DİJİTALLEŞME üretim modellerini de değiştiriyor. Zaman ve maliyet tasarrufu endüstriyel robotların üretime dahil olmasını sağlıyor. Pandemiyle bu süreç hızlandı, özellikle işbirlikçi robotlar (cobot), başta sağlık sektörü olmak üzere insanı bulaşıdan uzaklaştırmak için son altı ayda çok daha fazla devreye girdi. Sadece makine sektörüne destek olmak bir yana, cobotlar artık laboratuvar ortamındaki üretime de büyük katkı sağlıyor.
Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü Kandan Özgür Gök, hızlanan bu süreci ve otomasyon/endüstriyel robotların üretim ve insan hayatında giderek kendisini hissettiren rolünün altını çiziyor. Nanyang Teknik Üniversitesi araştırmacılarının, Co-vid-19 pandemisinde, enfekte olmuş alanların dezenfeksiyonu için Universal Robots’un UR5 cobotu ile çözüm geliştirdiğini, mobil bir platforma monte edilmiş elektrostatik püskürtme uçlu UR5 cobotun marketlerden hastanelere, okullardan üretim tesislerine kadar etkin bir dezenfeksiyon sağlamak için görev aldığını belirtiyor.
BİRBİRİNDEN İLGİNÇ ÖRNEKLER
Başka bir örnek olaraksa, Güney Kaliforniya Üniversitesi’nin UV ışınları ile virüs ve bakterilere karşı mücadele etmesi için çevik ve becerikli bir otonom mobil manipülasyon sistemi olan ADAMMS-UV prototipini geliştirdiğini, mobil bir platforma monte edilmiş Universal Robots’un UR5 cobotunun kapalı alanlarda UV ışın kaynağının etkisiyle virüslerin DNA’sını parçaladığını ifade ediyor.
Güney Danimarka Üniversitesi’nin Maersk Mc-Kinney Moller Enstitüsü ile birlikte gerçekleştirilen laboratuvar çalışmasında dünyanın ilk otonom boğazdan test alma cobotunun geliştirildiğini belirten Gök, “Robot, özel bir 3D baskılı uç efektörlü UR3 cobotu kullanıyor. îşlem, hastanın kimlik kartının taranmasıyla başlıyor. Cobot basılı bir ID etiketine sahip bir konteynırdan oluşan bir numune seti hazırlıyor ve ardından, kamera sistemini kullanarak, hastanın boğazında doğru noktaları belirliyor. Eküvyon işlemi tamamlanır tamamlanmaz, cobot örneği bir kavanoza yerleştiriyor ve kapaktaki vidaları takıyor. Kavanoz daha sonra analiz için bir labo-ratuvara gönderiliyor ve tüm işlem toplamda yaklaşık 7 dakika sürüyor. Teknoloji resmi olarak mayıs sonundan itibaren Danimarka’da kullanılmaya başlandı” diye konuşuyor.
“İVME ARTACAK”
Kolaboratif robotların avantajları sayesinde robot endüstrisinde daha fazla dikkat çekmeye başladığını Universal Robots’un Türkiye’de ve MEA bölgesinde sıklıkla kullanıldığını belirten Gök, “Pandemi sürecinde belirsizlikler karar alma süreçlerini etkiliyor fakat pandemi ile endüstri ve sosyal hayatımızda esnekliğin önemi daha fazla fark edilmiş olup bu dönemleri en iyi şekilde geçirdikten sonra cobot kullanımları ve otomasyona geçiş, bu ivmeyi daha da artıracak. Gelişen teknoloji, dijitalin hayatımızdaki yerinin her geçen gün artmasıyla birlikte sayıların yukarılara çıkması kaçınılmaz. Bu anlamda önümüzdeki süreçlerde sağladığı avantajlarla cobotlar bu artışta en yüksek payı alacağını Uluslararası Robot Federasyonu verilerine bağlı olarak teyit ediyoruz” diyor.
Özgür GÖK / Universal Robots Türkiye ve MEA Ülke Müdürü
“Küresel üretim ve büyüme pandemiye endeksli”
“Pandemiyle birlikte üretimde ve büyümede yavaşlamalar oldu. Sanayi devi ülkeler bile yüzde 10’u aşan tarihi düşüşler açıkladı. Hal böyleyken ülkemizde de düşüşler ve makine sektöründe üretimin azalması gibi durumlar kaçınılmaz. Pandeminin etkisinin daha ne kadar devam edeceğini kimse bilmiyor. En iyi senaryo ile 2021 yılında aşının bulunarak hastalığın tümüyle kaybolmasıyla birlikte üretimde artışın yaşanması. Makine üreticilerinin ve sanayicilerin üretimde otomasyon ve robotik teknolojilere geçmeleri gerekiyor. Günümüzde birbiriyle konuşan, düşünen ve karar alabilen makinelerin yer aldığı fabrikalar planlanıyor. Makine üreticilerinin de üretim modellerini bu yöne doğru değiştirmeleri gerekiyor.”
Şule Güner