Yapay zeka ve makineler işimizi elimizden alacak mı?
PvvC’nin geçen hafta yayınladığı bir rapor, “Yapay zeka ve makineler işimizi elimizden alacak mı?” distopyasına karşı bir cevap ortaya koydu. Buna göre yapay zeka önümüzdeki 20 yıl içinde 7 milyon kişinin işini kaybetmesine yol açarken, diğer yandan 7.2 milyon yeni iş oluşturacak. PvvC’nin öngörüsü, iş kaybındaki en büyük kaybı üretim, ulaşım ve depolama sektörlerinin yaşayacağı, 7.2 milyonluk yeni iş pastasından en büyük payıysa yüzde 22 ile sağlık sektörünün alacağı yönünde. Sağlık, şu anda yapay zekanın en çok yatırım yapılan dördüncü alanı. Bu alanın daha da gelişeceği kesin. ABD’deki Florida Üniversitesi’nde yapılan bir çalışmaysa yapay zekanın kimya alanını devrimsel bir değişikliğe götürebileceğini göstererek, sağlık sektörü ve teknoloji ilişkisini yeni bir boyuta taşıdı.
Üniversitenin kimya ve biyokimya bölümü profesörü Michael Shatruk, doktora öğrencisi Kevin Ryan ve yeni mezun Jeff Lengyel’in ortaklaşa gerçekleştirdiği bu çalışma, yüzbinlerce hipotetik kristal yapılarından “yeni kimyasal birleşenler” ortaya çıkarabileceği öngörüsüne sahip bir yapay zeka teknolojisi kullandı. ABD’li üç bilim insanı bu yazılımın, kimyagerlerin başta sağlık sektöründe olmak üzere materyal veya diğer başka ürünlerde kullanılan potansiyel yeni kimyasal bileşenleri “tanımlama, test etme ve üzerinde çalışma” yöntemlerini değiştireceğini söylüyor. Shatruk, “Geleneksel yöntemde yeni bileşenler bulmak için kristal yapılar üzerine çok veriyle uğraşıyor ve bunlardan hangisinin yeni bir bileşen olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Bir öğrencimiz ‘Bırakın bu işi bir makine yapsın’ deyince her şey değişti” şeklinde projenin çıkış noktasını anlatırken, doktora öğrencisi Kevin Ryan’ın Google Maps veya ses tanıma yazılımlarıyla benzeri bir makine öğrenmesi sistemiyle yeni yöntemi geliştirdiğini söyledi.
Ryan’ın geliştirdiği bu nöral ağın [makine öğrenmesi), kimyasal elementlerin yeni bir malzeme oluşturmak için nasıl yeni oluşumlara girdiğini anlamak üzerine kurulu olduğunu belirten Shatruk, 50 binin üzerindeki kristal yapıyla bu ağın eğitildiğini belirtti. Herhangi bir kimya bilgisine veya kimyasal teori verisine sahip olmayan bilgisayar, atomların geometrik yapılanmasına bakarak kimyayı öğrendi. Journal of American Chemical Society isimli tıp dergisinde yayınlanan çalışmayla ilgili bilgi veren Kevin Ryan ise, “Geliştirdiğimiz model hangi bileşimlerin oksijen, hangilerinin karbon vs. yarattığı ile anlamlandırma yapıyor” diye konuştu. Geleneksel “yeni kimyasal yapılar bulma” yönteminde bilim insanları yeni potansiyel yapılar ortaya çıkaracağına inandıkları kimyasal kompozisyonları laboratuvarda sürekli deneyerek çalışıyor.