Nesnelerin interneti (IoT) üretimde altın çağı başlatıyor
Nesnelerin interneti (IoT) zamanı ve enerji kaynaklarını daha tasarruflu kullanmamızı sağlayan, üretimde verimliliği ve etkinliği artıran, daha az atık üretip çevreyi daha az kirleten sistemlerin sinir uçlarını oluşturuyor. Bu noktada IoT, otomotiv başta olmak üzere üretim yapan bütün endüstrilerde altın çağı başlatıyor.
Ekonomileri ve ülkeleri geleceğe taşıyan başlıca sektör olan üretim endüstrisi teknolojinin sağladığı olanaklar sayesinde tarih boyunca evriliyor. Dünya tarihi bugüne kadar üç önemli endüstri devrimiyle karşı karşıya kaldı. 18’inci yüzyılın sonlarında ortaya çıkan ilk sanayi devrimi su ve buhar gücü ile üretim mekanizmasının üzerine kuruluyken, onu ikinci sanayi devrimi olan elektrik enerjisi yardımı izledi. Daha sonrasında ise üçüncü sanayi devrimi olan dijital devrim gerçekleşerek elektronik kullanımı arttı. Ancak bugün internet ve nesnelerin interneti teknolojisiyle birlikte dijital, bağlantılı ve akıllı olarak tanımlayabileceğimiz dördüncü sanayi devrimi kapımızı çalmış durumda.
Endüstri 4.0 olarak da adlandırılan bu dördüncü dalga akıllı, entegre bir üretim ve sanayileşme adımı olup internet süreçlerinin üretim aşamalarına entegrasyonu ve süreçler arası ağların oluşturulması projesidir diyebiliriz. Kısacası endüstri 4.0, dijital dönüşüm dinamiklerinden yola çıkarak geleceğin akıllı üretim ekonomisini doğuruyor. Üretimde yeni teknoloji konularına kısaca göz atacak olursak şu başlıklar altında toplayabiliriz:
Üretim tasarımı teknolojisinde yaşanan gelişmeler (bilgisayar destekli tasarım ve mühendislik, 3D modelleme, 3D yazıcılar, randering, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik)
> Üretim süreçlerinde yaşanan gelişmeler (CNC tezgahlar, esnek üretim)
> Üretim otomasyonunda yaşanan gelişmeler (veritabanları, ERP, IoT, robotik sistemler, sensörler, yapay zeka, endüstri 4.0, giyilebilir teknolojiler, just in time, siber güvenlik vb.)
> Lojistik ve tedarikte yaşanan gelişmeler (M2M, mobil takip, mobil teknolojiler, kişiye özel tasarım ve üretim, MRP vb.)
Bu maddelerin her birinin ana kaynağı ise veri. Bugün ve gelecekte veri olmazsa üretim başta olmak üzere hiçbir sektörün gelişme şansı yok. Dijital dünyada anlık veri kritik önem taşıyor. Üretim faaliyetlerinin baştan sona anlık takibi, süreçlerin daha iyi izlenmesi ve kontrol edilebilmesi, sorunlara anında müdahale edilebilmesi aşamasında her noktadan toplanacak verilerle hareket etmek adeta zorunluluk haline geldi. Bu noktada da üretimde dönüşümü yakalamak isteyen şirketlerin yardımına nesnelerin interneti (IoT) yetişiyor. 4’üncü sanayi devriminin en kilit kavramı ‘nesnelerin interneti’ olduğunu söyleyebiliriz. Bu sanayi devrimiyle beraber, fiziksel ve sanal dünya arasında köprü görevini internet görecek. Nesneler birbirleriyle ve insanlarla devamlı iletişim halinde olacak. İnternet üzerinden birbirleriyle ve insanlarla bağlantılı olan nesneler, gerçek zamanlı veri alışverişi yaptıkları için, kendileri öğrenip nasıl davranacaklarına karar verecekler.
Nesnelerin interneti (IoT) zamanı ve enerji kaynaklarını daha tasarruflu kullanmamızı sağlayan, üretimde verimliliği ve etkinliği artıran, daha az atık üretip çevreyi daha az kirleten sistemlerin sinir uçlarını oluşturuyor.
