Çin’de Durum Normalleşme Sürecinde
KORONAVİRÜS hızla yayılınca, birçok ülkenin ekonomisi kilitlendi. Küresel ekonomiden sürekli olumsuz haberler geldi. Ancak, geçen hafta Çin’den gelen bir haber, umutların yeniden yeşermesine yol açtı. Koronavirüsün ilk görüldüğü ülke olmasından dolayı Çin’den PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) ile ilgili gelen haber önemliydi. Çin Ulusal istatistik Bürosu tarafından hazırlanan PMI verilerine göre, şubat ayında 35.7 puana kadar gerileyen resmi imalat PMI’si, mart ayında 52 puana yükseldi. Uzmanlar imalat PMI’nı 45 puan olmasını bekliyordu. 29.6 puan olan hizmet sektörü PMI’nın da 5.3 puan çıkması toparlanmanın başladığına işaret ediyor.
Bu veriler, Türkiye’de 3 milyar dolara yakın yatırımı olan, Türk şirketlerinden ise 500 milyon dolarlık yatırım çeken Çin’den gelince, konuya mercek tuttuk. Olup bitenleri anlamak için de başta Çin’e mal satan kurum-kuruluşlar olmak üzere, bu ülkede yaşayan girişimcilerle görüştük. Bu arada Çin’de yaşayan Türklerin “Biz Bize Yeteriz” kampanyası başlattıklarını da hatırlatalım. Kampanyanın sözcülüğünü yapan Şanghay’daki turizm danışmanı Semih Erken, toplayacakları maddi yardımı, tıbbi malzeme alınması için Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği’ne teslim edeceklerini söyledi.
“DAYANIŞMA İÇİNDE OLDUK”
Çin’de bin 300’ü aşkın Burger King restoranı olan TAB Gıda CEO’su Caner Dikici, dünyanın büyük bir sınavdan geçtiğini belirterek, “Çin’de büyük bir operasyon yürütüyoruz. Böylesi zor dönemlerde insanların kaliteli, lezzetli ve güvenli gıdaya erişimi önemli. İlk andan itibaren hızlı aksiyon aldık ve büyük bir sorun yaşamadık. Dijital kanallarımız üzerinden hızlıca hareket ettik; paket servislerimiz, ‘siparişimi kapıya as’, ‘personel ateş ölçüm kartları’ gibi yenilikçi uygulamalarımızla müşterilerimize hizmet vermeye devam ettik” diyor.
Tedarik zincirinden gıda güvenliğine, restoranların temizliğinden çalışanların sağlık kontrollerine kadar tüm süreçlere azami dikkat gösterdiklerini hatırlatan Dikici, “Kişisel hijyen konusundaki prosedürlerimizi daha da güçlendirdik. Bu süreçte Çin devleti de ekonomiyi destekleyen önlemler aldı. Herkes gibi biz de işbirliği ve dayanışma içinde olduk. Oradaki sağlık çalışanlarına elimizden geldiğince destek olduk. Çin’deki faaliyetlerimizin sürdürülebilirliği ile ilgili bir sorun yaşamıyoruz” diye ekliyor. Dikici, attıkları diğer adımları ise şöyle özetliyor: “Önce alışveriş merkezlerindeki tüm restoranlarımızı kapattık. Sonra da İçişleri Bakanlığı’nın hayata geçirdiği uygulama ile birlikte restoranlarımızın oturma alanlarını hizmete kapatıp, müşterilerimize mobil ve Online sipariş platformları üzerinden hizmet vermeye başladık.”
“SIKI MESAİ YAPACAĞIZ”
Burger King’in Wuhan bölgesindeki 20 restoranının işletmecisi AKG Restaurant Kurucusu Muhittin Kırcal da salgının başlamasıyla tüm restoranları kapattıklarını söylüyor. Restoranlarını 8 Nisan’da açmak için gerekli izinleri aldıklarını belirten Kırcal şu bilgileri veriyor: “İşletme sahiplerine, dükkanlarına giriş izni verilmeye başlandı. Çin hükümeti açılış için iki sayfada listelenen bazı kriterler getirdi. Bu kriterleri yerine getirenlere işyerlerini yeniden açma izni veriliyor. Restoranlarımız 23 Ocak’tan beri kapalı olduğundan her yer toz içinde ve dağmık. Ecolab firmasıyla birlikte içlerini temizleyip 8 Nisan’da yeniden açmayı planlıyoruz.”
