Sanayi Üretimi Yorumları
TÜRKİYE, dış şoklara karşı dayanıklılığını bir kez daha ortaya koydu. Ağustos ayında yaşanan kur dalgalanmasının ardından Türkiye, geçen hafta uluslararası piyasalarda beş yıl vadeli eurobond ihracını 2 milyar dolar borçlanma ile tamamladı. İhracata üç kat talep geldi. Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretimi döviz kurundaki hareketlilik, dışsal şoklar ve dokuz günlük bayram tatiline rağmen Ağustos’ta beklentilerin üzerinde artış gösterdi. Arındırılmış verilerle sanayi üretimi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 1.7 artışla 114.3 değerini aldı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜÎK) verilerine göre, Ağustos’ta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 6.1 artışla 128.1, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 1.2 artışla 111.8 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 2.9 artışla 133.4 değerini aldı. Sanayi üretimi mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle bir önceki aya göre yüzde 1.1 azaldı.
Ağustos’ta ana sanayi gruplarında en yüksek artış sermaye malı üretiminde gözlendi. Bu kalemde geçen yıla göre yüzde 5.3 ve bir önceki aya göre yüzde 2’lik bir artış yaşandı. Ağustos’ta dayanıklı tüketim malı üretiminde yıllık bazda yüzde 7.3’lük, ara malı üretiminde yüzde 0.3’lük daralma, iç talepte beklenen yavaşlamayı doğruladı. Ağustos’ta ileri teknolojili ürünleri üretimi yıllık bazda yüzde 26.8 arttı.
EYLÜL VERİLERİ BEKLENECEK
Arındırılmamış verilerle ise sanayi üretimi Ağustos’ta aylık bazda yüzde 16.6, yıllık bazda yüzde 11 azalış gösterdi. Ham verilere göre, ilk çeyrekte yıllık bazda yüzde 10 artışın ardından, ikinci çeyrekte yüzde 4.09 ortalama artış gösteren sanayi üretimi, üçüncü çeyreğin iki ayında ortalama yüzde 1.6 oranında gerilemeye işaret etti.
Muhtemel maliyet etkilerinin Eylül’de de görülebileceğine dikkat çeken ekonomistler, Temmuz’da arındırılmış veride görülen yüzde 5.6’lık artışa rağmen üçünçü çeyrekte genel eğilimin muhtemelen dönemsel bazda da zayıf olabileceği görüşünde. Yılın son çeyreğinde negatif büyümeyle karşılaşılabileceğine dikkat çeken ekonomistler, yılsonu büyüme oranının yüzde 3’ün altına düşmeyeceğini öngörüyor. Yeni Ekonomi Programı’nda 2018 yılı genelinde Türkiye ekonomisinin yüzde 3.8 büyüyeceği tahmin ediliyor. TÜÎK verilerine göre, Türkiye ekonomisi ilk çeyrekte yüzde 7.3, ikinci çeyrekte ise yüzde 5.2 büyümüştü.
“GÜVENİN GÖSTERGESİ”
Geçen hafta, Türkiye uluslararası piyasalarda 5 yıl vadeli eurobond ihracını 2 milyar dolar borçlanma ile tamamlarken, ihraca üç kat talep geldi. Tahvilin getiri oranı yüzde 7.5, kupon oranı yüzde 7.25 olarak gerçekleşti. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, gerçekleşen ihaleye ilişkin yaptığı açıklamada “Türkiye’nin sağlam iktisadi temellerinin, dış şoklara karşı dayanıklılığının, hayata geçirdiğimiz politika ve tedbirlerin etkilerinin yatırımcılar tarafından son derecc olumlu karşılandığını net bir şekilde yansıtmıştır” ifadelerini kullandı. Albayrak, küresel finans sistemindeki dalgalanmaların bu denli yüksek olduğu bir dönemde bu talebin, piyasaların vc yatırımcıların Türkiye’nin sağlam ekonomik ve finansal göstergelerine duyduğu güvenin bir göstergesi olması açısından oldukça önemli olduğunu dile getirdi.
Analistler, Hazine’nin borçlanma maliyetlerinin yılbaşına göre 2.3 puan artmasına karşın, Hazine’nin Nisan’dan beri gerçekleştirdiği ilk ihracın bir gösterge oluşturacağı ve şirketlerin döviz borçlanma piyasalarındaki erişilebilirliğini artıracağı görüşünde.
TOPLAM CİRO YÜZDE 32 ARTTI
Türkiye’de ekonomik durumun değerlendirilmesinde kullanılan önemli bir kısa dönemli gösterge olan ciro endeksleri Ağustos’ta arttı. TÜ1K verilerine göre, sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında takvim etkilerinden arındırılmış ciro endeksi Ağustos’ta geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 32 artışla 189.2 değerini aldı. Bu dönemde takvim etkilerinden arındırılmış ciro sanayide yüzde 43.6, inşaatta yüzde 20.9, ticarette yüzde 26, hizmet sektöründe yüzde 35.4 arttı.
