Çanakkale Savaşı’nın Sırları
Çanakkale Savaşı deyince aklımıza muhteşem 18 Mart Zaferi ve olağanüstü siper savaşları gelir. Doğrudu-dur, ama aynı zamartya Çanakkale Savaşı, 7. Dünya Savaşı’nın en büyük ve başarılı denizaltı muharebelerinin yapıldığı bir arena olmuştur. Çanakkale’de dalgaların altında çok çetin ve dehşetli yaşanan bu savaşta onlarca gemi batırılmış, 8 denizaltı Çanakkale’nin derinliklerindeki yerini almıştır.
Görevleri Türklerin ikmal yollarını keserek cepheye ulaşacak mühimmattan yoksun bırakılacak Türk askerlerinin cephede kırılması olan denizaltılar, kendilerinden beklenmeyecek ölçüde başarılı olmuştur. B11’in Çanakkale Boğazı’nı geçerek Mesudiye’yi batırması ve E11’in İstanbul’a kadar gelerek limandaki gemileri torpilleyip Marmara’da cepheye erzak ve asker taşıyan gemileri batırması, deniz yoluyla yapılan sevkiyatı daha da zor olan kara yoluna çevirmiştir. 18 Mart Zaferi’nden sonra Boğaz’ı dalgaların üzerinden geçemeyen müttefikler, bu sefer dalgaların altından boğazı defalarca geçerek bize ağır zaiyatlar ver-dirmiştir. Anzakların AE2 denizaltısı boğazı geçerek ilk olmuş ve gönderdiği telsiz mesajıyla kara savaşlarının 6 ay daha uzamasına neden olmuştur.
Denizaltılara karşı çelik ağlar ilk defa kullanılmış ve Boğaz’ı geçmeye çalışan denizaltıların kâbusu olmuştur. Denizaltılar da ilk defa sualtı haberleşme sistemi kullanılmış ve bu iletişim tarihte ilk defa yapılmıştır.
Müstecip Onbaşı, tek top güllesiyle 2 denizaltıyı saf dışı bırakarak tarihe geçmiş, E11 in kaptanı Nasmith tam 47 gün Marmara’da avlanarak Birinci Dünya Savaşı rekorunu kırmıştır.
Bu sınırsız denizaltı muharebesi içinde E11 denizaltısı kaptanı Nas-mith’in ayrı bir yeri vardır. Tüm savaş boyunca Çanakkale’ye 3 sefer düzenleyen Nasmith, ağır zaiyatlar verdirerek hasarsız geri dönmüştür. Türklere en fazla zaiyat verdiren denizaltı kaptanı olarak Çanakkale Savaşı tarihindeki yerini almıştır. Bu harekâtlar neticesinde, Yüzbaşı M.
E. Nashmith defalarca taltif edilmiş, öncelikle ilk harekât sonrası Viktorya Haçı (Victoria Cross) madalyası ile ödüllendirilmiş, 23 Aralık 1915 günü sona eren harekâtlar sonrasında ise binbaşı rütbesine yükseltilmiştir. Bu rütbede bir yıl bekletildikten sonra albaylığa terfi etmiş ve nihayetinde İngiliz Kraliyet Armadası’nda amirallik rütbesine kadar yükselmiştir. Nashmith’in özel eşya ve üniforması halen diğer bazı özel Gelibolu parçaları ile beraber Amirallik Kraliyet Müzesi’nde sergilenmektedir. Yaş-laşık 9 ay süren bu denizaltı savaşı, Türklerin direncini kıramamış, erzak ve cephane sevkiyatı karadan aynı hız ve şevkle devam etmiş, müttefik güçlerin İstanbul ve payitaht sevdası, Boğaz’ın derinliklerine gömülmüştür. Daha cepheyi bile göremeden şehit olan Mehmetçik ile gemi kaptanlarının ruhları şad olsun…
Tek Top Mermisiyle İki Denizaltı Batıran Müstecip Onbaşı
18 Mart Zaferi’nde tek başına kaldırdığı 210 kg’lık top güllesiyle müttefiklere unutamayacakları bir ders veren Seyit Onbaşı gereken saygıyı görürken, attığı küçücük sahra topu güllesiyle 2 denizaltıyı savaş dışında bırakan Müstecip Onbaşı biraz gölgede kalmıştır.
Turquase, kaptan Ravanel komutasında Çanakkale Boğazı’na girmiş ve fark ettirmeden mayınlara ve ağlara takılmadan Marmara’ya geçmişti. Ama bu seyahat boyunca denizal-tısında meydana gelen problemler nedeniyle kısa sürede geri dönmek zorunda kaldı. Geri dönerken hiç hesap etmedikleri bir akıntı nedeniyle manevra yeteneği kaybedildi ve denizaltı karaya oturarak topçu birliklerine açık hedef oldu. Kıyıdaki topçu bataryalarından üzerilerine top ateşi açıldı. Kıyıdaki top bataryasında topu nun başında denizaltıyı gören Müstecip Onbaşı, Binbaşı Şerafettin Bey’in emriyle atışa başladı ve 3. denemesinde Turquase’ı vurdu. Artık denizaltı dalamazdı ve yapılabilecek tek şey-, denizaltıyı terk etmekti. Önce mürettebat, sonra da kaptan Ravanel acele ile denizaltıyı terk edip denize atladı. Kaptan ve gemi mürettebatı gemiyi o kadar büyük panikle terk etmişti ki, denizaltıdaki önemli ve gizli belgeleri almayı unutmuşlardı. Ele geçen belgelerdeki denizaltının ileriki günlerde İngiliz E20 denizaltısıyla buluşacağı bilgisi hemen Marmara’daki Alman denizaltı komutanlarına ulaştırıldı. Ve bu randevuya alman UB 14 denizal-tısı gitti. Alman denizaltı, tek torpido atışıyla E20’yi derinlere gömdü. Müstecip Onbaşı’nın bu atışı tarihe geçti. “Tek top mermisiyle iki denizaltı batıran” Müstecip Onbaşı kahraman oldu. Ödül aldı ve onurlandırıldı.