Bugün ister makina ya da nesnelerden olsun, ister müşteri ya da tedarikçilerden olsun, sınırsız miktarda gerçek zamanlı veri üretiliyor. Üretim başta olmak üzere lojistikten hizmet alanlarına hatta Ar-Ge’ye kadar birçok endüstri için başarının anahtarı, Endüstri 4.0’da görülüyor. Yeni teknolojiler, yalnız şirketlerin değil, aynı zamanda değer zincirinde yer alan bütün iş ortaklarının süreçlerini değiştiriyor, yeni iş yapış modellerinin ortaya çıkmasına sebep oluyor.
ENDÜSTRİYEL IOT DEVREDE
IoT, internetin fiziksel sistemlerle etkileşime girmesini ve makinelerin içinde bulundukları ortamda diğer bağlı cihazlara bulgularını iletebilmesini sağlayan bir teknoloji olduğu için bir dizi sensörle bağlantılı makinelerin konuşlanmasını gerektiriyor. Bağlanan cihazları akıllı yapan şey, birbirleriyle iletişim kurabilme yetenekleri ve bu sayede sistemin diğer bağlı cihazlardan gelen girdilere dayanan kararlar alabilmesidir diyebiliriz. IoT’nin diğer alanlardaki kullanımının dışında endüstride kullanımına bakacak olursak; basit cihazların ötesine geçerek üretim tesislerine, dağıtım sistemlerine, doğru ekipmanla doğru tamirat, bakım işlemlerine, doğru zamana bağlı hizmet operasyonlarının yapılmasına önayak oluyor. Endüstriyel internet şirketlerin üretim sistemlerinin (varlıklarının) takip edilmesine, verimliliği artırmaya ve operasyonel maliyetleri azaltmaya olanak tanıyacak verileri sağlıyor. Üretim sistemlerinden IoT ile elde edilen veriler, fırsatlar ve riskleri belirleyerek şirketin potansiyelini analiz etmeye yardımcı oluyor. Elbette ki bu verilerin bulut uygulamalarıyla analitik ortamlara taşınıp çözümlemelerinin yapılması işin son noktasını oluşturuyor. Gelişmiş analitik çözümleri ekipmanın nasıl, ne zaman, niçin ve neden bozulacağını öngörebiliyor; olumsuz sonuçlardan kaçınılmasına yardımcı olurken aynı zamanda bakım maliyetlerini de azaltıyor.
IOT İLE MÜKEMMELLİĞİ YAKALAMA ÇABASI
Endüstriyel IoT alanında çalışan araştırma ve danışmanlık şirketi LNS Research, 2018 yılında bu alanda bir rapor yayınladı. 2018’de gelişme beklediği alanları dört ana başlıkta toplayan LNS uzmanları IoT’nin önümüzdeki yıl endüstride önemli gelişmelere yol açacağını belirtiyor.
Bu başlıklar şöyle;
> Endüstri şirketleri IoT ile operasyonel mükemmeliyeti tekrar keşfedecek: 1980’lerin başında kullanılmaya başlanan yalın üretim metodolojisi yıllarca üretim şirketlerinin süreç iyileştirmelerinde kullandığı bir yöntem oldu. Teknolojinin gelişmesi, bu geleneksel metodolojilerin süreç tanımlamada yetersiz kalmaya başlamasına yol açıyor. 2018 yılında IoT’nin de üretimde ciddi değişikliklere neden olabileceğini düşününce, şirketlerin üretim süreçlerini gözden geçirmesi gerekiyor.
> IoT platform sağlayıcılar büyük üretim şirketlerinde çalışmaya başlayacak: 2018 yılında IoT platformu sağlayan şirketlerin, büyük üretim şirketleriyle uzun vadeli iş birliklerine gitmesi bekleniyor. Üretim şirketlerinin tüm ihtiyaçlarını tek bir IoT şirketiyle karşılaması mümkün olmayabiliyor. Bu da birden çok platformun aynı çatı altında yer alması anlamına geliyor. Farklı platformların birbirleri ile haberleşerek çalışması, 2018 yılında çözülmesi gereken başka bir problem olarak ortaya çıkıyor.