Geçen hafta açıklanan verilerden bir diğeri de perakende satış endeksleri oldu, Takvim etkilerinden arındırılmış sabit fiyatlarla perakende satış hacmi Ağustos’ta geçen yılın aynı ayma göre yüzde 1.3, bir önceki aya göre yüzde 0.4 arttı. Cari fiyatlarla perakende ciro Ağustos’ta geçen yılın aynı ayma göre yüzde 20.3, bir önceki aya göre yüzde 2.5 artış gösterdi.
İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 10.8
Son bir yılda 507 bin kişiye yeni istihdam sağlanmasına karşın işgücüne katılımda yaşanan 596 bin kişi artarak artışın da etkisiyle işsiz sayısı ve işsizlik oranı yükseldi. TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2018 yılı Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarını kapsayan Temmuz döneminde geçen yılın aynı dönemine kıyasla 88 bin kişi artışla 3 milyon 531 bin kişi, işsizlik oranı 0.1 puanlık artış ile yüzde 10.8 oldu. Temmuz’da bir önceki aya göre işgücü 167 bin kişi artarken, işsiz sayı 53 bin, işsizlik oram 0.6 puan artış gösterdi. İstihdamda ise 150 bin kişilik artış yaşandı.
Temmuz’da geçen yılın aynı dönemine göre, tarım dışı işsizlik oranı 0.1 puanlık azalış ile yüzde 12.9 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 1.2 puanlık azalış ile yüzde 19.9 düzeyinde gerçekleşti. Mevsim etkilerinden arındırılmış istihdam bir önceki döneme göre 6 bin kişi azalarak 28 milyon 733 bin kişi, işsiz sayısı 53 bin kişi artarak 3 milyon 562 bin kişi, işsizlik oranı ise 0.1 puan artarak yüzde 11 oldu. YEP’te işsizlik oranı tahmini 2018 yılı için yüzde 11.3, 2019 yılı için yüzde 12.1 olarak öngörülmüştü. Program dönemi sonunda işsizlik oranının yüzde 10.8’e gerileyeceği, istihdam artışının ise üç yıllık dönem sonunda 2 milyon 275 bin kişi olacağı tahmin edildi.
“GEVŞEME İSTİHDAMI OLUMLU ETKİLER”
İşsizlik oranlarındaki hafif de olsa yukarı yönlü eğilimin özel sektörün beklentilere göre şekilleneceğini ifade eden Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abuzer Pınar, kurdaki gevşeme sonucu piyasada yeniden bir güven oluşması halinde işsizliğin büyük boyutlara ulaşmasının beklenmeyeceğinin altını çizdi. Ertelenen projelerin yüksek düzeyde istihdam yaratacak nitelikte olmadığı için alınan tasarruf tedbirlerinin işsizlik üzerindeki etkisinin büyük boyutlarda olmayacağını vurgulayan Pınar, “işsizlik daha çok özel sektördeki bekleyişlerle ilgilidir. İhracat yapan sektörlerde sorun görünmüyor. Ancak ithal girdi ile yurtiçi talebe yönelik üretim yapan sektörlerde kur yükselişi olumsuz etki yaratıyor. Kurdaki gevşeme eğilimi devam ettiği takdirde özel sektördeki iktisadi faaliyetlerin ve dolayısıyla istihdamın olumlu etkisini bekleyebiliriz” diye konuştu.
BÜTÇE 6 MİLYAR TL AÇIK VERDİ
Merkezi yönetim bütçesi Eylül’de 6 milyar TL, Ocak-Eylül döneminde ise 56.7 milyar TL açık verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nm Eylül ayı bütçe gerçekleşme sonuçlarına göre, Eylül’de bütçe gelirleri geçen yılın aynı ayma göre yüzde 27.4 artarak 61.1 milyar TL, bütçe giderleri yüzde 23.3 artarak 61.1 milyar TL oldu. Bütçe Eylül’de 4.3 milyar TL, yılın dokuz aylık döneminde 3.7 milyar TL faiz dışı fazla verdi.
Eylülde 4 milyar 678 milyon TL sermaye gideri, 1 milyar 46 milyon TL sermaye transferi yapıldı. Vergi türleri itibarıyla gerçekleşmelere bakıldığında, eylülde geçen .yılrh aynı ayma göre, banka ve sigorta muameleleri vergisi yüzde 58.6, kurumlar vergisi yüzde 159.9, gelir vergisi yüzde 30.8, harçlar yüzde 9.2, ithalde alman katma değer vergisi yüzde 55.5, ve damga vergisi yüzde 7.3 artarken, özel tüketim vergisi yüzde 15.9, dahilde alınan katma değer vergisi yüzde 10.3 azaldı.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker, bütçe açığının yıl-sonu itibarıyla hedeflenen oranın daha üstünde gerçekleşeceğini düşündüğünü söyledi. Vergi gelirlerinde yaşanacak olası azalmanın bütçe açığını artıran bir etken olacağını dile getiren Şeker, “Bütçe açığının 2018 yılı için yüzde 2 düzeyinde gerçekleşeceğini bekliyorum. YEP’teki hedeflerin tutturulması için hem açığımızın azalması hem de GSYH’nin artması gerekiyor. Bu noktada önümüzdeki üç yıl için de yüzde 2’nin altına düşmeyen bir bütçe açığıyla karşılaşabiliriz” dedi.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA