İkinci çeyrekte satışlar zayıfladı
Perakende satışlar haziran ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,4 artış gösterdi. Geçen yıl haziran ayında yaşanan yüzde 4,4’lük beklenmedik düşüşün getirdiği “baz etkisi” nedeniyle, bu yıl aynı ayda yaşanan artış önceki aylara göre biraz güçlendi.
Perakende satışlardaki yıllık artış önceki üç ayda bundan daha düşüktü. Ancak haziran ayındaki baz etkisi kaynaklı yükseliş ikinci çeyreği kurtarmaya yetmedi, ilk çeyrekte yüzde 6,8 olan perakende satışlardaki yıllık artış ikinci çeyrekte yüzde 4,7’ye indi.
Perakende satışlarda son aylarda görülen yavaşlama 17 Aralık sürecinde yaşanan gelişmelerden kaynaklanıyor. Siyasette sinirlerin gerildiği bu dönemde kurların ve faizlerin yükselmesi iç talebin zayıflamaya başlamasına yol açmıştı. 30 Mart’taki yerel seçimlerden sonra sinirlerin biraz yatışması kurları ve faizleri bir miktar geri çekti ama bu durum iç talepteki zayıflamayı önlemeye yetmedi. Mevsimsel düzeltilmiş satışların ilk çeyrekte yüzde 0,6 düştükten sonra ikinci çeyrekte yüzde 1,3 daha düşüş göstermesi de bunu yansıtıyor.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 10 Ağustos’taki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasından sonra hükümetin değişmesi şart oldu. Bu durum siyasette yeni bir belirsizlik ortaya çıkardı. Iç talebin önümüzdeki aylardaki seyrini bu belirsizliğin dozu belirleyecek.
İşsizlik oranında sıçrama var
Türkiye istatistik Kurumünun (TÜlK) mevsimsel düzeltilmiş verilerine göre, mayıs ayında işsizlik oranı yüzde 9,5 olarak gerçekleşti. Bu oran önceki ay 0,3 puan daha düşük ve yüzde 9,2 düzeyindeydi, işgücü piyasası verileri her ay düzenlenen anketlerin üç aylık ortalamaları alınarak oluşturulduğundan, mayıs ayı verileri aynı zamanda ikinci çeyrek dönemin verileri oluyor, ikinci çeyrek dönemde ise işsizlik oranının ilk çeyreğe göre 0,4 puan yükseldiği görülüyor.
2012 yılındaki duraklamanın etkisiyle yükselişe geçen işsizlik oranı geçen yıl eylül ayında yüzde 9,5’e kadar ulaşmıştı. Daha sonra ise ekonomide geçen yıl yaşanan toparlanmanın etkisiyle bir miktar düşüş yaşanmıştı. Ancak 17 Aralık’taki büyük rüşvet ve yolsuzluk soruşturması sonrasında başlayan süreç bu iyileşmeyi çabuk durdurdu. Siyasi belirsizliğin arttığı, geleceğe güvenin azaldığı, döviz kurları ile faizlerin yükseldiği bu süreçte iç talep zayıflamaya başladı. Bunun sonucu da ekonominin yavaşlaması ve dolayısıyla işsizliğin yeniden yükselişe geçmesi oldu.
Mayıs ayında geçen eylüldeki seviyesine geri dönen işsizlik oranının yılın geri kalan dönemindeki seyri de çok olumlu olmayacak gibi görünüyor. Çünkü siyasetteki belirsizliğin halen sürmesi ekonomide belirgin bir canlanmanın ortaya çıkmasına engel olacağa benziyor.