yıl 5-10 Kasım tarihleri arasında Şanghay’da düzenlenecek China International Import Expo 2018 Fuarı. Çin ilk kez bir uluslararası ithalat fuarı düzenliyor. Bu nedenle Çin’in iç pazarına ürünlerini pazarlamak isteyenler firmalar için bu büyük fırsat olarak görülüyor. Türkiye milli katılımını İKMİB’in (İstanbul Kimyevi Maddeler ve Mamulleri İhracatçıları Birliği) organize edeceği fuara katılmak isteyenlerin bu ayın sonuna kadar yerlerini ayırtmaları gerekiyor. (Çin piyasaları ve bu ülkede iş yapma biçimlerine ilişkin ayrıntılı bilgileri, Türkiye İş Bankası Çin Temsilcisi Doruk Keser ile yaptığımız söyleşinin yayınlandığı “Finans” sayfalarımızda okuyabilirsiniz.)
YERİNİZİ HEMEN AYIRTIN
Çin’de ilk kez düzenlenecek ithalat fuarı, Çin’e ilişkin hedef ve planları olan Türk şirketlerini heyecanlandırırken geçtiğimiz günlerde bir fırsat kapısı daha açıldı. Malumunuz, Çin ile ABD’nin arası açıldı. Trump yönetiminin başta çelik olmak üzere Çin ürünlerine yönelik tedbirler almasına Çin hükümeti de sessiz kalmadı. Çin, ticari misilleme yaparak geçtiğimiz günlerde ABD’den ithal ettiği 130 kalem ürün çeşidine ambargo veya ek vergi uygulamaya karar verdi. Çin’in bu tutumu, Türkiye’nin Uzakdoğu pazarına daha rahat açılması adına bir fırsat doğurdu.
Türk Amerikan İşadamları Derneği ve Amerika Ticaret Odası (TABA-AmCham) Başkanı Ali Osman Akat, Türkiye’nin bu fırsatı kullanarak, belli ürün gruplarında Çin’e mal satabileceğini belirtiyor. Durum buğdayından dondurulmuş portakal suyuna, otomotiv yan sanayi ürünlerinden plastiklere kadar birçok üründe doğan ihracat fırsatını değerlendirmemiz gerektiğini belirten Akat, “Bir an önce temas kurulmalı. Bu fırsatı kaçırmamalıyız” uyarısını yapıyor.
“1-0 ÖNDE BAŞLARIZ”
Yakıjı coğrafyada, ABD kalitesinde ürün üretebilen tek ülkenin Türkiye olduğunu söyleyen TABA – AjnCham Başkan Yardımcısı Süleyman Şanlı ise, “Bu kriz bize yarayabilir.
Çin’in ABD’den ithal ettiği ürünleri Türkiye ikame edebilir. Burada 300 milyon dolarlık bir pasta var. İkili ticaretin gelişmesi sonrası bu rakam daha da artabilir” diye konuşuyor. Çin’in dünyanın en büyük tüketim pazarı olduğunu söyleyen Şanlı şu değerlendirmeleri yapıyor:
“Türkiye’nin fiyat avantajı, küçük siparişleri hızlı yerine getirme potansiyeli ve kaliteli ürün stratejisi ile global sahnede ön plana çıktığını görüyoruz. Bu nedenle 1-0 önde sayılıyoruz. Ayrıca Türkiye ve Çin arasındaki ticaretin gelişmesine paralel yatırımların da artacağını düşünüyoruz.”
Türkiye’nin en çok ithalat yaptığı ülke Çin… 2016 yılında Çin’den yapılan ithalat 25 milyar 411 milyon dolarken, rakam 2017’de 23 milyar 371 milyon dolara geriledi. Halen Çin’den aldığımızın ancak onda biri oranında ihracat yapan ülkemizin, aradaki açığı kapatması için daha çok çalışması gerekiyor. Yine de Çin’e yapılan ihracatın son yıllarda artış ivmesi yakalaması memnuniyet verici. Zira Türkiye geçen yıl Çin’e yaptığı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 25 artırarak 2 milyar 920 milyon dolara yükseltti. İlk kez 3 milyar dolar sınırına dayanan Çin ihracatımız yılın ilk dört ayında da artışını sürdürdü. Ocak-Nisan döneminde Kızıl Dev’e 923 milyon 78 bin dolarlık mal sattık. Bu 2017 yılının aynı dönemine yüzde 3.01’Iik artışı ifade ediyor.
