Bir Girişimi Nasıl Büyütür ve Satacak Hale Getirirsiniz?
Girişimci ruhunu 50 yaşından sonra anladım
Kuşaklar arası geçişi iyi yönetmek için dünyadaki trendleri takip etmek şart. İkinci ve üçüncü kuşaklar işin içine nasıl girmeli, startup projeleri nasıl değerlendirilmeli sorularının yanıtlarını Akfen Holding yöneticileri verdi…
YENİ Nesil Girişimcilik Zirvesi’nin özel oturumu olan “Bir Girişimi Nasıl Büyütür ve Satacak Hale Getirirsiniz?” başlıklı panelde startup ve girişim ligindeki son durum ele alındı. Moderatörlüğünii, Core Strateji Kurucusu İhsan Elgin’in yönettiği panelin konukları ise Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, Yönetim Kurulu Başkanvekili Selim Akm ve Yönetim Kurulu Üyesi Pelin Akın Özalp idi.
“BÜYÜK DÜŞÜNMELİYİZ”
Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Akın, konuşmasına neden ve nasıl girişimci olduğunu anlatarak başladı. Akm girişimcilik hikâyesini şu sözlerle anlattı: “Gazi Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldum. Girişimci ruhunu 50 yaşından sonra anladım. Ondan önce girişimci olduğumu bilmiyordum, farkında değildim. Ödüller almaya başlayınca yaptığımız işin girişimcilik olduğunu anladım.”
Bir işe başlarken girişimcinin başka hiçbir konuyu düşünmemesi gerektiğini söyleyen Akın, gençlerin işe başladıkları andan itibaren, işi çözmeye odaklı davranmaları gerektiğine vurgu yaptı. Kendinden örnek vererek sözlerine devam eden Akm, “Eğer hayatımda hedef koymuş olsaydım, herhalde merdivenleri teker teker değil, üçer üçer çıkmak isterdim. Tek tek çıkarken tüm problemleri çözmeye çalıştım. Bu nedenle yeni işe başlayacak girişimciler, tek bir noktaya fokuslanır-larsa, bu onlara büyük fayda sağlayacaktır” tavsiyesinde bulundu. Akın, geçmişte teknolojinin olmayışından dolayı daha kötü durumda olduklarım, önlerindeki perspektifin bu kadar geniş olmadığını söyleyerek, gençlerin günümüzdeki fırsatları iyi kullanmaları gerektiğine dikkat çekti.
Her işin kendine göre zorlukları olduğuna dikkat çeken Akın, “Iş hayatıma 1977-1978’de başladım. Her dönemin farklı zorlukları var. Bu bulunduğunuz ortamla da ilgili bir şey. Oğlum Selim, Ankara’da yaşadığı için doğal olarak oradaki işlerin başında duruyor. Ankara’da olunca mecburen onlara dokunuyorsunuz. Ben her zaman söylerim, Bili Gates Ankara’da olsaydı, o da müteahhit olurdu. O nedenle herkes bulunduğu lokasyona göre işini yapmaya çalışıyor. Oradaki zorlukları da yenmeye çalışıyor” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin son birkaç yıldır küçüldüğüne dikkat çeken Akın, işlerle baş edebilme yöntemlerinin değiştiğini, düşüncelerin küçüldüğünü söyledi. Akın, “Herkes büyük düşünmeli, ama ülkede büyük düşünmeli. Türkiye’deki veriler düşerken, yurtdışına „ çıkan çocukların büyük düşündüğüne şahit olduk. Örneğin, ben 2005’ten bu zamana kadar 9 milyar dolarlık yatırım yapmışım.
Ama şimdi bana 90 milyon dolarlık yatırım yap deseler bunu büyük görüyorum. Bizim için en iyi motivasyon ülkenin durumudur. Ülke büyüyecek ki biz de büyüyeceğiz. Ya da biz büyümek için çaba göstermek istediğimiz zaman ülkenin bu duruma ayak uydurması gerekecek. Biz birlikte olmadığımız zaman hepimiz küçüğüz” diye anlattı.
“TRENDLERİ TAKİP ETTİM”
Akfen Holding Yönetim Kurulu Üyesi olan Pelin Akın Özalp, 2010’da İngiltere’de Surrey Üniversitesi İspanyolca İşletme Bölümü’ndcn mezun olduktan sonra iş hayatına Madrid’de Deutsche Bank’ın Finans Departmanı Strateji Bölümü’nde başlamış. Bir süre bankada çalıştıktan sonra Türkiye’ye dönerek TAV Havalimanları Holding’de çalışmış. Sonrasında iş hayatına Akfen Holding’in farklı departmanlarında işleri gözlemleyerek ilerlemiş. Özalp söze başlarken, “İnsan kaynakları, yatırımcı ilişkileri, sürdürülebilirlik ve raporlamada işleyişin nasıl ilerlediğini görerek şirketi daha yakından tanımaya çalıştım. Tabii bunları yaparken de Türkiye ve dünyadaki trendleri kaçırmamak için startup dünyasına bulaştım” diyerek geleneksel işlerle star-tupları birleştirmenin yollarını aradıklarını anlattı.
Özalp’in konuşmasına ekleme yapan Hamdi Akın, “Pelin’in startuplarla ilgilenmesi biraz da benim teşvikimle oldu. Biz dijital ve manuel dünya arasında kaldık. Bizim dönemimizde kredi kartı dahi yoktu. Dijital dünyaya ayak uydurmak zorundaydık. Startuplardaki jargonlarda oldukça zorlanıyoruz. Yeni nesil, daha farklı ve değişik konuşuyor. Bize kripto para ile gelenlerin neredeyse yüzde 70’ini anlamakta zorluk çekiyoruz. Günün sonunda da bir damşmana ihtiyacınız oluyor. Genç nesilden yöneticilerimize ‘Bununla siz ilgilenin’ diyoruz” değerlendirmesini yaptı.
“FIRSATLARI DEĞERLENDİRİYORUZ”
2006’da İngiltere’de Surrey Üniversitesi İşletme Bölümü’nden mezun olan Akfen Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Selim Akın, ilk işine Akfen Holding’de başlamış. Muhasebeden başlayarak, finansa ve diğer departmanlara, holdingin bütün bölümlerinde görev almış. Akın şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bizim görevimiz etrafımızdaki fırsatları değerlendirmek. Bunların arasında zaman zaman yeni girişimler de oluyor. Elimizden geldiği kadar destek vermeye çalışıyoruz. Babam bizi kendisinden daha nasıl iyi olabiliriz sorusuna yanıt arayarak yetiştirdi. Kendinin sahip olamadığı imkânları bize sağladı. Biz de elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık. İş hayatına daha rahat bir ortamda hazırlandık diyebiliriz. Pelin de ben de istediğimiz yerlerde işe başladık. Bizi özgür bırakarak ve kendi seçimlerimizi yapmamıza müsaade ederek yetiştirdi.”
Timur SIRT / Teknoloji Yazan
“Coğrafyamızı iyi tanımalıyız”
Teknoloji Yazarı Timur Sırt, Yeni Nesil Girişimcilik Zirvesi’nde “Bir Startup Öyküsü” konulu bir sunum yaptı. Sırt sunumunda şunları söyledi:
“İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gittiğiniz zaman dünyanın ilk blockchain aracını görürsünüz. Yani Kadeş Anlaşması. Eğer biz geçmiş dönemlerin nasıl olduğunu görebilirsek, gelecek yılların bizi nasıl değiştirebileceğini de görebiliriz. Bu toprakların sahip olduğu zenginliği görmek için özellikle İstanbul Arkeoloji Müzesi’ne gitmek gerekir. Kadeş anlaşmasının bir kopyası bizde, bir kopyası Almanya’da, bir kopyası New York’ta Birleşmiş Milletlerin girişinde. Kadeş anlaşması yazılı tarihi nasıl değiştirdiyse, önümüzdeki dönemde de blockchain projeleri tarihin yönünü değiştirecektir. Sikke koleksiyonlarına bakarsanız minik devletçikler, mikro paraların geçerli olmasını sağlayacak ticari hayatı güvenli kılmaya uğraşmışlar. Üzerinde bulunduğunuz coğrafyayı tanıyabilirseniz, o zaman yatırımcıya ve girişimciye kendinizi doğru anlatabilirsiniz. Girişimciliğin en önemli noktalarından bir tanesi, Ayasofya. Bin yıl geçilemeyecek yükseklikte bir kubbeye sahip olmak bu toprakların en büyük şansı. Eğer bu topraklar bunun farkında ise, meydan okuma fikrinin en güzel örneklerinden biri diye düşünüyorum.”
Timur Sırt, dünyanın en eski alışveriş merkezlerinden birisi olarak kabul edilen Kapalıçarşı’da teknoloji ile ticareti birleştiren başarılı bir girişimci olarak Mir Diamond firmasının sahibi Can Koçhisarlı’yı sahneye çağırdı. Yaptıkları işin tamamen el işine dayandığını, bunun da yatırımla, sabırla, uzun süreli meşakkatli çabayla geliştirilmesi gerektiğini söyleyen Koçhisarlı, “Çin’de gördüğüm fabrikalarla, bizim parmak arası terlikle, şortla yaptığımız işi, doktor gibi kıyafetler içinde olan başında bone bulunan insanlar yapıyor. Çinliler bizim ata yadigarı olarak övündüğümüz işi daha ileriye götürdüler. Bizim bunu yapacak paramız var ancak kimse ayırmak istemiyor. Bu işten gelecek getiriyi tahmin edemiyorlar. Önceleri iki kişi çalıştırıyordum, şimdi sayıları sekiz oldu. En yeni bilgisayarlara geçtim. Artık iç piyasadan ziyade ihracata yönelmiş durumdayım. 6-7 ülkeye ihracat yapıyoruz” dedi.