Yönetim sisteminde köklü değişiklik
Türkiye tarihi seçimini yaptı. Sandık yarışında Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ilk başkanı olarak Recep Tayyip Erdoğan seçildi. Yeni dönemde sadeleşen yönetimin öncelikli gündem maddelerinden biri ekonomi olacak…
TÜRKİYE tarihinin en kritik seçiminde millet son sözü söyledi. 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oyların yüzde 52.6’smı alarak yeni sistemin ilk cumhurbaşkanı oldu. AK Parti ise yüzde 41.85 oy oranı ile sandıktan birinci parti olarak çıktı.
AK Parti, MHP ve BBP’den oluşan Cumhur İttifakı ise oyların 52.75’ini alarak TBMM’de salt çoğunluğu sağladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yemin etmesinin ardından yeni sistem resmen uygulamaya geçecek. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapısı taslağına göre bakanlık sayısı 16’ya inecek. Yeni yönetim yapısında Cumhurbaşkanına bağlı çalışacak dokuz kurul ve dört ofis kurulacak. Yeni sistemde en köklü değişiklik ekonomide olacak. Ekonomi yönetimi üretim, finans ve ticaret olmak üzere üç sacayağından oluşacak. Ekonomi yönetiminde altı olan bakanlık sayısı üçe inecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yeni hükümetin öncelikli gündem maddelerinden biri ekonomi olacak. Çift haneli enflasyondan cari açığa, yüksek döviz kurlarından mali disipline yeni ekonomi yönetimi yoğun bir mesai içine girecek. Yatırımlara tam gaz devam edilecek. Kanal İstanbul, Türkiye’nin yerli otomobili, enerjide arz güvenliği sağlayacak boru hattı projeleri, Millet Bahçeleri başta olmak üzere büyük projeler hayata geçirilecek.
YENİ SİSTEMİN İLK CUMHURBAŞKANI
Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) açıkladığı kesin olmayan sonuçlara göre, 24 Haziran Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimi’nde 59 milyon 367 bin 469 seçmenden, yaklaşık 51.2 milyonu oy kullandı. Seçimlere katılım oranı yüzde 86 düzeyinde gerçekleşti. Çifte seçim zaferinin ardından gelenekselleşen balkon konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçimlere katılımın oranının yüksekliğine ve demokratik olgunluğa dikkat çekti. Seçimin gerçek galibinin demokrasi olduğunu vurgulayan Erdoğan, AK Parti’nin parlamentoda istediği sonucu alamadığını belirterek, milletin sandıkta verdiği mesajı aldıklarını kaydetti. Erdoğan, gelecek dönem seçmenin karşısına tüm eksikleri tamamlayarak çıkacaklarının altını çizdi.
SALT ÇOĞUNLUK 301
Yeni sistemde Meclis’te milletvekili sayısı 550’den 600’e çıkarıldığı için salt çoğunluk da 301 oldu. Kesin olmayan sonuçlara göre 24 Haziran seçimlerinde 295 milletvekili çıkaran AK Parti, kanun tekliflerini hazırlarken öncelikli olarak Cumhur Ittifakı’nı birlikte oluşturduğu MHP ile uzlaşma arayacak. Anayasa değişikliğini referanduma sunularak yapılması için 360, referandumsuz yapılması için 400 oy gerekecek. TBMM, üye tam sayısının beşte üç çoğunluğunun (360) kararı ile genel ve özel af ilanına karar verebilecek.
Meclis’te ortaya çıkan yeni sandalye dağılımı, Meclis Başkanı seçiminin üçüncü tura kalacağı şeklinde yorumlanıyor. Meclis İçtüzüğü’ne göre, Meclis Başkanı seçilebilmek için, ilk iki turda 400, üçüncü turda ise 301 milletvekilinin salt çoğunluk oyunun alınması gerekiyor. Seçim dördüncü tura kalırsa, en yüksek oyu alan iki aday yarışacak. Son turda kim fazla oy alırsa Meclis Başkanı seçilecek. MHP, TBMM Başkanlığı için aday çıkarmayacağını, AK Parti’nin adayını destekleyeceğini açıkladı.
Polis Akademisi öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Şahin, Cumhur Ittifakı’nm yasama çalışmalarında uyumlu çalışacağı görüşünde. Özellikle ekonomi ve terör konusunda iki partinin de kurumsal kimliklerini ve öz yapılarını koruyarak birlikte hareket edebileceklerini ifade eden Şahin, “Bu sistemin nasıl işlediğini Cumhur İttifakı gösterecek. Gerekli yasalar gündeme geldiği zaman Erdoğan ve Bahçeli’nin aynı hassasiyeti taşıdıklarını görüyorum. Cumhur İttifakı devam ettiği sürece Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yerleşmesine engel görünmüyor. Yeni sistemde Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabiliyor. Temel hak ve hürriyetler ile siyasi hak ve hürriyetler düzenleme alanı dışında kalıyor” dedi.