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Jak Eskinazi, küresel salgın nedeniyle Türkiye’de 25’i uluslararası 11ü fuarın ertelendiğini, dünya genelinde ise bu rakamın bini aştığını söylüyor. Wuhan’da ortaya çıkan ko-ronavirüs salgınının 200’e yakın ülke ve bölgeye yayıldığına işaret eden Eskinazi, “Birçok sektörün etkinlikleri ertelendi veya iptal oldu. Dünyanın birçok ülkesinde fuar alanlarının hastanelere çevrildiğine tanık oluyoruz. Sadece fuarlar değil, 12 birliğimizin 2020 bütçelerinin konuşulacağı genel kurul toplantılarını da ileri bir tarihe erteledik. İptal olan ve ertelenen bütün etkinliklerimizi yılın ikinci yarısında gündemimize alacağız. Salgını atlattıktan sonra daha yoğun bir takvimle 2020 yılını tamamlamayı hedefliyoruz” diyor.
Covid-19 küresel salgınının tedarik zincirinde gecikmelere yol açtığını ifade eden Arzum Elektrikli Ev Aletleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı ise, “Ancak son gelişmeleri dikkate aldığımızda, bu gecikmeler 60 ile 75 günü geçmeyecek gibi duruyor” dedikten sonra şunları ekliyor: “Çinli üreticilerimizle sürekli yakın temasta olduk. Onların tedarik ettiği diğer ülkelerdeki müşterilerinden bize uygun olanlar varsa tedarik yoluna gittik. Diğer coğrafyalarda iş yapan üreticilerle de irtibata geçtik. Hepimiz öncelikle sakin olmalıyız. Karşı tarafın zorluk derecesini anlayıp birlikte çözüm bulmaya çalışıp, alternatif tedarik zinciri yapılarım oluşturmalıyız. Herkese, bundan sonra sigorta poliçelerini, farklı risk faktörlerini de içine alarak şekilde, kapsamlı yapmalarını veya büyük işlerde risk primi oluşturmalarını öneririm.”
“YENİDEN İŞBAŞI YAPTIK”
Çin’deki tesislerinde enerji santralleri, endüstriyel tesisler için boru sistemleri ve montaj dahil bütünleşik mühendislik çözümleri ürettiklerini belirten Çimtaş Boru İcra Kurulu Üyesi Emrah Ercen ise, “Salgın başladığında fabrikamızın bulunduğu Ningbo şehri yerel yönetimi, işlere iki hafta ara verdi. 16 Şubat’tan itibaren yeniden iş başı yaptık” diyor. Çin Halk Cumhuriyeti’nin Covid-19 ile etkin mücadelesinin bir başarı örneği olduğunu söyleyen Ercen şöyle devam ediyor:
“Çin’de yerleşik olan tedarikçi zinciri, ülke genelinde alınan geniş çaplı ve radikal tedbirlerle işgücü ve kapasite kayıplarını hızla telafi etti. Bizim de hammadde ihtiyacımızın yüzde 95’i iç pazardan sağlandığı için bu süreci başarıyla yönettik. Temel çalışma prensibimiz olan ‘çalışan sağlığı ve iş güvenliği’ ilkesi doğrultusunda üretime ara verdiğimizde hem yaptırımlara hazırlandık hem de sağlık otoritelerinin önerdiği tüm tedbirleri aldık. Karantina sürecinin tamamlanmasını bekledik. İşbaşı yapan çalışanlarımızı sosyal mesafe kuralları çerçevesinde bilgilendirdik.” Yemekhane düzenini yeniden oluşturup, tesislerde düzenli dezenfektasyon yapıp ofis içi çalışma alışkanlıklarını değiştirip toplantılarını online yaptıklarını belirten Ercen diğer uygulamaları şöyle anlatıyor: “Çalışanlarımızdan toplum gönüllüleri takımı oluşturarak işe gelen her çalışanımızın vücut sıcaklığı ölçümlerini yaptık. Günlük veri takibi yapıp, maske kullanımını zorunlu tuttuk Önlemlerimiz sadece şirketimizin içiyle sınırlı kalmadı. Çalışanlarımızın evlerinde kalmalarını teşvik etmek için çeşitli kurum içi projeler geliştirdik. Örneğin şirket genelinde evde yaptığımız yemeklerin fotoğraflarının paylaşıldığı gastronomi yarışmaları düzenledik. Toplum gönüllüleri ekibimize de şirket onur madalyası verdik.”
“ÇALIŞMADIĞIMIZ YERDEN GELDİ”
Dünya Türk İş Konseyi (DT1K) Asya Pasifik Bölge Komitesi Başkanı Nejdet Demiryürek, Covid-19 sınavının iş dünyasının hiç çalışmadığı yerden geldiğini vurgulayıp, “Bu sınava hazırlıksız yakalandık. Zamanlama olarak yeni Çin yılı tatilinde olması maddi zararlarımızın artmasına yol açtı.
İlk olarak, tüm çalışanlarımızın can sağlığını korumak için gerekli önlemleri aldık. Çünkü insanlar pat diye düşüp ölüyorlardı, buna çaresizlik içinde şahit olmak çok ürkütücü idi” diyor.