İş dünyasının önde gelen örgütlerinin temsilcileri özellikle ihracatın birkaç milyar dolar artması için ithalat fuarını bir fırsat olarak görüyor. Şanghay’da 240 bin metrekarelik bir alanda düzenlenecek olan fuar ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ürünlerini Çin pazarına tanıtmalarının yolu açılıyor.
HEYECAN OLUŞTURAN FUAR
Çin Uluslararası İthalat Fuarı’na medikal ekipmanlar, sağlık ürünleri, yeni teknoloji ve akıllı cihazlar, tüketici elektroniği/cihazları, elektronik ev eşyaları, otomobil, mutfak eşyaları, oyuncaklar, cilt bakımı, saç ve kişisel bakım ürünleri, kıyafet, aksesuar ve günlük tüketici ürünleri, gıda ve tarım ürünleri üreten firmalar katılabiliyor. Söz konusu fuar, T.C. Ekonomi Bakanlığı’nın 2017/4 sayılı Yurtdışında Gerçekleştirilen Fuar Katılımlarının Desteklenmesine ilişkin karar kapsamında Bakanlık tarafından belirlenecek bedel üzerinden 75 bin TL’ye kadar desteklenebiliyor.
ÎKMİB Başkanı Adil Pelister, söz konusu fuarın ülkemiz için bir fırsat olduğunu vurguluyor. Pelister, şöyle konuşuyor: “Söz konusu fuar, sadece ihracatçı firmalarımız için değil, Türkiye’nin tanıtımı için de son derece önem arz ediyor, ilk defa düzenlenecek olan bu fuarda, 162 metrekarelik ülke standımızda Türkiye’deki yatırım imkânları ve ticari fırsatlar ziyaretçilere aktarılacak olup, aynı zamanda Türk kültürünün tanıtımı yapılacak. Bu vesile ile Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanlığı tarafından organize edilen bu fuarın ülkemiz için önemli bir fırsat olduğunu düşünüyoruz.”
ÎKMİB Yönetim Kurulu Üyesi Murat Akyüz, “Çin’de ithalata yönelik böyle bir fuar düzenlenmesi bizde heyecan oluşturdu” diyor. İKMİB’in bu fuarın milli katılımını organize ettiğini vurgulayan Akyüz, şu değerlendirmelerde bulunuyor: “Çin ile Türkiye’nin ticaretini dengelemek için fırsatlar var. Çin’in ilk kez düzenleyeceği ithalat fuarına çok önem veriyoruz. Ayrıca, Çin’in ABD’ye uyguladığı ambargo Türkiye’nin Çin’e girme çabalarını destekler ve ticareti dengeleyici fırsatlar sunar. Kimya sektöründe Çin’e kimya ihracatımız bitmiş üründen ziyade yarı mamul ve hammaddeler ağırlıklı. Türkiye’de olan ama Çin’de olmayan bileşenleri, ambalajlan alıyor. Kozmetikte girişimler sürüyor. Türkiye ise Çin’den bitmiş ürün ithal ediyor. Bizim de Çin’e bitmiş ürün satmak için pazarı zorlamamız gerekiyor.”
“İHRACAT KAPISINI ARALADI”
Türkiye’nin Çin’e kimyevi maddeler ihracatı geçen yıl bir önceki yıla göre yüzde 35.52 artarak 356 milyon 903 bin dolar oldu. Çin’e bitmiş ürün satmak anlamında kimyanın alt sektörlerinden olan kozmetikte de girişimler sürüyor. Kasım ayma yapılacak ithalat fuarına katılmak için ön rezervasyon yaptıran Eyüp Sabri Tuncer Kozmetik’in Yönetim Kurulu Başkanı Engin Tuncer, “Çin’e gülsuyu, kolonya, sıvı sabun gibi ürünlerimiz 3-4 yıldır dolaylı olarak gidiyor. Çin’de ilk kez bir fuara katılacağız. Fuara milli katılımdan ziyade kendimiz stant almaya çalışıyoruz; farkmdalık açısından bunu daha uygun buluyoruz” diye konuşuyor. Tuncer son dönemde Çin pazarına giriş çabalarını şöyle anlatıyor:
“Kasım ayında Hong Kong’da düzenlenecek Comsoprof Aisa’da da 36 metrekarelik bir stant alanımız olacak. Bu fuar üzerinden de Çin’e ihracat koşulları oluşturacağız. Çin bizim için çok yeni bir pazar; hızlı gelişiyor. Singapur’da düzenlenen fuarda Çin’in en büyük online kozmetik satış operatörü QQ ile iş anlaşması yaptık. Bu fuara katılan tek Türk firmasıydık. Çin’e ihracat kapısını araladık.”
ÇİN’DE ÜRETİME BAŞLAYACAK
Çin’e önümüzdeki dönemde ihracat yapma şansı bulunan sektörlerden birinin de otomotiv ve yedek parça sektörü olduğu belirtiliyor. Lüks araç dönüşümü yapan Dizany VIP de Çin’e ihracatı başarmış şirketlerden biri. Dizayn VIP Yönetim Kurulu Başkanı Erbakan Malkoç, “Uzun zamandır Çin’e yüksek katma değerli ihracat gerçekleştiriyoruz.
Bu sene 17. kez düzenlenen ve dünyanın en önemli otomobil fuarları arasında yer alan Auto Shanghai 2017’ye katılım gösteren tek Türk firması olmaktan büyük gurur duyduk diyerek sözlerine başlıyor.
Çin’de kişiye özel tasarım ürünlerine ilginin olduğunu belirten Malkoç, Çin pazarıyla ilgili çalışmalarını şöyle anlatıyor:
“Çin’de son yıllarda lüks tüketim ürünlerinde artış başladıkça, tüketicilerde kişiye özel tasarım ürünlerine yönelik bir ilgi başladı. Biz de bu noktada zamandan ve mekandan bağımsız tasarımlarımızla Çinlilerin kendilerini özel hissetmelerine olanak sağlıyor, onların hayallerini gerçeğe dönüştürüyoruz. Bu noktadan hareketle Çin’de bir üretim alanı oluşturduk. Hızlı üretim noktasında Uzakdoğu’daki müşterilerimize ürünlerimizi daha rahat ulaştırmak, maliyetlerimizi düşürmek için 2018 yılında Çin’de üretim bantlarımızı devreye sokacağız. Böylece hızlı üretim bantları sayesinde imalata Çin’de devam edeceğiz. Kısacası araçları yerinde üreterek diğer ülkelere dağıtımını daha kolay bir hale getireceğiz. Çin’de ciddi bir potansiyel var ve ürettiğimiz araçlarımızı burada rahatlıkla pazarlayabiliyoruz.”
“TERECİYE TERE SATALIM”
Son yıllarda Çin’den en çok ithalat yapan sektörlerin başında gelen zücaciye sektörü de Çin’e mal satmak için gözünü dikmiş durumda. Kasımda yapılacak fuara sektörden Mehtap Mutfak Eşyaları ile Solmazer Mutfak Eşyaları’nm katılacağı bilgisini aldık. ZÜCDER (Zücaciyeciler Derneği) Başkanı ve Hisar Mutfak Gereçleri Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Erdoğan, Çin’de doğru alıcıyı bularak mal satmanın mümkün olduğunu belirterek sözlerine başlıyor. Paşabahçe, Güral, Hisar gibi markaların geçtiğimiz üç yılda Şanghay’da ürünlerinin satıldığını belirten Erdoğan, “Bir Türk girişimcinin Şanghay’daki mağazasında ürünlerimiz üç yıl satıldı. Ancak girişimci Türkiye’ye dönme kararı alınca ticaret kesintiye uğradı. Bu ithalat fuarı vasıtasıyla sektörümüz yeni alıcılar bulmaya çalışacak” diye konuşuyor.
