Yenilenebilir Enerji Sektörü 2021’den Umutlu
Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (YEKDEM)
PANDEMI sürecinde yatırımlar açısından 2020 yılı hedeflerinin gerisinde kalan yenilenebilir enerji sektörü, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizmasında (YEKDEM) sürenin altı ay uzatılmasıyla derin bir nefes aldı. Covid-19 pandemisi nedeniyle yılsonuna işletmeye girmesi tehlikeye girmiş projeler için can simidi olan bu karar, yatırımcının uzun süredir beklediği “yatırım kıvılcımını” ateşledi. Bu kararın ardından tüm dikkatler YEKDEM sonrasında nasıl bir mekanizmanın devreye gireceğine çevrildi. Sektör temsilcileri 30 Haziran 2021 sonrasında devreye girecek mekanizmada verilecek yeni alım fiyatları ve desteğin kapsamıyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile temasta. Projelerin kredilendiril-mesi ve geri ödemelerinde alım garantisinin önemine dikkat çeken sektör temsilcileri, ekipman tedariğinin ve proje kredilerinin döviz cinsinden olması nedeniyle bu garantinin de döviz cinsinden olması gerektiği görüşünde. YEKDEM’de süre uzatımına gidilmesi ve olası yeni mekanizmanın devreye girmesinin 2021 yılında sektörü hareketlendirmesi öngörülüyor. YEKDEM’de süre uzatımı kararının güneş enerjisinde 400 MW üzeri projeyi olumlu yönde etkileyeceği tahmin ediliyor. Rüzgarda ise inşası devam eden yaklaşık 2 bin 450 M W gücündeki RES projesinin tamamının 2020 ve 2021 ilk yarısında devreye girmesi öngörülüyor.
YEKDEM’DE SÜRE UZATIMI
Yenilenebilir enerji kaynaklı üretimin geliştirilmesinde rol alan YEKDEM, son dönemde sektörün en önemli gündem maddelerinden biri. Yenilenebilir kaynaklı elektrik üretiminin gelişimi için gerekli altyapı ve teşvikleri sağlayan YEKDEM’de, hatırlanacağı üzere 18 Eylül 2020’de Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren kararla altı ay süre uzatımına gidildi. Böylece YEKDEM’den yararlanmak için projelerin Aralık sonunda devreye alınma şartı şu an da 30 Haziran 2021 tarihine ertelenmiş oldu. Karara göre, 1 Ocak 2021’den 30 Haziran 2021’e kadar işletmeye alınacak Yenilenebilir Enerji Kaynakları (YEK) belgeli üretim tesisleri için belirlenecek fiyat desteği 31 Aralık 2030’a kadar uygulanacak. Söz konusu dönemde işletmeye girecek YEK belgeli üretim tesislerinde kullanılan mekanik ve elektro-mekanik akşamın yurtiçinde imal edilmiş olması halinde, bu tesislerde üretilerek iletim veya dağıtım sistemine verilen elektrik enerjisi için belirlenen fiyat desteğine, üretim tesisinin işletmeye giriş tarihinden itibaren beş yıl süreyle ilave destek verilecek. Yenilenebilir enerji santrallerine 10 yıl boyunca ABD Doları cinsinden belirlenen fiyatlar üzerinden satın alma garantisi sunan YEKDEM’de, altı ay uzatma kararı sektör tarafından olumlu karşılanırken, şimdi de YEKDEM sonrasına yönelik nasıl bir mekanizmanın devreye gireceği sektörün gündem maddelerinden biri oldu. Yeni makanizmaya yönelik tarife çalışmaları sürerken, sektörün, yeni mekanizmanın döviz bazlı olması gerektiği yönündeki talebine rağmen TL olarak açıklanması bekleniyor. Bu durumun eskalasyon yoluyla dengelenebileceği sektörden gelen öneriler arasında.