Salgının Çin’i ekonomik açıdan dizayn etmeye yönelik, şimdiye kadar SARS, MERS sonrası yapılan bu üçüncü biovirüs saldırısı olduğunu ileri sürün Demiryürek bu konuda şunları söylüyor: “Çin, korona ile büyük bir sınav verdi. Başarılı bir mücadele ile salgının yayılmasını kendi sınırları içinde durdurmayı başardı. Uğradığı büyük ekonomik hasardan önümüzdeki iki yıl içinde ayağa kalkacağına inanıyorum. İnsan sağlığı ve ekonomilere zarar verip dünya devlerine diz çöktüren salgının şirketimize zararı yüzbinlerce dolar oldu. Önümüzü göremediğimiz için işyerlerimizi kapatıp, çalışanlarımızı evlerine gönderdik.”
“Çin ekonomisine inanıyor ve henüz açılmamış olan işyerlerimizi, mayıs ayı başı gibi tekrar açıp ticaretimize devam edeceğiz” diyen Demiryürek açıklamalarını şöyle noktalıyor: “Şirket olarak yeniden yapılanıp ayağa kalkmamızı, en iyimser varsayım ile 2021’in ikinci çeyreğinin başlarında olacağına inanıyorum. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağına, tüm dünya gibi, Çin’in hükümet yetkilileri de farkında. Salgın Kuşak ve Yol projesini biraz duraklattı. Projenin yeniden devam edeceğine inanıyorum. Çin bu krizden daha güçlü çıkıp, dünya ekonomileri arasındaki dengeleri sağlamaya devam edecektir.”
“ÜÇ AYDA NORMALE DÖNER”
Çin, Kore, Türkiye ve Avrupa arasında farklı üretim sektörlerindeki fabrikaların hammadde ve malzemelerini tedarik amacıyla aktif ticaret yaptıklarını hatırlatan Cosmos International Co. Limited Direktörü Çağlar Çevikel, salgınla beraber akıllara hammadde fiyatlarının bundan nasıl etkileneceği sorusunun geldiğini söyleyerek sözlerine başlıyor. Salgının piyasada endişenin yanı sıra, hammadde fiyatlarında düşüş olacağı beklentisini de arttırdığını belirten Çevikel, bu konudaki görüşlerini şöyle özetliyor: “Böyle düşünenler siparişlerini bekletmeyi tercih etti. Oysa ilave siparişler verilerek önümüzdeki dönemlerdeki üretimin sürekliliğini garanti altına almaları gerekiyordu. Nitekim iş yaptığımız üreticiler aynı yönde hareket ederek ilave indirimlerle siparişlerini öne çekti. Üretimde ciddi bir yavaşlama sürecine girdik. Mevcut durum böyle devam ederse üç ay sonra her şeyin tekrar normal duruma döneceği varsayımıyla, üretimin ihtiyaç duyacağı hammaddeler konusunda ciddi bir tedarik sıkıntısı ile karşılaşılabilir.”
Salgında fabrikanın çalışmadığı dönemi verimsizlikleri gidermek için iyi bir fırsat olarak gördüklerini söyleyen Çevikel, “Tüm sabit maliyetlerimizi gözden geçirdik. Fayda maliyet analizleri ile dışarıdan hizmet aldığımız firmaların performans ve bize sağladıkları faydaları gözden geçirdik. Zaman ayıramadığımız konuları ele aldık. 5G ve diğer teknolojiler önümüzdeki yıllarda iş modellerini değiştirecek. Şirketler içinde bulunduğumuz bu zor dönemde bu tür yeniliklere işlerine değer katacak yeni fırsatlar gibi görmeli. Uzaktan çalışma, video konferans gibi çözümler karşımıza her anlamda yeni fırsatlar çıkarıyor. Yeniliklere açık olmakta yarar var.”
TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİNE YATIRIM
İş Bankası’nın bünyesinde Şanghay’da teknoloji alanında hizmet veren Softtech China CEO’su Onur Yavuz, Çin’de durumlar ağırlaşınca şubat ayında Türkiye’ye döndüklerini belirtip sonrasında yaşananları şöyle aktarıyor: “Sınırlar kapatıldığı için henüz Çin’e dönemedik. Teknoloji şirketi olduğumuz için operasyonel işimizin çoğunu uzaktan da olsa yürütebiliyoruz. Ancak, asıl değer yarattığımız nokta fiziken Çin’de bulunup teknolojiyi ve inovasyonu yerinde gözlemleyip deneyimlemek. Yakın zamanda kaldığımız yerden, çok daha fazla öğretiyle yolumuza devam edeceğiz.”