BEŞ PARTİ GRUBU OLACAK
Yeni dönemde AK Parti, CHP, HDP, MHP ve İYÎ Parti’nin TBMM’de grubu olacak. İttifaklar aracılığıyla Meclis’e giren Saadet Partisi, Demokrat Parti ve Büyük Birlik Partisi milletvekilleriyle TBMM’de sekiz parti yer alacak. 24 Haziran seçimlerinde 26. Dönem’de görev yapan 272 milletvekili yeniden Meclis’e girerken, birçok deneyimli siyasetçi de 27. Dönem’de TBMM’de yer almayacak. Bu dönemde Meclis’e veda edecek AK Partili vekiller arasında TBMM Başkanı İsmail Kahraman, eski TBMM Başkanları Mehmet Ali Şahin ile Cemil Çiçek, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu yer aldı. 24 Haziran seçimlerinde aday olmayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk özlü, Maliye Bakanı Naci Ağbal, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Avrupa Birliği Bakanı Ömer Çelik de Meclis’te yer almayacak. CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce, CHP Milletvekilleri Gülsün Bilgehan, Mustafa Akaydın, Bihlun Ta-maylıgil, Zekeriya Temizel, Musa Çam, Fikri Sağlar, MHP’den Oktay Vural, Şefkat Çetin, Mehmet Giinal, Emin Haluk Ayhan, Ekmeleddin İhsanoğlu, Ahmet Kenan Tanrıkulu yeni dönemde Mecliste yer almayacak. Ayrıca cezaevinde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş da Meclis’e veda edenlerden.
8 TEMMUZ’DA TOPLANACAK
YSK Başkanı Sadi Güven’in yaptığı açıklamalara göre, kesin seçim sonuçları 5 Temmuz’da açıklanacak. Anayasaya göre 8 Temmuz’da Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanacak. TBMM’nin açılışına en yaşlı milletvekili sıfatıyla CHP Antalya Milletvekili Deniz Baykal’ın başkanlık etmesi bekleniyor. Baykal’ın sağlık sorunları nedeniyle bu görevi üstleneme-mesi halinde İYİ Parti Ankara Milletvekili Durmuş Yılmaz geçici Başkanlığı yapacak. Toplantıda milletvekilleri ant içecek. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da milletvekillerinin yemin töreninin ardından aynı gün veya 9 Temmuz Pazartesi günü yemin etmesi bekleniyor. Yeminle birlikte parlamenter sistem ve Başbakanlık tarihe karışacak. TBMM Başkanlığı için adaylık başvuruları parlamentonun toplandığı gün başlayıp, 12 Temmuz günü sona erecek.
TBMM Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden seçilecek. Gizli oylamayla gerçekleştirilecek TBMM Başkanlığı seçimi 13 Temmuz’da yapılacak.
Yeni hükümet sistemi hızla hayata geçirilecek. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yemin etmeden önce mevzuatta alan temizliği yapacak. Yeminin ardından ise 16 Nisan’daki Anayasa değişikliği, çıkarılacak Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle devreye girecek. Hatırlanacağı üzere geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında, Başbakan Binali Yıldırım, bazı bakan ve bürokratların da katılımıyla yeni sistem zirvesi gerçekleştirilmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çarşamba günü ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi Beştepe’de kabul etmişti. Başbakan Yıldınm’m da katıldığı 40 dakika süren zirvede, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçiş süreci masaya yatırılmıştı. İki liderin toplantıda Meclis Başkanlığı seçimi, yeni kabine, Cumhur İttifakı’nın yol haritası ve 2019’da yapılacak yerel seçimleri de konuştuğu ifade edilmişti.
Yemin töreninin ardından kabine çalışmalarına hız verecek olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkan yardımcıları, 16 bakan, dokuz kurul, dört ofis için kimleri göreve getireceği merak ediliyor. Kabinede MHP’ye yakın isimlerin de olabileceği ifade ediliyor. TBMM Başkanı, başkan vekilleri, bir grup başkanı, beş grup başkanvekili ve bakan yardımcıları da önümüzdeki günlerde belli olacak. Ayrıca Cumhurbaşkanı ile gelip gitmesi öngörülen vali, genel müdür düzeyindeki yaklaşık 500 bürokratın da atamaları yapılacak. Kulislerde TBMM Başkanlığı için Başbakan Yıldırım’ın adı öne çıkıyor.
Anayasaya göre seçim sonrası oluşturulacak kabinede bakanlar, TBMM dışından atanacak. Milletvekilleri, cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakan olarak atanırsa TBMM üyelikleri sona erecek. Kabinede yer alan 22 isim, 24 Haziran seçimlerinde milletvekili oldu. Beş bakan ise milletvekili adayı olmamıştı.
ÖZEL SEKTÖRDEN BAKAN
AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal geçen hafta yaptığı bir açıklamada, yeni kabinede iş dünyasından kültür sanat dünyasına farklı isimlerin olabileceğine, yurtdışında yaşamış isimlerin de bulunabileceğine işaret etmişti. SET A Siyaset Araştırmaları Direktörü Nebi Miş ise, 24 Haziran seçim sonuçları dikkate alındığında milletvekilliğinden istifa ederek yeni kabineye gireceklerin sayısının birkaç kişiyi geçmeyeceğinin altını çizerek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da bu minvalde açıklamalar yaptığına dikkat çekti. Miş şunları kaydetti:
“Özellikle ekonomi alanında, Cumhurbaşkanı daha önce konuşmalarında özel sektörden birçok kişiyi davet edebileceğini, özel sektörün içinden de bakanlar oluşturacağını söylemişti. Cumhurbaşkanı yardımcısı sayısı ise henüz netlik kazanmadı. Bence en fazla iki kişi ile sınırlı tutulacaktır. Burada esas mesela şu: başkan yardımcılarının görevi icracı mı olacak yoksa başkan yardımcıları daha çok koordinasyonu sağlayan, cumhurbaşkanına yardım eden aktörler mi olacak? Parlamenter sistemde başbakan yardımcıları icracı oluyordu. Burada cumhurbaşkanı yardımcılarının işlevlerinin ne olacağına yönelik olarak sayının belirleneceğini düşünüyorum.”
BAKANLIK SAYISI 16’YA İNİYOR
Ekonomi yönetiminde köklü değişiklikler getiren cumhurbaşkanlığı teşkilat yapılanmasının ayrıntılarını Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı. Buna göre Cumhurbaşkanlığı hükümet teşkilatı başkan yardımcılarının yanı sıra, kabine, bağlı kurullar ve ofislerden oluşacak. Cumhurbaşkanına doğrudan bağlı sekiz başkanlık olacak. Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapılanması taslağına göre yeni dönemde etkin bir koordinasyon için bakanlık sayısı 26’dan 16’ya düşürülecek.
Başkan yardımcılarının sayısı henüz netlik kazanmazken, yeni yapıda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, “Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı” adıyla yeni bir çatı altında birleştirilecek. Oluşturulacak yeni bakanlık, aileyi merkeze alan, her evden en az bir çalışanın olduğu yeni istihdam modeli ile daha mutlu insan ve toplum için hizmet verecek. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının adı ise “Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı” olacak. Birleştirilecek olan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Orman ve Su İşleri Bakanlığı “Tarım ve Orman Bakanlığı” adını alacak. Yeni bakanlık, orman arazilerinin korunarak yedi bölge, dört iklimde, her tarlanın sulandığı, yılda iki ürünün alındığı, tarımda çeşitliliğin ve verimliliğin zirveye ulaştığı, teşviklerin artarak sürdüğü, yemyeşil bir Türkiye hedefi için çalışacak. Avrupa Birliği Bakanlığı Dışişleri Bakan lığı’na katılacak.
EKONOMİ YÖNETİMİ DAHA SADE
Yeni hükümet sisteminde ekonomi alanında altı olan ilgili bakanlık sayısı üçe inecek. Ekonomi yönetimi, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle daha seri kararlar almaya olanak sağlayacak şekilde yapılandırüacak. Ekonomi yönetimi sadeleşecek. Buna göre mevcut sistemde Başbakan Yardımcılığına bağlı Hazine Müsteşarlığı yeni yapılanmada Maliye Bakanlığı çatısı altında olacak. Maliye Bakanlığının adı ise “Hazine ve Maliye Bakanlığı” olarak değiştirilecek. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı ise “Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı” adıyla birleştirilecek. Yeni oluşturulacak bakanlığın hedefi, yüksek teknoloji ile küresel ve prestijli markalar üreterek yapay zekada öncü, akıllı teknolojilerde lider, bilgiyi üretmede merkez bir ülke hedefi olacak. İhracatın 500 milyar dolara yükseltilmesi ve İstanbul’un dünyanın finans merkezi olması hedefiyle, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile Ekonomi Bakanlığı “Ticaret Bakanlığı” adı altında birleştirilecek.
REEL SEKTÖRÜN İHTİYAÇLARI
İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Uğur Yasin Asal, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte bürokrasinin azaltılması ve Türk ekonomisinin dışa açılmasında en önemli adımı, 24 Haziran öncesi altı bakanlık tarafından yürütülen ekonomi yönetiminin üç bakanlığa indirilerek, ekonomi yönetiminde karar alma süreçlerinin sadeleştirilmesi ve hızlandırılmasının oluşturduğunu vurguladı. Ekonomi yönetiminin üretim, finans ve ticaret olarak üç sacayağı üzerine konumlandırıldığı-nı ifade eden Asal, “Söz konusu konumlandırmayla birlikte, Türk ekonomisinin üretim ve istihdam temelli büyümesi, Türkiye’nin uluslararası yatırımcılar açısından cazibe merkezi haline getirilmesi ve Türk ürünlerinin daha fazla yurt dışı pazarlara ihraç edilmesi hedefleniyor. Ekonomi yönetimindeki bu değişimin, reel sektörün temel ihtiyaçlarını karşılaması, devletin de girişimci olma kapasite ve performansını güçlendirilmesi ile birlikte, Türkiye’nin orta ve uzun vadede hane halkı, şirketler ve kamu gelirlerinde artış ve refahın ülke sathına yayılmasında ivme yakalayabileceğini öngörebilmek mümkün.”
Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nevzat Saygılıoğlu ise, yeni modelde ekonomi yönetiminin üretim, finans ve ticaret olarak üç bakanlıkta toplanmasının, ekonomi yönetimi açısından mevcut yapıya göre çok daha iyi olduğu görüşünde. Hazine ve Maliye Bakanlığı’mn birleştirilmesinin, nakit yönetimi, gelirler ve vergi politikaların bir elden yapılması anlamına geldiğini ifade eden Saygılıoğlu, “Bu bakanlığın adı ‘Ekonomi Bakanlığı’ olabilirdi. Ancak bugünkü Ekonomi Bakanlığı’nı çağrıştıracağı için konulmamış olabilir. Ekonomi Bakanlığı ve Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın Ticaret Bakanlığı’na dönüştürülmesi, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı’nm birleştirilmesi de doğru bir karar” dedi.
OFİS VE KURULLAR OLUŞACAK
Yeni hükümet sisteminde Cumhurbaşkanına en yakın görev yapacak dört ofis kurulacak. Bunlar İnsan Kaynaklan Ofisi, Yatırım Ofisi, Finans Ofisi ve Dijital Dönüşüm Ofisi olacak. Ofisler ihtiyaç oldukça devreye girecek. Ofisler direkt cumhurbaşkanına bağlı olacak. Bu ofisler insan kaynağının etkin ve verimli kullanımı, dijital dönüşüm ve hizmet kalitesinin artırılması ile Türkiye’nin yatırım alanında cazibe merkezi haline getirilmesi ve yeni finansal enstrümanların geliştirilmesinde rol alacak. Belli alanlarda uzmanlaşmış kişilerin görev yapacağı ofisler, bir anlamda hükümetin mutfağı gibi çalışacak. Yatırım ofisiyle büyük yatırımlar desteklenerek Türkiye cazibe merkezi haline getirilecek. Finans ofisiyle, İstanbul Dünya Finans Merkezi projesi yürütülecek. Dijital Dönüşüm Ofisi ile siber güvenlik, büyük veri analizi, yapay zeka çalışmaları koordine edilecek. İnsan kaynaklan ofisi ile yetenekler keşfedilecek, insan kaynağı doğru değerlendirilecek, kamunun performansı artırılacak.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile oluşturulacak dokuz kurul politika önerileri yapacak, bilimden, eğitime, gıdadan sağlık politikalarına kadar stratejik ve uzun vadeli vizyonlar geliştirecek. Yeni hükümet sisteminde oluşturulacak kurullar şöyle olacak: Bilim, Teknoloji ve Yenilik Politikaları Kurulu, Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu, Ekonomi Politikaları Kurulu, Güvenlik ve Dış Politikalar Kurulu, Hukuk Politikaları Kurulu, Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu, Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu, Sosyal Politikalar Kurulu, Yerel Yönetim Politikaları Kurulu.
Söz konusu kurullar sivil toplum kuruluşları, akademi ve sektör temsilcileri politika yapım sürecine doğrudan dahil edilerek ortak aklın kurumsallaştırılmasını sağlayacak. Politika önerisi geliştirecek kurullar, icra faaliyetlerini izleyerek ilerleme raporları hazırlayacak.
SEKİZ BAŞKANLIK OLACAK
Yeni sistemde Cumhurbaşkanlığına bağlı sekiz başkanlık bulunacak. Bunlardan Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile İletişim Başkanlığı yeni kurulacak. Yeni yapıda Cumhurbaşkanlığı bünyesinde olacak Savunma Sanayii Müsteşarlığı başkanlığa dönüştürülecek. Milli İstihbarat Teşkilatının (MİT) yeni sistemdeki adı Milli İstihbarat Başkanlığı olacak. Yeni sistemde cumhurbaşkanlığına bağlanacak diğer başkanlıklar ise şöyle olacak: Genelkurmay Başkanlığı, Milli Güvenlik Kurulu, Diyanet İşleri Başkanlığı, Devlet Denetleme Kurulu.
Oluşturulacak strateji ve Bütçe Başkanlığı ile bütçe planlaması ve yönetimi daha verimli hale getirilecek, bütçe performansı yakından izlenecek. Kurulacak “İletişim Başkanlığı” ile Türkiye’nin marka değeri daha da yukarı taşınacak. Bu çerçevede Türkiye’nin tezleri sade, net ve güçlü şekilde sunulacak. Geleneksel ve yeni iletişim kanalları aktif kullanılarak, stratejik ve kapsayıcı bir iletişim sağlanacak.
GÜÇLÜ EKONOMİ
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde kurulacak Yatırım Ofisi’nin stratejik yatırımları desteklemesiyle dev proje ve yatırımlar hayata geçirileceğini vurguladı. Yeni sistemde yatırımlar konusunun ekonominin en önemli gündem maddelerinden biri olacağına dikkat çeken Karagöl, yatırımların artırılması için gerek uygun altyapı hazırlıkları yapılması gerekse daha işlevsel yapıların ortaya çıkarılmasıyla hassas bir çalışma ortaya konduğunun açık olduğunu kaydetti. Karagöl, “Önümüzdeki süreçte ekonomi yönetimi için öngörülen tüm bu yeni yapının hayata geçirilmesiyle yapısal sorunlar uzun vadede çözüme kavuşacak, sürdürülebilir ekonomi politikalarıyla yüksek büyüme hedeflerine emin adımlarla ilerleyen güçlü bir Türkiye ekonomisi ortaya çıkacak” dedi.
Cumhurbaşkanı, kendi yardımcılarını ve bakanları, atayıp görevden alacak. Bürokrasideki kademeler azaltılacak. Müsteşarlık statüsü kaldırılacak, yerini bakan yardımcılıkları alacak. Üst düzey kamu görevlilerdi de cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle belirlenecek. Bu görevlere dışarıdan isimler atanacak. Bürokraside kademeler azaltılarak görev alanları netleştirilecek ve yetki karmaşasının önüne geçilecek. Yasaları milletvekilleri teklif edecek. Hükümet tasarısı, güven oylaması, gensoru gibi uygulamalar olmayacak. Cumhurbaşkanı, yardımcıları, bakanlar TBMM’de yemin ederek göreve başlayacak.
