Ekonomi yönetimi harekete geçti
Spekülatif atakların etkili olduğunu TL taraflı döviz işlemlerinde riskler taşınabilecek sınırlar içinde tutulmalı. Olası gelişmeler TL’nin taraf olduğu işlemlerde sağlıklı bir öngörü yapmayı zorlaştırıyor…
PİYASALARDA geçtiğimiz haftanın başında da esmeye devam eden esen sert rüzgârlar hafta ortasında Cumhurbaşkanlığı başkanlığında ekonomi koordinasyon toplantısı gerçekleştirileceği haberi ile yerini daha pozitif bir havaya bıraktı. Toplantı öncesinde başlayan iyimser hava toplantı sonrası davdevam etti. Toplantıda öne çıkan mesajları, mali disiplin, enflasyonla mücadele, açık piyasa ekonomisi, büyüme ve bankacılık sektörü gibi birkaç başlık altında toplamak mümkün. İlerleyen günlerde bu konularda atılacak somut adım beklentisi piyasalar tarafındaki fiyatlamada etkili olacağı için alınan kararlara ve bu kararlar çerçevesinde atılacak adımlara odaklanmak gerektiğini düşünüyoruz.
MALİ DİSİPLİN VE ENFLASYON VURGUSU
Seçim sürecinde gündeme gelen teşvik ve bütçeye ek yük getirecek harcamaların ardından mali disiplinin daha da bozulacağına yönelik oluşan algı üzerine yapılan toplantıda ilk olarak değinilen konunun mali disiplin olması dikkat çekti. Paylaşılan notta, “Ülkemiz ekonomisinin en önemli çıpalarından olan mali disiplinden asla taviz verilmeyecektir. Harcamalarda ortaya çıkan artışları telafi edecek önlemler hayata geçirilmektedir. Orta ve uzun vadede kamu mâliyesinde bozulmaya yol açmayacak bir yaklaşımla hareket edilecektir” ibarelerine yer verildi.
Bununla birlikte hedeflerden ciddi şekilde sapan ve yılı çift hanelerde tamamlama ihtimali oldukça yükselen enflasyonla mücadele vurgusu da gündemde ikinci sırada yer aldı. “Faiz ve döviz kuru baskısını azaltmak, bununla birlikte enflasyonla daha etkin mücadele etmek için gereken tedbirler alınacaktır.
Bunun için Merkez Bankası elindeki araçları etkin şekilde kullanmaya devam edecektir” ifadesi içinde yer alan Merkez Bankası’nın araçları etkin şekilde kullanmaya devam edecek vurgusu, piyasadaki faiz artışı beklentisini kuvvetlendirirken, bu hafta piyasalarımız özellikle de kurların seyri konusunda TCMB’den gelecek mesajlar ve aksiyonlar izleniyor olacak. Ekonomi koordinasyon toplantısının ardından verilen bu mesajlar piyasalarımız için önemli olmakla birlikte, somut adımların görülmek isteneceğini bu adımlar gecikecek olursa da toplantı beklentisiyle oluşan kazanımların geri verilebileceğini düşünüyoruz. Bu nedenle bu haftanın piyasalarımızın seyri açısından önemli olacağını düşünüyoruz.
AÇIK PİYASA EKONOMİSİ VE BÜYÜME
Toplantı sonrası verilen önemli mesajlardan biri de geçtiğimiz haftalarda sosyal medyada dile getirilmeye başlayan açık piyasa ekonomisine aykırı eylem söylemlerine mesaj niteliğindeydi. Yapılan açıklamada bu spekülasyonlara konu olan tüm başlıklara değinilerek “Açık piyasa ekonomisi politikalarına sıkı sıkıya sahip çıkılacaktır. Kur rejimi, döviz tevdiat hesapları ve kambiyo rejimi başta olmak üzere hiçbir konuda, piyasa mekanizması dışında yöntemler asla söz konusu değildir” denildi.
Bununla birlikte açıklamada dikkat çeken başlıklardan biri de büyüme vurgusu idi. Büyüme tarafında piyasaların cari açık ve enflasyon endişesi nedeniyle daha dengeli bir büyüme vurgusu beklediğini söylemek mümkünken, güçlü büyüme vurgusu dikkat çekti. Bu vurgunun enflasyon ve cari açıkla mücadele konusunda soru işaretleri oluşturduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle “Türkiye, büyüme odaklı ekonomi politikaları sayesinde bugünkü seviyesine gelmiştir. Ülkemiz, önümüzdeki dönemde de yine büyüme esaslı ekonomi politikalarıyla yoluna devam edecektir.
Büyüme politikalarımızın odağında, kamunun yönlendiriciliği, desteğiyle ve teşvikiyle özel sektör bulunmayı sürdürecektir. Uluslararası yatırımcılar açısından ülkemizin cazibesini artıracak adımlar atılacaktır” ifadelerinin açıklamanın etkisini sınırladığını düşünüyoruz.
ABD İLE İLİŞKİLERİN SEYRİ TAKİP EDİLİYOR
Birbirinden tamamen bağımsız iki dava olmasına karşın, davaların ertelenme tarihleri ve iki ülke yöneticileri tarafından davalar ile ilgili verilen mesajlar, geçtiğimiz hafta İzmir’de görüşmelerine devam edilen rahip Brunson davası ile bu hafta ABD’de görüşülecek Hakan Atilla davasının önemini artırdı.
Bu nedenle Çarşamba günü karar duruşması olan Hakan Atilla davası ile ilgili gelişmeler piyasalarımız tarafından izlenmeye devam edilecektir.
Piyasalarımızda oluşan hassasiyet bu dava ile ilgili gelişmelere her iki yönde de gereğinden fazla tepki verilmesine neden olabileceği için TL varlıklar için volatilitedeki artış riskine dikkat edilmeli.
