EYLÜL hem bitiş, hem başlangıçtır. Yaza veda ederken sonbahara merhaba dediğimiz şu günlerde bağlarda şenlikler eşliğinde bereket meyvesi üzümler hasat ediliyor. İçinde bulunduğumuz günlerden gelecek ayın sonuna kadar uzanan bağ bozumları ‘hasat turizmi’ kapsamında birer tur rotası olarak seyahat acentelerinin programlarında yer alıyor.
Yazı güneşin altında bitirip son olgunlaşma evresine giren üzümlerin toplanma tarihi bölgeden bölgeye ve bağların konumuna göre değişiyor. Örneğin Trakya’da eylül ayının başında bağ bozumu yapılırken, doğuya doğru gittikçe mesela Elazığ’da bu süre eylül sonu ve ekim ayının ortasına kadar sarkabiliyor.
Sonbaharı doğada karşılayıp hem de damaklarını çeşit çeşit üzümle şenlendirmek isteyenler için hepsi birer kültür rotası olan turlar var. İster turla, isterseniz bireysel olarak zengin ve çeşitli üzüm bağlarında gezintiye çıkmaya ne dersiniz? Trakya’dan Elazığ’a kadar uzanan bağ bozumu rotalarını sizin için derledik. Buyrun bağ ziyaretleri, tadımlar, pekmez veya sirke yapımı deneyimlerini içeren, şirketlere özel bağ gezilerini de anlatan en popüler rotaları okumaya…
TRAKYA BAĞ ROTALARI
Tekirdağ, Şarköy, Kırklareli, Gelibolu ve Edirne ayrı ayrı olmak üzere tüm Trakya’da bağ bozumu turları yapılıyor. Tekirdağ merkezli Oba Tur’un sahibi ve Trakya Turizm İşletmecileri Derneği Başkanı Orhan Çebi, bağ bozumu turları kapsamında ziyaret ettikleri üzüm üreticilerinin sayısının her yıl arttığını dile getiriyor. İstanbul çıkışlı turlarla gelenlerin bağlarda gezip tadım yaparken üreticilerden bu lezzetli meyvenin işlenişi hakkında bilgi aldıklarını anlatan Çebi, hem yöresel mutfağı de-neyimlettiklerini hem de bölgedeki müzeleri ve tarihi yerleri gezdirdiklerini kaydediyor. Çebi’nin verdiği bilgiye göre, günü birlik turlarda tüm Trakya’yı kapsayan iki gece konaklamalı turlarda ise beş bağ geziliyor. Bölgedeki bağ bozumları 15 Ekim’e kadar sürüyor. Firma, Trakya’da farklı rotalara bağ bozumu turları düzenliyor.
BAĞ YOLLARINDAN EDİRNE
Oba Tur’un İstanbul’dan sabahın erken saatlerinde hareket eden turunun ilk durağı Kırklareli’nın Lüleburgaz ilçesine bağlı bir belde olan Büyükkarıştıran Köyü’nün tanı karşısında kalan Akın Gürbüz’e ait bağ oluyor. Babasından bağcı olan Gürbüz, ilk olarak Gaziköy’de bu işe girmiş ve her geçen gün üzüm çeşitlerine yenilerini ekliyor. Ardından Mustafa Çamlıca’ya ait Chamlija Bağları ziyaret ediliyor ve yöresel lezzetlerin tadına bakılıyor. Sonra istikamet Edirne merkez…
Geceyi Edirne’de bir otelde geçirip ertesi gün bağ ziyaretlerine Arda Bağcılık ile devam ediliyor. Burada yetkililer eşliğinde bağ ziyareti ve tadım gerçekleştiriliyor. Sonra Kırklareli merkezde öğle yemeği molası veriliyor ve meşhur Kırklareli köftesinin tadına bakılıyor. Dönüş yolu üzerinde bulunan Kırklareli/Çeşmekolu köyünde yer alan Arcadia Bağları son bağ durağı oluyor.
YARIMADA LEZZETLERİYLE GELİBOLU
Yeniçiftlik-Çeşmeli Köyü’nde bulunan Şato Nuzun Bağlan ile tur başlıyor. Bağlar arasında yapılan kısa bir gezintinin ardından tesis yetkilileri tarafından yapılan sunum sonrası Karaevli Köyü içerisinde bulunan Ba-rel tesislerine varılıyor. Bağlar hakkında kısa bir bilgi ve tadım sonrası Tekirdağ merkeze gidiliyor. Meşhur Tekirdağ köftecilerinden birinde öğle yemeği yenilip Gelibolu’ya doğru yola çıkılıyor. Kumköy mevkiinde yer alan Porto Caeli tesislerinde kısa bir mola veriliyor. Günün sonunda Gelibolu merkezde konaklanıyor.
Ertesi gün ilk durak Suvla Tesisleri. Tesis yetkililerinden bağlar ve bölge ile ilgili bilgileri alınıyor ve özel olarak hazırlanan yöresel lezzetlerin tadına bakılıyor. Bir sonraki durak: Gali Bağları. Demirtepe köyünden bağlar arasından yukarı tırmanarak hem Saroz Körfezi’ne hem de Marmara Denizi’ne ‘hakim bağlarda keyifli bir gezi gerçekleşiyor. Dönüş yolu üzerinde bulunan Umurbey’de de kısa bir tadım molası daha veriliyor.
BAĞLARDAN DUPNİSA MAĞARASI’NA
Bu turun ilk durağı yine Büyiikkanştıran’da yer alan Gürbüz Bağları ve ardından Chamlija tesisleri. O gece Arcadia Bağları içerisinde bulunan Bakucha otelde konaklanıyor. Ertesi gün sabah istikamet Karakoç Köyü’nde bulunan Saranta Bağcılık. Tanıtım eşliğinde bağ gezisi ve tadımların ardından Ah-metçe Köyü’nde bulunan Vino Dessera Bağları’na geliniyor. Bağ ziyareti sonrası II. jeolojik zamana ait, yaklaşık olarak 180 milyon yıl önce oluştuğu düşünülen Dupnisa Mağarası gezisi gerçekleştiriliyor. Mağara gezisi ardından eski adı “Samakofçuk” olan ve Fatih Sultan Mehmet döneminde kurulan Fatih Dökümhanesinden ismini alan, deniz ve ormanın buluştuğu yerde kurulan Demirköy’e yapılan geziyle tur programı sonlanıyor.
GÜNÜBİRLİK TEKİRDAĞ BAĞLARI
En çok tercih edilen bağ gezileri günübirlik olarak Tekirdağ’a yapılıyor. İlk durak Şato Nuzun Bağları, sonra Karaevli Köyü içerisinde bulunan Barel tesisleri. Merkezdeki Tekirdağ köfteli menünün peşinden M.Ö 4500 yılı buluntularından günümüze kadar gelen, Helenistik, Roma ve Bizans dönemine ait kültür varlıklarının sergilendiği Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ziyaret ediliyor. Şehir merkezine 4 km. uzaklıkta olan Barbare Tesişleri’ndeki güzel bir sunumla tur son-landırılıyor.
BOZCAADA’DA TARIMSAL TERAPİ
Bağ bozumu rotası deyince şüphesiz ilk aklımıza gelen durakların başında Bozcaada var. Adada bulunan mevcut bağ alanlarının toplam üzüm üretim potansiyeli yaklaşık 9 bin ton. Ancak bu potansiyelin sadece yüzde 58’i açığa çıkarılarak ilçe ekonomisine kazandırılabiliyor.
Kültür ve gastronomi turu yapan hemen tüm acenteler bugünlerde bağlara mutlaka uğradıkları gezi programları düzenliyor. Eylül ayının başında adada büyük bir coşkuyla kutlanan Bağ Bozumu Festivali var. Festivale katılan misafirlere, alıcının kendi eliyle topladığı beş kilogram üzüm sepeti ile birlikte, şapka, bandana ve önlük hediye edilerek bağcılar ile buluşturuluyor. Böylece hedeflediği bağa ulaşan tüketicinin, zevkle tükettiği Bozcaada’ya özgü üzümlerin başta Bozcaada Çavuşu olmak üzere nasıl üretildiği konusunda bilgi sahibi olması ve aynı zamanda toprakla buluşturularak en sevdiği üzümü kendi eliyle dalından koparması ve bu vesile ile bir nebze olsun şehir yaşantısının üzerinde biriktirdiği stresten kurtularak tarımsal terapi yapması sağlanıyor.
Geleneksel yöntemlerle üzüm pekmezi, sirkesi, pestili, reçeli, üzüm yaprağı salamurası, üzüm suyu veya koruk suyu vb. üzüm yan ürünlerinin nasıl yapıldığı da Bozacada’ya gidenlere uygulamalı olarak gösteriliyor. Dileyen pekmezini, sirkesini yapıp adadan öyle ayrılıyor.
URLA’DAN EGE’YE SELAM
Urla son dönemde adını turizmde çok fazla duyuruyor. Şimdi de boylu boyunca uzanan tarihi bağlarında hasat zamanı. Çoğu acentenin hafta sonları tur yaptığı Urla’da yaklaşık bin 500 dönümlük bir alanda bağcılık yapılıyor. Urla’ya tura gidenlerin her daim bağları gezmesi mümkün. Istanbul-İzmir otoyolunun açılmasıyla ulaşım çok daha kısa. İzmir Kalkınma Ajansı ve İzmir Belediyesi tarafından, ‘Sürdürülebilir Kalkınma Programı’nda yer alan Urla Bağ Yolu, deniz ve doğa hayatını aynı anda yaşamak isteyenlere mükemmel bir seçenek sunuyor. Bölgede bulunan bağlar, önceden rezervasyon yapılması şartıyla ziyarete her zaman açık. Ege Bağları’na bugünlerde tur yapan Antonina Turizm’den Sibel Tuna, iki gece konaklamalı üç günlük bağ gezisi turlarının duraklarını şöyle aktarıyor:
“Urlice Bağcılık ile Mozaik Bağcılık gibi seçkin adreslerde tadımlarımızı gerçekleştiriyoruz. Sanat ve yaşam kültürü üzerine geniş bir vizyona sahip olan eğitmenimiz Deniz Akmcılar’ın benzersiz yorumları ve sohbetleriyle zenginleşen turumuzda, tarihteki ilk zeytinyağı atölyesinin kurulduğu Klazomenai’yi ve Anadolu’nun en büyük Dionysos tapınağına sahip Teos Antik Kenti’ni ve ‘Yavaş Şehir’ Sığacık’ı keşfediyor, Alaçatı’nın zarif sokaklarında geziniyor; sağlıklı, mutlu ve neşeli bir şekilde yaza veda ediyoruz.”
ANKARA KALECİK KARASI ŞENLİĞİ
Ankara’nın Kalecik ilçesinin üzümü ülkemizin en değerli üzüm çeşitlerinden biri. 13-15 Eylül tarihleri arasında yapılan Uluslararası Kalecik Üzüm Festivali zamanında bağ bozumu izlemeye ne dersiniz?
Festival kapsamında bağ bozumu, yağlı güreşler, yamaç paraşütü ve flyboard (uçan kaykay) etkinlikleriyle seymen ekibi ve meh-teran gösterileri de sunuluyor. Kalecik’te çok sayıda tarihi eser ve yapı var. Festivale gelenler tarihi konaklarda ve açılacak festival stantlarında yöresel ev yemeklerini tadabiliyor, müzeleri ziyaret edilebiliyor ve Kızılırmak Nehri kıyısındaki mesire alanlarında gezebiliyor.
Yerel üretici Sabit Ağaoğlu, Kalecik’te yaklaşık 30-40 ton üzümün hasadının yapılacağı bilgisini veriyor. Münferit olarak gelenlere üzüm kesilmesi aşamasını gösterdiklerini anlatan Ağaoğlu, burada daha çok küçük çiftçilerin bağlarının olduğunu söylüyor.
HATAY’DA GASTRONOMİ TURU
Gastronomi turizminin önde gelen şehri Hatay’da bağ bozumu Ağustos ayında gerçekleşiyor. AsAria Turizm’den özgür ildir öksüz, son dönemde çok rağbet gören gastronomi turlarında istek halinde bu bağlara da uğrayabildiklerini, üzümün işlenişimi ne ve özel lezzetlerin yapımına tanık olduklarını söylüyor ve gruplara özel bağ gezisi yaptırabildikleri bilgisini paylaşıyor.
Hatay’da üzüm üretimi en çok Hassa ilçesinde yapılıyor. Hatay Kültür ve Keşif dergisinden aldığımız bilgiye göre, Hassa’nın Tiyek, Hacılar, Söğüt köylerinde bağcılık yapılıyor ve genellikle sofralık üzüm yetiştiriliyor. Ayrıca Benlidere ve Kömürçukuru gibi köylerde ‘Belen pekmezi’ adlı yöreye özel pekmez yapımında kullanılıyor.
DATÇA’NIN KNİDOS KARASI
Datça Yarımadası ve antik Knidos kentinin Helenistik çağlardaki en önemli gelir kaynağı bağcılık olmuş. Bölgenin her yanma yayılan bağlardan kalan eski üzüm kütüklerini bugün hala bulmak mümkün. Reşadiye Mahallesindeki yerel üretici Knidos Bağlan’nin kurucusu Giray Erkan, ‘Knidos Karası’nın üç ayrı hasat zamanı olduğunu kaydediyor. Bağların konumuna göre hasat zamanının değiştiğini ifade eden Erkan, bu yıl birinci hasadın 15 Eyliıl’de, İkincisinin gelecek aym ortasında, üçüncünün de gelecek ayın sonunda olacağını belirtiyor.
Bağlarında altı çeşit üzüm bulunduğunu, son dört yıldır şiraz cinsi üzümleri Knidos Karası ile değiştirmek için aşılama yaptıklarını ifade eden Erkan, gelecek yıl bağlarının yarısını bu üzüme ayıracaklarını söylüyor. Erkan, tadım da yaptırabildikleri tesislerinde tur gruplarını ağırlayabildiklerini, isteğe özel sunumlar gerçekleştirdiklerini açıklıyor.
BODRUM KARAOVA’NIN MEYVESİ
Bodrum yarımadasında bağcılık gittikçe büyüyor. Karaova, Bodrum’un merkezine varmadan, yarımadanın hemen başında, ormanları, köyleri ve saklı koylarıyla ünlenmiş bir bölge. Bodrum’un misafirleri, bu bölgeyi en çok koylarının tertemiz denizine girmek ve köylülerden organik ürünler almak için ziyaret ediyor. Zeytinyağı denince akla Karaova geliyor. Şimdilerde buna bağcılık da eklenmiş durumda. Karaova Tanıtım Derneği, 2015 yılından beri Karaova Bağbozum Şenlikleri düzenliyor. Dernek Başkanı Ali öztürk, “Karaova Derneği olarak yola tarımsal üretimi arttırmak, adil gıda anlayışıyla sürdürülebilir bir tarım politikası oluşturmak, üretici ve tüketicinin bir araya getirildiği, üzüm yetiştiriciliği ile birlikte Karaova’yı tadım markası haline getirmek ve tarım turizm pansiyonculuğu ile Bodrum’un alternatif bir turizm potansiyeline de sahip olduğunu göstermek için çıktık” diyor.
Eko-turizmin başka bir dünya sunduğunu; bağda üzüm kesmenin, bir zeytinlikte ölmez ağaçların meyvelerini toplamanın ayrı bir tadının olduğunu belirten Üztürk, “Avrupa’da Toskana, ABD’de Napa Vadisi neyse bir gün gelecek Karaova da onlarla birlikte anılacak demiştik. Geçen yıl sadece ziyaretler yapabildiğimiz bağlarda bu yıl bir şenlik ateşi yanıyor, konser yapılıyor. Bunlar önümüzdeki yıl bir başka bağımızda devam edecek. İnanıyorum beş yıl sonra her bir bağımızda farklı etkinliklerimiz olacak” diye konuşuyor.
ÖKÜZGÖZÜ İLE BOĞAZKERE
Öküzgözü ve Boğazkere üzümlerinin doğduğu topraklar Elazığ’da da bağ bozumu zamanı Eylül’de başlayıp Ekim ayının ortalarına kadar devam ediyor. Parlak lacivert renkli Öküzgözü taneleri, tıpkı bir öküzün gözü gibi kocaman ve oldukça etliler. Boğazkere ise adıyla benzeşiyor. Boğazınızı ‘keriyor’ yani ‘buruyor’, taneleri küçük, salkımları sıkı, kabuğu ise kalın.
Kültür ve tarih turu yapan seyahat acenteleri bu dönemde Elazığ’a yönelik programlar yapıyor. Harput başta olmak üzere kentin tarihi ve kültürel yerlerinin gezildiği programlarda bağlara geniş zaman ayırılıyor. Hatta Elazığ’a gitmişken Malatya’ya uzanan tur programı yapan acenteler de var. Tur duraklarından biri olan Eski Bağlar işletmesinden aldığımız bilgiye göre burada bir bağ oteli de kapılarını açmak üzere. Burası, İstanbul ve İzmir çıkışlı turlara ev sahipliği yapacak.
PERİ BACALARI VE BAĞLAR
Kapadokya bölgesi Türkiye’nin en zengin üzüm yetiştiriciliğinin olduğu bölgelerin başında geliyor. Bu bölgedeki üzüm bağlarının tarihi oldukça eski. Ürgüp bölgesinde ortalama 16 farklı üzüm çeşidine rastlamak mümkün, ister turla ister bireysel olarak bağ gezileri yapılıyor.
Ürgüp’ün en önemli ve uzun soluklu festivali olan Ürgüp Uluslararası Bağ Bozumu Festivali’nin bu yıl 48’incisi gerçekleştiriliyor. Bağ bozumuna katılırken, tarih ve kültür turu yapmadan da olmaz. Acentelerin bu dönemde düzenlediği turlarda Göreme Açıkhava Müzesi, Paşabağı, Uçhisar, Güvercinlik Kalesi, Dervent Vadisi, Üçgüzeller, Peribacaları, Kaymaklı YeraltıŞehri, Ihlara Vadisi ziyaret ediliyor.
DENİZLİ’NİN ÇAL KARASI
Denizli’nin bağları ile ünlü Çal ilçesinde bağlarda hasat sürerken bu yıl 23’üncü Çal Bağbozumu Kültür ve Sanat Festivali yapılıyor. Çal Karası olarak bilinen siyah üzüm, bu sezon yağışlar sayesinde artan verimiyle üreticinin yüzünü güldürüyor. Bu özel üzümün Avrupa ülkelerinde aranan üzüm haline geldiği belirtiliyor. Çal Ziraat Odası Başkanı Ahmet Haşim Çil, dikili alanların yüzde 51’nin bağlarla kaplı olduğunu burada, 36 çeşit üzüm yetiştirildiği bilgisini veriyor. Öte yandan Denizli’deki bir diğer önemli bağ merkezi olan Pamukkale bağlarına özel turlar gerçekleştiriliyor.
Bağların arasında iş toplantıları
Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Kumköy’de yer alan Hotel Caeli, bağların ortasında yer alıyor. 1×1 metre sık dikim aralığında dünyanın en büyük bağları burada. Ağustos’ta başladıkları bağ bozumu Ekim ayının ortasına kadar devam ediyor. Otelin bağlı olduğu Toksöz Grup’un İş Geliştirme Müdürü Yiğit Özalpay, bağ bozumu zamanında hafta sonları münferit misafirlerine, hafta içi beş oda ve üzeri gruplara ve şirketlere özel bağ bozumu deneyimi paketleri sunduklarını anlatıyor. Özalpay, “Uzmanlarımızın anlatımıyla misafirlerimize bağ bozumunun nasıl yapıldığının aşamalarını anlatıp, deneyimleme şansı veriyoruz. Otel içerisinde ve sanat bahçemizdeki yerli ve yabancı sanatçıların eserlerini sergiliyoruz. Bu eserleri de gezimize dahil ediyoruz” diyor. Hotel Caeli’de konaklayanların bağlarda üzüm toplamaya çıktıklarını, yemyeşil geniş bahçelerinde doğayla buluştuklarını kaydeden Özalpay, ayrıca mutfaklarında Caeli Çiftliği ve Ekolojik Bahçesi’nden gelen yöresel ve organik ürünlerden oluşan zengin mönüler sunduklarını da ekliyor. Öte yandan otelde üzümün yaşlanma karşıtı etkisinden faydalanarak yapılan Vinotherapie Spa bakımı uygulanıyor. Vinotherapie Spa bakımında asma ve üzümün ekstreleri, özel masaj teknikleriyle birleşiyor.
ÖZLEM KAPAR BAYBURS