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl, günümüzde ekonominin karşı karşıya kaldığı en önemli sorunlardan birinin bürokrasi olduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Bu duruma daha açık bir ifadeyle bürokrasinin yatırımlar önünde oluşturduğu engel de diyebiliriz. Yeni dönemde bugün birçok yatırımcının en fazla dile getirdiği sorunlar arasında yer alan bürokrasinin ortadan kaldırılacak olması hem yatırımcılara uygun yatırım ortamı sağlayacak hem de yatırımlarda önemli oranda artışa sebebiyet verecek.”
GÜNDEM EKONOMİ
24 Haziran seçimlerinin ardından gözler ekonomiye çevrildi. Çift haneli enflasyon, yüksek faiz oranları, artan cari açık, döviz kurları ve bütçe açığı ekonomide acil çözüm bekleyen başlıklar olacak. Ekonomi, Hükümetin öncelikli gündem maddelerinde biri olacak. AK Parti Seçim Beyannamesi’ne göre, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde iş ve yatırım ortamının iyileştirildiği, özel sektörün önünün açıldığı, fiziki ve sosyal altyapı yatırımlarının sürdürüldüğü güçlü bir ekonomik yapı tesis edilecek. Ekonominin en önemli çıpası olan mali disiplinden asla taviz verilmeyecek. Mevcut harcama programlan gözden geçirilecek, verimsiz harcamaları tasfiye edilecck. Kamu gelir politikası daha geniş bir vergi tabanında daha etkin ve büyümeyi destekleyecek şekilde uygulanacak. Faizlerin oluşturduğu maliyet baskısını azaltacak tedbirler hayata geçirilecek. Bu kapsamda sermaye piyasalarını güçlendirerek, bankacılık kesiminin toplam finans sistemi içerisindeki payı azaltılacak. Girişim sermayesi fonları gibi yeni finansman yöntemlerini geliştirerek bankacılık sistemine erişimi kısıtlı olan yeni girişimleri finanse edilecek. Bankacılık sistemindeki düzenleyici çerçeveyi bankacılık kesiminin operasyonel maliyetlerini düşürücü ve daha verimli çalışmasına yönelik geliştirilecek katılım bankacılığının bankacılık sistemi içerisindeki payı artırılacak. KOBİ’ler başta olmak üzere işletmelerin finansmana erişimi kolaylaştırılacak. Mali enstrümanları çeşitlendirerek piyasaların derinleşmesini sağlayacak. Bu tedbirlerle birlikte güven ve istikrar içerisinde esas olarak öngörülebilirliği artırarak, makro temellerle uyumlu bir ekonomik yapı oluşturulacak.
FİYAT İSTİKRARI SAĞLANACAK
Makroekonomik istikrarın sağlanmasında temel öncelik, fiyat istikrarını sağlamak ve sürdürmek olacak. Para politikası, maliye politikasıyla eşgüdüm içerisinde sürdürülecek. Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisinin belirlemesi esas olmaya devam edecek. Enflasyon hedeflemesi rejimi ve dalgalı döviz kuru rejimi sürdürülecek. Döviz piyasaları yakından takip edilecek, gerektiğinde dengeleyici döviz likiditesi araçları kullanılacak. Fiyat istikrarını desteklemek ve döviz kuru kaynaklı olası oynaklıkların makro-finan-sal istikrara etkilerini sınırlamak üzere sözleşmelerde Türk lirasının kullanımı özendirilecek, firmaların döviz kuru riskini daha etkin bir şekilde yönetebilme-leri için gerekli mekanizma ve teşvikler oluşturulacak. İhracat reeskont kredileri aracılığıyla rezerv biriktirilmeye devam edilecek. Faizsiz finans sektöründe uluslararası işbirliği artırılacak.
Seçim beyannamesine göre yeni dönemde Gıda ve Tarımsal Ürün Piyasaları İzleme ve Değerlendirme Komitesi kararları hızla hayata geçirilmeye devam edilecek. Bu kapsamda üretimden son tüketiciye kadar olan tedarik zincirine ilişkin kayıt sistemini güçlendirilecek. Lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması için yasal ve kurumsal düzenlemelere devam edilecek. Yaş meyve-sebze tedarik zincirinde maddi kayba neden olan fire oranlarını en aza indirmek ve lojistik süreçlerinin genel kalitesini artırmak amacıyla tarladan tüketiciye soğuk zincir yatırımları desteklenecek. Tarım ürünlerinin paketlenmesi, perakende satış noktalarına sevk edilmesi ve perakende satış noktalarında sergilenmesi hususlarında belirlenen uluslararası standartlara tam uyum sağlanacak. Tedarik zincirinin kritik noktalarından biri olan toptancı hallerinin daha etkin çalıştırılması ve modernizasyonuna yönelik yasal çalışmaları tamamlanacak. Yem bitkisi üretim destekleri artırılacak.
SERBEST BÖLGELER
Ekonomi yüksek oranlarda büyürken yurtiçi tasarruflar artırılarak, cari açık azaltılacak ve ekonominin daha dayanıklı hale gelmesi sağlanacak. Yerli üretimi destekleyecek programlarla, kaynakları üretken alanlara yönlendirerek, daha fazla ve nitelikli ihracat yapı İması ve cari açığı kalıcı bir şekilde düşürülmesi hedefleniyor.
İşsizlik sigortası, daha fazla sosyal koruma sağlayacak şekilde yeniden düzenlenecek. Sosyal yardım yararlamcıları açık işlere yönlendirilecek ve aktif işgücü programlarına katılmaları sağlanacak. İşgücü piyasası mevzuatı ve kurumlan dijital dönüşüme uygun hale getirilecek. İstihdam oranı 2023 itibarıyla yüzde 53’e, kadınların işgücüne katılma oranı da yüzde 41 düzeyine çıkarılacak. Gelecek beş yıllık dönemde yılda en az 1 milyon istihdamla toplamda 5 milyonun üzerinde ilave istihdam oluşturulacak. Başta imalat sanayi olmak üzere Proje Bazlı Teşvik Sistemi kapsamında milli markalar yaratılacak. Yurt içi tasarruflarının milli gelire oranı 2023’te yüzde 30’a yükseltilecek. Yeni nesil ihtisas serbest bölgeleri kurulacak.
YATIRIMLARA DEVAM
Türkiye, ulaştırma, lojistik, sağlık, milli savunma gibi alanlarda lojistik projelerini tamamlayacak. AK Parti Seçim Beyannamesi’ne göre Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) yöntemiyle yapılanlar başta olmak üzere altyapı yatırımlarına sermaye piyasaları aracılığıyla fon aktarılmasına odaklanılacak, finansal araç çeşitliliğinin artırılması ve kurumsal yatırımcılar aracılığıyla fon aktarımına öncelik verilecek. KÖİ yöntemi ile yapımına başlanan İstanbul Yeni Havalimam’mn ilk etabı 2018’in son çeyreğinde, Gebze-Orhangazi-İzmir Otoyolunun kalan kesimleri ile Kuzey Marmara Otoyolu Kurtköy-Akyazı ve Kınalı-Odayeri kesimlerini 2019 yılında işletmeye açılacak. Üç Katlı Büyük İstanbul Tüneli, Kanal İstanbul ve İzmir Körfez Geçişi projelerinin yapımına ise 2018 yılında başlanacak. Yapımı devam eden şehir hastanesi projelerinden Bil-kent, Elazığ, Eskişehir ve Manisa Şehir Hastaneleri 2018 yılı içerisinde hayata geçirilecek. Önümüzdeki dönemde Şehir Hastaneleri, Mersin, Çandarlı, Filyos Limanı Ankara-Niğde Otoyolu, Mcnemen-Aliağa-Çandarlı Otoyolu, Kmalı-Tekirdağ-Çanakkale (Çanakkale-Malkara Kesimi) Otoyolu, Ankara-Kırıkkale-Delice Otoyolu, Aydın-Denizli-Burdur Otoyolu, Mersin-Erdemli-Silifke Otoyolu, Ankara-Sivrihisar Otoyolu, Burdur-Antalya-Alanya Otoyolu, Batı Antalya Havalimanı, Alaçatı Havalimanı gibi büyük projeler tamamlanacak. KÖİ modelini uygulama alanını içme suyu, atıksu, katı atık ve sulama gibi alanlar da dahil edilerek genişletilecek. Mevcut kurulu kapasitenin rekabet gücünü artıracak verimlilik temelinde yapacağı modernizasyon yatırımları ile dijital dönüşümü ve arz güvenliğini temin edecck yatırımlara yönelik devlet yardımları sağlanacak.
YERLİ OTOMOBİL PROJESİ
Raylı sistem araçlarının milli imkanlarla tasarlanması, geliştirilmesi, test ve sertifikasyonlarının yapılması ve seri üretimlerinin gerçekleştirilmesi süreci hızlandırılacak. Makine sektöründe
güçlü bir yerli tedarik zinciri oluşturulacak. Makine sektöründe ara girdilerin ve ürünlerin yerlileştiril meşine yönelik yatırım ve ortak girişimleri destekleyen mekanizmalar geliştirilecek. Otomotiv sektöründe tedarik zincirini kapsayan, tasarım, Ar-Ge, üretim ve satış-pazarlama süreçleri bütününün yurtiçinde geliştirilmesi, katma değerin artırılması, çevreye duyarlı yeni teknolojilerin geliştirilmesi sağlanacak. Yeni nesil otomobil teknolojilerine sahip olmamıza imkân sağlamak amacıyla başlatılan Türkiye’nin Otomobili Projesi hızla gerçekleştirilecek. Enerjide arz güvenliği sağlayacak boru hattı projeleri, Millet Bahçeleri başta olmak üzere büyük projeler hayata geçirilecek.
Bütçeyi, Strateji ve Bütçe Başkanlığı hazırlayacak
Yeni sistemde bütçeyi de cumhurbaşkanı yapacak. TBMM, cumhurbaşkanının hazırladığı bütçeyi kabul etmezse, bir önceki yılın bütçesi “yeniden değerleme oranı” ölçüsünde artırılarak izleyen yılda uygulanacak. Eski sistemde bütçeyi başbakan başkanlığındaki hükümet Meclis’e sunuyordu. Yeni sistemde bütçe yapımı ve yönetimi daha etkin bir şekilde yürütülerek, mali disiplin ve verimlilik sağlanacak.
