Dolar/TL için PPK ve Ekim enflasyonu kritik
Türkiye-ABD ilişkilerinde düzelmenin devamı halinde TL’deki değerlenme devam edebilir. Borsada teknik indikatörler yukarı yönde toparlanırken işlem hacminde görülen zayıf seyir direnç bölgelerini önemli hale getiriyor…
RAHİP Brunson’un serbest bırakılması ile başlayan iyimserlik geçtiğimiz haftanın ikinci yarısında TL varlıklarda satış fırsatı olarak kullanıldı. Bu hafta TCMB Para Politikası Kurulu toplantısı ön plana çıkacakken, devamında 4 Kasım’da devreye girmesi beklenen ABD’nin İran yaptırımları, 5 Kasım’da açıklanacak enflasyon rakamları ve 6 Kasım’da gerçekleşecek ABD ara seçimleri piyasaları şekillendirecek. Bunlarla birlikte şuana kadar tansiyonu çok fazla yükseltmese de Cemal Kaşıkçı soruşturmasının seyri de TL varlıklar için önemli etkiler doğurabilir.
RAHATLAMA YERİNİ FAİZ ENDİŞELERİNE BIRAKTI
Önceki hafta Rahip Brunson’un serbest bırakılması ile başlayan iyimserlik hafta boyunca ABD’den gelen açıklamalarla devam etti. Gerek ABD Başkanı Trump gerekse Cemal Kaşıkçı soruşturması kapsamında Türkiye’yi de ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Mikc Pompco’dan gelen yapıcı açıklamalar geçtiğimiz haftanın ilk yarısında bu iyimserliğin devam etmesini sağladı. Çarşamba akşamı açıklanan Fed toplantı tutanakları sonrasında Fed’in faiz artışına devam edeceği algısının yeniden alevlenmesi ile yükselen ABD faizleri ile Dolar/TL’de de 5.52 civarında görülen dip seviyelerin ardından haftanın son günü 5.70’e kadar bir yükseliş yaşandı. ABD Merkez Bankası’nın 25-26 Eylül toplantısına ait tutanaklarında faiz artırma kararının ekonominin gücünü yansıttığı vurgulandı. Kademeli faiz artırımlarının devam edeceği öngörüldü.
Dolar/TL’dcki bu yükselişte Fed’in bu açıklamalarının yanında gelecek hafta gerçekleşecek TCMB Para Politikası Kurulu toplantısında faiz artışı olmayacağı beklentisinin kuvvetlenmiş olmasının da etkili olduğunu düşünüyoruz. Geçtiğimiz hafta yapılan anketlerde yerli kuramların birçoğunda faiz artışı beklentisi bulunmazken, uluslararası kuramlardan faiz artışı beklentisi yönünde açıklamalar gördük. Kurlarda görülen sert düşüşün ardından görülen tepki hareketinde beklentilerdeki bu ayrışmanın da etkili olduğunu düşünüyoruz. Bizim beklentimiz de düşen kurlar, iktisadi ve enflasyonla mücadele programının etkilerinin takip edilmesi sürecinde TCMB’nin bir süre izlemede kalabileceği yönünde. Her ne kadar borç verme ve geç likidite faizi gibi imkanları olsa da kasım ayında PPK toplantısının bulunmaması, olası bir negatif haber akışına ve bunun getireceği bir kur hareketine karşı TCMB’nin elini zayıflatmaktadır. TCMB ölçülü bir faiz artışına gidecek olursa bunda 13 Aralık’taki yılın son toplantısına kadar elini kuvvetlendirme isteği etkili olacaktır.
BEKLENTİLER REVİZE EDİLDİ
TCMB, reel sektör, finansal sektör temsilcileri ve profesyonellerden oluşan 69 katılımcıyla gerçekleştirdiği “2018 yılı Ekim ayı Beklenti Anketi”ni yayımladı. Buna göre, ekim ayı TÜFE beklentisi, yüzde 2.05’ten yüzde 1.99 geriledi. Kasım ve aralık ayında ise TÜFE’de sırasıyla yüzde 1.31 ve yüzde
0.98 olarak gerçekleşti. Böylece yılsonu TÜFE beklentisi de bir önceki anket dönemine göre yükselerek yüzde 19.61’den yüzde 24.22’ye çıktı. Anket katılımcılarında eylül ayında bozulan fiyatlama davranışlarının enflasyonla mücadele programının etkisi ile dengelenme eğilimine gireceği beklentisinin hakim olduğunu görüyoruz. Başta ÜFE-TÜFE makası olmak üzere enflasyondaki yukarı yönlü trendi destekleyen gelişmelerle, enflasyonla mücadele programının oluşturduğu olumlu hava ekim enflasyonunda beklentilerden sapmaya neden olabilecek gecikmeler. Bu nedenle gelecek aybaşında açıklanan enflasyon verisi sonrası piyasalarımızda yeni bir hareketlilik görülebilir. Enflasyon beklentilerinin yanında katılımcıların yılsonu dolar/TL beklentisi, bir önceki anket dönemine kıyasla gerileyerek 6.5938’den 5.9894’e indi. Aynı dönemde 12 ay sonrası dolar/TL beklentisi, 7.0786’dan 6.5307’ye geriledi.
