PaybyMe fintech teknolojileri geliştiriyor
BAZI alanlardaki teknoloji uygulamalarına pandemi öyle bir hız verdi ki, ihtiyacımız olan dijital işlemler için birkaç ay içinde onlarca yeni uygulamanın piyasaya çıktığına şahit oluyoruz. Bu alanlar eğitim, finans, medikal ve pazarlama olarak sıralanabilir. Bazı yerel girişimlerse bu alanlarda yaşanacak gelişmeleri yıllar öncesinden, pandemi bağımsız öngörmüş ve ilklere imza atmış. Finans alanında faaliyet gösteren PaybyMe, bunlardan biri. PaybyMe’nin CEO’su Emre Gürsoy ile yaptığımız sohbet, dijitalleşmenin finans alanında yaşanan gelişmelerin merkezinde olduğunu gösteriyor.
GLOBAL PAZARDA İDDİALI
Fintech uygulamalarını birden fazla kıtaya ihraç eden PaybyMe’nin 2010’a dayanan bir geçmişi olduğunu belirten Gürsoy, kuruluş amaçlarını şöyle anlatıyor:
“ödeme çözümleri, telekomünikasyon ve bilgi teknolojileri sektöründeki deneyimimizle, tüm yönetici ve çalışanlarımızla, en yeni ve organizasyonların direkt ihtiyaçlarına uygun iş çözümlerini pazara sunmaya odaklanmış bir finansal teknoloji firmasıyız. Edindiğimiz bilgi birikimimizi hem yurtiçi hem de yurtdışında gerçekleştirdiğimiz projelerde kullanıyor, organizasyonlara sadece Türkiye ile sınırlı kalmayarak global pazarda ödeme alabilmeleri konusunda hizmet veriyoruz. Bu tecrübe doğrultusunda sektöre getirdiğimiz yeniliklerden birkaçını şöyle sıralayabilirim; oyun ve uygulama pazarlarında kullanılmak üzere Türkiye’nin ilk ön ödemeli kartını geliştirdik ve 300 bini aşkın kullanıcıya ulaştırdık. Her ne kadar satın alma ve birleşmeler sonrasında kartı pazardan çeksek de bizden sonraki girişimlere güzel bir referans olduk.”
“ARTIK MÜŞTERİ DENEYİMİ ÖN PLANDA”
2012’de, Intel ile birlikte şu anki blockchain tabanlı finansal yapılara benzeyen, merkezi olmayan bir güvenlik yapısıyla, alışverişleri ve onay süreçlerini yüzde 50 daha hızlı hale getirdiklerini ifade eden Gürsoy, “Rusya Federasyonu ve eski Sovyet bloğu ülkelerinde ilk yerleşik olmayan PSP (Pay-ment Service Provider-ödeme Hizmeti Sunucusu) unvanını taşıyoruz. Bu yenilikler arasında en çok tercih edilmemizi sağlayan özelliklerimizden biri ise esnek yapımız. Yani bu sayede organizasyonların ihtiyaçlarına göre entegrasyonumuzu şekillendirip, sadece onların ihtiyaçlarına cevap verecek esnek bir API’ye (Application Programming Interface- Uygulama Programlama Arayüzü) sahip olmamız” diye konuşuyor.
Finans kuruluşlarının, müşterilerini kaybetmemek üzere dijitalleşmeye başvurduğunu, bu noktada müşteri deneyiminin öne çıktığını belirten Gürsoy, “Müşteri deneyimi hem düzenleyiciler hem de endüstri paydaşları için odak noktası olmaya devam ediyor. Firmaların dijital yetenekler edinmeleri yalnızca yeni müşteri kazanmak için değil, var olan müşterilerinin bağlılığını sağlamak ve sürdürmek için de gerekli. Bu perspektife sahip bankalar, teknoloji dönüşümüne özenle öncelik veriyorlar. Bizim gibi süreci erken benimseyen ekosistem oyuncuları ise bu süre zarfında küratörlük ve işbirliği yaklaşımını benimsiyor” şeklinde konuşuyor.
Yerel kartlı işlemlerde global aracı
PaybyMe hangi coğrafyalarda hangi teknolojilerle hizmet sunuyor. Emre Gürsoy, bu sorunun cevabını şöyle veriyor: “Dünyanın her ülkesinde global ya da lokal kartlı işlemlere aracılık ediyoruz. Bunun yanında Türkiye, Rusya, Bağımsız Devletler Topluluğu (CIS), Avrupa, Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinde operatörlerle doğrudan entegre olduğumuzdan organizasyonlara mobil ödeme, tek tıkla ödeme gibi alternatif ödeme yöntemleri sunuyoruz. Bunların dışında müşterilerimiz tarafından tercih edilen diğer çözümlerimizi şöyle sıralayabilirim: Tekrarlı ödemeler (abonelik sistemi), kart saklama, tahsilat sistemi (bayi sistemi], bakiye gönderimi (e-ticaret/ pazaryeri altyapısı), link ile ödeme.
Finansal teknoloji çözümlerimizin yanı sıra PaybyMe grup şirketlerimizin desteğiyle partnerlerimize iş geliştirme ve pazarlama alanlarında da destek veriyoruz. C-Commerce (Conversational . Commerce- Konuşmaya Dayalı Ticaret), pazar araştırması, mobil uygulama geliştirmesi ve mobil operatörler ile kampanya düzenlemeleri ekstra desteklerimizden sadece birkaçı.”
“Yapay zeka sahte ödeme işlemlerine engel”
Yapay zeka pek çok endüstride olduğu gibi finans teknolojilerinde de uygulamalarda en çok fark yaratan teknoloji. PaybyMe CEO’su Emre Gürsoy bu farkı şöyle açıklıyor: “Yapay zeka, gelişen dünyada kilit bir rol edinerek organizasyonlar tarafından sıradan görev otomasyonlarından müşteri davranış analizlerine, dolandırıcılık bulmadan müşteri deneyimlerine ya da risk hesaplamalarına kadar birçok stratejik alanda kullanılıyor. Yapay zekalı sahtecilik önleme sistemimizle partnerlerimize son derece güvenli ödeme deneyimi sunarak, sahte ödeme işlemlerine engel olup, dönüşüm oranlarını yükseltiyoruz. Yapay zekalı sahtecilik önleme sistemimiz en çok yatırım ve geliştirme yaptığımız servislerimizden birisi.
Bu sistemimizle partnerlerimize son derece güvenli ödeme deneyimi sunuyoruz ve her 10 ödeme işleminin dokuzunu başarıyla (yüzde 88 oranıyla) gerçekleştiriyoruz. 10’da 1’lik kısım ise kart sahiplerinin ® hatalarından ve dolandırıcılık şüphesinden kaynaklı olabiliyor.”
Verilerimizi yüzde 50 daha fazla yedekliyoruz
Siber saldırı veya dolandırıcılık artık çok daha yakın bir tehlike. Djjitalleşmenin olumsuz bir parçası olan bu suç olaylarına karşı durmak için yapabileceğimiz tek şey verilerimize sahip çıkmak. Bunun için verilerimizi yedeklememiz en mantıklı yöntem. Bu nedenle 31 Mart günü Dünya Yedekleme Günü olarak kutlanırken, Türk Telekom’un Ürün ve Servis Yönetimi Direktörü Fatih Türkoğlu, ülkemizde de yedekleme bilincinin oluşmaya başladığının işaretlerini verdi Türkoğlu şöyle konuştu:
“Donanım, yazılım arızası, veri bozulması, siber ataklar veya verilerin yanlışlıkla silinmesi gibi sebeplerden kaynaklanabilen veri kayıplarını en aza indirmek için verinin yedeklenmesi önem teşkil ediyor. Türk Telekom’da toplam yedeklenen veri miktarı son bir yılda yüzde 50 artarken, Alman araştırma şirketi Statista’mn raporuna göre 2024’te tüm dünyada işlenecek verinin ise günümüzden iki kat fazla olacağı öngörülüyor.” Verinin maddi bir değere dönüştüğü günümüzde veri güvenliğinin hem büyük kurumlar hem de KOBİ’ler için de çok önemli olduğunu belirten Türkoğlu, “Verinin oluşmasından işlenmesine, depolanmasından kullanılması ve paylaşılmasına, yedeklenmesinden replikasyonuna kadar geçen süreçte müşterilerimizin yanındayız. Veri merkezi, bulut ve siber güvenlik ürün ve servislerimiz ile kurumsal, kamu ve KOBİ müşterilerimize veri güvenliği konusunda en üst düzeyde yardımcı oluyoruz” diyor.
Şule Güner