“KIVILCIMI ATEŞLEDİ”
YEKDEM süre uzatımı taleplerinin olumlu sonuçlanmasının sektöre yeni bir ivme kazandırdığını söyleyen Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB) Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Yıldırım, yatırımcının uzun süredir beklediği kıvılcımı ateşlediğini ifade etti. Yıldırım, “Yatırımcıdaki yeni ivmelenme ile inşası devam eden yaklaşık 2 bin 450 M W gücündeki RES projesinin tamamının 2020 ve 2021 ilk yarısında devreye girmesini öngörmekteyiz” dedi. YEKDEM sonrasında sektör olarak “yeni YEKDEM” şeklinde bir mekanizma olacağını düşündüklerini ifade eden Yıldırım, şunları kaydetti:
“Zira projelerin kredilendirilmesi ve geri ödemelerinde devletin bu türden bir alım garantisi önemli. Ekipman tedarikinin ve proje kredilerinin döviz cinsinden olması nedeniyle bu garantinin de döviz cinsinden olması gerektiği, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (ETKB), TBMM Komisyonları ve EPDK nezdinde yapılan tüm görüşmelerde Birliğimiz tarafından dile getirildi. Genel olarak sektörün beklentisi, döviz kuru cinsinden, mümkünse daha uzun süreli bir alım garantisinin yeni mekanizma ile belirlenmesi.”
“CAN SİMİDİ OLDU”
Hidroelektrik Santralları Sanayi İşadamları Derneği (HESÎAD) Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Amir Arman, YEKDEM’de süre uzatma kararının Covid-19 pandemisi nedeniyle yılsonuna işletmeye girmesi tehlikeye girmiş projeler için can simidi gibi olduğunu kaydetti. Bu durumdaki tesisler için YEKDEM’den faydalanma sürelerinin 10 değil dokuz yıl olmasının bu kararın olumsuz yanı olduğunu dile getiren Arman, “YEKDEM in sonlanmasından sonra yeni bir mekanizmanın oluşturulmasının sektördeki yatırımların devamı için önemli olduğunu düşünüyoruz. Yeni oluşturulacak mekanizmada alım garantilerinin revize edilmesi proje karlılıklarını aşağı yönde etkileyecek olsa da özellikle finansman oluşumu konusunda ciddi katkısı olacak. Bu konuda birtakım alternatiflerle çalışma yapıldığını duyuyoruz. HES’lerde yerli aksam teşvikine, bundan sonra yapılacak türbin ve jeneratör yenileme işlerinin de dahil edilerek devam edilmesi, HES sistem kullanım bedeli tutarlarında iyileştirme yapılması ve HES yatırımlarına sağlanan teşvik ve desteklerin devam edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
“DÜNYA LİDERİ OLABİLİRİZ”
Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER) Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk, YEKDEM’de süre uzatımı kararıyla devam eden yatırımlarda önlerini daha net görebildikleri bir sürece girdiklerini belirterek, “Özellikle pandemi dönemiyle sekteye uğrayan yatırımlar, ithal ürünlerin tedariğindeki gecikmeler sektörü zor duruma sokmuş ve yatırımları neredeyse durdurmuştu. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmek için süre uzatımı sektörümüz için faydalı bir gelişme” ifadelerini kullandı.
Mevcut YEKDEM mekanizmasının geliştirilerek yeni yerli ürünleri de kapsayacak şekilde enerji bağımsızlığı ve arz güvenliği açısından devam ettirilmesi gerektiğini belirten Şentürk, ayrıca jeotermal akışkanlardan elde edilen başta lityum olmak üzere kıymetli maden ve mineral eldesi konusunda mevzuat ve Ar-Ge teşviklerinin geliştirilmesinin “acil sektör ihtiyaçları” arasında olduğunu dile getirdi. Şentürk, “özellikle lityum eldesi konusunda dünya lideri olabiliriz. Jeotermal kaynaklarımız lityum açısından son derece zengin. Eneıji depolamanın önem kazandığı bu günlerde özellikle lityum araştırmaları ve Ar-Ge çalışmaları konusunda JES yatırımcıları olarak destek ve ilgi beklemekteyiz” diye konuştu.
400 MW ÜZERİ PROJELER
Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜYAD) Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök, YEKDEM için altı aylık süre uzatımı verilmesi kararının pandeminin ağır etkilerini yaşayan Türkiye yenilenebilir enerji sektörü yatırımcısına rahat bir nefes aldırdığını belirtti. Özkök, “Pandemi nedeni ile sektörde halen inşaatı devam eden ve bu yılsonuna yetiştirilmesi planlanan toplam 3 bin 720 MW’lık ve 7 milyar euro’yu aşkın yatırım değerine sahip projelerin tamamlanması ciddi risk altındaydı. Proje maliyetlerinin yaklaşık yüzde 75’nin banka kredisi olduğunu düşünecek olursak santral YEKDEM süresine yetişemezse finans kuruluşu verdiği krediyi ya geri çağıracaktı ya da piyasaya girmemiş meblağ piyasaya enjekte edilmeyecekti. Yaklaşık 5.25 milyar dolarlık bir rakamdan bahsediyoruz. Bugünkü rakamlarla yaklaşık 40.5 milyar TL demek. Bu nedenle mevcut inşaat halindeki santrallerin tamamlanıp devreye girebilmesi adına YEKDEM’in uzaması için çeşitli başvurularda bulunduk. Sürenin uzatılması ile yerli yatırımcımız ve sanayimiz nefes almış, dolayısıyla sonuçta kazanan ülkemiz olmuştur” dedi.