Para Dergisi’ne açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum, bütçe teklifini Cumhurbaşkanına bağlı Strateji ve Bütçe Başkanlığının hazırlayacağını, Cumhurbaşkanlığına sunacağını söyledi. Uçum, Cumhurbaşkanının bütçeyi Meclis’e doğrudan sunacağını dile getirdi. Rekabet Kurumu, Kamu İhale Kurumu gibi düzenleyici kurulların varlığını sürdüreceğini belirten Uçum, “İlişkileri Cumhurbaşkanlığı ile olacak” dedi.
Nejat KOÇER / AK Parti Gaziantep Milletvekili
“Siyasetin merkezi Meclis”
Uzun zamandır, ekonomi yönetiminde kurumların dağınık yapısının yarattığı sıkıntılar gündemimizdeydi. Yeni sistemde bu dağınık yapı birleşiyor. Ekonomi yönetimi sadeleşiyor. Yeni yapının şemasına bakıldığında, birleşmelerin doğru şekilde kurgulandığı görülüyor. Bu çok önemli. Bu bakanlıkları yönetecek kişi önemlidir ama siz yapılanmayı doğru yapmazsanız gelen kişi de doğru yönetemez. Bir kere bu şema çok doğru. Altyapı ve şema doğru olduktan sonra bu bakanlıklara kimin getirileceğine atfedilen önem ikinci sıraya düşüyor. Tabii ki Cumhurbaşkanımız çok tecrübelidir. Bunları yönetecek kişilerin seçiminde de azami titizlik gösterileceğini düşünüyorum.
Başkanlık sisteminde yeni mekanizmalarda kararların hızlı bir şekilde verileceğini düşünüyorum. Çünkü süreç dünyada çok hızlı. Bu nedenle çok fazla kurumu ilgilendiren konularda geç kalınıyordu. Biz yeni dönemde doğru şemalandırılmış bir ekonomi yönetimine doğru gidiyoruz. Daha iradeli ve daha hızlı karar verecek, süreçlerin hızlandığı, direkt piyasalara anında müdahale edilebilecek bir süreç geliyor. Açıkçası Türkiye adına bunu çok önemsiyorum. Güçlü Meclis’te güçlü isimler olunca, yeni dönemde siyasetin merkezi Meclis olacak. Odaklandığımız nokta bakanlıklar değil, Meclis, Meclis’in komisyonları olacak. Meclis yürütmeyi tetikleyecek, yürütmeyi ateşleyecek bir pozisyonda olacak diye düşünüyorum.
Prof. Dr. Nevzat SAYGILIOGLU / Atılım Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Yetki geçişleri doğru tanımlanmalı”
Bürokratik oligarşinin sona erdirilmesi için kamuya liyakat sahibi, bilgili ve konusunda birikimli kişiler getirilmeli. Bürokrat hükümetin öngördüğü siyasi hedeflere uygun politika tedbirlerini hukuk çerçevesi içinde ve üst düzey yönetimi zora sokmadan yürütmeli.
Bürokratın yetki alanı ve dolayısıyla görev alanıyla ilgili konuşma yetkisi olmalı. Yeni dönemde bürokrasi daha da önemli olacak. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde öngörülen yapılanmada kurullar, ofisler ve bakanlıkların çalışmasında ‘mükerrerlik’, ‘yetki çatışması’ olur mu diye bir endişem var. Böyle bir şey olursa, bunlar derinde bürokratik dirençler yaratır. Onun için görev ve yetki geçişlerinin doğru tanımlanması çok önemli.
Prof. Dr. Erdal Tanas KARAGÖL / Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Üretim ve planlama bir arada yürütülecek”
Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde ekonomi yönetimi için öngörülen yapının en temel hatlarıyla üretim, fınans ve ticaret başlığı altında üç kısımda toplanması yeni dönemde daha sade ve daha yalın bir yönetim şekliyle karşı karşıya olacağımızı gösteriyor. Bugünkü yapıda ekonomi alanındaki bakanlıkların sayısının fazla olması gerek kurumlar ve bakanlıklar arasında gerekse bu bakanlıkların kendi içerisindeki koordinasyon ve işbirliğinin tam anlamıyla sağlanamamasına neden oluyordu. Sadeleşme ile bakanlıklar ve kurumlar arasında daha koordineli bir yapıyı ortaya çıkaracak. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Kalkınma Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı çatısı altında bir araya geliyor. Bu demek oluyor ki yeni dönemde üretim ve planlama bir arada yürütülecek. Aynı zamanda üretimde ileri teknoloji ile küresel ekonomide rekabet düzeyimiz daha da gelişecek. Finans kısmının yürütmesi Hazine ve Maliye Bakanlığı altında yine tek bir yapıya verilirken bugün Ekonomi Bakanlığı’nın görev ve yetkisindeki dış ticaret, Ticaret Bakanlığı ile ilişkilendiriliyor. Aslında yapılan bu dizayn ile ekonomi yönetiminin ideal düzene kavuşacağını söyleyebiliriz.