ORTADOĞU’DA SULAR YENİDEN ISINIYOR
ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ile P5 + 1 (ABD, Çin, Rusya, Fransa, İngiltere ve Almanya) arasında 2015’te imzalanan anlaşmadan ayrıldığını açıklamasının ardından diğer taraf ülkeler ve Iran anlaşmanın arkasında durduklarını belirten açıklamalar yaptı. Trump’m bu kararından çok kısa bir süre sonra başta İsrail ve Suriye sınırında olmak üzere Ortadoğu’da sular yeniden ısınmaya başladı. Artan tansiyonun petrol fiyatlarındaki yükselişe destek vermesi bizim gibi petrol ithalatçısı ülkeler için risk oluşturuyor. Bununla birlikte yakın coğrafyamızdaki bu stresin artması jeopolitik risk primini de artırabilir. Son günlerde gerek siyasi gerekse jeopolitik gelişmelerin etkisi nedeniyle artan CDS primlerini TL varlıklar için yakından izlemekte fayda var.
Dolar/TL’de volatilite artışına dikkat
S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürmesi ve nisan ayı enflasyonun beklentilerin üzerinde artış göstermesi sonrasında TL varlıklarda artış kaydeden satış baskısının geçen hafta da devam ettiği izlendi. ABD’de son açıklanan ekonomik verilerin güçlü gelmesi, artan emtia ve petrol fiyatlarının enflasyonun yüzde 2 seviyesine doğru yükseliş göstereceğine dair beklentileri güçlendirmesi, ABD 10 yıllık tahvil faizlerindeki yukarı yönlü ataklar doları küresel piyasalarda ve gelişmekte olan ülke para birimleri karşısında destekleyen temel gelişmeler olarak takip edilmekteydi. Geçen haftanın ilk yarısında da doların küresel piyasalarda değer kazanımlarını sürdürdüğü görüldü.
Hem Türk varlıkları üzerinde devam eden satış baskısı hem de doların uluslararası alanda değer kazanımlarını haftanın ilk yarısında sürdürmesine bağlı olarak dolar/TL kurunda yukarı yönlü hareketlerin etkili olduğu görüldü. Haftaya 4.2311 seviyesinden başlayan kurda sert ve volatil fiyatlamaların gerçekleştiği ve tarihi zirvenin 4.3746 seviyesine taşındığı izlendi.
Bu süreçte Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’ndan piyasaya müdahaleler geldi. TCMB, pazartesi günü rezerv opsiyon mekanizmasında ayarlamaya gitti. TCMB, ROM döviz imkan oranında üst sınırı yüzde 55’te yüzde 45’e düşürdü. Aynı zamanda çarşamba günü Türk Lirası Depoları Karşılığı Döviz Depoları ihale tutarında artırıma gitti. Ancak merkez bankasının hamlelerinin etkisi sınırlı kaldı. Bununla birlikte çarşamba günü piyasalardaki son gelişmeler nedeniyle ekonomi yönetiminin Beştepe’ye çağrılması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında gerçekleştirilen toplantı yurt içi piyasalarda olumlu algılanırken Türk varlıklarının hafta içerisindeki kayıplarını geri bir miktar geri aldığı izlendi.
ABD’de açıklanan TÜFE verisinin zayıf gelmesine bağlı olarak doların küresel piyasalarda değer kaybetmesi de TL’nin değer kazanmasında etkili olan bir diğer önemli faktördü. 4.37 seviyelerinden 4.22’li seviyelere kadar gerileyen dolar/TL kurunun haftanın son işlem gününde endeks kapanışına doğru tekrar 4.30’lu seviyelerin üzerinden işlem görmesi dikkat çekti. Merkez bankasından kurlara müdahale gelebileceğine yönelik beklentilerin güç kazanması Türk Lirası’nı destekleyebilecek temel etken olarak ön plana çıkarken, sözlü yönlendirmelerin etkisinin sınırlı kaldığı görülmekte. İlerleyen günlerde merkez bankasından gelebilecek olası hamleler kurlarda aşağı yönlü sert hareketler izlenmesine neden olabilecekken, spekülatif fiyatlamaların ise tekrar volatil yukarı yönlü hareketlere neden olabileceğini değerlendiriyoruz.
Bu nedenle spekülatif atakların da etkili olduğunu düşündüğümüz TL taraflı döviz işlemlerinde özellikle de kaldıraçlı işlemlerde risklerin taşınabilecek sınırlar içinde tutulmasının faydalı olacağını düşünüyoruz. Teknik açıdan 4.27 üzerinde yukarı yönlü potansiyelin artığı kur tarafında, geçtiğimiz haftaki açıklamaların somut adımlarla desteklenmesi yönünde piyasa baskısının oluşabileceğini göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bir tarafta olası bu spekülatif ataklar diğer tarafta TCMB başta olmak üzere ekonomi aktörlerinden gelebilecek mesaj ve aksiyonlar ile olası bir baskılanma TL’nin taraf olduğu işlemlerde sağlıklı bir öngörü yapmayı zorlaştırıyor. Bu nedenle bu hafta için kısa vadeli teknik seviyelerin anlamını yitireceğini düşünüyoruz. Buna karşın tarihi zirvenin bulunduğu 4.37 üzerinde uzun vadeli kanalın üst bandının bulunduğu 4.50 civarının hedef konuma geçebileceği, bu yönde başlayacak bir hareketin de geçtiğimiz hafta olduğu gibi başta TCMB olmak üzere ekonomi yönetimini aksiyon almaya zorlayacağını düşünüyoruz.
ÜZEYÎR DOĞAN