SANAYİ ÜRETİMİ RESESYON İHTİMALİNİ ZAYIFLATTI
Sanayi üretimi ağustosta mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış seride aylık yüzde 1.1 daralırken, takvim etkisinden arındırılmış seride ise yıllık bazda yüzde 1.7 oranında artış gösterdi. Konsensüs beklentiler aylık bazda yüzde 2.4 daralma ve yıllık bazda yüzde 1.0 oranında artış yönündeydi îmalat sektöründe aylık bazda gözlenen yüzde 1.5 oranındaki daralmanın verdiği -1.3 puanlık negatif katkı manşetteki aylık düşüşün ana belirleyicisi oldu. Temmuz ayında görülen daralmaya karşın, ekonomik büyümenin en önemli öncü göstergelerinden olan sanayi üretimi verilerinin temmuzda aylık yüzde 3.5’lik yükseliş sergilemesi ve ağustosta beklentilerden daha az bir şekilde yüzde 1.1 daralması iktisadi faaliyetlerin bu dönemde beklendiği kadar kötü olmadığını gösterdi.
Özellikle, finansal piyasalarda (kur ve faiz) oynaklık ve stresin ön planda olduğu ağustos ayında aylık bazda yüzde 2.4 daralma yönündeki konsensüs beklentilere karşın yüzde 1.1 oranında çok daha sınırlı bir düşüş görülmesi dikkat çekici. Diğer taraftan, ikinci çeyrek itibariyle iktisadi faaliyette gözlenen yavaşlamanın yılın ikinci yarısında özellikle güçlü baz etkisi (GSYH Büyüme: 3Ç17: +yüzde 11.5 4Ç17: +yüzde 7.3) nedeniyle çok daha gözle görülür hâle geleceği yönündeki beklentimizi koruyoruz. Eylül ayındaki üçüncü çeyreğe ait son sanayi üretimi verisinde de yavaşlama sinyali görülme olasılığı oldukça yüksek. Ancak, sanayi üretiminin temmuz ve ağustos aylarında sergilediği beklenenden güçlü görünümün, yakın dönemde sıklıkla dillendirilen üçüncü çeyrekte eksi büyümenin aksine sıfırın üzerinde bir ekonomik büyüme görülme olasılığını artırıyor. Bu da bu yılın ikinci yarısında üst üste iki çeyrek daralma yaşanma beklentisiyle resesyona girilme ihtimalini zayıflatmış oldu.
Endeks 500 günlük ortalamaya takıldı
Haftaya pozitif açılışla başlayan endekse volatil hareketler damgasını vurdu. Hafta içerisinde 2963 puanlık volatilite gösteren endekste yukarı yönlü hareketlerin satış fırsatı olarak değerlendirildiğini ve negatif bir kapanış gerçekleştiğini gördük. Hafta içerisinde güniük grafikte 500 periyottuk basit hareketli ortalama üzerine çıkılmış olsa da günlük bazda işlem hacminin düşük bir seyir izlemiş olması yukarı yönlü hareketlere ivme kazandıramadı. Tekrar 500 periyotiuk hareketli ortalaması altına düşen endekste ortalamanın geçtiği 99.000-99.550 bölgesinin kuvvetli direnç konumunda olduğunu görüyoruz. Teknik indikatörler yukarı yönde toparlanma gösterirken işlem hacminde görülen zayıf seyir direnç bölgelerini önemli haie getirmektedir. Yukarı yönlü hareketlerin anlam kazanması için işlem hacminin eşlik ettiği bir yükselişle 97.900 direncinin yukarı kırılması gerektiğini düşünüyoruz. Bu seviye üzerinde kalıcılığın sağlanması durumunda hafta içerisinde 99.500-100.600 ve 102.100 seviyeleri direnç olarak takip edilebilir. Aşağı yönlü hareketlerin ivme kazanması durumunda ise kuvvetli destek olarak 95.350 seviyesi takip edilebilir. Bu seviye ağustos ayından başlayan kısa vadeli yükselen trend desteği olması dolayısıyla önemlidir. Yükselen trendin işlem hacmi iîe aşağı kırılması ihtimalinde ise endekste destek olarak 93.400-92.100 ve 91.200 seviyeleri önemli hale gelecektir.