> APM (Asset Performance Management-Varlık Performans Yönetimi): Varlık yönetimi uzun yıllardır endüstride üzerinde yoğun çalışılan bir konu. Fabrikada bir cihazın ne zaman arıza yapacağını önceden tahmin edip, gerekli önlemleri almak için mühendisler günlerce çalışıyor. Varlık yönetimi sayesinde üretimin duraklama süreleri azalıyor, bakım maliyetleri düşüyor. IoT ile birlikte makinalardan toplanan veri her zamankinden çok daha fazla oluyor. Toplanan verinin analizi ve sonuçların gerçek zamanlı elde edilmesi varlıkların durumunun çok daha doğru olarak izlenmesini sağlıyor.
> Dijital İkiz, 2018’de daha fazla geleceği öngörecek: Dijital İkiz (Digital Twin), kısaca gerçek hayatta davrandığı şekilde bir nesnenin modellenmiş sanal kopyasıdır. Bu teknoloji baştan sona kadar ürün tasarımı ve montaj sürecinin gerçekte aynısını yapma şeklinde tanımlanabilir. Yapay zeka ve artırılmış gerçeklik araçları dijital ikizin kusursuz tasarlanmasını sağlıyor. Böylece hem üretim hem de varlık yönetimi sürecinde ortaya çıkabilecek sorunlar önceden öngörülebiliyor.
OTOMOTİV, IOT İPİNİ GÖĞÜSLEYECEK
Otomotiv sektörü her yönüyle teknoloji odaklı büyümeye ve gelişmeye devam eden rekabetçi bir alan konumunda. Bu endüstride teknolojinin dokunduğu alanlara kuşbakışı bakmak gerekirse:
> Otomotiv teknolojisinde yaşanan gelişmeler (internete bağlı araçlar, sürücüsüz araçlar, kendi kendini yönetebilen araçlar, elektrikli ve hibrit araçlar vb.)
> Otomotiv üretiminde yaşanan gelişmeler (IoT, robotik, yapay zeka vb. unsurları içinde barındıran endüstri 4.0, just in time vb.)
> Otomotiv tedarik ve lojistiğinde yaşanan gelişmeler (M2M, e-ticaret, insansız hava araçları, mobil takip, mobil teknolojiler, kişiye özel tasarım ve üretim vb.)
> Otomotiv pazarlamasında yaşanan teknolojiler (sosyal medya, dijital pazarlama vb.)
> Otomotiv sektörünün dijital dönüşümü (verimlilik, entegrasyon, iş süreçleri yönetimi, analitik, iş zekası, e-dönüşüm entegrasyonu, siber güvenlik vb.)
DİJİTAL DÖNÜŞÜM FIRTINASI…
Dijital dönüşüm fırtınası otomobil endüstrisini hızla değiştiriyor. Süper bilgisayarları, internete bağlanan akıllı nesneler ve robot teknolojileriyle birleştiren otomobil endüstrisi, üretimde yıkıcı inovasyonun lideri konumunda. İnternet bağlantılı araçlar, IoT teknolojisinin bilinen en belirgin örneği. Bu özellik bugün neredeyse sıradan hale geldi diyebiliriz. Araçlarımız akıllı telefonlarımızla sorunsuz bir şekilde bağlantı kurabiliyor, gerçek zamanlı trafik uyarılarını görebiliyor ve tek tuşla acil yol yardımına bağlanabiliyor. Aslında, otomobil üreticileri internetin ilk günlerinden itibaren araçları bilgi akışına bağlamaya başladılar. Otomobil üreticileri ve yazılım geliştiricileri arasındaki güç mücadelesi, endüstri kendini yeniden icat ederken süregelen dönüşümün bir belirtisi niteliği taşıyor.
Otomotiv üretiminde tüm modeli baştan sona değiştirecek yepyeni bir akım olan Endüstri 4.0, en yalın tabirle bilgi ile üretim yapmak anlamına geliyor. Sanayi 4.0 ile üretim, fabrika ve üretim tesislerinin fiziksel sınırlarının dışına taşınıyor. Bir arabayı oluşturan parçaların tümü, bilginin gücüyle, birbirinden farklı tesislerde, aynı anda, aynı standartlarda üretilebiliyor ve bir araya getirilebiliyor. Bu özellik otomotiv üretiminde otonom, akıllı, gerçek zamanlı, hatasız, verimli ve tasarruflu olma özelliği kazandırıyor.
