Sonbaharda para piyasaları
Sonbaharda para piyasalarını etkileyecek birçok gelişme var. Kredi kuruluşları son gözden geçirmelerini yapacak. FED faiz artırım tarihini açıklayacak. Uzmanlar olası bir türbiilans riskine karşı izlenecek rasyonel politikaların kırılganlığı azaltacağı görüşünde…
SONBAHAR yaklaşırken ekonomide hava ısınmaya başladı. İçeride cumhurbaşkanlığı seçimi geride kalırken gözler kurulacak yeni hükümet ve ekonomi yönetiminde. İlk yarıda ekonominin performansı tahminlerin üzerinde seyretti. İlk çeyrekte yüzde 4.3’lük büyüme ikinci çeyrekte yavaşlama sinyalleri verse de ilk yarı toplamında yüzde 3’ün biraz üzerinde bir yerde olacağı tahmin ediliyor. Ancak sonbahardan itibaren de hem içerde hem dışarıda oldukça yoğun bir ekonomi gündemi var. Ekonomiyi ve piyasaları yakından ilgilendiren ve etkilemesi beklenen birçok gelişme bulunuyor. Piyasa çevreleri şimdiden bunların beklentisine girmiş durumda.
EKONOMİ YÖNETİMİ BEKLENİYOR
İç gelişmeler açısından yeni kabinede ekonomi yönetiminin kimlerden oluşacağı en çok üzerinde durulan konu. Piyasalarda mevcut politikaların sürdürüleceği yönünde olumlu hava hakim. Diğer yandan kredi kuruluşları, geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye uyarılar yapmışlardı.
Örneğin, Fitch ekim ayı başında Türkiye’ye ilişkin yeni gözden geçirme raporunu yayınlayacak. Moody’s, yılın son gözden geçirme raporunu aralıkta açıklayacak. S&P geçen hafta Türkiye büyüme tahminini yükselttiğini açıkladı. S&P kasımda gözden geçirmesini yapacak. Bu kuruluşların önceki değerlendirmeleri dikkate alındığında yılın son aylarındaki değerlendirmeleri piyasalar tarafından yakından takip edilecek. Japon Derecelendirme Kuruluşu JCR, geçen hafta Türkiye ile ilgili çok pozitif bir rapor açıkladı. Büyümeyi yüzde 4’e kadar yükseltti.
Sonbaharda diğer çok önemli bir gelişme ise ABD Merkez Bankasının (FED) tahvil alım programını sona erdirecek olması. Tahvil aliminin sona ermesiyle ekim ayından sonra FED’in faiz artırım tarihini açıklaması bekleniyor.
İşte tüm bu saydığımız iç ve dış gelişmeler son-/baharda rüzgarların bir ölçüde sert eseceği anlamına geliyor. Aslında uzmanlar genel olarak iyimser. Çünkü hem ekonomi politikasında hem dış konjonktürde bir olumsuzluk beklenmiyor. Kredi kuruluşlarından bir not düşüşü olmayacağını savunan uzmanlara göre, ekonomi yönetiise ABD faiz artırımına en erken 2015 yılı sonunda gidebilecek. Avrupa ise likidite enjeksiyonuyla ilgili olumlu adımlar atabilir. Uzmanların üzerinde durduğu nokta, içerde ekonomi yönetimi rasyonel bir duruş sergilerse o zaman dış konjonktürde olası bir olumsuzluk kırılganlığa sebep olmaz.
“REYTİNG YORUMLARI HAKSIZ”
Bosphorus Capital Genel Müdürü Murat Salar, kredi derecelendirme kuruluşlarının uzun süredir olumsuz değerlendirmeler yaptığına dikkat çekiyor. Seçimlerden sonra siyasi risklere dikkat çektiklerini belirten Salar, “Ancak bu değerlendirmelerin hakkaniyetli olduğunu düşünmüyorum” diyor.
Moody’s’in geçen yıl mayısta Türkiye için ‘yatırım yapılabilir’ notu verdiğini hatırlatan Salar’a göre, aradan 15 ay geçtikten sonra “yatırım yapılamaz” demek çok sağlıklı olmaz. Reyting kuruluşlarının günlük politikalardan etkilenmeden karar vermesi gerekiyor. Not artışının yaşandığı dönemden bu yana Türkiye’nin seçim takviminin işlediğini ifade eden Salar, beklenmeyen bir durum yaşanmadığım, kuruluşların atıfta bulundukları konuların haklı olmadığını savunuyor. Salar’a göre, ay sonuna kalmadan yeni kabineyi görmüş olacağız. Ekonomi yönetiminde piyasaları rahatsız etmeyecek bir oluşum olursa kredi kuruluşlarının not indirimine dair söylemlerini yumuşatması olası.
Salar, FED’in de faiz artırımına gitmeden önce bunun en az hasarla atlatılması için piyasaları sözlü olarak hazırlayacağını düşünüyor. Salar, sonuç olarak sonbaharda ekonomi ve piyasaların bozulmayacağını kaydediyor.
“DÜZELTME OLABİLİR”
Saxo Capital Menkul Değerler Strateji Uzmanı Cüneyt Paksoy, ekonomide ezberlerin bozulduğu bir dönem yaşandığına dikkat çekiyor. Böylesi bir ortamda tek senaryonun geçerli olamayacağını belirten Paksoy’a göre, siyasi gelişmeler ve ekonomi yönetimiyle ilgili atamalar piyasaların istediği gibi rasyonel olursa Türkiye’nin kırılganlığı azalacak ve dış konjonktürden daha az etkilenecek.
Sonbaharda olası bir türbülansm büyük oranda FED’in alacağı kararlara bağlı olacağını söyleyen Paksoy, dünyada genel olarak bir düzeltme beklentisi olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin kredi notlarının değişmeyeceğini ve FED’in olası bir faiz artırımının en erken 2015 yılının ilk üç ayında gündeme gelebileceğini belirten Cüneyt Paksoy, eylülden itibaren de Avrupa Merkez Banka-sı’nm (ECB) sahne alacağını dile getiriyor. ECB Başkanı Draghi’nin gerekirse niceliksel genişlemeye gitme mesajı verdiğini hatırlatan Paksoy, bunun piyasalardaki düşüşün panzehiri olacağını ifade ediyor.
“ÇOK OLUMSUZ FİYATLANMIYOR”
Deniz Yatırım Başekonomisti Özlem Derici, FED’in “paldır küldür” bir faiz kararı almayacağını düşünüyor. Ekimden sonra artırım kararıyla ilgili daha fazla tartışma olacağını belirten D e rici’ye göre, ekonomi yönetimiyle ilgili bir belirsizlik olursa bu durumun daha da kötüleşmesine neden olabilir. Reyting kuruluşları risklere yönelik değerlendirmelerde bulunacak.
Piyasaları destekleyici haber görmeyeceğiz. Eğerki, Merkez Bankası, faiz indirimlerine devam ederse ve son çeyrekte yurtdışı koşullar çok iyileşmezse notumuz tehlikede olabilir. Türbülans olacağı fiyatlanmıyor. ECB’nin burada ne yapacağı da önemli. Şu anda daha pozitif haberler fiyatlanıyor. Bu riskler bir anda ortadan kalkacak diye bir şey yok. Piyasalarda olumlu ve iyimser bir hava var.