Girişimcilik Haberleri

Girişimciler koronavirüs karşısında ilginç fikirlerini konuşturuyor

SALGINLA birlikte başlayan yerli biyoteknoloji, biyokimya ve medikal geliştirme yarışı, ülkemizin dört bir yanında hızla devam ederken, inovatif ve hemen üretime dönüştürülebilen çözümler konusunda girişimcilerimizin çevik davrandığını gözlemleyebiliyoruz. Öte yandan çeşitli endüstrilere hitap eden, üretim-tasarlama sürecini eve, yani online’a taşıyan bazı ürünler de hız kazandı. Bu hafta, söz konusu ürünlerden son haftalarda göze çarpanlarına göz atmak istedik.

ÇOK FONKSİYONLU MASKE

Van Teknokent’te faaliyet gösteren Teklink firması, korona salgınına karşı tam koruma sağladığı belirtilen ve yapay zeka teknolojisi ile geliştirilen bir akıllı maske tasarladı. Test amaçlı 50 tane üretilen akıllı maskelerin seri üretimi için gerekli olan ürün testi onay sürecinin 2 ayda tamamlanacağı ve ağustos ayında tüketicilerle buluşacağı kaydedildi. Firmanın yetkilisi Mustafa Çalış, “Maskemiz bünyesinde dijital ateş ölçer ve akıllı teknolojiler bulundurarak istenildiğinde oluşturduğu verileri yapay zeka yazılımı sayesinde ilgili kurum bilgisayarıyla iletişime geçerek aktaracak” diyor.

Teklink Ar-Ge birimi tarafından yapay zekâ ile geliştirilen akıllı maske üretim için marka patent başvurusunda bulundu. Firma ayrıca test amaçlı 50 tane de akıllı maske ürettiğini belirtti. Firmanın verdiği bilgilere göre, üretim için gerekli olan ürün testi yasal onay süreci iki aylık bir zaman diliminde tamamlanmış olacak. Üretimle ilgili yasal süreçleri bitirildikten sonra seri üretime geçileceği maskelerin ağustos ayı içerisinde herkesin alabileceği fiyatla tüketiciyle buluşacağLbildirildi.

MOBİL İZOLASYON ÜNİTESİ

Edirne’de, Trakya Üniversitesi (TÜ) bünyesinde faaliyet gösteren Trakya Teknopark’ta üretilen “Mobil İzolasyon Ünitesi” hizmete açıldı. T.Ü. Tıp Fakültesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, “Bu ünite, koronavirüslü hastaların bir yere transfer edilirken diğer kişilere virüs bulaştırmasını engelliyor. Hastane içinde tahlile giderken ya da uçak ambulansla transfer yapılırken büyük önem taşıyor. Dışarıya veya içeriye herhangi bir mikrop girmesine çıkmasına izin vermiyor. Bu izole sedyenin, Sağlık Bakanlığı ile de görüşerek seri üretimine geçeceğiz” dedi. Teknopark Genel Müdürü özgür Özdemir ise yurtdışmda yaklaşık 2 bin dolar olan izolasyon sedyesini çok daha düşük bir maliyetle ürettiklerini belirterek, bu ürünün muadillerinin dünyada sadece Çin ve Avustralya’da üretildiğini hatırlattı.

HAYAT KURTARACAK SENSÖR

Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim Üyesi Doç. Dr. Özgür Kocatürk’ün ABD Georgia Teknoloji Enstitüsü’nden Prof. Dr. Levent Değertekin ile geliştirdiği ve patenti alman sensör, Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) teknolojisinin kanserin teşhis ve tedavisinde kullanılmasını sağlayacak gibi görünüyor. Sensör MRG esnasında vücut içindeki metal parçalar görüntülenebilmesini sağlıyor ve bunların aşırı ısınmasının da önüne geçilebiliyor. Doktor tarafından kullanüan kataterin üzerine bir kılıfla kolayca yerleştirilebilen bu sensörlerin daha da geliştirilmesi için ABD Ulusal Sağlık Enstitülerinden (NIH) Boğaziçi’nde kullanılmak üzere yaklaşık 1 milyon 60ü bin TL destek alındı.

Bu teknolojide vücuttaki yumuşak doku ve kanserli bölgenin görünmediğini belirten Kocatürk, “Doktorlar biyopsi esnasında birçok kez, kanserli dokuya denk gelmek için örnek almak zorunda kalıyor. Çünkü tam yeri görüntüleyemiyorlar. Örneğin prostatta bir şüphe varsa ultrason görüntüleme cihazlarında kanserli doku görünmediği için birçok kez biyopsi iğnesinin kullanılması gerekiyor. Bu uygulama organda kanser varsa bunu tespit etme şansınızı arttırıyor. Ancak hem doku zarar görebiliyor hem de kanseri diğer dokulara da yayma riski ortaya çıkıyor. MRG altında yapılırsa yumuşak dokuyu ve kanserli bölümü net bir şekilde görme şansı veriyor.”