Uzmanı oldukları alanlardan biri olan uzaktan çalışma modeline bu dönemden önce başladıklarını hatırlatan Yavuz, “Çin’deyken Türkiye’deki merkezimiz ve San Francisco’daki ofisimizle sürekli iletişim halinde yakın çalışıyoruz. Bu sebeple çalışma deneyimi açısından hayatımızın çok değişmedi. Zaten kullandığımız Zoom, WeChat, Asana, AirTable gibi uzaktan çalışma ve iş sürekliliği araçlarını kullanmaya devam ediyoruz” diye ekliyor. Dünyanın gözünün salgın sürecini koordineli bir şekilde atlatan Çin’de olduğunu vurgulayan Yavuz, şöyle devam ediyor:
“Çin’in bu dönemde yatırım yaptığı inovasyon ve teknoloji alanındaki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Çin’de iletişimde olduğumuz firmalarla da yakın temasımız devam ediyor. Onlarla olan iletişimimiz Avrupa’da bugün yaşanan durumu yerinde görmek açısından, bize ne tür ihtiyaç ve hangi çözümlerin sunulabileceğini net şekilde gösteriyor. Salgın zamanında ve sonrasında düşüşe geçen veya yükselişe geçen sektörleri tespit edip, onlara yatırım yapmayı planlıyoruz.”
“NİSAN’A KADAR UZATTIK”
Yıllardır şirketlere marka tasarımlarını dünya pazarına açma imkânı sunan iF Design Türkiye Ofisi 700DCC Tasarım Danışmanlık Kurucu Ortağı Sinem Kocayaş, “Çin’in Chengdu kentindeki iF Chengdu Tasarım Merkezi’nde fiziksel aktivasyon alınabilmesi için resmi olarak tehlike sürecinin bitmesini bekliyoruz” diyor.
Chengdu’daki tasarım merkeziyle Türk şirketlerine yeni bir fırsat sunduklarını belirten Kocayaş, şöyle devam ediyor:
“Koruma nedeni tasarım merkezi ofisleri, tasarım cafe alanımız ve sergi alanları halka kapalı. Co-vid-19 kontrol altına alındıktan sonra yeni proje ve sergilerimiz ile halka yeniden açmayı planlıyoruz.
Tasarım merkezindeki ofisleri kullanan şirketlerin finansal stresi azaltmalarına yardımcı olmak amacıyla serbest dönemlerini Nisan ayı sonuna kadar uzattık. Asya ve Avrupa kıtalarındaki tüm gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Çin’de tasarım konusunda proje ve iş yapmak için bizden danışmanlık alan Türk tasarımcılara ve firmalara Nisan’a kadar seyahat planları için beklemelerini tavsiye ediyoruz. Tüm strateji ve planlamalarının online organize edilmesinde yardımcı oluvoruz.”
“KARANTİNAYI ETKİN KULLANDILAR”
Helal et ve şarküteri ürünlerini İstanbul Ateşi markasıyla üretip satan firmanın yönetim kurulu başkanı Şebnem Göksel, virüs sonrası aldıkları önlemleri şöyle anlatıyor: “Her yıl Çin yeni yılı döneminde fabrikamızı bir hafta kapatıyorduk. Bu yıl Covid-19 salgınının Çin yeni yıl tatili ile çakışması sonucu karantina uygulamaları çerçevesinde fabrikamızı 2.5 ay kapatmak zorunda kaldık. Kira, yönetim ve personel maaşlarını tümünü ödemek zorunda kaldık. Fabrikamız toptan satış yaptığı ve çoğu müşterilerimizin işyerleri halen kapalı olduğundan sıkıntılar devam ediyor. Üretimi minimuma indirdik.”
Mevcut durumun birkaç ay daha devam edip, devlet desteği alınamaması halinde Çin’de Türklere it işyerlerinin tamamına yakınının kapanacağını vurgulayan Göksel, “Sanayici olarak kirada olduğumuz için fabrika yatırımını söküp taşıyamayacağımızdan yerimizden kıpırdayamıyoruz. Restoran, kafe işletmecisi olsaydım çok zorlamrdım. Çünkü Çin’de işçi ücretleri ve kiralar çok yüksek.”
Çin yönetiminin Covid-19’la mücadele konusunda yurtiçi karantinayı çok etkin uyguladığına dikkat çeken Göksel, insanların kurallara titizlikle uyduğunu, bu nedenle enfekte insan sayısının kısa zamanda azaldığını söylüyor. Göksel. “Çin, salgının tekrar yurtdışından gelmemesi için kapılarım kapattı. Çin’in başarıdaki deneyiminden hareketle çocuklar dahil herkes maske takmalı. Ödemeler nakit yerine mobil yapılmalı. Salgın kontrolünde herkes için bir karekod (QR) oluşturulması gerekiyor” diyor.