Politika faizi yüzde 17’de sabit kaldı
Gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma
TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 21 Ocak’ta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını piyasa beklentileri doğrultusunda yüzde 17 düzeyinde sabit tuttu. Kasım ve Aralık toplantılarında toplam 675 baz puanlık faiz artışına giden TCMB, son toplantısında faiz oranında değişikliğe gitmese de, güçlü mesajlar verdi. Karar metninde, 2021 yılsonu tahmin hedefini dikkate alarak, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun “uzun bir müddet” sürdürülmesine karar verildiğini vurgulayan TCMB, gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağının altını çizdi. TCMB, sıkı para politikası duruşunun, fiyat istikrarını kalıcı olarak tesis etmesinin yanında, ülke risk primlerinin düşmesi, ters para ikamesinin başlaması, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik ve finansal istikrarı olumlu etkileyeceği değerlendirmesinde bulundu.
KREDİ BÜYÜMESİNDE YAVAŞLAMA
İktisadi faaliyetin güçlü bir seyir izlediğine işaret eden TCMB, salgına bağlı kısıtlamaların ekonomi üzerindeki aşağı yönlü etkilerinin 2020’nin ikinci çeyreğine göre daha sınırlı seyretmekle birlikte, hizmetler ve bağlantılı sektörlerdeki yavaşlama ve bu sektörlerin kısa vadeli görünümüne dair belirsizliklerin devam ettiğini ifade etti. Finansal koşullardaki sıkılaşmayla son dönemde kredi büyümesinin yavaşlamaya başladığının altını çizen TCMB, Kasım ve Aralık PPK toplantılarında gerçekleştirilen güçlü parasal sıkılaştırmanın krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin daha belirgin hale gelmesinin beklendiğini belirtti. TCMB, enflasyon üzerinde etkili olan talep ve maliyet unsurlarının kademeli zayıflayacağı öngörüsünde bulundu. TCMB, uluslararası emtia fiyatlarındaki gelişmeler, bazı sektörlerde belirginleşen arz kısıtları ile gerçekleştirilen ücret ve yönetilen fiyat ayarlamalarının, orta vadeli enflasyon görünümündeki önemini koruduğunu vurguladı.
FAİZ İNDİRİMİ İKİNCİ YARIDA
TCMB’nin faiz kararını değerlendiren ekonomistler, yılın ilk yarısında faiz indirimi beklemiyor. A&T Bank Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ayşe özden, TCMB’nin 2020’nin son iki ayında kümülatif 675 baz puan faiz artışının yeterli olduğunu ve 2021’de enflasyonun öncelikli politika odağı olacağını düşündüklerini ifade etti, önünüzdeki dört ayın enflasyondaki artışın yüzde 15.5 seviyelerine kadar devam edeceğini ve yılın ikinci yarısından itibaren kademeli olarak düşüşe geçeceğini tahmin ettiklerini belirten özden, bu süreçte TCMB’nin politika faizini yüzde 17’de sabit tutmasını, yılın ikinci yarısından itibaren faiz indirimleriyle politika faizinin yılsonuna kadar yüzde 14 seviyelerine gerilemesini beklediklerini dile getirdi.
Ahlatcı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş ise, politika faizinde yatay seyrin devam edeceğini, Şubat toplantısında da faiz oranında değişiklik beklemediğini dile getirerek, indirimin yılın ikinci yarısında başlayacağını kaydetti.
Marmara Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arzova, kurda ani ve sürekli bir atak yaşanması gibi gerçekleşmeler olmadıkça bu yıl faizlerin yukarı yönlü hareketinin artık bittiğinin söylenebileceğini vurguladı. Faiz indiriminin hemen gelmeyebileceğine dikkat çeken Arzova, sabırlı olunması gerektiğini, yılın ikinci yarısında pandemi koşullarında iyileşmeye bağlı olarak faiz indirimlerinin konuşulabileceğini belirtti.
TÜKETİCİ GÜVENİ ARTTI
Tüketici güven endeksi yıla artışla başladı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜ1K) ve TCMB işbirliği ile yürütülen Tüketici Eğilim Anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, Ocak’ta bir önceki aya göre yüzde 4 artışla 83.3 oldu. Endeks üç ay aradan sonra yeniden yükselişe geçse de, iyimserlik sınırı olan 100’ün altında kaldı. TÜ1K verilerine göre geçen 12 aylık döneme göre mevcut dönemde hanenin madde durumu endeksi Ocak’ta bir önceki aya göre yüzde 3.6 azalışla 63.7 olurken, gelecek 12 aylık döneme ilişkin hanenin maddi durum beklentisi endeksi yüzde 6.3 artarak 83.8, genel ekonomik durum beklentisi endeksi yüzde 6.5 artarak 88.2 oldu.
Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman, tüketici güven endeksinde iyimserlik sınırının altında bir gerçekleşme olsa da, gerileme ve kötüleşme döneminin sonuna gelindiğine yönelik kuvvetli emareler olduğunu vurguladı. Ferman, “İyileşmenin sağlanması için alınacak daha çok mesafe var” dedi.
KURULAN ŞİRKET SAYISI
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) geçen hafta 2020 Aralık’a ait kurulan kapanan şirket istatistiklerini açıkladı. 2020’de kurulan şirket sayısı bir önceki yıla göre yüzde 20.5 artışla 101 bin 318, kurulan kooperatif sayısı yüzde 27.1 artışla bin 476, kurulan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 26.9 artışla 31 bin 36 oldu. 2020’de kapanan şirket sayısı yüzde 16.4 artışla 15 bin 366, kapanan kooperatif sayısı yüzde 31.7 azalışla 583, kapanan gerçek kişi ticari işletme sayısı yüzde 26.7 artışla 24 bin 136 düzeyinde gerçekleşti.
TCMB’nin uluslararası yatırım pozisyonu (UYP) verilerine göre, 2020 Kasım sonu itibarıyla Türkiye’nin yurtdışı varlıkları 2019 sonuna göre yüzde 9.7 azalışla 228.6 milyar dolar, yükümlülükleri ise yüzde 2.6 artışla 614.5 milyar dolar oldu. Bu dönemde Türkiye’nin yurtdışı varlıkları ile yurtdışına yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP ise 40.1 milyar dolar artışla 385.9 milyar dolar açık verdi.
Prof. Dr. Burak ARZOVA / Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi
“TCMB ileriye doğru yön gösterici oldu”
TCMB faiz artırımı gerçekleştirmedi ama kuvvetli bir metinle, ABD Merkez Bankası FED’den sıklıkla alışık olduğumuz ‘Forward Guidance’, yani ileriye doğru yön gösterici oldu. Bu da en az faiz artırımı kadar değerli. TCMB’nin karar metninde dört ana başlık ön plana çıktı. İlki, TCMB iktisadi faaliyetin güçlü olduğuna inanıyor ve veriler de bunu doğruluyor.
İkincisi, TCMB salgının ikinci dönemindeki kısıtlamaların iktisadi faaliyete yönelik etkilerinin, ilk dönemdeki etkilerden daha az olduğunu gözlemlemiş. Üçüncüsü, TCMB sıkı para politikasının kararlılıkla ve uzun bir müddet devam edeceğini belirtti. Bence en önemli nokta burası. ‘Forward Guidance’tam da bu. Enflasyon TCMB’nin öngördüğü enflasyon oranına gerilemedikçe, faizlerde indirim beklentisi bence ortadan kaldırıldı. Dördüncüsü, TCMB metinde enflasyondan ziyade fiyat istikrarına vurgu yapmış. Önceki dönem metinlerinden bu yönüyle ayrışıyor ve asli görevine geri dönüş yapmaya kararlı olduğunu anlıyoruz.
Prof. Dr. Murat FERMAN / Beykent Üniversitesi Rektörü
“İkinci yarıda önümüzü net görebileceğiz”
Faiz indirimlerinden bahsedebilmek için önümüzdeki dönemde enflasyonun yukarı yönlü seyrine katkıda bulunan ana damarlarda mutlaka iyileşme görmeliyiz. Birinci sırada kur geçişkenliği ve ters dolarizasyon sürecinin başlaması geliyor. An itibarıyla ters dolarizasyon sürecine geçilemedi. Gıda fiyatlarında yıllık artışlar manşet enflasyonun çok üzerinde gerçekleşiyor. Önce gıda fiyatlarında makul düzelme sağlanmalı. Bunun için hal yasası ve market yasası düzenlemeleri bir arada ve derhal yasalaşmalı.
Bunları değerlendirerek yılın ilk altı ayında enflasyonda öngörülebilir ve sürdürülebilir bir düzelme görülmeyeceği kanısındayım. İkinci yanda önümüzü net görebileceğiz. Kanaatim, stratejik açıdan TCMB’nin bundan sonraki dönemde faizi daha yukarı yönlü taşıyacak marjı olmayacak. Faizin sadece durumu düzeltici veya daha kötüyü gidişi önleyici geçici bir tedbir olduğunu unutmayalım.
Murat SAĞMAN / Bilgi Üniversitesi Öğretim Görevlisi
“Şubat’ta 50-100 baz puanlık faiz artışı olabilir”
Merkez Bankası’nın PPK kararı sonrasında açıkladığı metinde çok önemli iki vurgu vardı. İlki, enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar sıkı para politikası duruşunun ‘uzun bir müddet1 sürdürülmesine karar verildiği mesajıydı. Politika metnine eklenen faizlerin ‘uzun bir müddet’ yüksek kalacağı vurgusu piyasalara güven verdi. İkincisi ise bir önceki PPK metninde yer almayan ‘gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacağı’ ifadeleriydi.
TCMB, Ocak enflasyonunun yüksek çıkması halinde 18 Şubat’taki PPK toplantısında faiz artışına gidebileceğinin işaretini verdi. Öngörüm Ocak enflasyonun yüksek çıkacağı, yüzde 14.6 olan yıllık enflasyonun yüzde 15.5-16 aralığına geleceği yönünde. Bu nedenle de TCMB’nin Şubat’ta politika faizinde 50-100 baz puan aralığında ilave bir adım atma ihtimali olabilir. TCMB’ye müdahale edilmezse, yılın ikinci yarısından önce faiz indirimine gidilmesini beklemiyorum. Gidilmemeli de…
Hülya Genç Sertkaya