22 MİLYAR İNTERNETE BAĞLI CİHAZ…
Araştırma şirketi IDC’nin 2016 yılı pazar araştırmasına göre 2018 yılına kadar internete bağlı cihazların sayısı 22 milyarı bulacak ve bunun sonucunda 200 binin üzerinde yeni uygulama ve hizmet ortaya çıkacak. Teknolojinin bu hızlı trendine ayak uydurmaya çalışan otomotiv sektöründe de bu yönde önemli gelişmelerin yaşandığını görüyoruz. Otomobil üreticileri yeni araçlarına internet bağlantısını dahil etmek için birbirleri ile sert bir yarış içerisine girmiş durumda. Tabii bunu yapmalarının da birçok nedeni var. Otomobillerin de nesnelerin interneti ekosistemine dahil olmasıyla araçlardan toplanacak veriler kullanılarak daha güvenli ve konforlu bir sürüş deneyimi sağlanabilecek, yeni ürün ve hizmetler sunulabilecek. Hatta yaşanan gelişmelere baktığımızda, tıpkı bilgisayar ve telefonlarımızın yazılım güncellemeleri ile üst seviyeye yükseltilmesi gibi otomobillerin de yazılım güncellemeleri ile bir üst seviyeye çıkarılacağı bir geleceğin çok uzak olmadığını söyleyebiliriz.
152 MİLYAR DOLAR GELİR…
Business Insider tarafından yayınlanan Business Intelligence raporuna göre, 2020 yılına geldiğimizde bağlantılı otomobiller için geliştirilecek bağlantılı ürün ve hizmetlerden elde edilecek gelir 152 milyar dolara ulaşacak. Bu ürün ve hizmetler içerisinde; sürücü asistanı, güvenlik, araç yönetimi, eğlence, mobil yönetim gibi birçok akıllı uygulama yer alacak. 2020 yılına kadar üretilecek tüm otomobillerin yüzde 75’inde ise internete bağlantıyı sağlayacak donanımlar bulunacak. Yine rapora göre bağlantılı otomobil pazarının son beş yıl içerisindeki büyümesi yıllık ortalama yüzde 45 seviyesinde. Bu büyüme genel otomobil pazarının büyümesinden on kat daha hızlı bir büyüme anlamına geliyor. Bugün için bağlantılı bir otomobilin ortalama 55 bin dolar olan fiyatı da aynı süre içerisinde 35 bin dolara kadar düşecek.
IOT, TEDARİK VE LOJİSTİKTE REKABET ÜSTÜNLÜĞÜ SAĞLIYOR
Şirketler sürdürülebilir kâr ve finansal kapasite için tedarik zincirlerini güçlendirmeye odaklanmış durumda. Bunu elde etmek için iş dünyasının süreçleri üzerinde, uçtan uca kontrol mekanizmalarında ilerleme kaydetmeleri gerekiyor. Süreç üzerindeki yetkinlik, anlık fark edilen sorunlar üzerinde, zamanında ve etkili karar vermeyi sağlıyor ve gecikmeyi azaltıyor. Bu unsurlar da şirketlerin pazardaki rekabet gücünü artırıyor. İster havada olsun, ister karada ya da denizde olsun, ulaşım ve lojistik, birçok şirketin üretkenliği ve gerçek zamanlı veriye erişirkenki en temel unsurları durumunda. Çoğu şirket mobil teknolojilerin avantajlarını zaten keşfetmeye başladı ama yakıt fiyatlarının, yükselen iş gücü oranlarının, artan trafiğin ve yasaların tahmin edilemeyen doğası, şirket operasyonlarının halen mücadeleci bir yapıda kalmasına yol açıyor. Bundan da fazlası olayların sonucunu görmekte ki eksikliğin yol açtığı yetersizlikler kayda değer giderlere yol açabiliyor. RFID teknolojisi, barkod tarayıcılar ve mobil bilgisayarlar, tedarik zinciri gelişiminde büyük etkiye sahip.