Dolar/TL’de başlayan tepki devam eder mi?
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 73. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında ABD temasları sonrasında ABD-Türkiye ilişkilerinin düzeleceğine ilişkin oluşan beklentilerin TL varlıkları genel olarak desteklemeye başlamıştı. Küresel piyasalardaki gelişmelere bağlı olarak Türk Lirası’nda zaman zaman dalgalanmalar yaşansa da bu tarihten sonra genel olarak TL’nin pozitif ayrıştığını söylemek mümkün. 12 Ekim Cuma günü gerçekleşen Rahip Brunson davasında Brunson’ın serbest bırakılması ABD-Türkiye ilişkilerindeki iyileşmeye yönelik beklentileri güçlendirirken Türk Lirası’ndaki değer kazanımları hız kazandı. Bu kapsamda Brunson konusunda özellikle son dönemde çok çalıştıklarını belirten ABD Başkam Trump’ın, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok teşekkür ediyorum. İlişkilerde eskiye dönmek için büyük bir adım.” ifadesi ile Brunson’ın serbest kalmasının ardından Türkiye’ye yaklaşımlarının düne göre farklı olduğunu vurgulayarak, “Şu anda Türkiye ile harika bir ilişkiye sahip olma şansımız var.” ifadelerini kullanması Türk Lirası’ndaki değer kazanımlarmı hızlandıran temel gelişmeler arasında yer aldı. Ayrıca ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun Türkiye ziyareti sonrası yaptığı açıklamada, ABD tarafının Türkiye’ye karşı uyguladığı yaptırımlarla ilgili kısa sürede karar vereceklerini söylemesi ve İran petrolü konusunda Türkiye ile ilerleme sağlandığını açıklaması da olumlu havayı destekledi. Geçen haftaya 5,8671 seviyesinden başlayan dolar/ TL kuru hafta içerisinde en düşük 5.5194 seviyesini test etti.
Çarşamba günü açıklanan FOMC toplantı tutanaklarında faiz artırımlarının devam edeceğine yapılan vurgu ve uzun vadeli faiz oranı hedefinin bir miktar üzerine çıkılabileceğine ilişkin ifadelerinin doları küresei piyasalarda desteklemesine bağlı olarak dolar/TL kuru kayıplarını bir miktar geri alarak haftanın son işlem gününde 5.70’e kadar yükseliş görüldü. İlerleyen süreçte ABD-Türkiye ilişkilerinin iyileştiğine ilişkin olumlu haber akışlarının devam etmesi Türk Lirası’ndaki olumlu seyrin devam etmesine neden olabilecektir. Bununla birlikte yurtdışı piyasalardaki seyir ve doların uluslararası seyri de yakından takip edilecektir. Ayrıca önümüzdeki hafta 25 Ekim tarihinde gerçekleşecek olan TCMB ekim ayı PPK toplantısı da Türk Lirası’nın seyri üzerinde etkili olacaktır. Toplantı öncesinde piyasadaki stresin artış kaydetmesi TL üzerinde bir miktar baskı yaratabilecektir. Kurda aşağı yönlü hareketlerde 5.6118 TL, 5.5194 TL ve 100 günlük hareketli ortalamanın 5.4891 TL seviyesi destek olarak izlenebilir. 100 günlük hareketli ortalamanın kırılması durumunda aşağı yönlü hareketlerin yeniden hız kazandığı görülebilir. Bu kırılmanın gerçekleşmesi ve 5.00’e yakın rakamların gündeme gelebilmesi için öncelikle bu hafta TCMB’nin para politikasındaki sıkılaşmayı artırması ve devamında da gelecek ayın başında ekim enflasyonunun pozitif yönde sürpriz yapması gerekecektir. Yukarı yönlü hareketlerde ise 5.71 üzerinde hareket yeniden sertleşerek 5.90 civarı gündeme gelecektir.
ÜZEYİR DOĞAN