Zücaciye sektörünün son 10 yılda ihracatının yüzde 82 arttığını ve 2017’de 4 milyar 200 milyon dolar ihracat yaptığını hatırlatan Erdoğan, “Hedefimiz beş yıl içerisinde dünya altın-cılığından dünya dördüncülüğüne çıkmak. Dış ticaret fazlası veren ender sektörlerden biriyiz. Çin’e de odaklanacağız ve herkes elinden geleni yapacak” diyor. Türkiye’nin 2017’de zücaciyede Çin’den 1.3 milyar dolarlık ithalat yaptığını söyleyen Erdoğan, Çin pazarının potansiyeli hakkında da şu değerlendirmelerde bulunuyor:
“Çin’in global ve pragmatik bir yapısı var. Nüfus büyüklüğünün yanı sıra 300 milyon alım gücü yüksek bir kesim var. Markalaşmış ürünlere önem veriyorlar. Sürprizlere açık bir pazar. Tereciye tere satabilmeliyiz. Çin’de çatal bıçak yerine çok fazla chopstick (çubuk) kullanılıyor. Biz de Hisar olarak paslanmaz çelikten chopstick yapmak için kalıp yaptık. Çin pazarına girmek için ön araştırmaları iyi yapmak lazım.”
BİR MİLYAR DOLARLIK MOBİLYA SATARIZ
Türkiye’nin Çin’e mobilya, kağıt ve orman ürünleri ihracatı 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 919.39 artarak 29 milyon 287 bin dolar oldu. Bunun yarısına yakını defne, kekik gibi orman ürünleri olurken, mobilya sektörü de son yıllarda Çin şeddinin zorluyor. MOBSAD (Mobilya Sanayicileri Derneği) Başkanı Nuri Gürcan, Çin pazarına son 4-5 yıldır ağırlık verdiklerini, Şanghay ve Guang-zhou’daki büyük mobilya fuarlarına katıldıklarını söylüyor. Bunların geri dönüşünün alınmaya başladığım söyleyen Gürcan, “MOBSAD üyeleri katma değeri yüksek mobilya ürünleri üretiyor. Çin’de de marka merakı var. Gelir seviyesi yükseliyor. İtalyan mobilya firmalarının zor durumda olmaları nedeniyle, İtalyanlar Çin pazarını da Türklerle paylaşmaya başladılar. Türkiye bu yıl 3.5 milyar dolarlık mobilya ihracat hedefi koydu. 2023 hedefimiz ise 10 milyar dolar. Bunun 1 milyar dolarını Çin’e satabiliriz” diyor.
ABD’nin Çin’e ambargo koyduğu ürünler
Sarı soya, siyah soya, mısır, pamuk elyafı, diğer durum buğdayı, kurutulmuş kızılcık, dondurulmuş portakal suyu, sapsız bacada tütsülenmiş tütün, tütün sigaraları, nargile tütünü, 2.5L ila 3L’lik silindir hacmine sahip SUV’lar, otomotiv yan sanayi ürünleri, diğer kauçuk veya plastik bazlı yapıştırıcılar.
Eren Günhan ULUSOY / Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu [TUSAF] Başkanı
“Çin’e un satabiliriz”
Ambargolu ürünler arasında durum buğdayı, soya gibi tarımsal ürünler de var. Çin pazarı ilk olarak 2016’da gündemimize geldi. Bu ülkeye 2Q16’da 48 bin ton, yaklaşık 14.5 milyon dolarlık ihracat yaptık. 2017’de ise Türkiye’nin Çin’e un ihracatı 49 bin 560 bin tona çıktı. Bu da 15 milyon dolar civarında… Türkiye geçen yıl un ihracatının yüzde 1.1’ini Çin’e yaptı. Bu ihracatın da yüzde 30’u bizim Ulusoy Un firmamıza ait. Aldığımız bilgilere göre, bizim sattığımız unları, komşu ülkelerine ihraç ediyorlarmış. Çin’in kendi iç pazarı ile ilgili ithalat kısıtlaması olduğu için ihraç kaydıyla ithalat yapıyorlar. Şimdi Çin pazarının açılmasını bekliyoruz. Çin’in yıllık 90 milyon ton buğday tüketimi yaptığını biliyoruz. Türkiye’nin yıllık iç tüketiminin 12 milyon ton olduğu düşünüldüğünde, Çin pazarının bize açılmasının sektörümüze neler kazandıracağı ortaya çıkıyor. Halen Türkiye yıllık 2 milyon ton un ihraç ediyor. 2023’te hedefimiz 5.5 milyon tona çıkmak. Bunun 500 bin tonu neden Çin’e olmasın. 50 bin tonu 500 bin tona çıkartabiliriz. Çin’e ithalatta vergilendirmelerde iyileştirilmeler yapılması için hükümetimizin de girişimlerini bekliyoruz.