Bunun yanında lojistik şirketlerinin depolama merkezleri, şirketlerin bir diğer önemli sorunu. Nesnelerin interneti ile gelen bazı çözümler ile envanterlerine, ekipmanlarına ve araçlarına ait bilgilerle fiziksel varlıklarına daha ulaşabilir oluyorlar. Bu fiziksel verileri dijital verilere çevirerek, bulut yapılar altında topladıkları verilerle, doğru ürünün, doğru zamanda doğru yerde olmasını sağlıyorlar. Depo çalışanları işyerindeki günlük işlerini yürüyerek ya da araçlarla hallediyorlar ve bu durum hem yakıt maliyetlerini hem de çalışanların zaman kayıplarını artırıyor. RFID sistemler kullanarak ürünlerini izlemeyi ve konum bazlı verilerini daha az eforla ulaşılabilir hale getiriyorlar. İnsanın yerinin azalmasıyla, makinelerin kusursuz performansı verimi ve kesinliği artırıyor. Filo takibi ve filoların kusursuz işlemesi ise lojistik ve ulaşımın bir diğer konusu. Her gün çalışanların yolda harcadığı zaman şirketler için önemli bir sorun. IoT sayesinde şirketler filolarının hareketleri üzerinde güçlü bir hakimiyet yakalayabiliyor. Onarım gerektiren cihaz üzerinde onarım geçmişini, parça uygunluğunu ve envanter kayıtlarını görüntüleyebiliyorlar. Elde ettikleri verileri merkeze iletip onarım talebine cevap hızını artırabiliyorlar. Bütün bunların merkezinde bilgilerin daha verimli ve seri iletimiyle, teknisyenlerin sorun açığa çıkmadan çözüme kavuşturmaları, şirketlerin en büyük amacıdır. Nesnelerin interneti sayesinde olan bu ilerlemeler ulaşım ve lojistik dünyasını daha da ileri götürmeye devam edecek.
GELECEKTE BİZİ NELER BEKLİYOR?
DHL ve Cisco, birlikte hazırladıkları ‘Nesnelerin İnterneti’ konulu yeni Trend Raporu’nda bağlantılı cihazlar, IoT ve endüstrilerin çıkış noktasını ele almış durumda. Trend Raporu, bugünkü 15 milyar cihaza karşılık 2020 yılında birbiriyle bağlantılı 50 milyar cihaz olacağını öngörüyor. Rapor, bu teknolojik devrimin işletmeler açısından ne anlama geleceğine odaklanıyor. Artan gelir ve düşük maliyet modeli, daha çok bağlantı sayesinde şirketler arasında yayılacak. Böylece depolama, yük taşıma gibi tedarik zinciri noktalarında internet ve ağ bağlantısıyla önemli bir potansiyel sağlanacak. Tedarik zinciri ya da lojistik operasyonu olan tüm şirketler için ‘Nesnelerin İnterneti’ müşterilere özel teslimat seçeneklerinden, daha verimli depolama ve nakliyeye kadar düzen değiştirici bir etki yaratacak. Cisco’nun ekonomik analizine göre, ‘Nesnelerin İnterneti’ dünya çapında gelecek 10 yılda 8 trilyon dolar riske maruz değer yaratacak. Bunun büyük kısmı beş kaynaktan sağlanacak: inovasyon ve gelirler (2,1 trilyon dolar); varlık kullanımı (2,1 trilyon dolar); tedarik zinciri ve lojistik (1,9 trilyon dolar); çalışan verimliliği artışı (1,2 trilyon dolar) ve gelişmiş müşteri deneyimi (700 milyar dolar).
Rapora göre, ‘Nesnelerin İnterneti’ milyonlarca sevkiyatı birbirine bağlarken, gelecek on yıl içinde lojistik sektörü operasyonel verim anlamında yeni seviyelere ulaşabilir. Depolamada birbirine bağlanan paletler ve nesneler daha akıllı envanter yönetimini olanaklı kılabilir. Yük taşımacılığında izleme ve takip daha hızlı, doğru, öngörülü ve güvenli bir biçimde yapılabilir. Bağlantı kuran araçlar sayesinde filo yönetimi ve bakım takvimleri otomatik yapılabilir. Ayrıca teslimat personeli ve araçlar arasında bağlantı kurulması dönüş rotalarını etkilerken tüketici teslimatlarında verimi artırabilir. Bu DHL müşterileri için daha hızlı, güvenilir ve maliyet etkin hizmet anlamına geliyor.
Nuray Şuman