Güneş Enerjisi Sanayicileri ve Endüstrisi Derneği (GENSED) Yönetim Kurulu Başkanı Halil Demirdağ, YEKDEM’de süre uzatımının sektör açısından önemli bir rahatlama sağladığını dile getirdi. Uzatma kararının güneş enerjisi sektöründe 400 MW üzeri projeyi olumlu yönde etkileyeceğini tahmin ettiklerini söyleyen Demirdağ, “30 Haziran 2021 tarihinden sonra devreye girecek lisanslı projelere YEKDEM kapsamında verilecek yeni alım fiyatları için Eneıji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşmelerimiz ve bu konudaki çalışmalar devam ediyor” dedi.
YEKA GES-3 İHALELERİ YAPILACAK
Şimdi gözler güneşte mini YEKA ihalelerine çevrildi. Güneşte toplam bin megavat (MW) mini YEKA ihalesi, bu ay gerçekleştirilecek. 36 ilde güneş enerjisine dayalı 10, 15 ve 20 MW arasında değişen 74 yarışma 19-23 Ekim 2020 arasındaki dört günde düzenlenecek. Güneşte mini YEKA yarışmaları, sektörde TL ile yapılacak ilk ihale olacak. Her bir yarışma için “yarışma başlangıç tavan fiyatı” 30 kuruş, elektrik enerjisi alım süresi 15 yıl olarak uygulanacak. Yerli aksam oranı yüzde 60 olacak. Bugüne kadar toplam 3 bin M W kurulu güç kapasitesine sahip ikisi rüzgarda, biri güneşte toplam üç YEKA ihalesi yapıldı. GES YEKA-2 ve YEKA deniz üstü RES-3 ihaleleri ertelenmişti. YEKA GES-2 ihalesinin ilerleyen tarihlerde yeniden gündeme geleceği ifade ediliyor.
“TALEP VE FİYATI KESTİREMİYORUZ”
GÜYAD Yönetim Kurulu Başkanı Cem Özkök, şartnamedeki hükümler ve pandeminin seyri nedeniyle YEKA GES-3 ihalelerinde şu anda nasıl bir talep ve fiyat oluşumu ile karşılaşılacağını kes-tiremediklerini söyledi. Şartnamedeki fiyat eskalasyonu hesabına göre gerçekçi bir ihale fiyatı oluşumunun sağlanabilmesinin ancak önümüzdeki 15 yıllık süre boyunca elektrik fiyatlarının tahmininin doğru olarak yapılması ile mümkün olacağına dikkat çeken Özkök, “Ne var ki, mevcut konjonktürde önümüzdeki beş aylık süre boyunca elektrik fiyatlarının tahmininin ülkeler tarafından bile zor yapıldığı bir noktada, 15 yıl için bunu şirketlerden beklemenin doğru olmadığını düşünüyoruz. Ayrıca finans kuruluşları hem ÜFE hem de PTF (Piyasa Takas Fiyatı) riski söz konusu olduğunda bu riskleri hiçbir şekilde üstlenmeyeceklerini ve yatırımcı üzerine bırakacaklarını ifade etmiş durumda. Bu nedenle bu projeler için proje finansmanı yapma yoluna gidilemiyor. Türkiye’nin şu anda yabancı doğrudan yatırımcıya yani dışarıdan döviz girişine ihtiyacı var. Bu ihale için yabancı yatırımcının teklif verebilmesi eskalasyon mekanizmasının dövize endeksli yapılmasını gerektiriyor. Aksi takdirde doğrudan yabancı yatırımcının veya yabancı finans kuruluşlarının bu ihalede etkin rol oynayamayacağını biliyoruz” diye konuştu.