Tarık ALTUNCU / Sampa Otomotiv Yönetim Kurulu Bşk.
“Kaliteli mala talep artıyor”
Bizim uzun yıllardır Şanghay’da ofisimiz ve depomuz var. Çin’in ana sanayi ve yedek parça sektörüne ihracat yapıyoruz. Ağır vasıta yedek parçasında bu organizasyonla çalışan tek Türkfirmasıyız. Çin’e bu yıl 2 milyon dolar ihracat yapmayı hedefliyoruz. İlk beş yıl içinde Çin’de 10 milyon dolar ihracat hedefini yakalayabileceğimize inanıyorum. Çin’de yerel üreticiler var; üretim tarafı oldukça gelişmiş. Bu nedenle fiyat tutturmakta zorlanıyoruz. Bu nedenle kalite isteyenlere satış yapıyoruz. Çin’in kalite anlayışı önümüzdeki 10 yılda daha da gelişecek. Bu bizim için iyi olacak. Çin’de pazara girmek kolay değil. Ayrıca Mercedes, Man gibi önemli markalar joınt venture vaparak üretim üssü kurdular. Avrupa kamyonları tercih ediliyor. Pazarın değişmesi ve kaliteye önem vermesiyle birlikte biz de daha rahat yer bulacağız.
Ali Osman AKAT / Türk Amerikan İşadamları Derneği ve Amerika Ticaret Odası (TABA- AmCham] Başkanı
“300 milyon dolarlık pazar Türkiye’ye kayabilir”
ABD ile Çin arasında yaşanan ekonomik savaşın Türkiye’ye olumlu yönde yansıyacağını düşünüyorum. Türkiye, üretim kapasitesi ve hızlı teslimat yönleriyle alternatif bir pazar olarak ön plana çıkabilir. Türkiye bu fırsatı kullanarak, belli ürün gruplarında Çin’e mal satabilir. Belli ürün gamlarında pazar fırsatı doğuyor. 130 kalemde Çin’den ABD menşeli malzemelere dış ticaret önlemi geldiğini gözlemliyoruz. Bunların arasında, soya, mısır, pamuk, durum buğdayı gibi bitkisel mamuller, sığır eti, portakal gibi gıda maddeleri, tütün ürünleri, otomotiv ürünleri ve yan sanayi ürünleri, plastik ve polimer ürünler, kimyasal ürünlerde önlem alındığı görülüyor. Bu ürünler arasında Türkiye’de üretilenler mevcut. Bir an önce temas kurularak, elimizdeki bu fırsatı kaçırmamamız lazım. 300 milyon dolarlık dev bir alım pazarı Türkiye’ye kayabilir.
Murat KOLBAŞI / Türk-Çin İş Konseyi Başkanı
“Çin pazarı için cesaretli olmalıyız”
Çin pazarı büyümeye açık. İhracat stratejilerimize Çin’i dahil etmeliyiz. Avrupa’dan vazgeçelim demiyorum ama Çin’i de unutmamalıyız. Türkiye’nin 77 milyar dolarlık dış açığının önemli bir kısmı buradan geliyor. Asya Pasifik’ten kaynaklanan 47 milyar dolarlık dış açığımız var. Bu açığı kapatmak için Çin pazarına daha çok odaklanmalıyız. Çin pazarında gastronomi ve gıdacılar açısından büyük şans görüyorum. Marka algısını yönetmeye çalışan tekstil, elektronik, kozmetik, küçük ev aletlerinde Türk markalarına şans veriyorlar. Çin ile e-ticaret de yükseliyor. Küçük ev aletlerinde pazarın yüzde 25’i e-ticaret üzerinden dönüyor. Türk firmalarımız “Vize alamıyoruz, Çin pazarı zor, maliyet problemi var” diyorlar ama ben cesaretli hareket etmek gerektiğini düşünüyorum.
Bu dönem, Çin ve ABD arasında gerginlik var. Biz bundan yararlanmak istiyoruz ama örneğin Çin ile gıda ürünleri ihracatında ikili anlaşmalarımızda eksiklik var. Uzun ve meşakkatli konular ama bunları çözmeliyiz.
RAHİME BAŞ UÇAR