AB’deki iş güvenliği yönergesi
AB, iş güvenliği konusunda işveren, devlet ve işçinin sorumluluklarını çeşitli yönergelerle ayrıntılı bir şekilde düzenlemiş durumda. Türkiye ise daha yolun başında…
GEÇEN hafta Avrupa’daki maden kazalarını yazdık. 9/391/EWG sayılı yönerge AB (Avrupa Birliği) içinde iş güvenliği hükümlerini düzenliyor. Bu hükümler AB üyesi devletler tarafından iç hukuk kuralına çevrildiği için üye ülkeler bu yönerge hükümlerini kendi hukukları gereği uyguluyorlar.
Esasen Türkiye’nin imzalamadığı 176 sayılı ILO (Uluslararası Çalışma Örgütü) sözleşmesi “Yeraltı ve Yerüstü Maden işletmelerinde Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği” ve “Maden Çıkarılan işletmelerde Sağlık ve Güvenlik Şartları Yönetmeliği” incelendiğinde de bahse konu sözleşme ile paralellik arz ettiği, hatta çok daha kapsamlı hükümler içerdiği görülüyor.
HERKESİN SORUMLULUĞU VAR
Bu sözleşme AB yönergesine göre daha yeni. Yönergenin tarihi 1986, ILO sözleşmesinin tarihi ise 1995. Sözleşmeye göre işverenler kazaları önlemek için her türlü önlemi alma, işçileri bilgilendirme ve eğitme yükümlülüğü altında.
■ işverenler riski kaynağında bertaraf etmek, güvenli çalışma sistemleri tasarlamak, kaza riskleriyle ilgili işçileri bilgilendirmek ve kaza olduğunda gerekli tıbbi yardıma ulaşmalarını sağlamak zorunda.
■ İşverenler sözleşmeyle kaza sonrasındaki sağlık ve kurtarma etkinliklerinin kalitesinden de sorumlu.
■ Sözleşme, hükümetlere teknik kılavuzların hazırlanması, denetimlerin düzenlenmesi, denetimlere ilişkin gerekli yasal düzenlemelerin sağlaması ve kazaların etkili soruşturulması gibi yükümlülükler getiriyor.
■ işçilerin ve temsilcilerinin ise kazaları, riskli durumları bildirmek, güvenlik ve sağlıklarına ilişkin koşullara dair bilgi edinmek, güvenlik ve sağlık önlemlerinin karar süreçlerine katılmak gibi hakları ve yükümlülükleri var.
Sözleşmeyi imzalayan ülkeler ise şunlar: Arnavutluk, Ermenistan, Avusturya, Belçika, Bosna Hersek, Botsvana, Brezilya, Çek Cumhuriyeti, Finlandiya, Almanya, İrlanda, Lübnan, Lüksemburg, Norveç, Peru, Filipinler, Polonya, Portekiz, Slovakya, Güney Afrika, Ispanya, İsveç, Ukrayna, ABD, Zambiya, Zimbabve (EA).
İŞVERENİN SORUMLULUĞU ÇOK FAZLA
AB’ye gelince, yönergede özellikle işlerin tasarımı, önceden belirlenmiş bir iş hızının düzenlenmesi, monoton işlerin tanımı ve bunların hafifletilmesi, işlerin sağlık üzerine etkilerinin azaltılması, iş ekipmanı ve çalışma yöntemleri veya üretim süreçlerinin seçimi değerlendiriliyor ve her şeyin ötesinde, işte ‘insan’ faktörünü değerlendiriliyor.
Yönergeye göre işveren genel ilkelerinden hareketle aşağıdaki şu önlemleri uygulamak zorunda:
■ Riskleri önlenmek,
■ Önlenemez riskleri değerlendirmek,
■ Risklerle kaynağında mücadele etmek.
işveren kendi sorumluluğunun bir parçası olarak, mesleki riskler ve bu konudaki düzenlemelere ilişkin bilgilendirme yapmak ve eğitim dahil olmak üzere işçilerin güvenlik ve sağlığının korunması için gerekli tüm önlemleri almak, uygun bir organizasyon sağlamak ve bunun için gerekli mali kaynakları sağlamak zorunda.
işveren, bu önlemlerin uyarlanmasında değişen koşullara göre uyarlamaların yapılıp yapılmadığını kontrol etmek ve yeni mevcut durumlara göre güvenliği iyileştirmek amacım da gütmek durumunda. İşveren ileri iş tekniklerini göz önünde bulundurarak İşçilere uygun talimatları da vermek zorunda.
Bu değerlendirme sonucunda işveren…
■ Yüksek güvenlik yoluyla işçiler için daha iyi sağlıklı yüksek bir koruma düzeyi sağlamak,
■ Bu önlemlerin şirketin veya işletmenin tüm faaliyetlerinde ve tüm hiyerarşik seviyelerde uygulanmasına temin etmek,
■ Bir işçiye görev verirken sağlık ve güvenlik yönünden işçinin yeteneklerini göz önüne almak durumunda.
Özetle, durum AB’de böyle…
Türkiye’de ise işçi güvenliği konusunda yeni yeni bir sertifikasyona gidiliyor. Yani daha almamız gereken çok yol