Dr. Uğur Yasin ASAL / İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi
“Birçok kurumsal yenilik geliyor”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, birçok kurumsal yeniliği beraberinde getiriyor. Temel olarak bu yenilikleri, mevcut bürokratik mekanizmaların sadeleştirilmesi olarak ifade etmek mümkün. Cumhurbaşkanlığı yeni teşkilat yapısının inşasında, Brezilya, Rusya Federasyonu, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Güney Kore gibi G-20 üyesi ülkelerin incelendiği, Türkiye özeli ekonomi politik dinamiklerin, bu küresel örneklerle mukayese edilerek oluşturulduğu anlaşılıyor. Ekonomi yönetiminin kapasite ve performansının artırılmasının merkeze alındığı Cumhurbaşkanlığı teşkilat yapılanmasında, birbirine entegre çalışma ofisleri ve kurulların oluşturulduğu görülüyor. Söz konusu kurulların, yürütme erkinin başı olan Cumhurbaşkanın hızlı, etkili ve sonuç odaklı politika oluşturma ve uygulama sürecini nitelikli veri ve bilgi ile destekleme amacıyla oluşturulduğu anlaşılıyor. Ofislerin doğrudan cumhurbaşkanı ile çalışacak olması, karar alma süreçlerinin küresel piyasaların dinamizmine adaptasyonunu sağlayacak en önemli kurumsal yenilik niteliğinde. Kurullar ve ofislerin birbirine yakın bir çalışma sistematiği içerisinde olması yeni sistemin ‘güçlü koordinasyon, verimli yönetim ilkesini’ hedeflediğini gösteriyor. Buna ek olarak, ofislerin isim ve içeriklerinin belirlenmesinde Türkiye’nin ekonomik büyüme ve kalkınma hamlesinin merkeze alındığını ifade etmek mümkün.
Prof. Dr. Mehmet Şahin / Polis Akademisi Öğretim Üyesi
“Kurullar çok aktif görev alacak”
Yeni sistemin ana argümanlarından biri bürokratik oligarşiyi azaltıp, karar mekanizmalarını hızlandırmasıydı. Türkiye’de yerleşmiş bürokratik bir sistem var. Bu sistemde yürütme organını, yerleşmiş bürokrasi manipüle edebiliyordu. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde ise cumhurbaşkanı ekibini kendi kuruyor. Cumhurbaşkanı, üst düzey bürokratları atama ve görevden alma yetkisine sahip bulunuyor. Üçlü kararname gerekmiyor. Bu durum bürokrasinin bir anlamda daha hızlı çalışmasını sağlamada motivasyon sağlar. AK Parti iktidarından bakanlık sayısı 37’lerden 26’ya inmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarına göre yeni dönemde de 16’ya iniyor. Ciddi anlamda bürokrasinin azalacağını, tasarrufun devreye gireceğini söyleyebiliriz. Yeni dönemde kurullar çok aktif görev alacak. Bir anlamda politika üretim merkezi gibi çalışacak.
Bu kurullarda alandan gelen insanların da yer alması, cumhurbaşkanı ile doğrudan görüşebilmesi, politika üretilmesi noktasında bürokrasinin siyasetçiyi manipüle etme, kendi çıkarına göre olayı kullanma durumunu ortadan kaldıracak. Ofislerin çalışmasını zaman dilimi içinde daha iyi göreceğiz. Eskiden yatırımlarda temel atılır, yatırım tamamlanmazdı. Bu ofislerin en önemli özelliği başlıkları ve ilgisine göre takip mekanizması devreye sokacak olmaları. Ofisler tarafından da büyük yatırımların cumhurbaşkanı tarafından birebir takip edileceğini gösteriyor.
Nebi MİŞ / SETA Siyaset Araştırmaları Direktörü
“Cumhurbaşkanı yürütmenin başı”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yürütmenin ve yasamanın güçlü olması önemli. Ancak bunu aynı zamanda gerçekleştirmek çok zor. 24 Haziran seçimlerinde yürütme çok güçlü ortaya çıktı. Seçmen, cumhurbaşkanını yüzde 52’nin üzerinde oyla seçti. Yasama açısından bakıldığında, AK Parti’nin özellikle yürütmeye mmt’ desteğini sağlayabilmesi için MHP’ye veya diğer 4 partilerin desteğine ihtiyacı var. Yeni sürecin MHP ile diğer partilerle Meclis’te müzakerelerle yürütüleceğini düşünüyorum. Eğer AK Parti Meclis’te de çoğunluğu elde etseydi hem geçiş sürecinin yönetilmesi hem de kararlarının alınması açısından çok daha güçlü bir dönem yaşanabilirdi. Ancak bu sonuçlar da Türkiye açısından çok olumsuz değil. MHP’nin, 15 Temmuz sonrasında AK Parti’ye en güçlü desteği hem terör hemde dış politikada verdiği görülüyor. Eğer AK Parti’nin dış politika stratejisi seçimden önceki şekliyle devam ederse bu konuda herhangi bir sıkıntı oluşmaz. Terörle mücadelede ise MHP, AK Parti’den daha fazla güvenlikçi politikaların uygulanması gerektiğini söylüyor. 0 nedenle MHP ile en kolay yönetilebilecek alanın bu iki konu olduğunu düşünüyorum. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin teşkilat semasına bakıp, tek adamlık eleştirisi yapmak, başkanlık sisteminin çalışma düzenini bilmemektir. Otursunlar, ABD’de, Güney Kore’de, Brezilya ve Arjantin’de bu başkanlık sistemlerinde süreç nasıl işliyor baksınlar. Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır. Yürütmenin başında başarılı olması için tüm süreçlerin koordineli ve senkronize bir şekilde idare edilmesi gerekmektedir.
Hülya Genç Sertkaya