YEKA GES-2 HAZIRLIKLARI
GENSED Başkanı Halil Demirdağ, YEKA GES-3’ün sektörün oldukça yoğun ilgi duyduğu bir ihale olmakla birlikte yayınlanan şartnamedeki bazı maddelerden dolayı yatırımcıların fizibilitelerini ve ihaleye katılma kararlarının tekrar gözden geçirdiklerini vurguladı. özellikle yatırımcılar projelerine finasman ararken ihaledeki TL bazlı teşvikle beraber üç aylık dönemlerde yapılacak teşvik artışlarının ÜFE ve PTF’ye ye bağlı formüle göre belirlenecek olmasının oldukça sıkıntı yarattığını dile getiren Demirdağ, “Sektör dernekleri olarak konuyla ilgili Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile görüşmelerimiz devam ediyor. İhale şartnamesinde yapılacak düzenleme ile YEKA GES-3 yarışmasına yatırımcı ilgisinin devam etmesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı.
DEIK toplantısında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez’in yaklaşık 100’er M W büyüklüğünde yeni bir YEKA ihalesinin hazırlıklarının devam ettiği konusunda bilgilendirme yaptığını söyleyen Demirdağ, “Teknolojideki gelişmelerle birlikte, özellikle yerli panel konusunda belli bir noktaya gelindiğini, invertörde de adım atıldığını, yeni ihalelerde yerli invertör kullanımının kesinlikle zorunlu hale getirileceğini çok net bir şekilde ifade etti” dedi.
Hal böyle iken güneş enerjisi alanındaki faaliyetlerini artıran Aselsan, bin 500 volt DC gerilim seviyesinde çalışabilecek 250 kilovat gücünde dizi tipi invertör üretimi çalışmalarında sona geldi.
“YENİ PROJELERE İHTİYAÇ VAR”
TÜREB Başkanı Yıldırım adı ne olursa olsun sektörün finanse edilebilir fiyatlara sahip yeni projelere ihtiyacı olduğunu vurguladı. YEKA’ların görevinin yerli imalatın boyutunu arttırmak olduğunu vurgulayan Yıldırım, “Bununla birlikte açık eksiltme şeklinde ihale sisteminin bizi çok düşük hatta eksi fiyatlara götürmesi sebebi ile projelerin isim olarak büyük ancak yapılabilirliği sorunlu olarak ortaya çıkmasına yol açmıştır. İhale mekanizmasının yatırımcıyı makul olmayan fiyatlara yönlendirmeyecek şekilde ev-rilmesi gerekiyor. YEKA’ların büyük ölçekte olması ve yerliliğin zorunlu kılınması, YEKDEM’in ise küçük ölçekte ve garantili fiyat ile devam etmesi şimdiye kadar bize hem yapılabilir proje stoku oluşturmuş hem de fabrika açılması ve yerliliğin sağlanması gibi sonuçları ile pozitif olmuştur” diye konuştu.
“İSTENİLEN NOKTAYA GELİNEMEDİ”
Dünyada ve Türkiye’de yenilenebilir enerjide son teknolojiler kullanılıyor. Türkiye’de yerli teknolojinin geliştirilmesi noktasında adımlar atılıyor. GENSED Başkanı Demirdağ, Türkiye’de yerlilik konusunda önemli adımlar atılmış olsa da henüz istenilen noktaya gelinemediğini vurguladı. Demirdağ, “YEKA ihaleleri, yüzde 70’lere varan yerlilik oranı şartıyla, Türk firmalarını yerli üretime teşvik ederek sektördeki yerlilik oranının artırılmasına önemli katkı sağlayan mekanizmaların başında geliyor. Kalyon, YEKA 1 kapsamında hücre, ingot ve waferı yerlileştirmek için ciddi bir taahhüt verdi. Bu tesisler devreye girdiğinde ülkemizdeki yerlilik oranını ciddi şekilde etkileyecek. Sektörümüzün, en kısa süre dünyada mevcut teknolojiyi yakalayarak teknolojiyi ihraç eden bir ülke olabilmesi için yatırımlarımıza milli ve yerli enerji politikalarının desteğiyle hız kesmeden devam ediyoruz” diye konuştu.
“DAHA REKABETÇİ OLMAYI HEDEFLİYORUZ”
TÜREB Başkanı Yıldırım, rüzgar enerjisi teknolojisinin her geçen gün geliştiğini, aynı miktar rüzgârdan daha fazla elektrik üretecek şekilde, daha uzun kanatlar, daha yüksek kuleler ve daha dijital türbinler gördüklerini vurguladı. Yıldırım, “Türkiye’ye son 10 senedir en son teknolojiler geliyor. Türbin imalatçıları arasındaki rekabet, teknolojinin en yükseğinin rekabet ortamında en uygun fiyata gelmesini sağlıyor” dedi. Türkiye’de RES teknolojilerinde yerlilik oranının yüzde 60-65 bandında olduğunu vurgulayan Yıldırım, devam etmekte olan sanayi envanteri çalışmaları dahilinde aktif 80 firmanın rüzgar enerjisi sektörüne üretim yaptığını ifade etti. Yıldırım, “Yerlilik anlamında oldukça başarılıyız; kanat, kule, dişli kutusu, jeneratör, jeneratör parçaları, kanat yapım sarf malzemeleri, cıvata gibi bütün parçaları üreten güçlü bir sanayiye sahibiz. Halihazırda ihracat yapmaktayız ve global pazarda daha rekabetçi olmayı hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
JESDER Yönetim Kurulu Başkanı Ufuk Şentürk ise, Türkiye’nin jeotermal teknolojilerinde ve sondaj mühendislikte yüzde 70 seviyelerine ulaştığını vurguladı. Türbin ve jeneratörlerin Türkiye’de üretildiğini belirten Şentürk, “Soğutma ünitelerinin de yerlileştirilmesi için çalışmalar ve mevzuat düzenleme çalışmaları hızla devam etmekte. özellikle Ortadoğu ve Afrika ülkelerine jeotermal teknoloji ve mühendislik ihracatında önümüzdeki dönemlerde artış bekliyoruz” dedi. Dünyada mevcut en son teknolojinin JES yatırımlarında hayata geçirildiğini dile getiren Şentürk, ancak verimlilik açısından JES sektörünün önünde uzun bir yol olduğunun altını çizdi.
TEKNOLOJİ DÜNYA İLE PARALEL
HESİAD Başkanı Arman, HES projeleri yapımında kullanılan teknolojinin tüm dünyadaki teknolojik gelişmelerle paralellik gösterdiğini söyledi. HES’lerin en büyük yatırım kalemi olan inşaat sektöründeki gelişmelerin HES’lerde de eşzamanlı uygulandığını vurgulayan Arman, tünel açma metotlarındaki gelişmelerin, kullanılan iş makinelerinin teknik üstünlüklerinin artmasının yatırım maliyetlerini ve yatırım süreçlerini olumlu etkilediğini belirtti. Türkiye’de YEKDEM mekanizmasının devreye girmesiyle yerli üretim katkı payının edinilmesi gerekliliğinin projeler için önem kazandığına dikkat çeken Arman şunları kaydetti:
“öncesine kadar HES inşaatları Türk firmalarınca gerçekleştirilse de elektromekanik teçhizat üretimlerinde sadece teknolojik olmayan parçalar ülkemizde üretiliyordu. YEKDEM’le beraber belli bir ölçeğe kadar türbin, jeneratör, kontrol teçhizatı gibi teknolojik parçaların da ülkemizde üretilmesine başlandı. YEKDEM kapsamında belirtilen yerlilik oranları sağlanabiliyor. Ülkemizde imalat yapan bu firmaların bir kısmı global market firmaları olup teknoloji transferi yaparak imalat yapan yerli firmalar da bulunuyor. Ülkemizde üretimi yapılan ekipmanların ihracatı ticari şartlara uyum sağlanması halinde mümkün.”
YERLİ VE MİLLİ ENERJİ HAMLESİ
ETKB’nin açtığı ve 20 Mart 2017’de gerçekleştirilen YEKA GES-1 ihalesini kilovatsaat başı 6.99 dolar/cent teklif vererek kazanan Kalyon Enerji’nin Karapınar’daki çalışmalar sürüyor. Toplam bin megavat kurulu güce sahip olacak 20 milyon metrekare arazide kurulacak santralde, montajı tamamlanan 4 megavatlık kurulu gücün devreye alınmasıyla şebekeye elektrik veriliyor. Her ay yaklaşık 104 bin panel kurulumunun hedeflendiği santral tamamlandığında yıllık 2 milyon kişinin elektrik ihtiyacını karşılayacak. Bu yatırımda kullanılacak güneş panellerini, geçtiğimiz aylarda üretime geçen Kalyon Güneş Teknolojileri fabrikası üretecek. 400 milyon dolarlık yatırımla kurulan ve güneş paneli üretiminde Ar-Ge de dahil olmak üzere tüm aşamalarını tek çatı altında toplayan dünyanın ilk ve tek tam entegre fabrikası olan Kalyon Güneş Teknolojileri, yıllık 500 MW üretim kapasitesine sahip olacak. Fabrika ve santrale yapılan toplamda 1.4 milyar dolar yatırımla Türkiye’nin temiz eneıji ihtiyacına katkı sağlanacak.
Karapınar Güneş Santrali faaliyete geçtiğinde yılda 1.5 milyon ton fosil yakıt ve karbondioksit salınımına engel olunurken, fabrika ve santralden sağlanacak katma değer ile 400 milyon dolar tutarında ithalat ikamesi sağlanacak. Güneş paneli üretiminde dört farklı fabrika olan ingot, wafer, hücre ve panel üretimini bir arada toplayacak fabrika yalnızca enerjiyi değil teknolojiyi de yerlileştirme hedefiyle 2 bin 500 metrekarelik alanda kurulan dev bir Ar-Ge merkezini de bünyesinde bulunduruyor. Kalyon Holding Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Kalyoncu, tesisin açılış töreninde yaptığı açıklamada fabrikada yıllık 500 megavat kapasiteyle güneş paneli üretmeye başladıklarını belirterek, yurtdışmdan gelen yoğun talepler sebebiyle, bu yıl içinde üretim kapasitelerini bin megavata çıkartacaklarını söylemişti.
4 TRİLYON DOLAR YATIRIM
Pandemiye karşın yenilenebilir enerji sektöründe yatırımlar devam ediyor. TÜREB Başkanı Hakan Yıldırım, Türkiye’de RES yatırımları açısından gerekli tüm altyapının bulunduğuna dikkat çekerek, YEKDEM mekanizması ile hareketlenen sektörde, son birkaç yılda devreye giren toplam güç açısından bir gerileme gözlenmiş olsa da ekipman tedariki, yerli imalat, yaklaşık 17 bin kişilik istihdam gibi argümanlarla gerekli iklimin oluştuğunun gözlemlendiğini vurguladı. Dünyada rüzgar yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini kaydeden Yıldırım, 2019’da yaklaşık 70 GW’lik kurulu gücün devreye alındığını ve önümüzdeki 30 sene içerisinde 4 trilyon dolarlık yatırım yapılmasının beklendiğini aktardı.
Türkiye’de önümüzdeki senelerde her yıl minimum bin-bin 500 MW‘ın devreye gireceği mekanizmaların oluşturulması gerektiğini vurgulayan Hakan Yıldırım, 2019 yılında toplam 687 MW güçte RES işletmeye girerken, 2020’nin ilk yarısında devreye giren RES kurulu gücünün 287 MW olduğunu kaydetti. Sektörün yıl bazında genel olarak hedefinin bin MW civarında olmakla beraber, pandemi ve YEKDEM süresinin kısalması nedeniyle ivmede bir düşüş olduğunu belirten Yıldırım, “2021 yılında da mevcut YEKDEM’de süre uzatımı olması ve olası yeni YEKDEM mekanizmasının sektörü ciddi manada hareketlendireceği öngörülüyor” dedi.
YATIRIM İŞTAHI ÇOK FAZLA
GÜYAD Başkanı Cem Özkök, güneş enerjisi sektöründe yatırım iştahının oldukça fazla olduğunu vurguladı. Türkiye’de şu anda kurulu GES gücünün 6 bin 232 MW olduğunu dile getiren Özkök, yılın 10 ayı boyunca teknik ve ekonomik olarak ülke yüzölçümünün yüzde 63’ünden ve tüm yıl boyunca yüzde 17’sinden yararlanabilir durumda olunduğu söyledi. Özkök, “Tahminlere göre Türkiye’nin güneş enerjisinden elektrik üretim potansiyelinin 380 TWh-yıl ve kurulu güç potansiyeli 56 bin MW. Buna göre daha en az 50 bin MW’lık bir potansiyel kapasitemiz var. Önümüzdeki beş yıl için olacak ilerleme tümüyle kapasite açılmasına bağlı. Yatırımcıların bu sektöre iştahı oldukça fazla. Her yıl 2 bin MW’lık kapasite açılması halinde 10 bin MW’lık bir artış daha bekliyoruz ki kapasite açılması tümüyle ülke yararına olup cari açığımızı azaltacak ve milli ve yerli ekonomi çarklarını döndürecektir” dedi.