Çay Kaçakçılığının Milli Gelire Zararları
Gıda sektöründe en çok çay kaçakçılığı yapılıyor. Kaçak çayın miktarı yılda yaklaşık 60 bin ton olarak ifade ediliyor. Son dönemde ceviz ve zeytinyağı gibi ürünlerin de kaçakçılığı yapılmaya başladı.
Gıda ürünleri, kaçakçılığa oldukça fazla konu oluyor. Fakat değer küçük olduğu için buradaki vergi kayıpları diğer ürünler kadar fazla değil. Ancak tabii ki burada da sağlıklı ürün sorunu ortaya çıkıyor. Olayın en vahim boyutunu da bu oluşturuyor.
Eskiden beri kaçakla adı özdeşleşen çay ve şekerin yanı sıra son dönemde ceviz, zeytinyağı gibi ürünlerin de kaçakçılığı başlamış durumda. Bu nedenle gıda alanında yapılan operasyon sayısı da arttı. Yaklaşık yılda 60 bin ton olarak tahmin edilen kaçak çayın kaynağı İran ve Sri Lanka. Türkiye’ye ise ağırlıklı olarak İran, Irak ve Suriye’den giriş yapıyor. Yapılan operasyonlarda en fazla kaçak çay Adana ve Gaziantep’te ele geçirildi.
MÜKERRER BELGELER
Çay kaçakçılığına yönelik yapılan operasyonlarda 2011 yılında 2 milyon 352 bin 769 kilo, 2012 yılında ise 1 milyon 378 bin 29 kilo kaçak çay ele geçirildi. Çay kaçakçılığında daha önce yasal olarak ithal edilmiş çaylara ait gümrük beyannamesi, fatura ve sevk irsaliyesi gibi belgeler mükerrer olarak kullanıyor. Bu yöntemler nedeniyle doğudaki illerden batıdaki illere gönderilen kaçak çayların yakalanması zorlaşıyor.
Çayın yanı sıra gıda ürünlerinde de kaçakçılık gözleniyor. 2011 yılında 445 bin 915 kilo olan kaçak gıda yakalamaları 2012 yılında yüzde 53 artış gösterdi ve 613 bin 145 kilo kaçak ürün ele geçirildi.
10 Çaydan Biri Kaçak
Doğuş Çay ve Gıda Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Haluk Yıldız, kaçak çay konusunun ciddi bir sorun olduğunu ve sektördeki payının yüzde 10’ları bulduğunu söyledi. Yıldız’a göre devletin daha sıkı tedbirlerle bu işin üzerine gitmesi gerekiyor.
Doğuş Çay ve Gıda Satış,ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı’-Haluk Yıldız, Türkiye’nin dünyada çay üretimi bakımından altıncı, tüketim bakımından ise beşinci büyük pazar konumunda olduğunu belirtiyor.
Ülkemizde sadece Doğu Karadeniz bölgesinde yetişen çayın, bölge ve ülkemiz ekonomisi için oldukça önemli bir faaliyet alanı olmaya devam ettiğine işaret eden Yıldız, bu bölgenin büyük bir kesiminin geçimini sadece çay üretiminden sağlarken, dünyada kış mevsiminde kar değen tek çay bitkisinin de Türkiye’de yetiştiğine dikkat çekiyor. Diğer ülkelerde çayın 12 mevsim yetişmesine rağmen yeterince soğuk almadığı dönemler nedeniyle birçok ilaçlamaya tabi tutulduğunu belirten Yıldız, Türkiye’de ise yetiştiği bölgenin özelliklerinden dolayı yılın üç mevsimi yetişen çay bitkisinin ilaçlanmadığını ve olabildiğince doğal ve sağlıklı bir şekilde evlerimize girdiğini kaydediyor.
HAKSIZ REKABET YARATIYOR
Müstahsiller tarafından toplanan ve daha sonra fabrikalara satılan çaylar ülkemizde hijyenik koşullarda üretilip, el değmeden paketlendiğinin altını çizen yıldız, ancak kaçak çayın sektör için çok ciddi bir problem oluşturduğunu vurguluyor.
Yıldız, şunları söylüyor:
“Maalesef bir tarafta böylesine sistemli bir üretim söz konusu iken, değişik kanallardan ülkemize kaçak çay girişi oluyor. Bu durum, sektörde haksız rekabet yarattığı gibi, bundan daha büyük bir tehdit ve sorunu da besliyor. O da, hangi şartlarda yetiştirilip, üretildiği belli olmayan çayların insan sağlığı üzerinde yarattığı riskler.
YÜZDE 10’U KAÇAK
Çaydaki kayıtdışı oranını net rakamlarla ifade etmek mümkün olmasa da, toplam tüketim içinde aldığı payın yüzde 10’ları bulduğunu söyleyebiliriz. Bu da, gerçekten bu alandaki boşluğu net bir şekilde ortaya koyuyor. Her türlü kanun ve kurallara uyarak, toplum sağlığını dikkate alarak üretim yapan markalara karşılık, kayıt dışı ve kaçak çayın sektöre girişinin önlenememesi rekabet adına da, insan sağlığı adına da çok önemli bir sıkıntı teşkil ediyor. Çok ciddi boyutta vergi kaybı ve haksız rekabet ortamı yarattığı için, biz bu konuda devletimizden kontrol mekanizmalarını artırmasını ve daha sıkı tedbirlerle bu işin üzerine gitmesini beklemekteyiz.”