STERİL DOLAP

Karaman’daki DORJET Steril isimli teknoloji firması, iki aylık çalışmanın ardından havadaki ozon gazını yoğunlaştırarak içerisine bırakılan her türlü gıda ve ürünü virüs ve bakterilerden arındıran steril dolap geliştirdi. Firma sorumlusu Adem Kocatürk, ürünün Karamanoğlu Mehmetbey Üniversitesinde testlerden geçip onaylandığını belirterek, “Dolap, hiçbir kimyasal ve sağlığa zararlı madde kullanmadan, havadaki ozonun ayrıştırılarak yoğunlaştırması sonucunda, ürünleri virüs ve bakterilerden arındırıyor” dedi. Kocatürk, havadaki ozon gazını yoğunlaştıran steril dolabın bırakılan yiyecek, giyecek ve elektronik ürünleri virüs ve bakterilerden arındırdığını belirterek, ‘’Dolap içine koyduğunuz herhangi bir ürünü maksimum 5 dakika içerisinde tamamen virüs ve bakterilerden arındırıyor. Bu dolaba ayakkabıdan, gıda ürünlerine ve elektronik eşyalara kadar bütün malzemeler koyulabiliyor. Steril dolabı hiçbir kimyasal ve sağlığa zararlı madde kullanmadan havadaki ozonun ayrıştırılarak yoğunlaştırması sonucunda ürünleri virüs ve bakterilerden arındırıyor. Bizler bu ürünü sadece sektörel kurumlarda değil evlerde de kullanabilmek üzere farklı ebatlarda tasarladık” diye konuştu.

Hala eski teknolojilere bağlıyız

Dijital dönüşüm, karar mekanizmasının en önemli gündem maddesi haline geldi. International Data Corporation’ın (IDC) araştırmaları, djjital dönüşüm harcamalarının, 2020-2023 yılları arasında 7.4 trilyon dolara yaklaşacağını gösteriyor. Bulut veri yönetimi sağlayan yedekleme çözümleri sunan Veeam Softvvare’in yayınladığı sektör raporundaysa, güvenilir olmayan eski teknolojiler nedeniyle küresel kuruluşların neredeyse yarısının dijital dönüşüm yolculuklarının aksadığı belirlendi.

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 22 farklı ülkede, rastgele seçilen bin 550 küresel kuruluş lideri ve karar vericilerinin veri yönetimi ve korumaya yönelik yaklaşımları incelenerek hazırlanan 2020 Veeam Veri Koruma Trendleri Raporu, kuruluşların karşı karşıya kalabilecekleri bilgi teknolojileri zorlukları ve dijital dönüşüm ile ilgili hedefleri incelendi.

SİBER GÜVENLİK EN BÜYÜK SORUN

Veeam 2020 Veri Koruma Trendleri Raporu’nda vurgulanan verilerden bazıları şu şekilde:

• Gelecek 12 ay içinde kuruluşları en çok etkileyecek zorluk yüzde 32 oranıyla siber tehditler olarak belirlendi. Teknolojileri uygulama konusunda yetenek eksikliğinin yüzde 30, değişen müşteri ihtiyaçlarının ise yüzde 29 ile kuruluşları en çok etkileyecek diğer zorluklar olduğu ortaya konuldu.

• Şu an yaşanan en büyük veri koruma zorluğu ise yeni girişimler üzerinde çalışacak personel eksikliği (yüzde 42) olarak gösterildi.

• Katılımcıların yüzde 51’i djjital dönüşümün müşteri hizmetlerini dönüştürmesine yardımcı olabileceğine inanıyor. Yüzde 48’i kuruluşların iş operasyonlarının dönüşümünde, yüzde 47’si ise maliyet tasarrufu konusunda dijital dönüşümün etkili olabileceğini belirtiyor.

• Kuruluşların yüzde 23’ü djjital dönüşüm girişimlerinin olgunlaşmış ve hedeflerine ulaşma yolunda gerekli ilerlemeleri kaydetmiş olduklarını belirtiyor. Kuruluşların yüzde 30’u ise kendilerini, djjital dönüşüm uygulamalarının ve planlamalarının erken aşamalarında konumluyor.

• Katılımcı kuruluşların yüzde 39’u kuruluşlarının güveni artırmak için birincil yedekleme çözümünü değiştirmeyi planladıklarını söylerken, yüzde 38’i yazılım ve donanım maliyetlerini azaltmak ve yüzde 33’ü ise yatırım getirisini arttırdığı için yedekleme çözümlerini değiştirmeyi düşündüğünü belirtiyor.

• Kuruluşlar verilerinin yüzde 23’ünün replikasyonunu sağlıyor ve bir bulut sağlayıcısı üzerinden iş sürekliliği ve felaket kurtarma yeteneklerini artırıyor.

Şule Güner

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu